Irak’ta Sadr Hareketi yetkililerinden ‘ulusal çoğunluk hükümetini kurma kararına’ bağlılık vurgusu

Sadr Hareketi yetkililer Vatanı Kurtarma İttifakı’nın dağıldığı yönündeki söylentileri yalanladı.

25 Mart’ta Bağdat’ta cuma hutbesi sırasında Iraklı Şii din adamı Mukteda es-Sadr’ın posterini kaldıran bir genç (AFP)
25 Mart’ta Bağdat’ta cuma hutbesi sırasında Iraklı Şii din adamı Mukteda es-Sadr’ın posterini kaldıran bir genç (AFP)
TT

Irak’ta Sadr Hareketi yetkililerinden ‘ulusal çoğunluk hükümetini kurma kararına’ bağlılık vurgusu

25 Mart’ta Bağdat’ta cuma hutbesi sırasında Iraklı Şii din adamı Mukteda es-Sadr’ın posterini kaldıran bir genç (AFP)
25 Mart’ta Bağdat’ta cuma hutbesi sırasında Iraklı Şii din adamı Mukteda es-Sadr’ın posterini kaldıran bir genç (AFP)

Irak Anayasası’nda yeni cumhurbaşkanının seçilmesi ve yeni başbakanı görevlendirecek en büyük meclis blokunun kurulması hususunda belirlenen tarihlere riayet edilmedi. Bu durumdan rahatsızlık duymayan siyasi partiler, görünüşe göre, Anayasa’da belirlenen tarihler yerine alternatif tarihlere sahipler.
Bununla birlikte çoğu siyasi güç, yeni hükümetin kurulmasına ilişkin açıklamalar yaparak ve çoğu zaman da ‘iddialar’ ortaya atarak siyasetteki mevcut ‘tıkanıklığı dürtmekte’ bir sakınca olduğunu düşünmüyor. Şii Koordinasyon Çerçevesi nezdinde Irak’ın eski Başbakanı Nuri el-Maliki ve İran yanlısı müttefikleri zaman zaman yaptıkları açıklamalarda, Şii-Şii uzlaşısı yoluyla muhtemel bir atılım olacağını ve yakında siyasi krizin sona ereceğini ifade ederek, birbirleriyle kenetlendikleri ve baştan ayağa bölünmüş bir ülkede iktidarda kalmaya devam edecekleri görüntüsü veriyorlar.
Bazı çevrelerin tabiriyle ‘Irak’taki siyasi tıkanıklık’ Koordinasyon Çerçevesi liderlerinden bazılarını ‘Şii egemenliğini ve hegemonyasını’ vurgulayan benzer girişimler sunmaya sevk etti.
Ulusal Hikmet Akımı lideri Ammar el-Hekim’in önceki gün başlattığı girişim de bu çerçevede değerlendirilebilir. Hekim’in girişimini şu ifadelerle özetlemek mümkün: “En büyük meclis bloku Irak halkının en büyük bileşeni tarafından kurulmalı.”
Hekim ‘Irak halkının en büyük bileşeni’ ifadesiyle Şii bileşeni kastediyor. Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ise Ekim 2021’de düzenlenen erken seçimlerden bu yana bu bileşenin boyunduruğundan kurtularak ülkenin diğer bileşenleriyle (Kürt ve Sünni) ortak bir hükümet kurmaya çalışıyor. Şii siyasetçi kimliğiyle bilinen Sadr bu projesine ‘ulusal çoğunluk hükümeti’ adını veriyor. Bu projede Meclis’te 73 sandalye kazanarak Ekim seçimini birinci tamamlayan Sadr Hareketi’nin yanı sıra önde gelen Sünni isimlerin ve partilerin bulunduğu Sünni Egemenlik İttifakı ve Meclis’te 31 sandalye elde ederek Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) partileri arasında ilk sıraya yerleşen Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) yer alıyor. Dolayısıyla Sadr bu projeyle 20 yıldır devam eden ‘kota sistemini’ kırmayı ve ülkedeki yolsuzluk ile çöküşü geriletmeyi hedefliyor.
Şii Koordinasyon Çerçevesi Sadr’ın bu projesine karşı Şii bileşenin ‘birlik ve beraberliğini’ vurguluyor ve diğer bileşenlerden bağımsız olarak bir hükümet kurma gücüne sahip olduklarını belirtiyor. Sadr Hareketi yetkilileri ise bu argümanları reddederek, kota sistemine dönmeyeceklerini kesin bir dille ifade ediyorlar.
Sadr Hareketi Meclis Grubu Başkanı Hasan el-Azari, perşembe akşamı yaptığı açıklamada, hükümet kurma hususunda Sadr Hareketi ile Koordinasyon Çerçevesi arasında bir anlaşma olduğunu ifade eden haberleri yalanladı.
Azari ‘yalan’ diye nitelediği bu haberlerin Vatanı Kurtarma İttifakı’nı (Sadr Hareketi, KDP ve Sünni Egemenlik İttifakı’nın bir araya gelerek kurduğu oluşum) sarsmayı amaçladığını söyledi.
Azari, açıklamasında, “Vatanı Kurtarma İttifakı sağlamdır ve bu tür saçmalık ve iddialarla sarsılmaz. Onları gelecekte bunu tekrarlamamaya çağırıyoruz. Bizim ile Koordinasyon Çerçevesi arasında herhangi bir siyasi uzlaşı veya görüşme bulunmuyor. Bir sonraki hükümetin kurulmasıyla ilgili ulusal çoğunluk hükümeti demeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Azari’nin açıklamasından önce Sadr Hareketi Siyasi Daire Başkanı Ahmed el-Mutiri benzer bir açıklamada bulunarak, Sadr Hareketi ile Koordinasyon Çerçevesi arasında anlaşma yapıldığı iddialarını reddetti. Mutiri, bazı siyasi güçlerin bir sonraki hükümetin kurulması konusunda ‘yalan uydurduklarını’ ve bununla Vatanı Kurtarma İttifakı’nı sarsmayı amaçladıklarını söyledi. Bu açıklamalar, Mukteda es-Sadr’ın parti içindeki sıkı merkeziyetçiliğini gösteriyor.
Sadr’a ve partisine yönelik halk desteği, özellikle hükümetin 6 aydır kurulamaması sebebiyle azalma eğilimi gösteriyor. Sadr’ın son olarak Ramazan ayında ‘siyasi itikafa’ girmesi, onun ve partisinin, yıllardır siyasi, ekonomik ve mali krizlerden geçen Irak’ın ve vatandaşlarının çıkarlarını önemseyip önemsemediği konusunda soru işaretlerine yol açtı.



BM raporu: Suriye kıyılarındaki ihlallerin arkasında hükümet talimatı yok

Suriye Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu Başkanı Paulo Sérgio Pinheiro (Birleşmiş Milletler)
Suriye Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu Başkanı Paulo Sérgio Pinheiro (Birleşmiş Milletler)
TT

BM raporu: Suriye kıyılarındaki ihlallerin arkasında hükümet talimatı yok

Suriye Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu Başkanı Paulo Sérgio Pinheiro (Birleşmiş Milletler)
Suriye Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu Başkanı Paulo Sérgio Pinheiro (Birleşmiş Milletler)

BM Suriye Soruşturma Komisyonu'nun dün yayınladığı bir raporda, Suriye'nin kıyı bölgesinde başlayan ve mart ayında bir dizi cinayetle sonuçlanan mezhep çatışmaları sırasında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed'e bağlı militanlar ile Suriye hükümet güçleri tarafından savaş suçlarının işlenmiş olabileceği belirtildi. Ancak komisyon, "bu tür saldırıları gerçekleştirmek için bir hükümet politikası veya talimatı olduğuna dair herhangi bir kanıt bulamadığını" ifade etti.

Raporda, çoğunluğu sivillerden oluşan yaklaşık bin 400 kişinin, öncelikli olarak Alevi toplumunu hedef alan şiddet olaylarında öldürüldüğü belirtildi. Komisyon Başkanı Paulo Sérgio Pinheiro, "Raporumuzda belgelenen şiddetin boyutu ve vahşeti son derece rahatsız edici" ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre rapor, 200'den fazla mağdur ve görgü tanığıyla yapılan görüşmelere ve üç toplu mezara yapılan ziyaretlere dayanılarak hazırlandı.

ABD Özel Temsilcisi Tom Brake, raporu memnuniyetle karşılayarak, ihlallerin sorumlularının belirlenmesi yolunda “ciddi bir adım” olarak nitelendirdi ve birleşik bir Suriye için adaletin sağlanmasının önemini vurguladı.