Batı’nın Ukrayna’ya silah yardımı önemli ama yetersiz

Rusya’nın Ukrayna'yı işgali, ABD, Avrupa ​​ve Avustralyalı silah üreticileri için büyük bir piyasa oluşturuyor (Reuters)
Rusya’nın Ukrayna'yı işgali, ABD, Avrupa ​​ve Avustralyalı silah üreticileri için büyük bir piyasa oluşturuyor (Reuters)
TT

Batı’nın Ukrayna’ya silah yardımı önemli ama yetersiz

Rusya’nın Ukrayna'yı işgali, ABD, Avrupa ​​ve Avustralyalı silah üreticileri için büyük bir piyasa oluşturuyor (Reuters)
Rusya’nın Ukrayna'yı işgali, ABD, Avrupa ​​ve Avustralyalı silah üreticileri için büyük bir piyasa oluşturuyor (Reuters)

Ahmed Mustafa
Küresel silah piyasalarındaki rakamları tahmin etmek zor. Ancak Rusya’nın Ukrayna'yı işgali, ABD, Avrupa ​​ve Avustralyalı silah üreticileri için büyük bir piyasa sağlıyor. Şarku’l Avsat’ın The Sunday Times gazetesinden aktardığı habere göre ABD ve Batı’nın Ukrayna'ya sağladığı milyarlar değerindeki yardımların çoğu, Ukrayna ordusuna ve Rus kuvvetleriyle savaşan diğer güçlere silah şeklinde gidiyor.
Savaşta tüketilen veya tahrip edilen her kurşun veya silah, ABD’li ve Batılı şirketlerin ticarethanelerinde bir diğeri ile değiştiriliyor. The Sunday Times, Ukrayna'ya ulaşan ve milyarlar değerinde olduğu tahmin edilen silahlarla ilgili uzun bir soruşturma dosyası yayınladı. Aynı zamanda söz konusu ülkelerin liderleri Boris Johnson, Joe Biden, Emmanuel Macron ve Scott Morrison'ın Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir (Volodimir) Zelensky’in silah tedarik talebini yerine getirme arzusuna değindi.
Ukraynalı askerlerin ABD’den ve Batı ülkelerinden alınan silahlara karşı isteksizliğine değinen The Sunday Times’ın haberine göre güney keşif biriminden Dmitry, “Bu ekipmanların çoğu eski. Daha fazlasına ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı. Doğudaki mekanik piyade taburundan Kostya ise “Bize helikopterler, asker taşıyıcılar, oldukça eskimiş zırhlı araçlar gibi ihtiyacımızın olmadığı şeyleri gönderiyorlar” diyor.
Ukraynalılar bu konuda şikayetçi olsa da bu tür silah sevkiyatları sürüyor. Bu durum Batılı silah fabrikaları için önemli bir sıçrayışı temsil ediyor.
ABD şimdiye kadar 3,2 milyar dolarlık silah ve askeri teçhizat sözü vermişti. İngiltere yaklaşık 600 milyon, Fransa ise 108 milyon dolar askeri yardım sözünde bulundu. Almanya’nın 200 milyon dolar değerinde silah teslimatı sözü verdiği bilinirken İtalya’nın Ukrayna'ya askeri yardım miktarı ise bilinmiyor.

Silah çeşitleri ve üreticileri
Söz konusu teçhizat yardımlarını kullanan Ukraynalı güçlerle röportajda bulunan gazete, buradaki en popüler silahın yeni nesil hafif tanksavar silahları (NLAW) olduğuna işaret ediyor. Zirâ omuza takılan NLAW, Rus tankları karşısındaki etkisi ve başarısını kanıtlamıştı. Fransız savunma devi Thales tarafından Kuzey İrlanda'nın Belfast şehrinde üretilen bir NLAW’ın maliyeti 30 ila 40 bin dolar arasında değişiyor.
Londra'daki Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nden araştırmacı Ben Barry, konuyla ilgili açıklamasında, “Bu silahlar Ukrayna'ya mevcut askeri stoklardan sağlansın ya da sağlanmasın, Ukrayna'ya binlerce İngiliz NLAW gönderildi, bu da mühimmat depolarımızda büyük bir boşluk bırakıyor. Depoların yeniden doldurulması gerekecek” ifadelerini kullanıyor.
Bu, NLAW füze sistemlerine ek olarak Thales’in Starstreak hava savunma sistemi ve LMM füze fırlatma sistemlerini de üreten İngiltere'deki fabrikasında üretimin artırılması anlamına geliyor.
Gazetenin bildirdiğine göre Kuzey İrlanda'daki kaynaklar, tesisin talebi karşılamak için üretimi artırmaya başladığını söylüyor.
Thales’in çeşitli ülkelerdeki fabrikaları, birbirinden bağımsız bir şekilde çalışıyor. Bunlardan biri de Avustralya'da bulunuyor. Bu fabrika da Avustralya'nın 165 milyon dolarlık askeri yardım taahhüdü kapsamında Ukrayna'ya 20 adet Bushmaster tipi zırhlı araç tedarikinden yararlanıyor.
Birleşik Krallık’ın en büyük mühimmat üreticisi BAE Systems de Ukrayna'ya yönelik askeri desteğe dahil oluyor. Ürünlerine olan talebin Londra’nın Ukrayna'ya gönderdiği 400 bin küçük silah mühimmat stoğunun yerini alacak şekilde artması bekleniyor.

Amerikan şirketleri
The Sunday Times’ın bildirdiğine göre Ukrayna'ya yönelik askeri destek kampanyasından en çok ABD şirketleri faydalanıyor. Washington, Ukrayna'ya Raytheon ve Lockheed Martin tarafından üretilen 7 bin Javelin füzesi gönderiyor. Bu tip bir füzenin üretimi 78 bin dolara, bu ürüne özel fırlatıcının üretimi ise yaklaşık 100 bin dolara mal oluyor.
ABD’li şirketler aynı zamanda Avrupa ülkelerinin Ukrayna'ya tedarik ettiği silah ve teçhizatını karşılıyor. Örneğin Raytheon, İtalya'nın Ukrayna'ya gönderdiği Stinger hava savunma sistemlerini sağlama talebinden yararlanıyor. ABD'li General Dynamics şirketi ise Avrupa ülkelerinin Ukrayna'ya gönderdiği Browning otomatik silah talebini tedarik ediyor.
Ukrayna'ya askeri yardım sağlayan ülkelerin silah depolarını karşılama yönünde üretimdeki artıştan elde edilen kârlardan doğrudan yararlanılmasına ek olarak Barry ise aynı zamanda bir ‘pazarlama avantajı’ olduğuna dikkat çekiyor. Bu silahların Ukrayna'daki savaş alanında kullanılması ve adlarının sık sık zikredilmesi, dünyadaki diğer alıcılara yönelik bir pazarlama kampanyası sağlıyor. Bu da söz konusu şirketlerin kârlarının ikiye katlanması anlamına geliyor.



Gazze Rivierası planı tartışmalara yol açtı: Raporlar, Blair Enstitüsü'nün savaş sonrası projelerdeki rolünü ortaya koyuyor

Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair (Reuters)
Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair (Reuters)
TT

Gazze Rivierası planı tartışmalara yol açtı: Raporlar, Blair Enstitüsü'nün savaş sonrası projelerdeki rolünü ortaya koyuyor

Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair (Reuters)
Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair (Reuters)

Financial Times, Tony Blair Enstitüsü'nün (TBI) Gazze Şeridi'nde savaş sonrası yeniden yapılanma planlarının hazırlanmasında tartışmalı bir rol oynadığını ve bu planlar arasında ABD Başkanı Donald Trump'ın daha önce bir tanıtım videosunda bahsettiği gibi bölgeyi ‘Gazze Rivierası’ adı altında lüks bir turizm ve ticaret bölgesine dönüştürme vizyonunun da yer aldığını ortaya çıkardı.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times’tan aktardığına göre, Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair'in enstitüsü, Amerikalı milyarder Elon Musk'ın adını taşıyan bir sanayi bölgesinin kurulmasının yanı sıra dijital projeler ve düşük vergili özel ekonomik bölgeler kurma planlarını içeren bir proje üzerinde bir grup İsrailli iş adamıyla birlikte çalıştı.

ABD Başkanı Donald Trump bu yılın başlarında, savaş sonrası Gazze'yi lüks gökdelenler ve kendisinin altın heykelleriyle tamamlanmış bir yatırım ve turizm destinasyonu olarak tasvir eden ve burayı ‘Ortadoğu'nun Rivierası’ olarak tanımlayan bir video yayınlayarak tartışmalara yol açtı.

Raporlar, TBI çalışanlarının, eski Boston Consulting Group (BCG) yetkilileriyle birlikte Büyük Güven projesi (The Great Trust) olarak bilinen projeye dahil olduklarını gösteriyor. Önerilen belgelerden biri, Trump'ın tartışmalı videosuyla açık paralellikler taşıyan, Gazze Şeridi kıyılarında yapay adalar inşa edilmesini öngörüyordu.

Bir TBI çalışanı tarafından hazırlanan belgede, Gazze Şeridi'ndeki savaş, Gazze Şeridi'nin sıfırdan yeniden inşası için yüzyılda bir kez ele geçecek bir fırsat olarak görülüyor ve Gazze Şeridi'nin modern, güvenli ve müreffeh bir topluma dönüştürülebileceği belirtiliyordu.

Enstitü personeli Gazze için kapsamlı bir ekonomik plan hazırlamak üzere 12 üyeli bir koordinasyon komitesine katıldı. Ancak enstitü yaptığı resmî açıklamada, Trump yönetimine sunulan ve yüz binlerce Filistinlinin Gazze Şeridi'nden çıkarılmasına yönelik dramatik bir öneri içeren son versiyonu hazırladığını ya da onayladığını reddetti.

Blair'in sözcüsü, eski Başbakan’ın planlara kişisel olarak dahil olmadığını ve planlar hakkında yorum yapmadığını vurguladı. Açıklamada, “TBI ekibi savaş sonrası vizyonerlerle irtibat halinde, ancak TBI bu özel planın hazırlanmasında yer almadı” denildi.

Açıklamada, TBI tarafından hazırlanan belgenin tamamen kurum içi bir çalışma olduğu, farklı taraflardan gelen fikirleri değerlendirmeyi amaçladığı ve BCG ile yapılan bir iş birliğinin parçası ya da öncüsü olmadığı ifade edildi.

Konuyla ilgili olarak BCG de bir açıklama yayınlayarak planla ya da tanıtım videosuyla herhangi bir bağlantısı olduğunu reddetti. BCG tarafından yapılan açıklamada, “Medyada dolaşan haberler bizim rolümüzü yansıtmamaktadır. İki eski ortağımız, firmamızdan herhangi bir yetki almadan kendi inisiyatifleriyle bu projeyi başlatmışlardır. Bunu kategorik olarak reddediyoruz. Bunun için herhangi bir ücret almadık” ifadeleri yer aldı.

Daha önceki raporlar BCG'nin Gazze İnsani Yardım Vakfı olarak bilinen ve İsrail ile ABD'nin desteğini aldığı söylenen projenin bir parçası olarak Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden göç ettirilmesinin maliyetine ilişkin finansal modeller hazırladığını ortaya koymuş, ancak şirket daha sonra bu projeden uzaklaşmıştı.