İran: Bir milletvekili 9 milyon ailenin ‘yoksulluk sınırının altında’ yaşadığını açıkladı

‘Besic Öğrenci Topluluğu’ ayaklanmaların çıkma ihtimaline karşı Reisi’yi uyardı… Ahmedinejad ‘halkın öfkesinin taşacağını’ düşünüyor

Geçen pazar, Tahran Çarşısı’nın merkezindeki bir sokak (Reuters)
Geçen pazar, Tahran Çarşısı’nın merkezindeki bir sokak (Reuters)
TT

İran: Bir milletvekili 9 milyon ailenin ‘yoksulluk sınırının altında’ yaşadığını açıkladı

Geçen pazar, Tahran Çarşısı’nın merkezindeki bir sokak (Reuters)
Geçen pazar, Tahran Çarşısı’nın merkezindeki bir sokak (Reuters)

İran parlamentosundaki bir milletvekili, 9 milyon İranlı ailenin yoksulluk sınırının altında yaşadığını açıkladı. Eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, İran'da halkın öfkesinin taşmak üzere olduğuna dair uyarıda bulundu. Öte yandan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ülkede hayatın pahalılaşmasının protestolara yol açabileceğine dair muhafazakâr müttefiklerinden gelen uyarılarla karşı karşıya kaldı.
İran Parlamentosu İçişleri Komisyonu üyesi Milletvekili Muhammed Hasan Asferi, ülkenin karşı karşıya olduğu mevcut durumdan tüm İran taraflarını sorumlu tuttu. Gıda ürünlerinin ithalatındaki devlet desteğinin kaldırılmasını eleştiren Asferi bir gazeteye yaptığı açıklamada, “İnsanların ceplerini etkileyen ekonomik sorunları çözmek istediğimizde, yoksulluğun köklerini yok etmiyoruz. Aksine yoksulluk her geçen gün daha da kötüleşiyor” ifadelerini kullandı.
Milletvekili, ekonomi ile ilgili sorunların ‘vaatlerle ve lafla çözülemeyeceğini’ belirtti. İşçi maaşlarına yüzde 57'ye varan zam yapılmasına ilişkin söylenenleri önemsiz bulan milletvekili, “Bu (bireysel) gelirlerle yoksulluk sorunu nasıl çözülebilir?” dedi. Asferi, 9 milyon İranlı ailenin yoksulluk sınırının altında yaşadığına dikkat çekerek ‘ailelerin çoğunun ülkede düşük gelire sahip insanlarla ilgilenen İmam Komitesi ve Refah Örgütü'nden yardım almayı beklediğini’ kaydetti.
Eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad resmî web sitesi ‘Dawlat Bahar’a göre, İran'da ‘halkın öfkesinin taşmak üzere olduğuna’ dair uyarıda bulundu. Buşehr kentinde konuşan Ahmedinejad, “Bütün dünyada ve özellikle İran’da insan seli geliyor. İlk adım, halkın öfkesi” dedi.
Öte yandan Tahran Cuma İmamı Muhammed Hasan Ebu Turabi dünkü hutbesinde ülkenin ekonomik sorunlarının ‘geçmiş onlarca yılın ekonomi politikalarının bariz bir sonucu’ olduğunu söyleyerek, hükümetten düşük gelirli kişilere verilen devlet desteği ödemesini değiştirmeye karar verirse, insanları önceden bilgilendirmesini talep etti. Ayrıca ekonomik sorunlarla mücadele ederken ‘bilimsel olmayan’ kararlar alındığı konusunda uyarıda bulundu.
Ancak muhafazakarların kalesi Kum şehrinde, Kum Cuma İmamı Muhammed Saidi, suçlamalarını ‘düşmanlara’ yönelterek, “İnsanları sıkıntıya sokmaya çalışıyorlar” dedi ve yetkilileri ‘gece gündüz çalışarak bu komploları çökertmeye’ çağırdı. Aynı zamanda, ülke yetkililerine ‘ekonomiyi iyileştirmek, belirleyici kararlar almak ve yolsuzluk yapanlar ile ekonomiyi bozanların ellerini kesmek için harekete geçme’ çağrısında bulundu.
‘Islahat News’ sitesine göre İran'da söz sahibi olan din adamlarının kalesi sayılan Kum İlim Havzası Müderrisleri ve Araştırmacıları Birliği’nin üyesi Muhammed Taki Fazıl Meybodi, Reisi’ye bir uyarı mektubu gönderdi. Meybodi uyarı mektubunda, “Ülkenin ekonomik koşullarının iyileştirilememesi ve fiyat yükselişinin durdurulamaması durumunda açlar isyan edecektir ve isyan devrimden daha tehlikelidir” ifadelerini kullandı.
İran üniversitelerindeki Besic güçlerinin bir kolu olan ‘Besic Öğrenci Topluluğu’, gıda ürünlerinin fiyatlarının beklenmedik bir şekilde artması sonucunda ülkenin dört bir yanında ayaklanmaların patlak verme ihtimaline karşı Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’ye ‘ciddi’ uyarılarda bulundu.
Bu haftanın başlarında Şarku’l Avsat’a konuşan İranlı kaynaklar, İran’da gıda fiyatlarının artması, Viyana müzakerelerinin başarısız olacağına ilişkin endişelerin hız kazanması ve yetkililerin su politikaları ile yaz mevsiminde su kıtlığı yaşanması ihtimali yüzünden geçen sene ülkenin tanık olduğu protestoların tekrar etme olasılığına karşın yetkili makamların, güvenlik servislerine ve yargı makamlarına önümüzdeki üç ay için gösterilere karşı hazır olmaları yönünde ‘gizli direktifler’ verdiklerini aktardılar.
İran merkezli internet sitelerinde, un fiyatlarındaki artıştan dolayı ekmek fiyatlarının on kat arttığı ve makarna eksikliği ile ilgili haberler yer aldı. İran bir taraftan yeni bir enflasyon dalgası ile karşılaşırken, diğer taraftan da nükleer anlaşmayı canlandırmayı ve İran'a yönelik ekonomik yaptırımları kaldırmayı amaçlayan Viyana müzakerelerinin başarısız olacağına dair endişeler artıyor. Müzakerelerin sonuçları açıklanmadan önce hükümet, yeni mali yıla (21 Mart itibariyle) ithal gıda ürünlerine yönelik devlet desteğini kaldırarak başlama kararı aldı.
Hükümet, yolsuzluğa karşı yürüttüğü kampanyanın bir parçası olarak gıda ürünleri ithal edenlere devlet destekli dolar temin etmeye son verme kararının haklılığını savunuyor.
Hükümet Sözcüsü Ali Bahadıri Cehromi dün yaptığı açıklamada, ekmek fiyatlarının bu yıl sonuna kadar (21 Mart 2023) artmayacağını söyledi. Hükümetin resmi hesabından yapılan bir açıklamasında Sözcü:
“İran Cumhurbaşkanı ekmeğin fiyatının artmasına izin vermeyecek. Önceki yıllarda hükümet destekli dolar bazı mallara tahsis edilmişti, ancak ekonomik durumu iyileştireceği düşünülen mallar ile ilgili tam tersi oldu” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz pazartesi günü, Millî Eğitim Bakanlığı çalışanları ve işçiler arasında ortak protesto gösterilerine tanık olundu. Öğretmenler Sendikası Koordinasyon Komitesi ve İşçi sendikaları, güvenlik güçlerinin İran'da Öğretmenler Günü'ne denk gelen ‘İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’ mitingine katılan öğretmenlere ve işçilere yönelik gözaltı furyası başlattıklarını aktardı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch-HRW), dün İranlı yetkililere 1 Mayıs protestoları sırasında tutuklanan öğretmenleri serbest bırakmaları çağrısında bulundu.
Öğretmenler Sendikası Koordinasyon Komitesi, geçtiğimiz günlerde tutuklanan 17 öğretmenin akıbetine ilişkin duyduğu endişeyi dile getirdi. Gözaltına alınanlardan bazılarının aileleriyle görüşmesi ve bir kısmının serbest bırakılmasıyla bu sayı dün 11'e düştü.
İran Milli Eğitim Bakanı Yusuf Nuri iki gün önce, protesto gösterilerine katılan öğretmenleri okuldan atmakla tehdit ederek bunu ‘yasadışı bir eylem’ olarak nitelendirdi.
Son aylarda İran, yüzde 40’ı aşan enflasyonun zorlu ekonomik koşullar altında maaşlarına yansımalarını protesto eden öğretmen ve diğer çalışanların protestolarına tanık oldu.
Fransız haber ajansına (AFP) göre İran merkezli İtimad Gazetesi, HRW’nin toplamda 38 öğretmenin tutuklandığını ve ‘17’sinin hala tutuklu durumda’ olduğunu bildirdiğini aktardı.
HRW’de araştırmacı olan Tara Sepehri Far konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “İranlı yetkililer, ortak haklarını talep etmek için toplanmaya çalışan kişileri bir kez daha hapse göndermeye karar verdi” ifadelerini kullandı. İran İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün yaptığı açıklamaya göre, nisan ayı ortasında sendika öğretmeni Resul Bedaği gösterilere katıldığı için beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Örgüt, Tahran rejiminin İran yılının mart ayında başlamasından bu yana ‘aktivist öğretmenlere’ baskı uyguladığını belirtiyor.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.