İran, AB Siyasi Direktörü Mora'nın 10 Mayıs'ta Tahran'ı ziyaret edeceğini duyurdu

AA
AA
TT

İran, AB Siyasi Direktörü Mora'nın 10 Mayıs'ta Tahran'ı ziyaret edeceğini duyurdu

AA
AA

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Siyasi Direktörü Enrique Mora'nın ABD ile İran arasında çözüme kavuşamayan meseleler nedeniyle çıkmaza giren Viyana'daki nükleer müzakereleri yeniden başlatabilmek için 10 Mayıs'ta Tahran'ı ziyaret edeceği bildirildi.
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyine bağlı yayın yapan "Nournews", AB Siyasi Direktörü ve Başmüzakereci Mora'nın 10 Mayıs'ta Tahran'ı ziyaret edeceğini duyurdu.
Açıklamada, "AB'nin Tahran ve Washington arasındaki görüş alışverişinde oynadığı rol göz önüne alındığında Mora'nın Tahran ziyareti, Viyana'daki görüşmelerde çözülemeyen küçük ama önemli meseleler üzerinde yapıcı istişareler için yeni bir adım olarak görülebilir." ifadelerine yer verildi.
Mora, 2015'te İran ile imzalanan nükleer anlaşmanın yeniden uygulanmasını sağlama ve ABD'nin anlaşmaya dönüşünün ele alındığı Viyana'daki nükleer müzakerelerde, Devrim Muhafızları Ordusuna yönelik yaptırımların kaldırılması konusuyla ilgili İran ile ABD arasındaki çıkmazı ortadan kaldırmak için İranlı yetkililerle görüşecek.

İran ile nükleer müzakereler
İran ile 2015'te imzalanan nükleer anlaşmanın yeniden tam anlamıyla uygulanmasını sağlama ve ABD'nin anlaşmaya dönüşünün ele alındığı nükleer görüşmeler, Rusya, Çin, Almanya, Fransa, İngiltere ve İran'dan üst düzey temsilcilerin katılımıyla Avusturya'nın başkenti Viyana'da yapılıyor.
Eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekilen Washington ise AB aracılığıyla görüşmelere dolaylı katılım sağlıyor.
Washington, Tahran'ın anlaşmadaki taahhütlerine geri dönmesini isterken, İran nükleer anlaşmadan ayrılan taraf olarak öncelikle ABD'nin anlaşmaya dönerek tüm yaptırımları kaldırmasını ve anlaşmadan tekrar ayrılmayacağına dair güvence vermesini talep ediyor.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, müzakerelerin 11 Mart'ta "dış etkenler" nedeniyle durdurulduğunu açıklamıştı.

Devrim Muhafızları Ordusuna yaptırımların kaldırılması konusu
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 27 Mart'ta devlet televizyonuna verdiği mülakatta, "ulusal kahramanlar" olarak nitelediği Devrim Muhafızları Ordusuna yönelik yaptırımların kaldırılmasının ülkesinin "kırmızı çizgisi" olduğunu belirtmişti.
ABD yönetimi ise nükleer anlaşmanın kapsamı dışındaki yaptırımların kaldırılması için Washington'un endişelerinin Tahran tarafından giderilmesi gerektiğini açıklamıştı. ABD medyasında, Washington'un Devrim Muhafızları Ordusunun "yabancı terör örgütleri" listesinden çıkarılsa dahi ona bağlı Kudüs Gücünün listede tutulacağı bir plan üzerinde çalıştığına dair iddialar yer alıyor. İran ise yaptırımların tamamen kaldırılmasını şart koşuyor.
Washington, Nisan 2019'da eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde İran Devrim Muhafızları Ordusunu "yabancı terör örgütleri" listesine almıştı.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.