Netanyahu ve Bennett arasındaki atışma, Gazze ile ateşkes çabalarını tehdit ediyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta geçen Pazar günü ‘Filistinli Esirler Günü’ münasebetiyle düzenlenen geçit töreninde görev alan "İslami Cihad" üyeleri (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta geçen Pazar günü ‘Filistinli Esirler Günü’ münasebetiyle düzenlenen geçit töreninde görev alan "İslami Cihad" üyeleri (AFP)
TT

Netanyahu ve Bennett arasındaki atışma, Gazze ile ateşkes çabalarını tehdit ediyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta geçen Pazar günü ‘Filistinli Esirler Günü’ münasebetiyle düzenlenen geçit töreninde görev alan "İslami Cihad" üyeleri (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta geçen Pazar günü ‘Filistinli Esirler Günü’ münasebetiyle düzenlenen geçit töreninde görev alan "İslami Cihad" üyeleri (AFP)

İsrail savaş uçakları geçtiğimiz Pazartesi günü erken saatlerde, İsrail’e doğru fırlatılan füzeye Gazze Şeridi’ne hava saldırısı düzenleyerek karşılık verdi. Mısır hükümeti bölgede sükuneti korumak için çaba harcarken, İsrail hava saldırısında, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentindeki bir güvenlik noktasını hedef aldı. Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları ise hava savunmasının İsrail uçaklarına cevap verdiğini duyurdu.
İsrail, geçtiğimiz Pazartesi akşamı Gazze Şeridi'nden güneydeki kasabalara doğru ateşlenen bir roketi imha etti. Ardından İsrail, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentindeki bir güvenlik noktasını hedef aldı. Bunun üzerine Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, hava savunmasının İsrail uçaklarına cevap verdiğini duyurdu.
Kassam Tugayları’ndan yapılan açılamada şu ifadelere yer verildi:
“Hava savunmamız, Salı sabahı, yerel saatle tam 01.35'te Gazze Şeridi semalarındaki Siyonist savaş uçaklarına, Rus yapımı ‘Strela-2’ omuzdan ateşlenen ‘karadan havaya’ uçaksavar füzeleriyle karşılık vermiştir.”
İsrailli askeri uzmanlar Rus yapımı silah hakkında bazı bilgiler paylaştı. Strela-2 uçaksavar füzelerinin Filistinli grupların yeteneklerinden daha yüksek bir seviyede olduğunu vurgulayan uzmanlar, bu füzelerin Soğuk Savaş'ta merkezi bir rol oynadığını, orduların elinde önemli bir silah olduğunu ve 1972'den beri bölgesel veya iç çatışmalar yaşayan birçok ülkede halen kullanımda olduğunu söyledi. Uzmanların aktardığına göre söz konusu füzeler ağırlık olarak 10 kilogramı geçmezken, 4,2 kilometre menzile sahip, kızılötesi güdüm sistemi ile çalışıyor ve yüksek patlayıcı savaş başlıklarını bünyesinde bulunduruyor.

Bennett ve Netenyahu arasında gerilim artıyor
Gazze’deki gelişmeler aynı zamanda İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve eski Başbakan Binyamin Netanyahu arasında da tartışma konusu oldu. Bennett ve Netanyahu birbirlerini Gazze'deki gruplara karşı zayıf tutum benimsemekle suçladı.
Her iki taraftan da bazı politikacılar, bu suçlamaların bölgede güvenlik sorununa yol açacağı endişesini dile getirdi.
Netanyahu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada rakibi Bennett’in Hamas karşısında başarısız olduğunu dile getirdi. Netanyahu’nun partisi Likud ise resmi internet sitesinden yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Yetersiz hükümet zorluklar karşısındaki başarısız performansı ile şimdi açığa çıkıyor. İsrail düşmanları, hükümetin ne kadar zayıf olduğunu fark ettikleri için başlarını kaldırıyorlar. Hamas tarafından düzenlenen roket saldırısına verdiği gülünç ve cılız tepkiden dolayı düşmanlar hükümetin zayıf olduğuna giderek daha fazla ikna oluyorlar.”
Bennett ise sosyal medyadan yaptığı paylaşımda Netanyahu ve partisi Likud'a sert sözlerle yüklendi. İsrail Başbakanı’nın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Senin zamanında Gazze Şeridi'ndeki terör örgütleri güney İsrail sakinlerine 13 bin roket fırlattı ve bin 500 silahlı operasyon gerçekleştirdi. 45 bin dönüm tarla ve bağı yangın çıkaran balonlarla ve başka yöntemlerle yaktı. Yönetiminiz sırasında 238 İsrailli öldürülürken bin 700 kişi farklı derecelerde yaralandı. Üstüne üstlük dolarla dolu bavulların Hamas ve çalışanlarına aktarılmasına izin verdiniz. Netanyahu'nun mirası, Kudüs'e (Hamas) roketler fırlatmak, Lod ve Akka'daki Yahudi vatandaşlara karşı saldırılar düzenlemek ve İsrail'in kendi içindeki savaş alevlerini tutuşturmak şeklinde kendini gösteriyor. Başarısız olan sensin (Netanyahu), Hamas karşısında başarısızlıklar kaydeden sensin ve bunu biz telafi etmek istiyoruz.”
Likud Partisi, dün öğleden sonra yaptığı açıklamada Bennett'e şu sözlerle yanıtı verdi:
“Başbakan Netanyahu'nun güçlü politikası ve onun liderliğindeki Operasyon (Çitlerin Muhafızları Operasyonu) sayesinde elde edilen aylarca süren sükuneti bizden devraldın. Son kullanma tarihin geçti ve zayıf hükümetinin ömrü tükendi.”
İsrail ordusu, bölgede tansiyonun artabileceği beklentisiyle kuvvetlerinin Batı Şeria, Kudüs ve Gazze Şeridi'nde yüksek teyakkuzda olduğunu duyurdu. Mısır, tüm cephelerde iki taraf arasındaki sükuneti yeniden sağlamaya çalışırken, Bennett ve Netanyahu arasındaki çatışmanın şiddetlenmesinden endişe ediyor.



UAEA'daki troyka neden İran aleyhine karar verdi ve bunun sonuçları nedir?

Fotoğraf: Viyana'daki Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın genel merkezi önünde düzenlenen İran karşıtı protesto (AFP)
Fotoğraf: Viyana'daki Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın genel merkezi önünde düzenlenen İran karşıtı protesto (AFP)
TT

UAEA'daki troyka neden İran aleyhine karar verdi ve bunun sonuçları nedir?

Fotoğraf: Viyana'daki Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın genel merkezi önünde düzenlenen İran karşıtı protesto (AFP)
Fotoğraf: Viyana'daki Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın genel merkezi önünde düzenlenen İran karşıtı protesto (AFP)

Hüda Rauf

Batılı diplomatlar, nükleer anlaşmaya taraf olan üç Avrupalı ​​ülke (İngiltere, Fransa ve Almanya) ile ABD'nin, İran karşıtı yeni bir kararı resmi olarak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu'na sunduğunu bildirdi.

Avrupa ülkeleri, ajansın üç ayda bir yaptığı Yönetim Kurulu toplantısında, İran'dan ajans ile iş birliği yapmasını talep etmeyi amaçlıyor. İran ise kararın sonucunda hakkında cezai tedbirlerin alınmasından korkuyor.

Kesin olan, Avrupalı kararın, İran'ın nükleer yükümlülüklerine uyması ve ajansın uzun süredir devam eden endişelerini gidermesi için üzerindeki diplomatik baskıyı artırmayı amaçladığıdır.

Bu nedenle kararda, Batılı güçlerin UAEA Genel Müdürü Rafael Grossi'den kapsamlı bir rapor talep etmesi öngörülüyor. İran’ın bildirmediği yerlerde bulunan uranyum parçacıkları konusunda Tahran'ın UAEA ile iş birliğine ilişkin tam bir raporu da içeren söz konusu rapor, İran'ın nükleer faaliyetlerini daha şeffaf hale getirmeyi amaçlıyor. Karara göre, İran'dan güvenlik önlemleriyle ilgili sorunları çözmek için “gerekli ve acil önlemleri” alması talep edildi. Ayrıca güvenilir açıklamalar sunması ve ülkede bildirilmemiş iki bölgedeki uranyum parçacıklarından izler taşıyan nükleer malzeme ve ekipmanların yerleri hakkında ajansa bilgi vermesi, ajansın bu konuda ihtiyaç duyduğu bilgi, belge ve cevapları sunması, ajans müfettişlerinin ihtiyaç duyduğu yer ve materyallere erişimi sağlaması istendi.

Avrupalı troyka ülkelerinin hamlesi, İran'ın nükleer programının hızla gelişmesine ilişkin endişelerin olduğu bir dönemde geldi ve Avrupa-İran ilişkilerindeki gerilimin de bir göstergesi oldu. Avrupa, insan hakları, Ortadoğu'daki bölgesel davranışları ve Ukrayna savaşında Rusya'ya verdiği destek sebebi ile rejime yönelik başka cezalandırıcı adımlar da attı.

Üç Avrupa ülkesi, İngiltere, Fransa ve Almanya, son aylarda İran'a baskı yaparken, şimdi de Tahran'dan ek garantiler ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı alanında iş birliği yapmasını istiyor.

2025 yılı İran için önemli bir yıl olacak çünkü bu yılda karar çerçevesinde Güvenlik Konseyi'nin kendisine uyguladığı altı yaptırım kararı iptal edilecek. Tahran, Kapsamlı Ortak Eylem Planı her iki tarafça pratikte uygulanmasa da ajansa üye ülkeler ve plan ile iş birliği ve teknik ve siyasi etkileşim ortamını korumaya çalışıyor.

İran, Guvernörler Kurulu'nda kendisine karşı bir karar alınması halinde karşılık vereceğini vurgulayarak, Avrupalı troyka ülkelerini ve ajansı tehdit etmeye çalışıyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Fransa Dışişleri Bakanı ile yaptığı telefon görüşmesinde, üç ülkenin (Almanya, Fransa ve İngiltere) UAEA Yönetim Kurulu toplantısına bir karar taslağı sunma adımını şiddetle kınadı. Üç Avrupa ülkesinin bu adımının, İran ile ajans arasındaki ilişkilerde oluşan olumlu atmosfere karşı açıkça karşı durma olarak değerlendirildiğini ve yalnızca konuyu daha da kompleks hale getireceğini açıkladı.

İran, birkaç gün önce Tahran'a yaptığı ziyarette Grossi ile yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum üretimini yüzde 60 ile sınırlama, zenginleştirme tesislerinde denetim yapmak üzere 4 yeni müfettişin atanması konusunda anlaşmıştı. Bu adımlar, yeni ABD yönetimi ve İran'ın yatıştırma ve anlaşmaya varma çabası bağlamında atıldı. Zira İran, Grossi ile vardığı anlaşmanın güven oluşturma adımlarından biri olduğunu ve sonrasında desteklenmesi gerektiğini düşünüyor.

Almanya, İngiltere, Fransa ve ABD'nin İran'a karşı önerdiği karar taslağı oylamaya sunulur ve ajans içinde toplam 35 oydan yaklaşık 20'sini alırsa geçebilir.

Grossi'nin ziyaretinin önemi, Tahran'ın yatıştırma ve 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonundan bu yana devam eden bölgesel gerginliklerin içine çekilmeme konusundaki kararlılığının bir teyidi olmasından kaynaklanıyor.

İran’ın nükleer anlaşmaya ilişkin taahhütlerinden vazgeçmesi ile bir yıldır süren bölgesel gerginliklerin gölgesinde, Tahran’ın zenginleştirilmiş uranyum rezervleri, ajansın son çeyrek raporuna göre 26 Ekim itibarı ile 852,6 gram artarak 6.604,4 kilograma yükseldi.

Buna göre İran'ın zenginleştirilmiş uranyum rezervi de yüzde 20 oranında, yani 25,3 kilogram artarak UF6 santrifüjlerinde 839,2 kilograma ulaştı.

Şimdi Avrupa ülkeleriyle İran arasındaki yüzleşmenin şiddetlendiği ve benzeri görülmemiş bir aşamaya girdiği görülüyor. Nitekim Avrupa ülkeleri havacılıktan deniz taşımacılığına kadar Tahran’a yaptırımlar getirdi. Ayrıca Guvernörler Kurulu'nda İran karşıtı kararın kabul edilmesi ve benzeri tedbirlerin alınması için çalışmalar da yapılıyor.

İran, denetimi zorunlu kılan kararın kabul edilmesi halinde nükleer programıyla ilgili tüm açık sorular hakkında kendisinden kapsamlı bir rapor talep edilmesinden korkuyor. Her ne kadar bunun için son tarih Ekim 2025 olsa da bu aynı zamanda 2015 anlaşması kapsamında askıya alınan tüm uluslararası yaptırımların yeniden uygulanmasına dönülmesinin önünü açabilir.

Nükleer dosyaya ilişkin yukarıdaki gelişmelere ek olarak Avrupa Konseyi, İran’ın Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş ile Ortadoğu ve Kızıldeniz bölgesindeki silahlı örgüt ve oluşumlara verdiği askeri destek gölgesinde, Avrupa Birliği'nin kısıtlayıcı tedbirler çerçevesinin kapsamını genişletme kararı aldı. Bu ek önlem, İran yapımı insansız hava araçlarının, füzelerin ve ilgili teknolojilerin ve bileşenlerin taşınması için kullanılan gemileri ve limanları da hedef alıyor. Kararda ayrıca füze ve insansız hava araçlarının geliştirilmesinde ve üretiminde kullanılan bileşenlerin Avrupa Birliği'nden İran'a ihracatı, transferi, tedariki veya satışı da yasaklanıyor.

Avrupa Birliği ayrıca, listede yer alan kişi ve kuruluşların sahibi olduğu, yönettiği veya kontrol ettiği ya da İran'ın insansız hava araçlarını, füzelerini veya ilgili teknoloji ve bileşenleri Rusya'ya aktarmak için kullanılan limanlar ile ticaret yasağını da onayladı.

Yukarıdakilerden, Avrupa ile İran arasındaki ilişkilerdeki gerilimin, İran'ın yaşlı kıtanın güvenliğini ihlal eden Ukrayna savaşında Rusya'ya askeri olarak verdiği destekten kaynaklandığı açığa çıkıyor. Öte yandan, Avrupa ülkeleri Tahran'ın savunma doktrinini ve ulusal güvenliğini değerlendirip değiştirmeye çalıştığının, nükleer gücünü uluslararası gözetimden uzak, şeffaf olmayan bir çerçeve içerisinde geliştirme gayretinde olduğunun farkında. Bu nedenle üç Avrupa ülkesi, Amerikan seçimleri sonrası düzenlemeler sebebiyle bir Amerikan tutumunun yokluğunda nükleer program ile ilgili tutumunu desteklemeye çalışıyor.

Tahran ise Grossi ile yakın zamanda yapılan, uranyumun yüzde 60'ın üstünde bir oranda zenginleştirilmesinin durdurulması yönündeki anlaşmaya alternatif olarak UAEA ile iş birliği yaptığını öne sürmeye çalışıyor. Güney Kore bankalarındaki dondurulmuş fonlarının ve Amerikan çifte vatandaşların serbest bırakılmasını öngören bir pazarlığın parçası olarak bu anlaşmaya geçen yıl, yani aylar önce Joe Biden ile varmış olduğunu görmezden geliyor. Daha sonra İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşının yarattığı kriz ve uluslararası toplumun bununla meşgul olması ile birlikte anlaşmayı ihlal ederek, yeniden zenginleştirme oranını artırdığını bilmezmiş gibi davranıyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.