İran, İsrail adına casusluk yaptıkları suçlamasıyla üç kişiyi tutukladı

Reuters
Reuters
TT

İran, İsrail adına casusluk yaptıkları suçlamasıyla üç kişiyi tutukladı

Reuters
Reuters

İran güvenlik birimleri, ülkenin güneydoğusunda İsrail istihbarat servisi (Mossad) ile bağlantılı oldukları ve ‘gizli belgeleri’ yayınlama eylemine karıştıkları şüphesiyle perşembe günü üç kişiyi tutukladı. İran Radyo ve Televizyon Kurumu’na (IRIB) göre söz konusu tutuklamalar Sistan-Beluçistan eyaletinde gerçekleşti.
IRIB’in aktardığına göre İran İstihbarat Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada söz konusu kişilerin ‘gizli bilgi ve belgeleri yayınladıkları’ ifade edildi. Açıklamada olayın tarihi, tutuklananların kimliği veya sızdırılan belgelerin niteliği belirtilmezken tutuklamaların ‘İran yargı makamının kararıyla’ gerçekleştiğine işaret edildi. Sistan-Beluçistan eyaleti İran'ın güneydoğusunda, Pakistan ve Afganistan sınırında yer alıyor. Eyalet, İran güvenlik güçleri ile silahlı gruplar arasında sık sık çatışmalara tanık oluyor.
İranlı yetkililer sık sık, başta İran'ın ‘ezeli düşmanları’ ABD ve İsrail olmak üzere yabancı ülkelerin istihbarat servisleriyle bağlantılı kişilerin tutuklandığını duyuruyor. Bazıları, Tahran'ın ülke içerisindeki siyasi rejim muhaliflerinden kurtulmak için bu tür suçlamalara başvurulduğu görüşünde. İran İstihbarat Bakanlığı geçtiğimiz temmuz ayında  Mossad ajanı olduğunu öne sürdüğü kişilerin tutuklandığını ve ülkenin en güneybatısındaki Ahvaz bölgesinde ‘ayaklanma’ olarak nitelendirdiği olaylarda kullanılmak üzere hazırlandığını iddia ettiği silahlara el konulduğunu duyurmuştu.
İran’dan uzun yıllardır, Mossad veya ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) için çalıştığı iddia edilen İran vatandaşlarının tutuklandığı veya idam edildiğine ilişkin çok sayıda haber geliyor.
Tutuklamalar ve yargılama süreçleri gizli tutulduğu için genelde İran’ın öne sürdüğü bu iddiaların doğru olup olmadığı bağımsız bir şekilde soruşturulamıyor.
İran, İsrail'i geçtiğimiz yıllarda nükleer tesisleri sabote etmek ve önde gelen bilim adamlarından bazılarına suikast düzenlemek gibi topraklarında gerçekleştirilen birçok saldırının arkasında olmakla suçluyor.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi geçtiğimiz pazartesi günü yaptığı açıklamada İran silahlı kuvvetlerinin, İsrail’in İran'ı hedef alan her türden eylemine ‘kararlı’ bir şekilde karşılık vereceğine dair uyarıda bulunmuştu.



Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
TT

Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle birlikte ülkenin yönetimine dair sorular ortaya atılırken en çok zikredilen isimlerden biri de Yüce Lider'in oğlu Mücteba Hamaney oldu. 

Hiçbir resmi rolü bulunmasa da ülkenin en etkili figürlerinden biri gibi görülen Hamaney, pek çok İranlı için gizemini koruyor. Zira kendisi ne kamuoyunda sıklıkla görülüyor ne de konuşma yapıyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 85 yaşındaki Ayetullah Ali Hamaney'in 54 yaşındaki oğlunu mercek altına aldı.

Mücteba Hamaney'in, kendi kişisel gücü olmadığı ve itaatkar bir tavır gösterdiği söylenen Reisi'nin döneminde istihbarat ve güvenlik yapılarındaki nüfuzunu artırdığını bildirdi. 

İran Yüce Liderliği için Reisi'nin hazırlandığının düşünüldüğü ancak helikopterin düşmesiyle birlikte bu konudaki soru işaretlerinin arttığı aktarıldı. 

WSJ'nin konuştuğu uzmanlara göre Mücteba Hamaney'in, babasının yerine geçme ihtimali düşük ve spot ışıklarının altından kaçınarak daha da güç kazanması bekleniyor.

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nde çalışan İran uzmanı Hamidreza Azizi şöyle düşünüyor:

Son 20 yıldır işler, Mücteba ve etrafındaki şebekenin kontrolünde. Şimdi Hamaney için asıl mesele, Reisi'yle aynı özelliklere sahip birini bulmak. Böylece Mücteba toplumun gözünün önünde olmadan gücünü koruyup artırabilir.

Mücteba Hamaney'in haziran sonunda düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de önemli bir rol oynaması bekleniyor. 

İran'ın geçici cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir'in de Mücteba Hamaney'e sadık bir isim olduğuna işaret ediliyor. 68 yaşındaki Muhbir seçimlere kadar tüm meselelerde belirleyici olacak üç kişilik bir konseyin parçası.

Yüce Lider'e bağlı, milyar dolarlık yatırım fonu Setad'ın başkanlığını neredeyse 15 yıl boyunca yürüttü. 

Haberde 1969'da Meşhad'da doğan Mücteba Hamaney'in geçmişine de değinildi. Yüce Lider'in sitesine göre, Şah Rıza Pehlevi döneminde evlerine düzenlenen baskınlardan birinde babasının dövüldüğünü gördü. 

1979'de devrimden sonra Tahran'a taşınan ailenin babası hızla yükselirken oğlu da 1980-1988'de Irak'la yürütülen savaşta cepheye gitti. 

Daha sonra Devrim Muhafızları'nda önemli görevlere gelecek kişilerle burada tanışan Mücteba'nın nüfuzu özellikle 2000'lerin ortalarında geniş çaplı olarak konuşulmaya başladı. 

Değişimciler, 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinecad'ın kendilerine karşı kazandığı zaferlerin Mücteba Hamaney tarafından ayarlandığını öne sürdü.

ABD, 2019'da Devrim Muhafızları ve Besic milisleriyle "babasının istikrarı bozan bölgesel hırslarını ve ülke içindeki baskıya dair hedeflerini ilerletmeye" çalıştığı gerekçesiyle onu yaptırım listesine aldı. 

2022'de Mehsa Emini'nin gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında patlak veren gösterilerde nefret objesi oldu. Ev hapsinde tutulan eski cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi, Yüce Lider'e seslenerek o pozisyona oğlunu hazırladığı haberlerini yalanlamasını istedi. Ancak yanıt gelmedi. 

Ali Hamaney hakkında kitap yazan ABD ve İran yurttaşı Mehdi Khalaji bütün bunlara rağmen söylentilere karşı çıkıyor:

Mücteba'nın yeni Yüce Lider olma arzusuna dair fikirler tamamıyla bir mit. Tarihsel deneyime dayanarak Hamaney'in ne kendi oğlunu ne de başkasını işaret edeceğini sanmıyorum.

İslam Cumhuriyeti'ni kuran Ruhullah Humeyni ve yerine geçen Ali Hamaney'in Yüce Liderlik pozisyonunun babadan oğula geçmesine karşı çıkmasını İslam'a aykırı görmesi de Khalaji'nin tahminlerini güçlendiriyor. 

Mücteba Hamaney'in yönetim deneyimi ve dini yeterliliği de bu göreve uygun görülmüyor.

Tennessee Üniversitesi'nden Saeid Golkar şöyle diyor:

Önemli kararların alındığı yerlerde onlarca yıldır tecrübe edinen Mücteba Hamaney'in rejimdeki bağlantıları eşsiz. Ancak onun atanması monarşiyi geri getirerek Hamaney'in mirasını lekeler.

Bazı uzmanlar da Ahmed Humeyni'nin Mücteba Hamaney'den de güçlü görüldüğünü ancak babasının 1989'da ölmesiyle birlikte işlerin değiştiğini bildiriyor. Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'yle sorunlar yaşayan Ahmed Humeyni, 1995'te henüz 45 yaşındayken hayatını yitirmişti. Kalp krizinin ölüme neden olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, WSJ, BBC Türkçe