Borneo'da gizemli bir melez maymun görüldü

Bilim insanları hayvanın yavrulayabildiğini düşünüyor

Maymun uzaktan akraba iki türün çiftleşmesiyle doğdu (Nicole Lee / Livescience)
Maymun uzaktan akraba iki türün çiftleşmesiyle doğdu (Nicole Lee / Livescience)
TT

Borneo'da gizemli bir melez maymun görüldü

Maymun uzaktan akraba iki türün çiftleşmesiyle doğdu (Nicole Lee / Livescience)
Maymun uzaktan akraba iki türün çiftleşmesiyle doğdu (Nicole Lee / Livescience)

Bilim insanları Borneo'da daha önce görülmemiş, gizemli bir maymun tespit etti.
Hakemli bilimsel dergi International Journal of Primatology’de yayımlanan yeni makalede, maymunun melez bir tür olduğu ifade edildi.
Araştırmacılar, hayvanın muhtemelen Latince adı Nasalis larvatus olan hortum maymunu ve Trachypithecus cristatus adlı gümüşi bir langurun yavrusu olduğu sonucuna vardı.
Uzaktan akraba olduğu belirtilen bu iki maymun türü, Asya adasında aynı habitatı paylaşıyor ve ormanlık alanlarda kendilerine yer açmak için rekabet ediyor.
Bilim insanları koronavirüs kısıtlamaları nedeniyle Borneo’daki gözlemlerine ara vermek zorunda kalmıştı. Bu nedenle yeni araştırmada yer alan en son fotoğraflar 2020’de kaydedilebilmişti.
Araştırmada maymunun ilk olarak 2017’de daha yavruyken fotoğraflandığı ortaya çıktı. 2020’de kaydedilen daha yeni fotoğraflar maymunun olgun bir dişiye dönüştüğünü ortaya koydu.
Araştırmacılar hayvanın yavruladığından da şüpheleniyor.
Malezya Bilim Üniversitesi’nden primatolog ve araştırmanın ortak yazarı Nadine Ruppert, "Bir bebeği emziriyor gibi görünüyordu" ifadelerini kullandı. 
Livescience’a konuşan Ruppert, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hepimiz hayran kaldık, epey gerçeküstüydü."
Genellikle farklı türlerin çiftleşmesiyle doğmuş hayvanlar, hayatta kalabilen yavrular dünyaya getiremiyor. Bu tür hayvanların doğurganlığa sahip olduğu nadiren görüldüğü için Borneo’daki maymun araştırmacıları heyecanlandırdı.
Uzmanlar maymunun başka bir dişinin bebeğine bakıyor olabileceği ihtimali üzerinde de durdu. Ancak fotoğraflar maymunun göğüslerinin şiştiğini ve bunun da emzirdiğine işaret edebileceğini ortaya koyuyor.
Ruppert, "Fotoğrafçıların gözlemlerinde, erkek hortumlu maymunların bölgede dişi gümüşi langurlarla çiftleştiği ve dişi hortum maymunlarının gümüşi langur bebeklere baktığı karışık gruplar gördük" dedi.
Araştırmacılar, fotoğraflardaki gizemli maymunun, her iki türün de özelliklerini paylaştığını ifade etti. Hayvanın erkek hortumlu maymun ve dişi langurdan doğduğu tahmin ediliyor. 
Yetişkin hortum maymunlarının uzun burunlu pembemsi yüzleri; yetişkin gümüşi langurların daha kısa ve daha küçük burunlu siyah yüzleri var. Ayrıca hortum maymunları daha iri. Ortalama bir erkek hortum maymununun boyı 76 santimetre, kilosu 24 kilograma varabilir.
Gümüşi langurlar ise yalnızca 56 cm uzunluğa ve 6,6 kilograma ulaşabilir.
Araştırmacılara göre gizemli maymunun burnu hortum maymunları gibi uzunken, boyu çok daha kısa ve yüzünde gri bir renk var.
Güneydoğu Asya'daki Borneo adası, üç ülkeye (Malezya, Brunei ve Endonezya) bölünmüş durumda. Melez maymun, Malezya'nın kontrolündeki alanda, Kinabatangan Nehri yakınında, hortum maymunları ve gümüşi langurların kesiştiği bölgede görüldü.
Diğer yandan araştırmanın yazarları bu melez maymunun, insanların neden olduğu ormansızlaşma yüzünden ortaya çıkmış olabileceğini düşünüyor.
"Her iki türün de nehir kıyısındaki dar ormanlık alanlara sıkışması trajik" diyen Ruppert, sözlerini şöyle noktalıyor:
"Umarım insanlar onu korunması gereken bölgenin en önemli hayvanı olarak görür ve onunla birlikte iki ebeveyn türü ve habitatı böyle görmeye başlarlar."
 
Independent Türkçe, Livescience



Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, otizmin 4 alt tipini keşfederek bu genetik durumun altında yatan biyolojiyi anlamaya yönelik "dönüştürücü bir adım" attı.

Princeton Üniversitesi ve Simons Vakfı'ndan bilim insanları, otizm kohort çalışması SPARK'taki 5 bin çocuğun verilerini analiz ederek bireyleri özellik kombinasyonlarına göre gruplandırdı.

Araştırmacılar belirli özelliklerle ilgili genetik bağlantılar aramak yerine, sosyal etkileşimlerden tekrarlayan davranışlara ve gelişimsel kilometre taşlarına kadar 230'dan fazla özelliği her bir kişide değerlendirdi.

Bu analiz sayesinde otizmin farklı genetik varyasyon modellerine sahip 4 alt tipini tanımlamayı başardılar.

Flatiron Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı ve çalışmanın ortak başyazarı Natalie Sauerwald, "Otizmin tek bir biyolojik hikayesi değil, birden fazla farklı anlatısı olduğunu görüyoruz" diyor.

Bu, geçmişteki genetik çalışmaların neden genellikle yetersiz kaldığını açıklamaya katkı sağlıyor; aslında birbirine karışmış birden fazla farklı bulmacaya baktığımızı fark etmeden bir yapbozu çözmeye çalışıyorduk. Bireyleri ilk başta alt tiplere ayırana kadar resmin tamamını, genetik örüntüleri göremedik.

Bu 4 alt tip Sosyal ve Davranışsal Zorluklar, Gelişimsel Gecikmeyle Birlikte Karma OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu), Orta Derecede Zorluklar ve Geniş Çaplı Etkilenme olarak belirlendi.

İlk tip, otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda gelişimsel kilometre taşlarına ulaşan fakat genellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden sorunlar yaşayan çocukları kapsıyor.

İkinci tipte gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada gecikme görülürken eşlik eden rahatsızlıklara dair herhangi bir belirtiye rastlanmıyor.

Üçüncü tip olan Orta Derecede Zorluklar'da otizmle ilgili temel davranışlar olsa da diğer gruplar kadar güçlü değil. Otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda kilometre taşlarına ulaşıyor ve eşlik eden rahatsızlıklar görülmüyor.

4. tipte en uç ve geniş kapsamlı zorluklar yaşanıyor.

Katılımcıların yüzde 37'sinin yer aldığı birinci ve yüzde 34'ünün bulunduğu üçüncü tip en yaygın gruplar. Yüzde 19'unu içeren ikinci ve yüzde 10'unun olduğu 4. tiplerse en nadir olanlar. 

Bulgular, genetik farklılıkların "yüzeyde benzeyen klinik görünümlerin ardındaki farklı mekanizmalara işaret ettiğini" vurguluyor.

Örneğin hem Geniş Çaplı Etkilenme hem de Karma OSB gruplarındaki çocuklar gelişimsel gecikme ve zihinsel engellilik gibi bazı önemli özellikleri paylaşıyor. Ancak ilk grupta, ebeveynlerden geçmeyen de novo mutasyonların en yüksek oranı görülürken, ikinci grubun nadir kalıtsal genetik varyantları taşıma olasılığı daha fazla.

Bulgular otizmin sadece 4 alt tipi olduğu anlamına gelmiyor; en az 4 tane bulunduğunu ve bunların hem klinik seviyede hem de genom düzeyinde araştırmalar için anlamlı olduğunu gösteren veri odaklı bir çerçevenin keşfedilmesini sağlıyor.

Otizmle mücadele eden ailelerin, çocuklarının hangi otizm alt tipine sahip olduğunu bilmesi yeni bir netlik, kişiye özel bakım, destek ve topluluk imkanı sunabilir.

Independent Türkçe