CIA Direktörü: Rusya’nın nükleer silah kullanmaya hazır olduğuna dair bir kanıt yok

William Burns 15 Nisan 2021’de Kongre’de konuşuyor (Reuters)
William Burns 15 Nisan 2021’de Kongre’de konuşuyor (Reuters)
TT

CIA Direktörü: Rusya’nın nükleer silah kullanmaya hazır olduğuna dair bir kanıt yok

William Burns 15 Nisan 2021’de Kongre’de konuşuyor (Reuters)
William Burns 15 Nisan 2021’de Kongre’de konuşuyor (Reuters)

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü Willam Burns, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’da kaybetmeyi göze alamayacağını ancak nükleer silah kullanmayı planladığına dair hiçbir kanıt olmadığını söyledi.
Burns, Washington’da Financial Times için düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmada, “Bence (Putin) kaybetmeyi göze alamayacağına inandığı bir ruh hali içinde. Sanırım hala savaşı tırmandırmanın ilerleme kaydetmesini sağlayacağına inanıyor” dedi.
CIA Direktörü, “Bir istihbarat topluluğu olarak, Rusya’nın taktik nükleer silahları konuşlandırılmaya ve hatta muhtemelen kullanmaya hazırlandığını gösteren somut kanıtlar görmüyoruz. Yine de bu olasılıkları hafife alamayız. Bu nedenle, istihbarat servisi olarak Rus risklerinin çok yüksek olduğu bu zamanda bu olasılıklara çok odaklanmış durumdayız” diye konuştu.
Rusya, Putin’in 24 Şubat’ta Ukrayna’ya asker göndermesinden kısa bir süre sonra nükleer caydırıcı kuvvetlerini yüksek alarma geçirdi.
Putin ayrıca, taktik nükleer silahları konuşlandırmaya istekli olduğunu gösteren üstü kapalı tehditlerde bulunarak, Batı’nın Ukrayna savaşına doğrudan müdahale etmesi halinde çok hızlı bir yanıt verileceği konusunda uyardı.
Rusya’nın Ukrayna’daki deneyiminin, Çin’in Tayvan’ın kontrolünü ele geçirmeye hesaplarını etkilemiş olabileceğini dile getiren Burns, “Çinli liderler, Tayvan üzerinde kontrol sağlamak için güç kullanma çabalarının maliyetine ve sonuçlarına çok dikkatli bakıyor” ifadelerini kullandı.
Çin liderliği, Ukrayna’nın şiddetli direnişi, Rusya’nın ödediği ekonomik bedel ve Batı’nın Kiev’e sağladığı güçlü savunma desteği karşısında şaşırdığını dile getiren Burns, buna rağmen Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in, Tayvan’ı gerektiğinde zorla Çin ile birleştirme hedefini değiştirdiğine inanmadığını söyledi.



Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
TT

Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün (cuma) Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in, Trump'ın görevde olduğu sürece Pekin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söylediğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Trump, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Rusya'nın Ukrayna'yı işgali konusunda görüşmeler yapmadan önce Fox News’e verdiği röportajda bu açıklamayı yaptı.

Trump, Fox News’in ‘Special Report’ (Özel Haber) programına verdiği röportajda şunları söyledi: “Size şunu söyleyeyim, bildiğiniz gibi, Çin Devlet Başkanı Şi ve Tayvan arasında çok benzer bir durum var. Ancak ben buradayken bunun kesinlikle olmayacağını düşünüyorum. Göreceğiz.”

Trump, “Başkan Şi bana ‘Sen başkan olduğun sürece bunu asla yapmayacağım’ dedi. Ben de ona ‘Tamam, bunu takdir ediyorum’ dedim. O da ‘Ben çok sabırlıyım ve Çin de çok sabırlı’ dedi” ifadelerini kullandı.

Trump ve Şi, Trump'ın ikinci başkanlık döneminde haziran ayında ilk kez telefon görüşmesi yaptılar. Trump ayrıca, nisan ayında Şi'nin kendisini aradığını söyledi, ancak bu görüşmenin ne zaman gerçekleştiğini belirtmedi.

Çin, Tayvan'ı kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve gerekirse güç kullanarak özerk demokratik ada ile yeniden birleşmeyi taahhüt ediyor. Tayvan, Çin'in egemenlik iddialarına şiddetle karşı çıkıyor.

Çin'in Washington Büyükelçiliği dün Tayvan konusunu Çin-ABD ilişkilerinde ‘en önemli ve hassas konu’ olarak nitelendirdi. Büyükelçilik Sözcüsü Liu Pengyu yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ABD hükümeti, tek Çin ilkesi ve ABD ile Çin arasındaki üç ortak bildirgeye bağlı kalmalı, Tayvan ile ilgili konuları akıllıca ele almalı, Çin-ABD ilişkilerini ve Tayvan Boğazı'ndaki barış ve istikrarı ciddiyetle korumalıdır.”

Washington, Tayvan'ın ana silah tedarikçisi ve uluslararası destekçisi olmasına rağmen, çoğu ülke gibi ABD’nin de ada ile resmi diplomatik ilişkisi bulunmuyor.