İranlı bilgisayar korsanları, İsrail Kamu Yayın Kuruluşu’nun Twitter hesabını hackledi

Olay, ‘Tahran’ adlı bir casusluk dizisinin yayınlanmasının akabinde yaşandı

Apple TV+ tarafından yayınlanan ‘Tahran’ dizisinin afişi
Apple TV+ tarafından yayınlanan ‘Tahran’ dizisinin afişi
TT

İranlı bilgisayar korsanları, İsrail Kamu Yayın Kuruluşu’nun Twitter hesabını hackledi

Apple TV+ tarafından yayınlanan ‘Tahran’ dizisinin afişi
Apple TV+ tarafından yayınlanan ‘Tahran’ dizisinin afişi

İranlı bilgisayar korsanları, perşembe günü ‘Bağımsızlık Günü’ kutlamalarını yayınladığı sırada İsrail Kamu Yayın Kurumu KAN 11’in Twitter hesabını hacklediler. Bilgisayar korsanları, eylemlerinin Tahran'a zarar veren bir casusluk dizisinin yayınlanmasına tepki olarak geldiğini ifade eden birkaç cümle yayınladılar.
Kanalın hesabında İbranice ve Farsça olarak “İşte Siyonist düşman” ibaresi yer aldı. Ardından “Siz melun Siyonistler, İran halkı uğruna can veren cesur ajan Kaduş için sizi affetmeyeceğiz. Ailesinin tamamının hain olmadığına sevindik” gibi cümleler yayınlayan korsanlar, kullandıkları bu ifadelerle İsrail televizyon dizisi ‘Tahran’ı hedef aldılar. Dünya çapında meşhur olan dizi, İran'ın nükleer programını yok etmeye yardım etmek için Tahran'a giden bir Mossad (İsrail'in dış istihbarat servisi) ajanının hikayesini konu alıyor. Apple TV+ platformunda yayınlanan dizinin yapımcılığını KAN üstleniyor ve dizi İran ile İsrail arasındaki düşmanlığı yansıtıyor. Aktris Niv Sultan, Navid Negahban ve Shaun Toub gibi yurtdışında yaşayan birçok İranlı film yıldızı ile birlikte başrolde yer alıyor. Diziye göre Sultan, İsrail’in seçkin bilgisayar korsanlarından biri. Mossad, İran'daki aktif varlıklarından yararlanarak onu Tahran'ın nükleer programına sızıp yok etmeye yardımcı olacağı gizli ve hassas bir görev için İran'a gönderiyor.
Son yıllarda iki ülke arasında hüküm süren düşmanlığın yanı sıra olay örgüsü, Persler ve Yahudiler arasındaki yüzlerce yıl süren dostluğun derin köklerini ele alıyor. Dizi, İran halkının bilim ve kültür alanındaki başarılarını övmekle birlikte, mevcut İran liderliğini aşağılayan, hükümeti, İran nükleer tesislerinde yaşanan bombalamalar, suikastlar ve yangınlar karşısında eli kolu bağlıymış gibi gösteren ve izleyiciyi gerçek ve kurguyu birbirine yaklaştırmaya iten içerikler gösteriyor. İran asıllı bir İsrailli olan dizinin senaristi Moshe Zonder, ‘İran ve İsrail halkının, iktidarda kalmak için vatandaşlarını korkutan ve nefret uyandıran liderler olmasaydı dost olabileceğini’ göstermek istediğini söyledi.
İranlı bilgisayar korsanları, söz konusu kanala yaptıkları saldırıda dün ‘Bağımsızlık Günü’ merasiminin meşalesini yakan İran asıllı İsrailli şarkıcı Rita'yı kastederek şöyle yazdılar:
“Hain şarkıcı, kutsal topraklarımızı unutup Siyonistler için bir meşale yaktı. Bu akşam KAN, Tahran şehrimizi hedef alan diziyi yayınlayacak. Kaçacak yol bulamayacaksınız. Başkentimiz Tahran'ı ve kutsal topraklarımızı aşağılayan dizinin bu akşam Siyonist düşmanın televizyon kanalı tarafından yayınlanmasına müsaade etmeyeceğiz! Bugün elektrik şirketinizi yok edeceğiz.”



Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
TT

Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle birlikte ülkenin yönetimine dair sorular ortaya atılırken en çok zikredilen isimlerden biri de Yüce Lider'in oğlu Mücteba Hamaney oldu. 

Hiçbir resmi rolü bulunmasa da ülkenin en etkili figürlerinden biri gibi görülen Hamaney, pek çok İranlı için gizemini koruyor. Zira kendisi ne kamuoyunda sıklıkla görülüyor ne de konuşma yapıyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 85 yaşındaki Ayetullah Ali Hamaney'in 54 yaşındaki oğlunu mercek altına aldı.

Mücteba Hamaney'in, kendi kişisel gücü olmadığı ve itaatkar bir tavır gösterdiği söylenen Reisi'nin döneminde istihbarat ve güvenlik yapılarındaki nüfuzunu artırdığını bildirdi. 

İran Yüce Liderliği için Reisi'nin hazırlandığının düşünüldüğü ancak helikopterin düşmesiyle birlikte bu konudaki soru işaretlerinin arttığı aktarıldı. 

WSJ'nin konuştuğu uzmanlara göre Mücteba Hamaney'in, babasının yerine geçme ihtimali düşük ve spot ışıklarının altından kaçınarak daha da güç kazanması bekleniyor.

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nde çalışan İran uzmanı Hamidreza Azizi şöyle düşünüyor:

Son 20 yıldır işler, Mücteba ve etrafındaki şebekenin kontrolünde. Şimdi Hamaney için asıl mesele, Reisi'yle aynı özelliklere sahip birini bulmak. Böylece Mücteba toplumun gözünün önünde olmadan gücünü koruyup artırabilir.

Mücteba Hamaney'in haziran sonunda düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de önemli bir rol oynaması bekleniyor. 

İran'ın geçici cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir'in de Mücteba Hamaney'e sadık bir isim olduğuna işaret ediliyor. 68 yaşındaki Muhbir seçimlere kadar tüm meselelerde belirleyici olacak üç kişilik bir konseyin parçası.

Yüce Lider'e bağlı, milyar dolarlık yatırım fonu Setad'ın başkanlığını neredeyse 15 yıl boyunca yürüttü. 

Haberde 1969'da Meşhad'da doğan Mücteba Hamaney'in geçmişine de değinildi. Yüce Lider'in sitesine göre, Şah Rıza Pehlevi döneminde evlerine düzenlenen baskınlardan birinde babasının dövüldüğünü gördü. 

1979'de devrimden sonra Tahran'a taşınan ailenin babası hızla yükselirken oğlu da 1980-1988'de Irak'la yürütülen savaşta cepheye gitti. 

Daha sonra Devrim Muhafızları'nda önemli görevlere gelecek kişilerle burada tanışan Mücteba'nın nüfuzu özellikle 2000'lerin ortalarında geniş çaplı olarak konuşulmaya başladı. 

Değişimciler, 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinecad'ın kendilerine karşı kazandığı zaferlerin Mücteba Hamaney tarafından ayarlandığını öne sürdü.

ABD, 2019'da Devrim Muhafızları ve Besic milisleriyle "babasının istikrarı bozan bölgesel hırslarını ve ülke içindeki baskıya dair hedeflerini ilerletmeye" çalıştığı gerekçesiyle onu yaptırım listesine aldı. 

2022'de Mehsa Emini'nin gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında patlak veren gösterilerde nefret objesi oldu. Ev hapsinde tutulan eski cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi, Yüce Lider'e seslenerek o pozisyona oğlunu hazırladığı haberlerini yalanlamasını istedi. Ancak yanıt gelmedi. 

Ali Hamaney hakkında kitap yazan ABD ve İran yurttaşı Mehdi Khalaji bütün bunlara rağmen söylentilere karşı çıkıyor:

Mücteba'nın yeni Yüce Lider olma arzusuna dair fikirler tamamıyla bir mit. Tarihsel deneyime dayanarak Hamaney'in ne kendi oğlunu ne de başkasını işaret edeceğini sanmıyorum.

İslam Cumhuriyeti'ni kuran Ruhullah Humeyni ve yerine geçen Ali Hamaney'in Yüce Liderlik pozisyonunun babadan oğula geçmesine karşı çıkmasını İslam'a aykırı görmesi de Khalaji'nin tahminlerini güçlendiriyor. 

Mücteba Hamaney'in yönetim deneyimi ve dini yeterliliği de bu göreve uygun görülmüyor.

Tennessee Üniversitesi'nden Saeid Golkar şöyle diyor:

Önemli kararların alındığı yerlerde onlarca yıldır tecrübe edinen Mücteba Hamaney'in rejimdeki bağlantıları eşsiz. Ancak onun atanması monarşiyi geri getirerek Hamaney'in mirasını lekeler.

Bazı uzmanlar da Ahmed Humeyni'nin Mücteba Hamaney'den de güçlü görüldüğünü ancak babasının 1989'da ölmesiyle birlikte işlerin değiştiğini bildiriyor. Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'yle sorunlar yaşayan Ahmed Humeyni, 1995'te henüz 45 yaşındayken hayatını yitirmişti. Kalp krizinin ölüme neden olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, WSJ, BBC Türkçe