2018'den bu yana Sudan’daki gösterilerde hayatını kaybedenlerin sayısı 500’e yükseldi

Aralık 2018 Devrimi’nin başlangıcından bu yana Sudan’daki gösterilerde hayatını kaybedenlerin sayısı 500’e yükseldi.

11 Nisan’da sivil yönetim talebiyle Hartum sokaklarına çıkan göstericiler (AFP)
11 Nisan’da sivil yönetim talebiyle Hartum sokaklarına çıkan göstericiler (AFP)
TT

2018'den bu yana Sudan’daki gösterilerde hayatını kaybedenlerin sayısı 500’e yükseldi

11 Nisan’da sivil yönetim talebiyle Hartum sokaklarına çıkan göstericiler (AFP)
11 Nisan’da sivil yönetim talebiyle Hartum sokaklarına çıkan göstericiler (AFP)

Kayıp Şahısları Arama Komitesi’nin aktardığı yeni verilere göre, Sudan devrimi sürecinde hayatını kaybedenlerin sayısı yaklaşık 500’e, yaralıların sayısı ise 4 bine yükseldi. Sadece 25 Ekim olaylarından bu yana 95 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.
Gösterilerde ölü ve yaralı sayısının takibiyle ilgilenen sivil toplum kuruluşu Hadirun Örgütü, 25 Ekim’den bu yana gösteriler sırasında kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu 95 kişinin öldüğünü bildirdi. Hadirun’a göre bu kişilerin yüzde 88’i silahla vurularak, geri kalanlar ise başka cinayet araçlarıyla öldürüldü.
Hadirun’un aktardığı istatistiklerde, 12 Nisan’a kadar yaralananların sayısı 4 bine ulaştı. Bunlar arasında 34 kişi bir uzvunu kaybetti, 8 kişi felç kaldı. Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi daha önceki bir açıklamasında, devrik Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir rejiminden önce yaklaşık 80 göstericinin öldüğünü, rejimin düşmesinin ardından ise 150 göstericinin öldüğünü belirtmişti.
Beşir rejimine karşı yapılan devrimde ölenler arasında Nil Nehri eyaletine bağlı Berber kentinde Makur isimli bir çocuğun da yer aldığı ifade ediliyor. Bu devrim sırasında Hartum’da 51 kişi, ülkenin doğusundaki El-Kadarif eyaletinde 9 kişi, Orta Darfur eyaletinde 8 kişi ve İhvan milislerinin oturma eylemini dağıtma girişimlerine tepki gösteren 12 ordu mensubu öldü.
Kayıp Şahısları Arama Komitesi Üyesi Avukat Tayyib el-Abbasi, dün (çarşamba) Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Aralık 2018’de devrimin patlak vermesinden bu yana ülkedeki tüm şehirlerde şehit olanların sayısı yaklaşık 382’ye ulaştı. Bu sayının içinde Genelkurmay Başkanlığı önündeki oturma eylemini dağıtma suçunun kurbanları ve Ekim olaylarından sonra hayatını kaybeden 95 kişi de bulunuyor” dedi.
Abbasi, Kayıp Şahısları Arama Komitesi’nin raporunu tamamlamak için kısa süre önce adli tıp ve kaçırılma vakalarında uzman Brezilya merkezli uluslararası bir komitenin heyetini kabul ettiğini ancak siyasi iradenin olmaması sebebiyle komitenin yürüttüğü soruşturmaların sona ulaşamadığını söyledi. Abbasi, “Kayıp Şahısları Arama Komitesi Ekim darbesinden sonraki olaylardan ve Başsavcı ve diğerlerinin yaptığı değişikliklerden çok etkilendi ve siyasi iradenin olmaması sebebiyle çalışmaları aksadı” ifadesini kullandı.
Morglarda bulunan cesetleri defnetme kararını eleştirerek, bunu ‘doğru olmayan bir işlem’ diye niteleyen Abbasi, bu cesetlerin Kayıp Şahısları Arama Komitesi’nin çalışmalarındaki belgelerle ilişkili olduğunu kaydetti. Abbasi, “Definle ilgili protokoller izlenmeden cesetlerin defnedilmesi kanıtları etkileyebilir. Oturma eyleminin dağıtılması veya adli suç şüphesiyle ilgisi olmayanları ayırmaları için onlara veri tabanı verdik. Çünkü bu, kimliği bilinmeyenin kimliğini bilinir hale getirecek” diye konuştu.
Acil Sağlık Yüksek Komitesi Başkanı Abdulbaki Abdulkadir, ülkedeki morglarda yığılmış cesetleri defnetmek için bir komite oluşturma kararı aldı. Bu işlemleri yürütme sorumluluğunu Başsavcı ve Adli Tıp Danışma Konseyi Raportörü’ne devreden Abdulkadir, bu kararı, Hz. Peygamber’in sünneti, cenazelerin defin işlemlerini hızlandırma ve cesetlerin birikmesinin yol açabileceği çevre ve sağlık risklerini önlemenin bir gereği olarak aldığını ifade etti.



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.