Blinken İsrail ile Ürdün arasında arabulucuk yapıyor

Blinken Mescid-i Aksa olaylarının ardından İsrail-Ürdün ilişkilerinin kötüye gitmesini önlemeye çalışıyor

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (Reuters)
TT

Blinken İsrail ile Ürdün arasında arabulucuk yapıyor

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ürdün ve İsrail’den bir dizi yetkili ile İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınlarının ardından iki ülke arasındaki ilişkilerin kötüye gitmesini önlemek ve gerilimi kontrol altına almak amacıyla telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.
Tel Aviv’deki siyasi kaynaklara göre, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi, ülkesinin İsrail’in vaatlerini hiçe sayıp Mescid-i Aksa’nın kutsallığını ihlal etme politikasına dönmesine, etrafa zarar veren ve tahrip eden yüzlerce askerin camiye girmesine, ibadet eden yüzlerce kişiye saldırılmasına ve Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’ndeki Ürdünlü çalışanlara zarar verilmesine yönelik öfkesini dile getirdi.
İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, hükümetin Yahudiler, Müslümanlar ve Hristiyanlar için ibadet özgürlüğünü sağlama politikası kapsamında Mescid-i Aksa da dahil olmak üzere Kudüs’teki kutsal mekanlarda güvenliği sağlamak için çaba sarf ettiğini iddia etti. Bakan, İsrail güçlerinin Mescid-i Aksa’ya yönelik baskının, birkaç gencin taş ve keskin aletler toplayıp Mescid-i Aksa'nın batı duvarı olan Burak Duvarı’nda Yahudilere fırlatmasının ardından geldiğini söyledi.
Bununla birlikte, Safadi ve Lapid Blinken’a iki ülke arasındaki iyi ilişkileri sürdürme arzularını dile getirdi ve siyasi söylemlerini yumuşatma taahhüdünde bulundu.
Mescid-i Aksa’daki olaylar Arap dünyasında büyük bir öfkeye neden oldu ve resmi kınama bildirileri yayınlandı. İsrail hükümeti, Kudüs’te taş atanlara övgüde bulunan Başbakan Başbakan Bişr el-Hasavne’nin yaptığı sert açıklamalar nedeniyle Ürdün’e öfkesini dile getirdi.
İlk olarak İsrail Dışişleri Bakanlığı, Ürdün’deki İsrail büyükelçi yardımcısının çağrılması kararına ve Ürdün Dışişleri ve Gurbetçi İşleri Bakanlığı Sözcüsü Heysem Ebu Ful’un yaptığı açıklamalara eleştirilerde bulunan bir açıklama yayınlandı. Bakanlığın açıklamasında, bu tür açıklamaların Kudüs’e barış getirme çabalarını baltaladığı ve bayramların kutsallığını ihlal edenlere ve hem Müslüman hem de Yahudi sivillerin hayatlarını tehlikeye atan şiddete başvuranlara destek verdiği belirtildi. İsrail Dışişleri Bakanlığı’nı açıklamasında “Polisin faaliyetleri, geçen Cuma günü de dahil olmak üzere on binlerce Müslüman’ın namaz kılmasını mümkün kıldı” ifadelerini kullandı. Mescid-i Aksa baskının Vakıflar Meclisi ile yoğun görüşmeler de dahil olmak üzere diğer yolların tüketilmesinden sonra geldiğini iddia etti. Açıklamada “Tüm sorumlu ortakların bunun farkında olması ve yalnızca ortamı karıştırmaya yol açan yanlış haberlerin yayılmasına dahil olmamaları gerekiyor. Taş atma da dahil olmak üzere, şiddet eylemlerine yönelik destek açıklamaları hayal edilemez bir şey ayrıca gerilimin artmasına da katkıda bulunuyor” ifadelerine yer verildi.
İsrail Başbakanı Naftali Bennett, adını kullanmadan Ürdün’e yönelik sert eleştirilerde bulundu. Başbakan “İsrail’i şiddet uygulamakla suçlayan açıklamaların tehlikeli olduğunu düşünüyorum. İsrail Devleti vatandaşlarına karşı taş atmayı, şiddet uygulamayı teşvik edenler var. Bunu kabul etmiyoruz. Bu yaklaşım, Kudüs’te şiddetin fitilini ateşlemeye çalışan Hamas’ın başını çektiği provokatörler için bir ödül anlamına geliyor ve buna izin vermeyeceğiz. İsrail Devleti herkesin onurunu korumaya ve herkesin Kudüs’te kutlama yapmasına izin vermeye devam edecek ve  güvenlik güçlerimizle İsrail Devleti vatandaşlarının güvenliğini sağlamaya devam edecektir.” açıklamasında bulundu.
Ürdün için bir tehdit olarak yorumlanan bir adım olarak, siyasi kaynaklar “Ürdün’e yönelik komplolarda onun yanında duran, Ürdün’e büyük miktarda su sağlayan ve güçlü barış ilişkileri kuran İsrail hükümeti, bugün, Ürdün’e yönelik gerginliği artıran diplomatik adımlar atmayı ve Ürdün hükümet yetkililerinin Kudüs'teki olaylarla ilgili olarak yakın zamanda dile getirdikleri tutumlara sert bir şekilde yanıt vermeyi düşünüyor” ifadelerini kullandı. İsrail Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Ürdünlü yetkililerin davranışlarının Kudüs’teki gerilimin artmasına katkıda bulunduğunu ve vatandaşların hayatlarını tehlikeye attığını iddia etti.
Tel Aviv’deki siyasi bir yetkili, İsrail merkezli Ynet haber sitesi tarafından yayınlanan açıklamalarda Ürdün ile ilişkilerin kötüye gidişi konusunda uyarıda bulundu. Yetkili Amman ve Tel Aviv arasındaki ikili ilişkilerin, Ürdün’ün son İsrail uygulamalarını ‘sert’ bir şekilde kınaması sebebiyle ‘gerçek bir krize’ dönüşebileceğini söyledi.



Hizbullah yavaş yavaş savaşa yeni silahlar katıyor

Güney Lübnan'daki askeri tatbikat sırasında Hizbullah roketatarları (Şarku'l Avsat Arşivi)
Güney Lübnan'daki askeri tatbikat sırasında Hizbullah roketatarları (Şarku'l Avsat Arşivi)
TT

Hizbullah yavaş yavaş savaşa yeni silahlar katıyor

Güney Lübnan'daki askeri tatbikat sırasında Hizbullah roketatarları (Şarku'l Avsat Arşivi)
Güney Lübnan'daki askeri tatbikat sırasında Hizbullah roketatarları (Şarku'l Avsat Arşivi)

Hizbullah, İsrail'le yıllardır süren ve bir ay önce tüm Lübnan'ı kapsayacak şekilde genişleyerek yoğunlaşan savaş sahasına silahlarını birer birer sokuyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz günlerde “(Hizbullah'ın) Güney Litani bölgesinde yüzlerce tünel ve sığınak kazdığını ve İsrail güçlerinin burada bir miktar modern Rus silahı bulduğunu” açıkladı.

Bu açıklama, ABD'de yayınlanan Washington Post gazetesinin İsrailli yetkililere dayandırdığı, İsrail'in Lübnan'a düzenlediği saldırılar sırasında, Rus ve Çin yapımı tanksavar silahlarının bulunduğu haberinden saatler sonra geldi.

Askeri uzmanlar Hizbullah'ın silahlarını, özellikle de füzelerini kullanma konusundaki isteksizliğini birden fazla faktöre bağlıyor: Bunlardan ilki, İsrail'in iletişim araçlarını bombalayarak ve genel sekreterine suikast düzenleyerek Lübnan'ın tüm bölgelerine, özellikle de Hizbullah'ın etkisi ve kontrolü altındaki bölgelere karşı yürüttüğü yoğun hava savaşında kullandığı sürpriz unsurudur. İkincisi, İsrail'in silah depolarının büyük bir kısmını imha etmesinin yanı sıra, zamanında oraya ulaşamaması ve bu durumun Hizbullah'ta, Tel Aviv'in kendisine giden tüm ikmalleri kesme niyeti göz önüne alındığında, savaşın uzun olacağı ve tüm füzelerin aynı anda kullanılmasının uygun olmayacağı kanaatine yol açmasıdır.

Tanksavar silahları

Askeri ve stratejik Uzman Tuğgeneral Hasan Jouni, "Netanyahu'nun bahsettiği modern Rus silahlarını ve söylediklerinin doğruluğunu belirlemenin mümkün olmadığını, özellikle de Hizbullah'ın kullanmadan önce benzer bir silahı ortaya çıkarmayacağı" görüşünde. Rusya ve Çin'de geliştirilen tanklar için hafif silahların modern olup olmaması fark etmediğinden büyük bir önem taşımıyor. Uzun menzilli füzeler Hizbullah’ın elinde ama İsrail'in girdiği bölgede değil.”

Sürpriz oyun

Jouni, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada "Hizbullah'ın sürprizler oyununda, silahların ve bunların kullanımının kademeli olarak tespit edilmesinde ustalaştığına" inanıyor ve şuna dikkat çekiyor: "Son zamanlarda Golani üssünü vuran ve çok sayıda ölüme yol açan saldırı İsrail askerleri arasında meydana gelen yaralanmalar, hedefleme doğruluğu, zamanlama ve etki açısından öncekilerden farklıydı. Bu nedenle Hizbullah'ın kullanmaya başladıkları modern insansız hava araçları neslindendir.”

“Füzelere gelince, Hizbullah, savaşın uzun olduğunu bildiği için bunları kademeli olarak kullanıyor ve son zamanlarda 100 kilometre menzilli ve 100 kilogram patlayıcı başlık taşıyan Nasr 1 füzesini kullandı ve daha uzağa giden, varlığın tüm noktalarına ulaşan füzelere sahip” dedi.

Couni, "Dengeyi değiştiren silahlardan söz edemeyiz, bunun yerine grubun, iki ülkedeki eşitsiz nüfuza bakılmaksızın, Lübnan'da kaybedilen güvenlik ile İsrail'de kaybedilen güvenlik arasındaki denklemi istikrara kavuşturma çabasından söz edebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.

Füzelerin kademeli kullanımı

Gazze'de savaşın başladığı Ekim 2023'ten bu yana Hizbullah'ın İsrail'e ateşlediği füzeler arasında, patlayıcı yükü 300 ile 500 kilogram arasında değişen "Katyuşa" ve "Burkan" füzeleri yer alıyordu.

Hizbullah, geçen Eylül ayı sonuna kadar balistik füzelerini Tel Aviv'deki Mossad karargâhını bombalamak için kullanmadı; bunun sorumlusunun "çağrı cihazları ve radyo cihazlarının katliamına ilave olarak liderlerinin suikastı olduğunu" belirtti.

İsrail Ordu Radyosu geçtiğimiz günlerde Hizbullah'ın balistik füze kullanımını yoğunlaştırmaya başladığını ve son zamanlarda Rusya'da üretilen taşınabilir tanksavar füzeleri "Kornet" ile "Fadi 1" ve "Fadi 2" füzelerini birden fazla kez kullandığını belirtti. Bunlar, "noktasız alan bombalamasında" kullanılan taktiksel "yerden yüzeye" füzelerdir.

Ayrıca İsrail insansız hava araçlarını düşürmek için İran yapımı uçaksavar karadan havaya füzelere de başvurdu.

Hizbullah, en az iki olayda İsrail savaş uçaklarına karşı yaklaşık 90.000 feet yükseklikteki hedeflere ulaşabilen radar güdümlü füze kullandı ve onları geri çekilmeye zorladı.

Füze cephaneliği

İsrail'deki araştırma merkezlerine göre Hizbullah 150.000 ila 200.000 arasında normal balistik ve güdümlü olmayan füzeye sahiptir; bunlar 150 kilometreye kadar menzile sahip kısa, orta ve uzun menzilli füzelerdir. Ayrıca 10,000 hassas balistik füzeye ve İsraillilerin 75 olarak tahmin ettiği Yakhont karadan denize hassas füzeleri bulunmaktadır. Husiler tarafından kullanılanlar gibi sürat teknelerine sahiptir. Sayıları muhtemelen on binleri bulan çok sayıda insansız hava aracına sahip olduğunu da unutmamak gerekir.

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) tahminlerine göre Hizbullah'ın elinde yaklaşık 150.000 roket ve füze bulunuyor.