Kültür savaşı: Alman müzesi Rusya'yı silerken Moskova'da NATO karşıtı sergi düzenlendi

Kremlin'in fonladığı sergide Ukraynalı askerlere ait olduğu öne sürülen ekipmanlar da gösterildi

Rusya Savunma Bakanlığı tarafından fonlanan sergide "NATO'nun suçlarının" sergilendiği öne sürülüyor (AFP)
Rusya Savunma Bakanlığı tarafından fonlanan sergide "NATO'nun suçlarının" sergilendiği öne sürülüyor (AFP)
TT

Kültür savaşı: Alman müzesi Rusya'yı silerken Moskova'da NATO karşıtı sergi düzenlendi

Rusya Savunma Bakanlığı tarafından fonlanan sergide "NATO'nun suçlarının" sergilendiği öne sürülüyor (AFP)
Rusya Savunma Bakanlığı tarafından fonlanan sergide "NATO'nun suçlarının" sergilendiği öne sürülüyor (AFP)

Rusya - Ukrayna savaşı tüm şiddetiyle sürerken, çatışmaların yarattığı kriz kültür alanında da yankılanıyor.
Almanya, II. Dünya Savaşı'nda Nazilerin Sovyetler Birliği'ne teslim olduğu binada yer alan Alman - Rus Müzesi'nin adından "Rusya" kelimesini çıkarmaya karar verdi. Rusya ise NATO karşıtı bir sergi düzenliyor.
Birleşik Krallık'ın (BK) önde gelen gazetelerinden Guardian'ın 6 Mayıs tarihli haberine göre, Berlin'in doğusundaki Karlshorst'ta yer alan müzenin direktörü Jörg Morré, "İstilanın ilk gününde bile öyle bir dönüm noktası yaşandı ki 'Bunu yapmak zorundayız' demiştik" ifadelerini kullandı.
Morré, müzenin adının artık Berlin-Karlshorst şeklinde değiştirileceğini söyledi.
Müzenin yer aldığı bina, II. Dünya Savaşında Nazi Almanyası'nın silahlı kuvvetleri Wehrmacht'ın üssü olarak kullanılıyordu. Wehrmacht, 8-9 Mayıs 1945'te Sovyetler Birliği'ne bağlı Kızıl Ordu'dan generaller ve ABD, BK ve Fransa'dan temsilcilerle bu binada görüşerek teslimiyet anlaşmasını imzalamıştı.
Bina, 30 yıl önce Rus ve Alman tarihçiler tarafından müzeye dönüştürülmüş ve bunun için her iki ülkeden de fon sağlanmıştı. Alman - Sovyet ilişkileri tarihine adanan müze 1995'te halka açılmıştı.  
Almanya ve Rusya'nın yanı sıra Belarus ve Ukrayna'dan da tarihçiler müzedeki sergilere katkı sağlamıştı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşın ilk gününde Morré, müzenin önünde bu 4 devlete ait bayraklardan üçünü indirmiş, sadece Ukrayna'nın bayrağının kalmasına izin vermişti.

NATO karşıtı müze
Öte yandan Rusya'nın başkenti Moskova'da da NATO karşıtı bir sergi yoğun ilgi gördü.
Çağdaş Rus Tarihi Müzesi'nde nisan başlarında açılan "NATO: Bir Zulmün Tarihçesi" adlı sergide, 1999'da NATO'nun Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'ni bombalamasının yanı sıra ABD'nin Irak ve Afganistan'daki savaşına dair de çizim ve bilgilere yer verildi.
 moskova sergi 3 afp.jpg
ABD'nin Irak ve Afganistan'daki harekatlarına NATO da destek vermişti (AFP)
Ayrı sergide, NATO 1949'da kurulmuş olmasına rağmen, ABD'nin II. Dünya Savaşı sırasında 1945'te Japonya'nın Hiroşima ve Nagasaki ülkelerine attığı atom bombalarına dair çizimler ve bilgiler de yer aldı.
Müzenin kıdemli araştırmacısı Fyodor Kokin, NATO'nun Rusya - Ukrayna savaşında önemli rol oynadığını belirterek "Birlikteki ülkelerin aslında hayli aktif şekilde bu çatışmaya dahil olduğunu görüyoruz. Ukrayna'ya silah, ekipman ve mühimmat gönderiyorlar" dedi.
 moskova sergi afp.jpg
Sergide, savaştaki Ukraynalı askerlere ait olduğu iddia edilen ekipmanlar da gösterildi (AFP)
Kokin, serginin birkaç hafta içinde hazırlandığını ve şimdiye dek 14 bin kişinin katıldığını söyledi. Araştırmacı, özellikle Rusya'nın II. Dünya Savaşı'ndaki galibiyetini anarak her yıl düzenlediği 9 Mayıs Zafer Günü öncesi katılımın yoğun olduğunu belirtti.
Sergide, savaşta Ukrayna ordusuna bağlı olan radikal sağcı Azov Taburu'ndan bir askerin üstünden çıktığı iddia edilen Amerikan bayrağı ve "SS" sembolünün yer aldığı bir kask da gösterildi. SS (Schutzstaffel; Almanca "Koruma Taburu") birlikleri Nazi Almanyası'nda önemli paramiliter oluşumlardan biriydi.
 moskova sergi 2 afp.jpg
Bir Azov Taburu savaşçısına ait olduğu öne sürülen Amerikan bayrağı, Ukrayna plakası ve Azov arması, SS kaskının yanında sergilendi (AFP)
Kokin, sergide "BK'de üretilmiş ve Ukrayna ordusu tarafından kullanılan bir tanksavar ateşleyicisinin de yer aldığını" belirtti.
Kütüphanecilik eğitimi veren, öğrencilerini sergiye getiren ve soyadını paylaşmayan Alexandra ise organizasyonunun "aceleyle düzenlendiğini ve vakit kaybı olduğunu" söyledi.

Independent Türkçe, AFP, Guardian



Beyaz Saray yakınında silahlı saldırı: 2 ABD askeri vuruldu Beyaz Saray kapatıldı

Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
TT

Beyaz Saray yakınında silahlı saldırı: 2 ABD askeri vuruldu Beyaz Saray kapatıldı

Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)

ABD medyası ABC News, Washington’da Beyaz Saray yakınında iki askerin silahlı saldırıya uğradığını bildirdi.

Beyaz Saray sözcüsü, Başkan Donald Trump’ın olay hakkında bilgilendirildiğini ve Beyaz Saray’ın kapatıldığını açıkladı.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem ise iki Ulusal Muhafız mensubunun Washington’da silahlı saldırıya maruz kaldığını doğruladı, ancak detay vermedi.


İran, Hamaney sonrası döneme mi hazırlanıyor?

Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
TT

İran, Hamaney sonrası döneme mi hazırlanıyor?

Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf

Financial Times, İran’daki elit çevrelerde özellikle Batı ve Arap ülkeleriyle ilişkiler konusunda dış politikanın yeniden şekillendirilmesi gerektiğine dair tartışmaların arttığını bildirdi. Bu tartışmalar, Haziran ayında İsrail ile yaşanan 12 günlük savaşın ardından gündeme geldi.

Habere göre, İran elitleri arasında bir değişim gözlemleniyor; devrimin ikinci kuşağı, üst düzey yetkililer ve yönetim içi önemli isimler bu tartışmalara dahil. Lider Ali Hamaney’in (86) görünürlüğü, İsrailli yetkililerin suikast tehdidi sonrası azaldı ve Hamaney’in yerine geçecek liderle ilgili spekülasyonlar gündeme geldi.

İçerideki pragmatik sesler arasında yer alan Hamza Safavi, İran’ın ABD ve İsrail’e karşı tutumunu yeniden değerlendirmesi gerektiğini vurguluyor ve Çin modelinden örnek veriyor. Eski parlamento üyesi Fazile Haşimi ise Washington ile diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasını ve İran’ın daha açık bir sisteme doğru adım atmasını savunuyor.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times’tan aktardığı analize göre bu tartışmaların kısa vadede sınırlı etkisi olabileceğini, ancak Hamaney sonrası dönemin temel fikir ve nüfuz mücadelesini şimdiden şekillendirdiğini belirtiyor. Halkın, ideolojik çatışmaların ekonomik ve yaşam standartları üzerindeki etkilerinden endişeli olduğu vurgulanıyor.


Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
TT

Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Katz ile Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisinde düzenlenen uzlaşı toplantısında bir araya gelmiş olsalar da aralarındaki gerilim dinmedi. Tartışma, İsrail kamuoyunda büyük tepki yaratırken yorumcular bunu “öğretmenin çocukların kavgasından keyif aldığı bir anaokulu”na benzetiyor.

Anlaşmazlık, Zamir’in 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısı sırasında yaşanan “büyük başarısızlıktan” sorumlu tuttukları üst düzey subaylara ceza vermesiyle başladı. Savunma Bakanı Katz ise bu kararların kendisine danışılmadan alındığını söyleyerek uygulamayı reddetti. Uzmanlara göre konu artık yalnızca iki isim arasındaki bir çekişme değil; hükümet ile güvenlik kurumları arasındaki güç mücadelesine dönüşmüş durumda.

Netanyahu’nun bu krizi kendi lehine kullanmaya çalıştığı belirtiliyor. Başbakanın, yaklaşan Likud iç seçimleri öncesinde Katz’ın parti içindeki konumunu zayıflatmak, aynı zamanda Zamir’in ordudaki konumunu da tartışmalı hâle getirmek istediği ifade ediliyor.

Gerilim son olarak dün gece doruğa ulaştı. Netanyahu, iki tarafı barıştırmak için Katz ve Zamir’i birlikte toplantıya çağırdı. Ancak Katz toplantıya zamanında gelmedi ve iki ayrı görüşme yapılmasını tercih ettiğini bildirdi. Netanyahu’nun da bu talebi kabul ettiği aktarıldı.

Netanyahu’dan iki tarafa da mesajlar

Başbakanlık çevreleri, basına yapılan sızıntılarla iki tarafa da mesajlar iletti. Medyaya yansıyan haberlere göre Netanyahu, Katz’ın “Genelkurmay Başkanıyla gereksiz çatışma çıkardığını ve aşırı şekilde saygısız davrandığını” düşünüyor. Öte yandan başka sızıntılarda Netanyahu’nun, “Zamir’in atanmasının hata olduğunu düşündüğü, bağımsız hareket ettiği ve görev öncesi verdiği sözlerden döndüğü” iddia edildi.

fgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bir ordu karargahındabir araya geliyor. (İsrail hükümeti)

Bu sızıntılar kamuoyunda tartışma yaratınca, bu kez “askerî çevrelerin kasıtlı olarak gerilimi artırmak için bilgi sızdırdığı” iddia edildi. Netanyahu’ya yakın isimler, başbakanın Katz’ı da Zamir’i de görevden almayı planlamadığını savundu.

Çatışmanın kökeni

Gerilim, Zamir’in Hamas saldırısı sırasında güney cephesinden sorumlu komutanlara disiplin cezaları vermesi ve terfi listesini bakanlığa danışmadan hazırlamasıyla büyüdü. Katz, buna karşılık terfileri askıya aldı ve ordu içi incelemelerin yeniden araştırılmasını içeren başka bir komisyon kurdu.

Zamir, yapılan tüm atama ve cezaların “profesyonel askerî kararlar” olduğunu savunurken, Katz bunu “otoriteye başkaldırı” olarak niteliyor. Netanyahu ise hem Zamir’i “bakanı yok saymakla”, hem de Katz’ı “gerilimi tırmandırmakla” eleştirdi.

Orduyu suçlama stratejisi

Haaretz gazetesi, yaşananları “7 Ekim hükümetinin tüm sorumluluğu orduya yükleme çabasının” bir parçası olarak değerlendirdi. Gazete, hükümetin “kamuoyunun orduya güvenini sarsmayı, atamaları siyasallaştırmayı ve Genelkurmay Başkanı’nı küçük düşürmeyi” amaçladığını iddia etti.

Strateji uzmanı Efrahim Ganor da Maariv’e yaptığı açıklamada, yaşananların “devlet güvenliğini tehlikeye atan bir skandal” olduğunu belirterek, “Gerçek bir devlet adamı önceliğini güvenliğe ve ülkenin geleceğine verirdi” dedi.

Lapid’den Netanyahu’yu sıkıştıracak hamle

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, gelecek hafta ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze krizinin çözümü ve rehinelerin serbest bırakılması için sunduğu 20 maddelik planı Knesset’e oylatacağını açıkladı. Lapid’in amacı, bu plana karşı çıkan koalisyon partilerini zor durumda bırakarak Netanyahu’yu ABD yönetimi karşısında sıkıştırmak.

Lapid, muhalefetteki ortağı Avigdor Liberman’ı da plana destek vermeye ikna etmeye çalışıyor. “İsrail halkı, Başkan Trump’ın rehinelerin serbest bırakılması için yürüttüğü cesur girişime minnettardır” diyen Lapid, tüm partilere plana destek çağrısı yaptı.