Tunus Cumhurbaşkanı’nın destekçileri ve muhalifleri protestolara hazırlanıyor

Washington, Said'in seçim otoritesine ilişkin kararını eleştiriyor

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı’nın destekçileri ve muhalifleri protestolara hazırlanıyor

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)

Tunus, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in muhalifleri ve destekçilerinin protesto hareketlerine hazırlanıyor. Öyle ki Özgür Anayasa Partisi önümüzdeki Mayıs ortasında Kartaca Sarayı'na yürüyüş çağrısı yapacak kadar ileri gitti.
Said Projesi Açıklama Kampanyasının Bir Üyesi Olan Ahmed Şafter, Cumhurbaşkanı’nın siyasi tercihlerini ve 25 Temmuz'dan bu yana onayladığı reform yolunun adımlarını desteklemek için bir protesto hareketi düzenlemek için yoğun hazırlıklar yapıldığını açıkladı.
Şafter katıldığı bir radyo programında, bu kitle hareketinin ana başlığının, kendi deyimiyle ‘tüm çekim güçleri karşısında popüler ve meşru reçete’ olacağını belirtti. Cumhurbaşkanı ve 25 Temmuz kararlarını destekleyen bir ‘halk öfkesi günü’ olacağını vurguladı. Şafter, ulusal gençliğin önümüzdeki 8 Mayıs tarihinde ‘büyükelçiliklerin kapılarına yapışıp Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Para Fonu’na Tunus'u desteklememesi için yalvaran herkese’ karşı çıkacağını açıkladı.
Bu duyuru, (Şii) Emel Partisi’nin Yönetim Organı Başkanı Ahmed Necib Şabi'nin, Cumhurbaşkanı'nın talimatlarına karşı çıkan ‘Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin kurulduğunu duyurmasından bir gün sonra geldi. Söz konusu Cephe, protestoların, 2008 yılında maden havzasında yaşanan olaylara tanık olan ve 2011 devriminin ilk kıvılcımını temsil eden aynı bölge olan Gafsa bölgesinden (orta batı Tunus) başlayacağını duyuracak.
Öte yandan Özgür Anayasa Partisi Başkanı Abir Musi, partisinin 15 Mayıs'ta ‘Kartaca'ya Yavaş Tempolu Yürüyüş’ düzenleme niyetinde olduğunu açıkladı. Musi, "Halk ayaklanması Burgiba'nın yönelimini desteklemek için geliyor. Devam edecek ve genişleyecek" dedi. Tunus'ta ‘Humeyni'nin yönetim modeli’ dolarak nitelediği şeyin uygulanmayacağını vurguladı.
Musi, Tunus halkının çeşitli gruplarının ‘İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) yönetimi ve kuyrukları’ nedeniyle on yıllık yıkım sürecinde büyük acılar çektiğini, 9 ay önce güçlerinin ve geleceklerinin açıkça manipüle edilmesi nedeniyle acılarının derinleştiğini vurguladı. "Ülkeden geriye kalanları yok edecek olan ikinci bir ‘Yıkım Baharı’ planı uygulanmayacak" dedi. ‘Temel yapı, kurumların ve Devrim Muhafızlarının dağıtılması ve İran tarzı referandum’ olarak ifade ettiği şeyi reddettiğini duyurarak ‘Tunus'u geri almak için el ele verme’ çağrısında bulundu.
Öte yandan AFP’nin haberine göre Washington, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i seçim otoritesinin başkanını atama hakkını kendisine verdiği için eleştirip, demokratik kurallara saygı gösterilmesi çağrısında bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ABD, Tunus Cumhurbaşkanı’nın Tunus'taki Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonunu yeniden yapılandırmaya yönelik tek taraflı kararından derin endişe duyuyor. Washington, Tunus liderlerini kilit demokratik kurumların bağımsızlığını korumanın ve Tunus'un demokratik yönetime geri dönüşünü sağlamanın önemi konusunda sürekli olarak bilgilendirdi.”
Öte yandan, ‘Hak ve Özgürlüklerin Korunması İçin Avukatlar Grubu’ (bağımsız bir insan hakları örgütü), Nahda Hareketi liderlerinden Nureddin el-Buhari'nin davasında Güvenlik Merkezi Başkanı’nın yaptığı şikayet üzerine soruşturmaya sevk edilen 14 Tunuslu avukata destek çağrısında bulundu. 2011 yılına ait avukatlık mesleğini düzenleyen kararnamenin 47. maddesini açık bir şekilde ihlal ederek, zorla gözaltına alınan temsilcilerini savunmak amacıyla avukatların görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle davadan alınmaları kınandı.
Grup, bir davadan 14 avukatın alınmasının çok tehlikeli bir emsal olduğu ve Darbe makamının avukatın hak ve özgürlükleri savunan mesajını sürekli hedef alması çerçevesine girdiği değerlendirmesinde bulundu.



Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.