İngiltere'de iktidar partisi yerel seçimlerde 467 sandalye kaybetti

Muhafazakarların son 10 yıldaki en kötü ikinci büyük başarısızlığı olarak kayda geçen seçimlerin, zaten koltuğu tehlikede olan Başbakan Boris Johnson'ı daha da zor duruma soktuğu değerlendiriliyor.

AA
AA
TT

İngiltere'de iktidar partisi yerel seçimlerde 467 sandalye kaybetti

AA
AA

İngiltere, Galler ve İskoçya'da yapılan yerel yönetimler seçimlerinde iktidardaki Muhafazakar Parti, 460'tan fazla belediye meclis üyeliği ve 12 belediyede kontrolü kaybederken, Kuzey İrlanda'daki parlamento seçimlerini ise İngiltere'den ayrılığı savunan Sinn Fein önde götürüyor.
İngiltere, Galler ve İskoçya'daki toplam 200 belediyeden 196'sının sonucu belli oldu.
Buna göre, Başbakan Boris Johnson'ın lideri olduğu Muhafazakar Parti, belediye meclislerinde İngiltere'de 338, Galler'de 67 ve İskoçya'da 62 sandalye kaybetti. Partinin kontrolü kaybettiği belediye sayısı ise 12 oldu.
Muhafazakarlar, İskoçya'da ise bağımsızlık yanlısı İskoç Ulusal Partisi (SNP) ve İşçi Partisi'nin ardından geldi. Muhafazakar Parti'nin bölgede üçüncülüğe düşmesi, bağımsızlık referandumu isteyen SNP'nin elini güçlendirdi.

İşçi Partisi'nin başarısı sınırlı oldu
Ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin sandalye sayısı İngiltere'de 51, İskoçya'da 20 ve Galler'de 58 arttı. Parti, Muhafazakarların Londra'daki kalelerinden Wandsworth ve Westminster dahil 6 yeni belediyede kontrolü elde etti.
Artan hayat pahalılığı ve Başbakan Boris Johnson'ın para cezası aldığı Başbakanlıkta pandemi kısıtlamalarının ihlal edildiği partilere rağmen İşçi Partisi'nin başarısının sınırlı olması dikkati çekti.
BBC, sayımın tamamlanmasıyla İşçi Partisi'nin oyların yüzde 35'ini, Muhafazakarların ise yüzde 30'unu alacağının tahmin edildiğini duyurdu.
Sky News, mevcut sonuçlar dikkate alındığında bir sonraki genel seçimde Muhafazakar Parti'nin iktidarı kaybedeceği öngörüsünde bulundu.
Seçimde beklenmedik çıkışı, Liberal Demokratlar yaptı. 5 yeni belediye kazanan Liberal Demokratların elde ettiği yeni sandalyelerin sayısı da 222 oldu.
Böylelikle iktidar partisi yerel seçimlerde 467 sandalye kaybetti.

"Zor bir gece"
Başbakan Boris Johnson, partisinin bazı yerlerde "zor bir gece" geçirdiğini, ancak sonuçların genel olarak karışık olduğunu ileri sürdü.
İşçi Partisi lideri Keir Starmer , partisinin bir sonraki genel seçimleri kazanma yolunda olduğunu öne sürdü.
Ancak sonuçların açıklandığı sıralarda polis, Starmer'ın geçen yıl bir etkinlik sırasında Kovid-19 kurallarını ihlal edip etmediğine ilişkin soruşturma başlattığını açıkladı. Bu durum, Starmer'ın iktidar partisi karşısındaki sınırlı da olsa başarısını gölgede bıraktı.
Liberal Demokrat Lideri Ed Davey ise sonuçların partisinin kaderi için bir "dönüm noktası" olacağını söyledi.

İktidar partisinde liderlik mücadelesi başlayabilir
Muhafazakarların son 10 yıldaki en kötü ikinci büyük başarısızlığı olarak kayda geçen seçimlerin, zaten koltuğu tehlikede olan Johnson'ı daha da köşeye sıkıştırması bekleniyor.
İşçi Partisi'nin yüzde 5 gerisine düşen ve bir sonraki seçimde iktidarı kaybetme riski bulunan partinin milletvekillerinin bir liderlik mücadelesi başlatabileceği değerlendiriliyor.
Koltuğunu kaptıran Carlisle Belediye Meclisi Başkanı, BBC'ye yaptığı açıklamada, sonuçların sadece Başbakanlıktaki partilerden kaynaklanmadığını belirterek, "Esasen, insanların artık Başbakan'ın gerçeği söyleyeceğine dair bir güveni olduğunu sanmıyorum." dedi.
Muhafazakar Parti'nin 4 sandalye kaybettiği Portsmouth Belediyesindeki Muhafazakarların lideri Simon Bosher, Johnson'ın "aynaya iyi ve güçlü bir şekilde bakması" gerektiğini ifade ederek, hükümette olanların bedellerini koltuklarını kaybedenlerin ödediğini söyledi.
Muhafazakar Parti milletvekili Roger Gale, Ukrayna'daki duruma rağmen Johnson'ın gitme zamanının geldiğini kaydetti.
Diğer bir vekil David Simmonds da, Başbakanlıktaki partilerin "bir numaralı sorun" olduğunu söyledi. Bu meselenin yaşam maliyeti gibi konuların çok ötesinde olduğunu savunan Simmonds, "Burada bir mesaj olduğu çok açık, insanlar oylarını birçok farklı partiye yönlendirdi. Partime ve hükümete, bir değişiklik olması gerektiğini söyleyen bir mesaj gönderiyorlar." dedi.

Kuzey İrlanda'da ayrılıkçılar önde
Kuzey İrlanda'da yapılan parlamento seçimlerini ise, İngiltere'den ayrılığı savunan Sinn Fein önde götürüyor.
Sky News tarafından yayımlanan verilere göre, Sinn Fein oyların yüzde 29'unu alırken, İngiltere ile birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi (DUP) yüzde 21'de kaldı.
Bu sonuçla bölgenin 100 yıllık tarihinde ilk kez İrlanda milliyetçisi bir parti, seçimde ilk sırayı alarak Başbakan çıkarma şansını elde etti. Ancak Kuzey İrlanda'ya özel yetki paylaşımı anlaşmasına göre, iki tarafın bölgeyi birlikte yönetmesi gerekiyor.
DUP, Sinn Fein'in Kuzey İrlanda'daki lideri Michelle O'Neill'in başbakan olması durumunda başbakan yardımcılığı için herhangi bir isim önermeyeceğini duyurdu.
İki tarafın, Brexit'in parçası olan ve bölgeyi Birleşik Krallık'ın geri kalanından farklı olarak AB ile Gümrük Birliği içinde tutan Kuzey İrlanda Protokolü konusundaki görüş ayrılıkları da dikkate alındığında olası bir yönetim krizinin, daha derin anlaşmazlıklara yol açmasından endişe ediliyor.
İrlanda Cumhuriyet Ordusu'nun (İRA) siyasi kanadı olarak değerlendirilen Sinn Fein, İngiltere'den ayrılarak AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile birleşilmesini savunuyor. Partinin Başbakanlığı ele geçirmesinin, İrlanda birliği konusunda bir referandum olasılığını artıracağı değerlendiriliyor.
O'Neill de Sky News'e yaptığı açıklamada, olası referanduma ilişkin tartışmaların sonuçlardan bağımsız olarak devam edeceğini söyledi.



Beyaz Saray: Amerika ve Ukrayna'nın barış anlaşması konusunda iki noktada anlaşamadığı belirtiliyor

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, gazetecilere yaptığı açıklamadan bir kare (EPA)
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, gazetecilere yaptığı açıklamadan bir kare (EPA)
TT

Beyaz Saray: Amerika ve Ukrayna'nın barış anlaşması konusunda iki noktada anlaşamadığı belirtiliyor

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, gazetecilere yaptığı açıklamadan bir kare (EPA)
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, gazetecilere yaptığı açıklamadan bir kare (EPA)

Beyaz Saray Sözcüsü Karolyn Leavitt, dün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump ile Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenskiy arasında bu hafta herhangi bir görüşme planlanmadığını söyledi.

Reuters'a konuşan kaynaklar, Zelenskiy'nin bu hafta Trump ile Ukrayna'daki savaşı sona erdirme planının hassas yönlerini görüşmek üzere Amerika Birleşik Devletleri'ne gidebileceğini söyledi.

Leavitt, Washington ve Kiev'in Rusya'nın Ukrayna'daki savaşını sona erdirme amaçlı olası bir anlaşma konusunda verimli görüşmelerde bulunduğunu ve hâlâ "sadece iki anlaşmazlık noktası" olduğunu ifade etti.

Fox News'in The Story programına verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump'ın savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varma olasılığı konusunda iyimser olduğunu belirtti.

Leavitt, özellikle Cumhuriyetçi Parti içinden Başkan Donald Trump'a yöneltilen, Trump'ın Ukrayna'daki çatışmayı sona erdirme çabalarında Rusya'ya karşı taraflı davrandığını eleştirilerine yanıt verdi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Beyaz Saray sözcüsü, "Amerika Birleşik Devletleri'nin bu savaşı sona erdirmek için her iki tarafla da eşit şartlarda çalışmadığı" fikrinin tamamen yanlış olduğunu belirtti.

Levitt, Trump'ın, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle başlayan savaşı sona erdirmek için bir plan üzerinde çalışma olasılığı konusunda "iyimserlik ve umut" ifade ettiğini söyledi.

Benzer bir bağlamda, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün yaptığı açıklamada, ABD ve Avrupa ile görüşülen önerilen barış planının "doğru" noktalar içerdiğini, ancak Amerikalı mevkidaşı Donald Trump ile görüşeceği hassas konular olduğunu söyledi.

Zelenskiy, dün akşam televizyonda yaptığı konuşmada, "Cenevre görüşmelerinin ardından, şu an itibarıyla daha az madde var- artık 28 değil- ve bu çerçeveye önemli sayıda doğru unsur dahil edildi" dedi.

Zelenskiy, "Ekibimiz bugün yeni taslak adımlar hakkında bir rapor sundu ve bu gerçekten doğru bir yaklaşım. Hassas konular ve en hassas noktalara gelince, bunları Başkan Trump ile görüşeceğim" ifadesini kullandı.

ABD yönetiminin önerdiği plana göre Moskova'nın hak iddia ettiği doğu Ukrayna'daki Donetsk ve Luhansk bölgeleri ile Rusya'nın 2014'te ilhak ettiği Kırım Yarımadası, ABD de dahil olmak üzere "fiilen Rus toprağı olarak tanınacak".

28 maddelik Amerikan planı, iki güney bölgesinin, Herson ve Zaporijya'nın bölünmesini öngörüyor. Kiev mevcut formülü kabul ederse, NATO'ya katılma hedefinden de vazgeçmeli ve bunu anayasasına dahil etmelidir.

Planda ayrıca Ukrayna ordusunun 600 bin askerle sınırlandırılması, NATO'nun Ukrayna'ya asker konuşlandırmaması, ancak Avrupa savaş uçaklarının Kiev'i korumak için Polonya'da konuşlandırılması öngörülüyor.


Trump, yapay zeka temelli bilimsel araştırmaları hızlandırmak için “Genesis Misyonu” kararnamesini imzaladı

Trump, Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde imzaladığı bir başkanlık kararnamesini elinde tutarken (Arşiv - Reuters)
Trump, Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde imzaladığı bir başkanlık kararnamesini elinde tutarken (Arşiv - Reuters)
TT

Trump, yapay zeka temelli bilimsel araştırmaları hızlandırmak için “Genesis Misyonu” kararnamesini imzaladı

Trump, Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde imzaladığı bir başkanlık kararnamesini elinde tutarken (Arşiv - Reuters)
Trump, Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde imzaladığı bir başkanlık kararnamesini elinde tutarken (Arşiv - Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, araştırmaları hızlandırmak ve bilimsel atılımlar gerçekleştirmek için yapay zekayı (AI) kullanmaya yönelik olan ‘Genesis Mission’ isimli ulusal girişimi başlatan kararnameyi imzaladı.

Genesis Mission, yapay zeka kullanarak kamu araştırmalarından bilimsel veriler toplayabilen bir platform oluşturmayı amaçlıyor. Başkanlık kararnamesine göre bu alan yeni yapay zeka modellerinin geliştirilmesine, araştırmanın belirli aşamalarının otomatikleştirilmesine ve yeni hipotezlerin test edilmesine olanak tanıyacak.

ABD Enerji Bakanı Chris Wright, telefonla düzenlediği basın toplantısında çip devleri Nvidia ve AMD'den bahsetti. Ayrıca, bulut bilişim şirketleri Dell ve HP'nin de projenin ortakları olduğunu belirten Bakan Wright, başka şirketlerin de projeye katılacağını kaydetti.

Genesis Mission girişimi, laboratuvarlar ve devlet kurumları arasında veri toplamanın yanı sıra platform kullanıcılarına yeterli bilgi işlem gücü sağlamak için büyük bulut altyapılarının kullanılmasını da öngörüyor. Dün yayınlanan başkanlık kararnamesi, Enerji Bakanlığı'na, nükleer füzyondan yarı iletken üretimine kadar çeşitli alanlarda keşifleri hızlandırmak için ülkenin süper bilgisayarlarını, federal bilimsel veri setlerini ve araştırma tesislerini bir araya getiren entegre bir yapay zeka platformu kurma yetkisi veriyor.

Kararname metninde, “ABD, yapay zeka geliştirme alanında küresel teknolojik üstünlük için rekabet ediyor” deniyor. Yapay zeka, ‘bilimsel keşif ve ekonomik büyüme için önemli bir sınır’ olarak tanımlanıyor. Girişimin merkezinde, araştırmacılara yüksek performanslı bilgi işlem kaynaklarına, yapay zeka modelleme araçlarına ve bilimsel modelleri eğitmek ve araştırmaları otomatikleştirmek için geniş federal veri koleksiyonlarına erişim sağlayacak olan Amerikan Bilim ve Güvenlik Platformu yer alıyor.

Öncelikli alanlar arasında ileri imalat, biyoteknoloji, biyomalzemeler, nükleer enerji, kuantum bilişim ve yarı iletkenler bulunuyor. Tüm bunlar, ABD'nin Çin'den artan rekabetle karşı karşıya olduğu alanlar. Başkanlık kararnamesi, hassas araştırmaların güvenliği için sıkı siber güvenlik önlemleri alınarak özel şirketler, üniversiteler ve ulusal laboratuvarlarla iş birliği yapılmasını öngörüyor.


Tayvan Başbakanı: Çin'e geri dönmek Tayvan halkı için bir seçenek değil

Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)
Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)
TT

Tayvan Başbakanı: Çin'e geri dönmek Tayvan halkı için bir seçenek değil

Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)
Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)

Tayvan Başbakanı Chu Jung-tae, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde Pekin'in Tayvan üzerindeki egemenlik iddialarını güçlendirmesinin ardından bugün yaptığı açıklamada, adanın 23 milyonluk nüfusu için Çin'e geri dönmenin bir seçenek olmadığını söyledi.

Şi dün Trump'a, II. Dünya Savaşı'nın sonunda "Tayvan'ın Çin'e dönmesinin" Pekin'in dünya düzeni vizyonunun önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tayvan'ın demokratik olarak seçilmiş hükümeti, Çin'in bu tutumunu şiddetle reddediyor.

Chu, parlamento dışında gazetecilere yaptığı açıklamada, Tayvan'ın "tamamen bağımsız ve egemen bir ülke" olduğunun tekrar vurgulanması gerektiğini söyledi. "Ülkemizin 23 milyonluk nüfusu için (geri dönmek) bir seçenek değil, bu çok açık" ifadelerini kullandı.