Afrika, Kovid-19 vaka sayılarında artışa tanık oluyor

Pekin'de kısıtlamalar artırılıyor ve Şanghay’daki kapsamlı kapanma uygulanmasından korkuluyor

Şubat ayında Kovid-19 karşıtı aşıdan bir doz olan Ugandalılar (AP)
Şubat ayında Kovid-19 karşıtı aşıdan bir doz olan Ugandalılar (AP)
TT

Afrika, Kovid-19 vaka sayılarında artışa tanık oluyor

Şubat ayında Kovid-19 karşıtı aşıdan bir doz olan Ugandalılar (AP)
Şubat ayında Kovid-19 karşıtı aşıdan bir doz olan Ugandalılar (AP)

Afrika kıtası, Güney Afrika’da kaydedilen Kovid-19 vaka sayılarının iki katına çıkmasına tanık olurken, Çin’in başkenti Pekin’de, Şangay’da uygulananlara benzer, kapsamlı kapanma önlemlerinin uygulanmasından korkuluyor. Toplanan veriler, dün sabah itibariyle dünya genelinde kaydedilen toplam Kovid-19 vaka sayısının 7 milyar 511 milyonu aştığını, uygulanan aşı sayısının ise 11,32 milyara ulaştığını gösterdi.
Johns Hopkins Üniversitesi’nin internet sitesinde sunulan güncel veriler ise, dünyada genelinde Kovid-19’a bağlı toplam can kaybı sayısının 6 milyon 228 bine yükseldiğini ve dünya genelinde uygulanan aşı doz sayısı da 11 milyar 320 milyon yükseldiğini gösterdi.

Afrika
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Afrika Ofisi Bulaşıcı ve Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Direktörü Benido Impouma düzenlediği sanal basın konferansında, “Kıtadaki yeni vaka ve can kayıpları sayısı, vakalar açısından iki aydan fazla, can kayıpları açısından ise bir aydan fazla süren bir düşüşün ardından ilk kez bu hafta arttı.” ifadelerini kullandı. Benido “Bu artış, büyük oranda, ülkenin solunum yolu hastalıklarının daha yaygın hale geldiği kış mevsimine girmesiyle birlikte Güney Afrika’dan bildirilen vaka sayısının artışı ile bağlantılıdır.” ifadelerini de sözlerine ekledi. Reuters haber ajansına göre, Afrika, koronavirüs vakalarında geçici bir durgunluğa tanık olmuştu. Bu ayın başlarında WHO, pandeminin başlangıcından bu yana kıtadaki haftalık vakalarındaki en uzun sürekli düşüş gözlemlendiğini açıklamıştı.
Ancak geçen hafta, Afrika’da en fazla vaka ve can kaybını kaydetmiş ülke olan Güney Afrika’da vakalar artmaya başladı. Güney Afrika’daki sağlık yetkilileri 5’inci dalganın belirtilerini gözlemledi. Impouma “Ülkenin kaydettiği vaka sayıları sadece geçen hafta iki katına çıktı ve hastaneye yatış gerektiren hastalarda küçük bir artış kaydedildi” ifadelerini kullandı. Diğer yandan, Omikron varyantının mutasyona uğramaya devam etmesine rağmen, bu yeni artışın, herhangi bir yeni alt varyant veya yeni bir varyantla bağlantılı olduğunu gösteren bir kanıt bulunmuyor.

Çin
Çin’de ise başkent Pekin’de dün halka açık bazı mekanlar kapatıldı ve bazı bölgelerde test çalışmaları artırıldı. Şehrin 22 milyon sakininin çoğu, Şanghay’da uygulananlara benzer kapanma önlemlerinin uygulanmasından kaçınmak amacıyla Kovid-19 toplu test çalışmalarına daha fazla katılım göstermeye başladı. Pekin bu hafta birkaç bölgede üç tur toplu test çalışmasını başlatırken, vakaların tespit edilmesinin ardından bir dizi konut sitesini, idari binaları ve bir üniversiteyi kapattı. Aynı şekilde bazı okullar, eğlence mekanları ve turistik yerler de kapatıldı. Pekin’deki Universal Studios çarşamba günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, cuma gününden itibaren ziyaretçilerin tema parka girmek için negatif sonuçlu Kovid-19 test sonuçları göstermelerinin zorunlu olacağını duyurdu. Pekin’in dört bir yanında yürütülen ilk toplu test çalışmasında, yaklaşık 20 milyon testten bazı pozitif vakalar tespit edilse de pozitif vaka sayısı düşük kaldı.
Pekin, önceki gün 46 yeni vaka kaydetmişken dün 56 yeni vaka kaydetti. 22 Nisan tarihinden bu yana, şehirde 160’tan fazla vaka tespit edildi. Bu vakaların yarısından fazlası gece hayatı mekanları, alışveriş merkezleri ve elçilikleriyle dolu olan Chaoyang’da tespit edildi. Vaka sayılarının düşük olmasına rağmen, Pekin ihtiyat halinde kalmaya devam etti.
Salgın dalgası Şangay’da başladığında, 1-10 Mart tarihleri arasında yeni vakalar günlük olarak 100’den azdı ancak vaka sayısı 20 Mart’a kadar 700’ü aştı.  
Şanghay Mart ayı sonunda, şehir genelinde kapanma önlemleri uygulanmasına yol açan ve 25 milyon sakininin hayatını alt üst eden binlerce yeni vaka kaydetti.
Şimdiye kadar Pekin, enfeksiyon tespit edilmedikçe ve yerel bir kapanma durumu zorunlu olmadıkça, test çalışmaları devam ederken halkın işlerine gitmelerine izin vermeye devam etti.



Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post


Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
TT

Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bugün RTL Radyo’ya verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna için hazırladığı barış planının Kiev ve Avrupa tarafından kabul edilebilir hale gelmesi için iyileştirilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nı sonlandırmak amacıyla hazırlanan ‘barış planı’ için ABD Başkanı Trump ile görüşmek üzere önümüzdeki günlerde ABD'yi ziyaret edeceğini açıkladı.

Umerov, açıklamasında şunları söyledi:

“Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin bu ay içinde en uygun tarihte ABD'yi ziyaret etmesini ve son adımları tamamlayarak Başkan Trump ile bir anlaşma imzalamasını sabırsızlıkla bekliyoruz.”

ABD, geçtiğimiz hafta 28 maddelik bir barış planı sunarak Ukrayna ve Avrupa'nın yanı sıra ABD yönetimi içindeki pek çok kişiyi de şaşırttı. Bu durum Trump yönetiminin Ukrayna'ya ağırlıklı olarak Rusya'nın lehine olan bir anlaşma imzalaması için baskı uygulayabileceği yönünde yeni endişeler uyandırdı.

Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, RTL’ye verdiği röportajda, “Bu, doğru yönde, barışa doğru atılan bir adım. Ancak bu planın tartışılması, müzakere edilmesi ve iyileştirilmesi gereken yönleri var” dedi. Ardından Macron “Barış istiyoruz, ancak gerçek bir teslimiyet anlamına gelen bir barış istemiyoruz” diye ekledi.

Topraklarını terk etmeye hazır olup olmadıklarına sadece Ukraynalıların karar verebileceğini söyleyen Macron, “Masadakiler, Rusların neyi kabul edebileceğine dair bize bir fikir veriyor. Bu, Ukraynalıların ve Avrupalıların bunu kabul etmesi gerektiği anlamına mı geliyor? Cevap hayır” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya ile barış sağlanması durumunda Ukrayna’nın ilk savunma hattının ordusunun yenilenmesi olacağını ve bu konuda herhangi bir kısıtlama olamayacağını belirtti.

Macron, Rusya’nın dondurulan fonlarının Avrupa'da bulunduğunu ve bunların nasıl elden çıkarılacağına karar verme yetkisinin de sadece Avrupa'ya ait olduğunu vurguladı.

ABD tarafından sunulan barış planı, Ukrayna ordusuna bir kısıtlama getirilmesini öngörürken ve ABD'ye Rusya’nın dondurulan mal varlıkları üzerinde bir miktar kontrol hakkı tanıyor.


Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
TT

Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)

ABD merkezli haber kanalı CBS News bugün, ABD'li yetkililer ve diplomatik kaynaklara dayandığı haberde, ABD Kara Kuvvetleri Bakanı Dan Driscoll’un şu anda Rus yetkililerle görüşmek üzere Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi'de bulunduğunu bildirdi.

CBS News’e konuşan ABD’li bir yetkili, Bakan Driscoll’un dün akşam Abu Dabi’de Rus heyetiyle birkaç saat süren bir görüşme gerçekleştirdiğini ve bugün de heyetle tekrar bir araya gelerek barış sürecini görüşmesi ve müzakereleri hızla ilerletmesinin beklendiğini söyledi.

Öte yandan İngiltere merkezli günlük gazete Financial Times, iki kaynağa dayandırdığı haberinde Driscoll'un Rus heyetinin yanı sıra Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Başkanı Kirilo Budanov ile de Abu Dabi’de görüşmelerde bulunacağını bildirdi.

Bu toplantılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın yaklaşık dört yıldır süren Rusya-Ukrayna savaşında ateşkes sağlanması için artan baskısı ve ABD’li yetkililerin her iki ülkenin temsilcileriyle yaptığı görüşmelerle eş zamanlı gerçekleşiyor.

Bakan Driscoll, geçtiğimiz hafta sonu ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Başkan Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner ile Ukrayna ve müttefiki Avrupa ülkelerinden diplomatlar arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen görüşmelere katıldı. Driscoll, Rus yetkililerle görüşmesi öncesinde geçtiğimiz hafta Ukrayna'nın başkenti Kiev’i ziyaret etmişti.

CBS'nin pazar günü yayınladığı bir habere göre ABD’li ve Ukraynalı yetkililer, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin bu hafta ABD’yi ziyaret etme olasılığını görüştü, ancak henüz böyle bir ziyaret için kesinleşmiş bir plan yok. Rusya ve Ukrayna’nın bir anlaşmaya ne kadar yakın olduğu hala belirsizliğini koruyor.

Trump yönetiminin savaşı sona erdirmek için desteklediği taslak öneri, Zelenskiy'nin zaten reddettiği birkaç madde içeriyor. Bunlar arasında Ukrayna'nın Donetsk bölgesinin tamamını (Rusya’nın işgali altında olmayan kısımlar dahil) teslim etmesi ve ülkenin NATO'ya üye olma çabalarını durdurması da bulunuyor.

ABD’li ve Ukraynalı yetkililere göre güvenlik garantileriyle ilgili başka bir taslak metin daha var.

Ukrayna'nın Washington Büyükelçisi Olha Stefanishyna pazar günü bir televizyon kanalına verdiği röportajda, taslak metinin ABD'nin NATO tüzüğünün 5. maddesine benzer ‘güvenlik garantileri’ verme niyetinde olduğunu açıkça ortaya koyduğunu söyledi. Söz konusu 5. Madde, NATO üyelerine saldırıya uğrayan herhangi bir üye devleti savunma yükümlülüğü getiriyor.

Bazı NATO üyeleri ve diğer ABD müttefikleri, cumartesi günü, öneriyi ‘daha fazla çalışma gerektiren bir temel’ olarak nitelendiren ortak bir bildiri yayınlamışlardı.