Rusya, Ukrayna savaşında nükleer silah kullanabilir mi?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
TT

Rusya, Ukrayna savaşında nükleer silah kullanabilir mi?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus ordusunun Ukrayna’yı işgale başlamasının ardından çatışmaya müdahale eden herhangi bir ülkeye karşı bir nükleer saldırıda bulunma olasılığını dolaylı olarak gündeme getirdi.
Reuters’da yer alan analizde, Putin’in nükleer silah kullanma olasılığına dair bazı kilit meseleler yer aldı.

Rusya, Ukrayna savaşında nükleer silahlar hakkında ne yorum yaptı?
Putin, 24 Şubat’ta Ukrayna’nın işgalini ilan ettiği bir konuşmada, ‘özel askeri operasyon’ dediği adıma Batı’nın müdahale etmesi halinde karşılık olarak nükleer silah kullanabileceğine dair dolaylı ama açık bir şekilde uyarıda bulundu.
Rus lider konuşmasında, “Yolumuza kim çıkmaya çalışırsa veya ülkemiz ve halkımız için kim tehditler yaratırsa, Rusya’nın yanıt vereceğini ve sonuçların tüm tarihinizde görmediğiniz gibi olacağını bilmelidir. Bugünün Rusya’sı en güçlü nükleer devletlerden biri olmaya devam ediyor” dedi.

Putin, bundan üç gün sonra 27 Şubat’ta ise, NATO liderlerinin agresif açıklamalarını ve Batı’nın Moskova’ya karşı ekonomik yaptırımlarını gerekçe göstererek, askeri komutanlığına Rusya’nın nükleer caydırıcı güçlerini ‘yüksek alarma’ geçirme emri verdi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da nükleer savaş riskinden bahsetti, ancak Moskova’nın nükleer savaş riskini önlemek için elinden geleni yaptığını söyledi.
Lavrov, geçtiğimiz ay Rus basınına verdiği demeçte, “Şu anda bu konuda belirgin bir risk var. Tehlike ciddi ve gerçek. Bunu hafife almamalıyız” dedi.
Washington, Rus nükleer kuvvetlerinin yüksek alarmda olduğunu gösteren herhangi bir eylem görmediğini ifade etti.
Ancak Batılı uzmanlar ve yetkililer, Putin’in kendisini Ukrayna’da kapana kısılmış hissetmesi veya NATO’nun savaşa girmesi halinde nükleer silah kullanma riski göz önüne alındığında, Rusya tarafından gelen bu yorumları yalnızca ‘boş bir tehdit’ olarak görmeme konusunda uyardı.

Batı, Putin’in üstü kapalı tehditlerine ne yanıt verdi?
ABD’li yetkililer, Putin’in Rus nükleer kuvvetlerini yüksek alarma geçirme konusundaki yorumlarını tehlikeli, tırmandırıcı ve tamamen kabul edilemez olarak nitelendirirken, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Rusları saldırgan ve sorumsuz olmakla eleştirdi.
ABD Başkanı Joe Biden, 28 Şubat’ta ABD’lilere Rusya ile bir nükleer savaş konusunda endişelenmemelerini söyledi. 
Biden, ABD vatandaşlarının bir nükleer savaşın patlak vereceği konusunda endişelenmesi gerekip gerekmediğine ilişkin sorulan bir soruya “Hayır’ yanıtını verdi.

Rusya’nın nükleer silah kullanma şansı nedir?
Biden’ın yorumu, ABD’li uzmanlar ve Batılı yetkililerin Rusya’nın Ukrayna savaşında nükleer silah kullanma şansının son derece düşük olduğu yönündeki yaygın görüşünü yansıtıyor gibi görünüyor.
Foreign Affairs dergisinin eski editörü Gideon Rose geçen hafta şöyle yazdı;
“1945’ten beri nükleer güce sahip her lider, savaşta nükleer silahların kullanımını geçerli nedenlerle reddetti. Pragmatik bir şekilde davrandığı için Putin bir istisna olmayacak.”

Sarmat füzesinin tahribat alanı yaklaşık 400 bin kilometre (Reuters)
Batılı uzmanlar ve diplomatlar, Rusya’nın nükleer saldırı başlatma tehdidinin asıl amacının Washington ve NATO müttefiklerini doğrudan savaşa katılmaktan caydırmak olduğuna dikkati çekti.
Konunun hassasiyeti nedeniyle isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan Batılı bir diplomat, “(Ruslar) Güvenilir değiller. Batı’yı sindirmeye çalışıyorlar” dedi.

Rusya nükleer silahı nasıl kullanabilir?
Batılı ülkeler işgalden bu yana Ukrayna’ya silah sağlarken, Biden geçen yıl ABD birliklerini Ukrayna’da karaya çıkarmanın ‘masada olmadığını’ söyledi.
ABD ve müttefikleri, nükleer bir çatışmayı ateşleyebilecek herhangi bir şey yapmak şöyle dursun, Rusya ile konvansiyonel bir savaşa bile girmek istemiyor.
Bununla birlikte, Ukrayna’da nükleer silah kullanılması Rus güçlerini tehlikeye atabilir ve Rusya topraklarında radyoaktif bir etkiye yol açabilir.

Batı nasıl yanıt verebilir?
Bazı analistler, Washington’un ABD müttefiklerine zarar verebilecek, Avrupa’yı veya ABD’yi riske atacak daha fazla nükleer tırmanışa yol açabilecek nükleer bir karşı saldırı yerine geleneksel bir askeri yanıtı tercih edebileceğini söyledi.
Halkı silahların kontrolü konusunda eğitmeyi amaçlayan kar amacı gütmeyen bir grup olan Arms Control Association’dan Daryl Kimball şunları söyledi;
“Bunun yerine benim önereceğim şey, ABD ve NATO’nun Rusya’yı daha fazla izole etmek için ezici bir konvansiyonel askeri, siyasi ve diplomatik güçle karşılık vermesi ve nükleer savaşa kaymadan çatışmayı sona erdirmeye çalışmasıdır.”

Bir Rus saldırısı nükleer manzarayı nasıl değiştirebilir?
NATO, gelecekte Rus füzelerini düşürmek için Polonya ve Romanya’daki ABD yapımı balistik füze kalkanını yeniden tasarlamaya çalışabilir.
NATO uzun zamandır mevcut tasarımın İran, Suriye ve Ortadoğu’daki aktörlerden gelen füzelere karşı koymayı amaçladığını söylüyor.
Bir Rus saldırısının Hindistan ve Pakistan gibi diğer nükleer devletlerin bu tür silahları kullanma olasılığını artırıp artırmayacağı belirsizliğini koruyor. 
Uzmanlar, olası bir kimyasal saldırı küresel kınamaya yol açarsa, bunun başkalarının nükleer silah kullanma şansını azaltabileceğini söyledi.



Sınır Tanımayan Doktorlar: Darfur'da bir hafta içinde en az 40 kişi koleradan öldü

Hartum'da 10 gün süren aşılama kampanyası sırasında bir çocuğa ağızdan kolera aşısı yapan bir hemşire (AP)
Hartum'da 10 gün süren aşılama kampanyası sırasında bir çocuğa ağızdan kolera aşısı yapan bir hemşire (AP)
TT

Sınır Tanımayan Doktorlar: Darfur'da bir hafta içinde en az 40 kişi koleradan öldü

Hartum'da 10 gün süren aşılama kampanyası sırasında bir çocuğa ağızdan kolera aşısı yapan bir hemşire (AP)
Hartum'da 10 gün süren aşılama kampanyası sırasında bir çocuğa ağızdan kolera aşısı yapan bir hemşire (AP)

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) bugün, Sudan'ın Darfur bölgesinde en az 40 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Bu, iki yılı aşkın süredir savaşın devam ettiği ülkede görülen en şiddetli salgın.

MSF tarafından yapılan açıklamada, “Kapsamlı bir savaşın yanı sıra Sudan halkı şu anda ülkede yıllardır görülen en şiddetli kolera salgınıyla mücadele ediyor. MSF ekipleri sadece Darfur bölgesinde, 2 bin 300'den fazla hastayı tedavi etti ve geçen hafta 40 ölüm kaydetti” ifadeleri yer aldı.

Sudan'ın batısındaki Tavile kentinde, yerinden edilmiş insanlar için aceleyle kurulan çadırların önünde Sudanlılar kumlu zemine, güneşin altına giysilerini ve eşyalarını seriyor. Yıkamak için yeterli su olmadığından koleradan korktukları için bunları sterilize etmek istiyorlar.

Sudan'ın batısındaki Darfur bölgesinde el-Faşir'den Tavile'ye göç etmiş olan Muna İbrahim AFP’ye, “Suyumuz, hizmetlerimiz, hatta tuvaletlerimiz bile yok. Çocuklar ihtiyaçlarını açık havada gideriyorlar” dedi.

Burada her şey kolerayı yayıyor gibi görünüyor. Temiz su, sağlık tesisleri ve ilaçların yokluğunda, yüz binlerce Sudanlı ölümcül bakterilerle mücadele etmek için su ve limonu karıştırıyor. Son aylarda, kanlı çatışmalardan ve Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki kamplarının hedef alınmasından kaçmak için yaklaşık yarım milyon kişi 40 km batıdaki Tavile'ye göç etti. Tavile'nin sokakları, yollara yayılmış mülteciler ve hasırlarla yapılmış çatısız çadırlarla doldu. Çadırları çevreleyen bataklıklar ise çok sayıda sinek çekiyor.

Muna İbrahim, “Tavile'de tedavi yok... Limonu suya koyuyoruz, çünkü başka bir önlemimiz yok. Su da bizden çok uzak” ifadelerini kullandı. MSF geçen ay bin 500 kolera hastasına tedavi sağlarken, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Kuzey Darfur eyaletinde 640 binden fazla beş yaşın altındaki çocuğun bu hastalığa yakalanma riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Birleşmiş Milletler (BM) nisan ayından bu yana, Tavile'de 300'den fazla çocukta kolera vakası kaydetti.

İki yıldan fazla süredir yıkıcı bir savaşın yaşandığı ülke, tıbbi altyapı ve iletişimde ciddi bir bozulma yaşıyor ve bu da hastanelere erişimi ve vakaların ve ölümlerin doğru bir şekilde kaydedilmesini engelliyor.

Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile eski yardımcısı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Nisan 2023'te savaş patlak verdi; İki yılı aşkın bir süre boyunca on binlerce kişi hayatını kaybetti ve 13 milyondan fazla kişi ülke içinde ve dışında yerinden edildi.