Fas ve Nijerya, doğalgaz boru hattını Kuzey Afrika ve Avrupa’ya uzatmak için fon arıyor

Fas Kralı 6. Muhammed’in 2016 yılında Abuja’da Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari ile yaptığı görüşmeden bir kare (MAP)
Fas Kralı 6. Muhammed’in 2016 yılında Abuja’da Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari ile yaptığı görüşmeden bir kare (MAP)
TT

Fas ve Nijerya, doğalgaz boru hattını Kuzey Afrika ve Avrupa’ya uzatmak için fon arıyor

Fas Kralı 6. Muhammed’in 2016 yılında Abuja’da Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari ile yaptığı görüşmeden bir kare (MAP)
Fas Kralı 6. Muhammed’in 2016 yılında Abuja’da Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari ile yaptığı görüşmeden bir kare (MAP)

Nijerya Petrol Bakanı Timipre Sylva dün yaptığı açıklamada, ülkesinin ve Fas’ın Nijerya gazını Kuzey Afrika ve Avrupa’ya taşımak için dev bir boru hattı projesini finanse etmek üzere hala fon aradığını söyledi.
Fas Kralı 6. Muhammed ve Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari, 4 yıl önce Atlantik kıyısı boyunca, üç bin kilometreyi aşan bir uzunlukta doğalgaz taşınmasını sağlayacak büyük bir proje üzerinde anlaşmışlardı. Fas ile Nijerya arasında bu konudaki ilk anlaşma 2016 yılında imzalanmıştı.
Rusya’nın Ukrayna işgalinin başlamasından bu yana, Avrupa Birliği (AB) özellikle Rusya’dan yapılan gaz tedarikine alternatifler bulmaya çalıştığı için Afrika’daki gaz rezervleri Avrupa’da artan bir ilgi ile karşılaşıyor.
Nijerya Petrol Bakanı, söz konusu boru hattının, 2010’dan bu yana Nijerya’nın güneyinden Benin, Gana ve Togo’ya gaz taşıyan bir boru hattının uzantısı olacağını söyledi.
Bakan “Aynı boru hattını kıyı boyunca Fas’a doğru uzatmak istiyoruz. Bu proje bugün hala çalışma aşamasında” ifadelerini kullandı.
Bakan Sylva “Finansman sağlama sürecindeyiz ve birçok kişi konuyla ilgileniyor. Ruslar geçen hafta ofisimdeydi ve bu projeye yatırım yapmakla oldukça ilgililer” dedi.
Henüz bir anlaşmaya varılmadığını ifade eden Petrol Bakanı, “Uluslararası ilgi çok fazla ancak birlikte çalışmak istediğimiz yatırımcıları daha belirlemedik” diye konuştu.
Nijerya gazının Kuzey Afrika’ya transferi büyük ilgi görürken, diğer yandan Cezayir, Sahel boyunca benzer bir boru hattı projesi konusunda 2002’den bu yana görüşmelerde bulunuyor.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) üyesi olan Nijerya, bu alanda Afrika’da 1’inci, dünyada 7’nci olan büyük gaz rezervlerini elinde tutuyor.
Bu bağlamda, Fas ve OPEC yakın bir zamanda uluslararası kalkınma için Kuzeybatı Afrika bölgesinde ekonomik kalkınma için bir katalizör görevi görmeyi amaçlayan (Nijerya-Fas) doğalgaz boru hattı projesinin ayrıntılı kabile çalışmalarının ikinci bölümünün finansmanına ilişkin yasal belgeleri imzaladı.
Fas Ekonomi ve Maliye Bakanı Nadia Fettah Alavi, OPEC Uluslararası Kalkınma Fonu’nun Genel Müdürü Dr. Abdulhamid El-Halife ve Ulusal Hidrokarbonlar ve Madenler Ofisi Genel Direktörü Amina Benkhadra ile yazışmalarda bulunmuştu.  Nijerya ve Fas’ı birbirine bağlayan doğalgaz boru hattı projesinin ayrıntılı çalışmalarının ikinci bölümünün finansmanına yaptığı katkının çerçevesinde, OPEC Uluslararası Kalkınma Fonu tarafından Fas Hidrokarbonlar ve Madenler Ofisine verilmesi için 14,3 milyon dolarlık finansmanla ilgili yasal bir belge imzalanmıştı. Projeye fon sağlanmasına, Nijerya-Fas doğalgaz boru hattı projesinin uygulanması için belgelerin hazırlanması ve ilgili teknik, mali ve yasal analizlerin tamamlanmasıyla ilgilenen İslam Kalkınma Bankası da katkı sunmuştu.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.