Iraklı Şii politikacı Ammar el-Hekim: Ülkedeki siyasi tıkanıklık karmaşayı ve kafa karışıklığını artıracak

Ammar el-Hekim (INA)
Ammar el-Hekim (INA)
TT

Iraklı Şii politikacı Ammar el-Hekim: Ülkedeki siyasi tıkanıklık karmaşayı ve kafa karışıklığını artıracak

Ammar el-Hekim (INA)
Ammar el-Hekim (INA)

Irak’taki Ulusal Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim, ülkenin en büyük bileşeninin oluşturacağı en büyük meclis blokunun güçlü bir hükümet kurmasını talep etti.
Irak, Meclis’in yeni cumhurbaşkanı ve başbakanını seçememesi nedeniyle siyasi bir krizle karşı karşıya.
Ulusal Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim, bayram namazı hutbesinde yaptığı konuşmada, “Irak’taki en büyük bileşenin (Şii) oluşturacağı en büyük bloktan doğacak bir hükümet kurulmalı” dedi.
En büyük bileşenin başbakan adayı gösterme hakkını baypas edecek veya Irak genelinde daha fazla karmaşa ve kafa karışıklığı yaratmaktan başka bir şey getirmeyen eski saflaşma tecrübelerini tekrarlayacak dengesiz ittifakları kabul ettirme girişimlerine karşı uyaran Hekim, siyasi durumun objektif ve hızlı bir şekilde gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Hekim açıklamasında şunları kaydetti:
“Irak’taki hassas siyasi durumlar, bizi tıkanıklık halinden atılıma, donukluktan hareketliliğe, çatışmadan uzlaşıya ve Irak’taki en büyük bileşenin oluşturacağı en büyük bloktan doğacak bir hükümet kurmaya götüren objektif ve hızlı bir gözden geçirme ve iyileşmeye ihtiyaç duyuyor. Siyasi güçler özel çıkarları aşmalı ve durgunluğu, gerginliği, hantallığı, siyasi tıkanıklığı ve endişe halini sona erdirmek için halka hizmet eden bir hükümetin kurulacağı anlaşmalarla sonuçlanacak ciddi ve hızlı diyaloglarla sorumluluk üstlenmeli. Çoğunluğu oluşturan bileşenlerin ortaklarını kırmasından uzak durmasını istiyoruz. Irak’taki siyasi arena yeni maceralar ve riskler kaldıramaz. Bileşenlerin çoğunluğunu dikkate almayan hiçbir siyasi çoğunluk başarılı olamaz. Ayrıca dengesiz ittifakları kabul ettirmeye karşı uyarıyoruz. Ülkedeki siyasi tıkanıklık karmaşayı ve kafa karışıklığını artıracaktır. Güçlü bir hükümet kurmak için Irak’ın çıkarını her şeyin üstünde tutmalıyız.”



HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail'in İran'daki Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıyı savaş suçu saydı.

HRW'nin uydu görüntüleri, video kayıtları ve tanık ifadelerine dayanarak yaptığı araştırmaya göre İsrail ordusunun 23 Haziran'da düzenlediği saldırıda cezaevindeki ziyaret salonları, koğuşlar, mutfaklar, sağlık kliniği ve idari ofisler hasar aldı.

İncelemede, yaklaşık 80 mahkumun hayatını kaybettiği hapishanede "askeri hedef tespit edilemediği" belirtildi.

Raporda, saldırının cezaevine ziyaret saatinde gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. HRW'nin Ortadoğu direktör yardımcısı Michael Page şu değerlendirmeleri yaptı:

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırılarda, savaş hukuk ihlal edildi ve açık bir savaş suçu işlendi. Belirgin bir askeri hedef olmaksızın yapılan saldırılarda çok sayıda sivili öldü ve yaralandı. İsrail'in saldırısı, çoğu haksız yere tutuklanan muhalif ve aktivistlerden oluşan Evin Hapishanesi'ndeki mahkumların zaten risk altındaki yaşamlarını daha da tehlikeye attı.

Evin'e düzenlenen saldırı, İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmalar sırasında gerçekleşmişti. ABD merkezli İran'daki İnsan Hakları Aktivistleri'ne (HRAI) göre İsrail'in İran'a saldırılarında 1190 kişi ölürken, 4 bin 475 kişi de yaralandı.

HRAI ayrıca İran güvenlik güçlerinin 12 günlük savaş boyunca 1596 kişiyi tutukladığı bilgisini de paylaştı.

HRW, saldırının ardından kadın mahkumların Karçak Hapishanesi'ne, erkeklerinse Büyük Tahran Merkezi Cezaevi'ne transfer edildiğini aktardı. Hak örgütü, sözkonusu hapishanelerde mahkumların çok kötü koşullarda tutulduğunu, transfer sürecinde şiddet gördüklerini savundu. Bazı mahkumların daha sonra Evin'e tekrar geri gönderildiği fakat bazılarından haber alınamadığı ifade edildi.

İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı. ABD de devreye girerek İran'daki İsfahan, Fordo ve Natanz tesislerine 22 Haziran'da hava saldırısı düzenlemiş, operasyonda 14 "sığınak delici" GBU-57 bombası kullanılmıştı.

İran, ABD'nin saldırısına cevap olarak 23 Haziran'da Amerikan ordusunun Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'ne saldırmıştı. Operasyonda Tahran'ın önceden Washington'a haber verdiği ve hiçbir can kaybı yaşanmadığı aktarılmıştı.

Washington operasyonun ardından 24 Haziran'da taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyurmuştu.

"Gazze'de yardım silah olarak kullanılmamalı"

Diğer yandan İsrail ordusu, Gazze'ye yönelik saldırı ve ablukayı sürdürüyor. Aralarında Oxfam ve Sınır Tanımayan Doktorlar'ın (MSF) da bulunduğu 100'den fazla yardım örgütü, Tel Aviv yönetimine gönderdikleri ortak mektupta bölgede yaşanan kıtlığın sonlandırılmasını istedi.

Yardım grupları, Gazze'de faaliyet göstermelerinin İsrail hükümeti tarafından engellendiğini belirtiyor. Amerika Yakındoğu Mülteci Yardımı'nın (Anera) CEO'su Sean Carroll, "Gazze'ye gönderilmeye hazır 7 milyon dolar değerinde hayat kurtarıcı yardım malzemesi var. Sadece birkaç kilometre ötedeki Aşdod'da bloke edilmiş durumda" dedi.

Tel Aviv yönetimi, yardım kuruluşlarının faaliyetlerini kısıtlayan düzenlemeleri martta yürürlüğe koymuştu.

Independent Türkçe, BBC, Guardian