Yeni araştırma: Uzayda fazla vakit geçirmek beynin şeklini değiştiriyor

NASA'nın Crew-4 görevindeki astronotlar fırlatma için 20 Nisan 2022'de yapılan kıyafet provasında beklerken (NASA)
NASA'nın Crew-4 görevindeki astronotlar fırlatma için 20 Nisan 2022'de yapılan kıyafet provasında beklerken (NASA)
TT

Yeni araştırma: Uzayda fazla vakit geçirmek beynin şeklini değiştiriyor

NASA'nın Crew-4 görevindeki astronotlar fırlatma için 20 Nisan 2022'de yapılan kıyafet provasında beklerken (NASA)
NASA'nın Crew-4 görevindeki astronotlar fırlatma için 20 Nisan 2022'de yapılan kıyafet provasında beklerken (NASA)

Yeni çalışma uzayda uzun vakit geçirmenin beynin yapısını değiştirdiğini ortaya koydu.
Yeni araştırmaya göre Dünya dışına yapılan uzun yolculuklar beyindeki atardamar ve toplardamarlar arasındaki boşlukları etkiliyor.
The Independent'ın haberine göre, araştırma, astronotların ileriki yıllarda Mars'a ve başka yerlere yapılması planlanan uzun yolculuklardan sağ çıkabilmesini garantiye almaya yönelik çalışmalar için bilgi kaynağı olacak.
Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi'nin pediatri bölümünden Doçent Dr. Juan Piantino, araştırmalarıyla "bilimin bazı temel sorularını ve Dünya'da hayatın nasıl geliştiğini" de cevaplayabileceklerini söyledi.
Bilim insanları, Uluslararası Uzay İstasyonu'na yaptıkları uzun yolculuğun öncesinde ve sonrasında 15 astronotun beyinlerini taradı.
Perivasküler boşluğu, yani damarların etrafındaki boşluğu ölçmek için manyetik rezonans (MR) görüntülerinden yararlandılar. Araştırmacılar, bu boşlukların hem astronotların Dünya'dan ayrıldığı zamanla hemen dönüklerinden sonra hem de dönüşün üzerinden biraz vakit geçince nasıl değiştiğini inceledi.
Astronotların uzaya ilk gidişinin ardından bu boşlukların genişlediği ortaya çıkarıldı. Fakat astronotlar uzaya tekrar gittikten sonra boşluklar değişmemiş gibi görünüyordu.
Bilim insanları, bu değişikliklerin astronotlarda nörolojik sorunlara yol açabileceğini düşündürecek denge veya görsel hafıza sorunlarıyla karşılaşmadı.
Fakat bu boşluklar Dünya'daki insan hayatı için de önem taşıyor. Bu bölgeler örneğin derin uykuda gerçekleşen beyin temizliğinin önemli bir parçası.
Bu sürecin, insan fizyolojisini şekillendiren yerçekimi kuvvetini terk eden kişilerde değişmesi muhtemel.
Araştırma hem uzun yolculuklara çıkan astronotlara hem de beyin omurilik sıvısına bağlı rahatsızlıkları olan Dünya'daki kişilere dair anlayışımızı geliştirmede kullanılabilir.
Dr. Piantino, "Bu bulgular sadece uzay uçuşu sırasında meydana gelen temel değişiklikleri anlamamız için değil, aynı zamanda beyin omurilik sıvısının dolaşımını etkileyen hastalıklardan mustarip Dünya'daki kişiler için de faydalı olacak" dedi.
Bulguları açıklayan "Uzunlamasına MRG'yle Görünen Uzun Süreli Uzay Uçuşunda Perivasküler Boşluk (PVS) Değişimleri" başlıklı makale Scientific Reports adlı bilimsel dergide yayımlandı.



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news