Anayasal zemine dair ihtilaflar, Libyalıların seçim umutlarını sonuçsuz mu bırakacak?  

Muhammed el-Menfi liderliğindeki Libya Başkanlık Konseyi üyeleri ile BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams’ın görüşmesinden bir kare (Başkanlık Konseyi)  
Muhammed el-Menfi liderliğindeki Libya Başkanlık Konseyi üyeleri ile BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams’ın görüşmesinden bir kare (Başkanlık Konseyi)  
TT

Anayasal zemine dair ihtilaflar, Libyalıların seçim umutlarını sonuçsuz mu bırakacak?  

Muhammed el-Menfi liderliğindeki Libya Başkanlık Konseyi üyeleri ile BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams’ın görüşmesinden bir kare (Başkanlık Konseyi)  
Muhammed el-Menfi liderliğindeki Libya Başkanlık Konseyi üyeleri ile BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams’ın görüşmesinden bir kare (Başkanlık Konseyi)  

Libya Temsilciler Meclisi (TM) ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) temsilcileri, ‘seçimlere anayasal zemin hazırlamak’ için Mısır’ın başkenti Kahire’de bir hafta süren toplantılar yaptı. BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams, Ramazan Bayramı sonrasına ertelenen toplantıların gayet olumlu geçtiğini açıkladı. Ancak komitenin görüşmeleri şu ana kadar herhangi bir somut sonuç doğurmadı.  
Her ne kadar, farklı siyasi görüşlerde olan temsilciler uzlaşmacı söylemlerde bulunsa da son derece karmaşık olan ‘seçimler için anayasal zemin’ oluşturulması hususunda ilerleme kaydedilemedi. Bu durum, seçimlerin yapılamamasına ve geçiş sürecinin uzamasına yönelik endişelere yol açtı.  
Anayasa istişare toplantılarına katılanlar arasında belirgin görüş ayrılıkları bulunmaktaydı. Temsilciler Meclisi üyeleri mevcut anayasa taslağının temel alınarak, sadece seçimlerle ilgili ihtilaflı noktaların tartışılmasını istedi. Buna mukabil Devlet Yüksek Konseyi’nin bazı üyeleri, Temsilciler Meclisi’nin duyurduğu anayasa taslağını dikkate almaksızın, seçimlerle ilgili maddelerin yeniden yazılmasını savundu. Libya'da yeni anayasa için 2014'te çalışmalarına başlayan Anayasa Komitesi, 2017'de ülkenin kalıcı anayasası olacak taslak çalışmalarını bitirdiğini duyurmuştu. Temsilciler Meclisi, Kahire’deki üyelerinden, Meclis tarafından onaylanan anayasa taslağının maddelerine bağlı kalmaları, amaç ve içerik yönünden anlaşmazlık bulunması halinde ise konuyla ilgili görüş ayrılıklarını meclise sunmalarını talep etmişti. Kahire’deki toplantılarda ise tam olarak bu yaşandı. Kahire toplantıları, BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams’ın önerileri doğrultusunda oluşturulan TM ve DYK ortak komitesinin, tek hedefi; parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için ‘anayasal zemin’ oluşturmaktı. Daha önce Tunus Birleşmiş Milletler’in himayesinde, Temsilciler Meclisi’nin katılımı olmadan, Devlet Yüksek Konseyi üyelerine benzer bir hedef doğrultusunda ev sahipliği yapmıştı. Siyasiler Kahire toplantılarının da sonuçsuz kalmasından endişe ediyor. Heyet üyeleri kendi çıkarlarına uygun görüşlerde diretirse seçimler uzun bir süre daha gerçekleşmeyebilir. Oysa Libya’nın bütünleştirici bir cumhurbaşkanına ve kalıcı bir hükümete ihtiyacı bulunuyor.  
Libyalı politikacı Muhammed el-Mubeşşir, “Paralı askerler Birleşmiş Milletler’e yalvarmak ya da ajanslara açıklama yapmakla ülkeyi terk edecek değil, halk birlik olup cesur bir başkanı seçerse, ancak o, bu güçleri ülkeden çıkarabilir” yorumunda bulundu.  
Birleşmiş Milletler misyonu, Kahire toplantılarında bir sonuca varılmasını kolaylaştırmak için, teknik bir ekibin, farklı ülkelerdeki ‘seçim yasalarına’ dair ayrıntılı brifingler verdiğini ve bölge ile dünyadaki birçok anayasal deneyime atıfta bulunulduğunu açıkladı. Devlet Yüksek Konseyi, Kahire toplantılarına iştirak eden üyelerinden, toplantılarla ilgili ayrıntıları paylaşmalarını talep etti. DYK’dan yapılan açıklamada, “‘anayasa istişare heyetinin’ Kahire toplantılarında karşılaştıkları zorluklar ve çözüm önerilerini içeren bir raporu konseye sunmaları istenmiştir. Böylelikle, şeffaf ve bağımsız seçimlerin düzenlenebilmesine sağlam bir anayasal zemin hazırlanması için tavsiye ve görüşlerimizi duyurabiliriz” denildi.  
BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams önceki gün Trablus’ta ayrı ayrı, Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile görüşerek, Kahire toplantılarıyla ilgili bilgi paylaşımında bulundu. Williams ayrıca Türkiye’nin Libya Büyükelçisi Kenan Yılmaz’ı da süreçle ilgili bilgilendirdi.  
Williams, Dibeybe ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe ile, Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi ortak komitesinin Kahire’deki toplantılarıyla ilgili bilgi paylaştım. Ortak komite mevcut kutuplaşmanın sonlanması ve sükunetin korunması hususunda hemfikirdi” ifadelerini kullandı.  
BM’nin, iki meclis arasında bir uzlaşı sağlamayı hedeflediğini vurgulayan Willams, Libya halkının özlemleri doğrultusunda bir an önce seçimlerin düzenlenebilmesi için, anayasal zemine dair bir takvim oluşturulmasının önemine işaret etti. Libya’da geçen sene aralık ayında düzenlenmesi gereken seçimlerin yapılamamasının ardından Temsilciler Meclisi, anayasanın ilgili maddelerini değiştirmek için bir komisyon oluşturmuştu. BM Temsilcisi Willams, Devlet Yüksek Konseyi ve Temsilciler Meclisi’nin katılımıyla yeni bir komite oluşturulmasını önerdi. Söz konusu komitenin, çalışmalarını, Ramazan Bayramı’nın ardından sürdürmesi planlanıyor.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.