İsrail askerlerinin yaraladığı gazeteci: Şirin Ebu Akile’yi soğukkanlılıkla öldürdüler

Filistinli gazeteciler, Şirin Ebu Akile’nin Batı Şeria’nın Cenin şehrindeki cenaze töreninde (AFP)
Filistinli gazeteciler, Şirin Ebu Akile’nin Batı Şeria’nın Cenin şehrindeki cenaze töreninde (AFP)
TT

İsrail askerlerinin yaraladığı gazeteci: Şirin Ebu Akile’yi soğukkanlılıkla öldürdüler

Filistinli gazeteciler, Şirin Ebu Akile’nin Batı Şeria’nın Cenin şehrindeki cenaze töreninde (AFP)
Filistinli gazeteciler, Şirin Ebu Akile’nin Batı Şeria’nın Cenin şehrindeki cenaze töreninde (AFP)

Katar merkezli Aljazeera muhabirini Şirin Ebu Akile’nin Batı Şeria’da İsrail askerleri tarafından öldürüldüğü anda yanında olan Filistinli gazeteci Ali Samudi olayın ayrıntılarını anlattı.
İsrail askerlerinin ateş açması sonucu sırtından yaralanan Samudi hastanede yaptığı açıklamada, Batı Şeria’da Cenin mülteci kampında gerçekleşen baskını haber yapmaya giden yedi gazeteci arasında olduklarını söyledi.
Üzerlerinde ‘Press-Basın’ yazılı çelik yelekler olduğunu dile getiren Samudi, bu şekilde İsrail güçlerinin yanından geçtiklerini, yani gazeteci olduklarını bildiklerini vurguladı.
Samudi, “İlk kurşun beni, ikincisi ise Şirin’i hedef aldı. Olay yerinde hiçbir Filistin askeri direnişi yoktu. Onu soğukkanlılıkla öldürdüler. Bize kasten ateş ettiler, silahlı değildik, direnişçi değildik” dedi.

Ne oldu?
Aljazeera kanalının deneyimli saha muhabiri Şirin Ebu Akile, İsrail askerlerinin bu sabah erken saatlerde işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği baskını takip ederken İsrail askerlerinin açtığı ateşle öldürülmüştü.
Aljazeera kanalı ise, çalışanı Şirin Ebu Akile’nin işgal altındaki Batı Şeria'da İsrail askerleri tarafından açılan ateş sonucu öldürülmesinden İsrail hükümetini sorumlu tuttuklarını açıkladı.
Kanal, sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, “İsrail işgal güçleri, muhabirimiz Şirin Ebu Akile’ye soğukkanlılıkla, uluslararası yasaları ve normları ihlal ederek ve önceden tasarlanmış bir cinayetle suikast düzenledi” ifadelerine yer verdi.
Deneyimli gazeteci Akile’nin, kimliğini açıkça gösteren bir basın yeleği giydiği sırada doğrudan kendisini hedef alan gerçek mermilerle öldürüldüğüne dikkat çekilen açıklamada, “Basının görevini gerçekleştirmesini engellemeyi amaçlayan bu menfur suçu kınıyor ve meslektaşımızın öldürülmesinden İsrail hükümetini sorumlu tutuyoruz” denildi.
Olayın takipçisi olacağını vurgulayan Aljazeera’nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi;
“Uluslararası toplumu, İsrail işgal güçlerini, Şirin Ebu Akile’yi kasıtlı olarak hedef aldığı ve öldürdüğü için kınamaya ve hesap sormaya çağırıyoruz. Ne kadar suçlarını örtbas etmeye ve adaletten kaçmaya çalışsalar da hukuki yollardan hesap sorulması için faillerin peşini bırakmayacağımızı taahhüt ediyoruz.”



Japonya ve Güney Kore’de nükleer silah tartışması: ABD’ye güvenmiyoruz

"Atom Bombası Kubbesi" diye de bilinen Hiroşima Barış Anıtı, ABD'nin atom bombası saldırısında ölenlerin anıldığı başlıca yerlerden (Reuters)
"Atom Bombası Kubbesi" diye de bilinen Hiroşima Barış Anıtı, ABD'nin atom bombası saldırısında ölenlerin anıldığı başlıca yerlerden (Reuters)
TT

Japonya ve Güney Kore’de nükleer silah tartışması: ABD’ye güvenmiyoruz

"Atom Bombası Kubbesi" diye de bilinen Hiroşima Barış Anıtı, ABD'nin atom bombası saldırısında ölenlerin anıldığı başlıca yerlerden (Reuters)
"Atom Bombası Kubbesi" diye de bilinen Hiroşima Barış Anıtı, ABD'nin atom bombası saldırısında ölenlerin anıldığı başlıca yerlerden (Reuters)

Japonya ve Güney Kore, ABD'nin güvenlik garantilerine yönelik şüpheleri nedeniyle nükleer silah geliştirmeyi tartışıyor. 

Reuters'ın analizinde, Japonya'da iktidardaki Liberal Demokrat Parti'den (LDP) bazı siyasetçilerin Washington'ın güvenlik garantilerine daha şüpheci yaklaşmaya başladığı aktarılıyor. 

Özellikle ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük vergisi politikası ve NATO'ya yönelik eleştirilerinin bu tutumu kuvvetlendirdiği belirtiliyor. 

LDP'li eski savunma bakan yardımcısı Rui Matsukawa, şunları söylüyor: 

Trump çok öngörülemez, bu belki de onun gücü ama biz her zaman B planını düşünmek zorundayız. Bu da bağımsız olmak ve nükleer silah edinmek anlamına geliyor.

Japonya, II. Dünya Savaşı'ndan sonra nükleer silah üretmeme, bulundurmama ve ülkeye sokmama ilkesini benimsedi. Tokyo yönetimi, 1960 tarihli ABD-Japonya Güvenlik Anlaşması kapsamında Washington'ın "nükleer şemsiyesi" altına girdi. 

Ancak Çin, Kuzey Kore ve Rusya'nın nükleer kapasitesine karşı kamuoyunda ve siyasette farklı sesler yükselmeye başladı.

Analizde, Japonya'nın teknik olarak "nükleer eşiğe" yaklaştığına işaret ediliyor. 45 ton plutonyuma, uranyum zenginleştirme kapasitesine, gelişmiş füze teknolojisine ve uzay programına sahip olan Japonya, isterse birkaç yıl içinde, hatta bazı uzmanlara göre 6 ayda nükleer silah geliştirebilir. 

Japonya'da özellikle genç kuşaklar arasında, ABD'nin 6 Ağustos 1945'te Hiroşima'ya, 9 Ağustos 1945'te de Nagasaki'ye düzenlediği atom bombası saldırılarının anılarının giderek silindiğine dikkat çekiliyor. Bu nedenle gençler arasında nükleer caydırıcılığın gerekli olabileceği görüşünün güç kazandığı yazılıyor. 

Analize göre Japonya'da gündemde olsa da nükleer silah geliştirmeye destek henüz büyük değil. Ancak 1953'te imzalanan savunma anlaşması kapsamında ABD'nin "nükleer şemsiye" koruması altına giren Güney Kore'de durum bunun tam tersi.

Trump yönetimine güvensizliğin arttığı ülkede yapılan kamuoyu yoklamalarına göre halkın yaklaşık yüzde 75'i Güney Kore'nin kendi nükleer silahlarını geliştirmesini destekliyor. 2022'de yapılan anketteyse bu oran yaklaşık yüzde 61'di.

Muhtemel nükleer saldırılara karşı ABD'nin koruması altındaki Seul yönetimi, kendi silah programını 1970'lerde sonlandırmıştı. ABD, Kuzey Kore'yi nükleer silah üretmekten caydırmak için Güney Kore'ye yerleştirdiği nükleerleri de 1991'de çekmişti.

Ancak Washington'ın izlediği politika başarılı olmadı. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün geçen yılki verilerine göre Pyongyang yönetiminin elinde kullanıma hazır 50 nükleer savaş başlığı var. Ayrıca ülkenin 40 başlık daha üretmek için yeterli kapasiteye sahip olduğu düşünülüyor.

Independent Türkçe, Reuters, Asahi