Türkiye’den Kuzey Suriye’de SDG’ye karşı misilleme operasyonu: En az 50 ölü

Ankara Halep kırsalındaki saldırıda 1 polis memurunun şehit edilmesine misilleme olarak SDG güçlerinden 50 unsurun etkisiz hale getirildiğini ilan etti.

İdlib’in güneydoğusundaki Neyrab yakınlarında Halep-Lazkiye karayolunda (M4) seyreden bir Türk askeri konvoyu (arşiv/ AFP)
İdlib’in güneydoğusundaki Neyrab yakınlarında Halep-Lazkiye karayolunda (M4) seyreden bir Türk askeri konvoyu (arşiv/ AFP)
TT

Türkiye’den Kuzey Suriye’de SDG’ye karşı misilleme operasyonu: En az 50 ölü

İdlib’in güneydoğusundaki Neyrab yakınlarında Halep-Lazkiye karayolunda (M4) seyreden bir Türk askeri konvoyu (arşiv/ AFP)
İdlib’in güneydoğusundaki Neyrab yakınlarında Halep-Lazkiye karayolunda (M4) seyreden bir Türk askeri konvoyu (arşiv/ AFP)

Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) konuşlandığı bölgeden Türkiye ve desteklediği grupların kontrolündeki Fırat Kalkanı Bölgesi’nde yer alan Azez kentine bağlı Mare beldesindeki kontrol noktasına düzenlediği roket saldırısında 1 Türk polis memuru şehit oldu. Türk ordusu bu saldırıya misilleme olarak Halep’in kuzey kırsalında geniş çaplı askeri operasyon başlattı.
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) dün (cumartesi) yaptığı açıklamada, 1 Türk polisinin şehit olmasına misilleme olarak SDG  mensubu en az 50 unsurun etkisiz hale getirildiğini duyurdu.
Bakanlık polis memurunun hayatını kaybetmesine ve Türk ordusuna ait üslerin yer aldığı bölgelere ateş açılmasına misilleme olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin geniş çaplı operasyon başlattığını belirtti.
MSB’nin açıklamasına göre, SDG hedeflerine topçu ateşi açılmasının ardından komandolar bölgede geniş çaplı operasyon başlattı. Devam eden operasyonda 50 SDG unsuru etkisiz hale getirildi. Bölgeyi hedef alan her türlü taciz ve saldırılara misliyle karşılık verileceği ifade edilen açıklamada, “TSK’nın operasyonları ile (Suriye’nin kuzeyinde) oluşan huzur ve güven ortamının bozulmasına asla izin verilmeyecektir” denildi.
Türkiye Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) önceki gün yaptığı açıklamada, SDG’nin Suriye’nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı Bölgesi’nde yer alan Mare beldesindeki kontrol noktasına düzenlediği roket saldırısında Özel Harekât Polisi Aytaç Altunörs'ün şehit olduğunu açıklamıştı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR),  kontrol noktasına yapılan saldırı sonucu Türk polisi saflarındaki can kaybının 3’e yükseldiğini kaydetti. SOHR’a göre, Türk güçlerinin Halep’in kuzeyinde SDG ve Suriye rejim güçlerinin kontrolündeki bölgelere düzenlediği topçu ateşi Ayn Dakna ve Biluniye köyleri, Fasil eş-Şeyh Değirmeni ile Maranaz çevresi ve Deyr Cemal ile Tel Rıfat beldeleri çevresine odaklandı. Kaynaklar, cuma günü sabah saatlerinde Mare bölgesini hedef alan bombardıman sonucu bir Türk askeri aracının hasar aldığını, cuma akşam saatlerinde bölgeye düşen havan mermilerinin isabet ettiği aynı askeri aracın yandığını ve içindeki Türk askerleri ile Suriye Milli Ordusu (SMO) unsurlarının yaralandığını bildirdi. Öte yandan SOHR’a göre, Deyrizor, 20. Tümen, Karan aşireti ve diğer askeri gruplardan militanlar, Rasulayn kenti ve kırsalındaki unsurlarını toplamaya başladı. Bu gelişme, söz konusu taraflar ile başta Sultan Murat Tümeni olmak üzere Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’na bağlı bazı askeri gruplar arasında yaşanan gerginliğin ardından geldi.



Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
TT

Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)

Gazze'deki sağlık çalışanları, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım noktalarında her gün Filistinlilerin öldürüldüğünü anlatıyor.

Han Yunus’taki Nasser Hastanesi’nden Dr. Muhammed Sakr, haftalardır yüzlerce kişinin acile getirildiğini belirterek şunları söylüyor: 

Görüntüler gerçekten şok edici, kıyamet gününün dehşetini andırıyor. Bazen yarım saat içinde 100 ila 150 arasında, ağır yaralanmalardan ölümlere kadar çeşitli vakalar geliyor. Bu yaralanma ve ölümlerin yaklaşık yüzde 95'i ‘Amerikan gıda dağıtım merkezleri’ olarak adlandırılan erzak noktalarından geliyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Guardian’a konuşan doktor, GHF’nin yarattığı kaosun halihazırda çökmenin eşiğindeki sağlık sistemine daha fazla yük bindirdiğini belirtiyor: 

Zaten her yatakta bir hasta var ve bu ek vakalar bize inanılmaz bir yük getiriyor. Hastaları acil servisin zemininde tedavi etmek zorunda kalıyoruz. Yaralanmaların çoğu göğüs ve kafaya ateşli silahla yapılan saldırılarla oluşmuş. Bazı hastalar bacakları ve kolları ampute edilmiş halde geliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden yapılan açıklamada da doktorların büyük bir yük altında ve çok zor koşullarda çalıştığı ifade ediliyor. Özellikle yaralı sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çekiliyor: 

Bir aydan biraz fazla bir sürede tedavi edilen hasta sayısı, önceki yıl boyunca meydana gelen tüm kazalarda tedavi edilen toplam hasta sayısını aştı. Yaralılar arasında bebekler, gençler, yaşlılar ve anneler var. Yaralıların çoğunu genç erkekler ve çocuklar oluşturuyor. Birçok kişi sadece aileleri için yiyecek veya yardım almaya çalıştıklarını söylüyor.

Komitenin Refah’taki hastanesinde çalışan sağlık görevlilerinden Haytam Hasan, günde 30 ya da 40 kişinin ameliyathaneye alındığını belirtiyor.

İsrail ordusu, 7 Ekim 2023’ten beri sürdürdüğü saldırılarda Gazze’deki 36 hastanenin neredeyse yarısını kullanılmaz hale getirdi. Kalan hastanelerse çok düşük kapasitede çalışıyor. Bunlara ek olarak Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre İsrail, savaşın başından bu yana en az 1580 doktoru ve sağlık görevlisini öldürdü.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, pazartesi günü yaptığı açıklamada, orduya Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinde "insani yardım kenti" kurulması talimatını verdiğini duyurmuştu. Gazze'deki tüm sivillerin kademeli olarak bu bölgeye toplanması, daha sonra da başka ülkelere sürülmesi hedefleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "Ortadoğu'nun Rivierasına" çevirme planı da tepki çekmişti. Trump, Filistinlilerin çevre ülkelere yerleştirilmesiyle bölgenin kontrolünün ABD'ye geçmesini ve Gazze'nin turizm merkezine dönüştürülmesini önermişti. 

Reuters’ın görüştüğü Gazzeliler, ABD ve İsrail’in sürgün planını kabul etmeyeceklerini söylüyor. Filistinli Mansur Ebu Hayer, şu ifadeleri kullanıyor: 

Burası bizim toprağımız. Kime bırakacağız, nereye gideceğiz?

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Reuters