Okyanusların en gizemli yaratıklarından biri görüntülendi

Okyanusların en gizemli yaratıklarından biri görüntülendi
TT

Okyanusların en gizemli yaratıklarından biri görüntülendi

Okyanusların en gizemli yaratıklarından biri görüntülendi

ABD'deki deniz biyologları, okyanusların en gizemli hayvanlarından birini görüntüledi.
Suların derinliklerinde yaşayan  yüksek yüzgeçli ejderhabalığının (highfin dragonfish) videosu 3 Mayıs'ta paylaşıldı.
Monterey Körfezi Akvaryum Araştırma Enstitüsü'nden uzmanlar, körfezin derinliklerini uzaktan kumandalı araçlarla 30 yıldır araştırıyor. Bu süreçte aralarında bazı ejderhabalığı türlerinin yer aldığı birçok şaşırtıcı hayvanla karşılaşıldı.
Ancak yüksek yüzgeçli ejderhabalığı tespit edilmesi en zor balıklardan biri.
Latince adı Bathophilus flemingi olan torpido şeklindeki bu yaratık, 16,5 santimetre uzunluğa ulaşabiliyor. Hayvanın metalik bronz renkli pulları, derinlerde yaşayan diğer balıklarınkine benzemiyor. Bronz rengin bir kamuflaj şekli olabileceği düşünülüyor.
Zira söz konusu renk, okyanusun derinliklerindeki mavi ışığı emiyor ve hayvan karanlıkta neredeyse görünmez hale geliyor. Bu özellik, avını pusuya düşürerek yakalayan ejderhabalığının işini kolaylaştırıyor. Gizemli yaratıklar karanlıkta süzülürken, daha küçük balıkların ve kabukluların yanından geçmesini bekliyor.
Ejderhabalığının çenesinden uzanan parlak ipliğe benzeyen biyolüminesans özellikli filament de kurbanları kendisine çekiyor. Bazı canlı organizmaların kimyasal reaksiyonlar sonucunda ışık üretmesiyle oluşan parıltıya biyolüminesans deniyor.
Av yeterince yaklaşınca, ejderhabalığının keskin dişlerle dolu büyük çenesi devreye giriyor.
Bununla birlikte bu hayvan, biyolüminesansı kendisini yiyebilecek yaratıklardan korunmak için de kullanıyor.
Görüntüyü yakalayan ekibin başındaki Bruce Robison, avlanmayı şöyle açıkladı:
"Ejderhabalığı biyolüminesan filament cazibesini, parlak ışık noktasını gören, yiyebileceği kadar küçük bir şey olduğunu düşündüğü için ona doğru çekilen avları cezbetmek için kullanıyor."
Robison, denizdeki birçok yırtıcının avlarının siluetini veya gölgesini tespit ederek avlandığını ve ejderhabalığının biyolüminesansı kullanarak siluetini yok ettiğini ve kendisini koruduğunu belirtti.
Görüntülenen ejderhabalığı 300 metre derinlikte yakalandı. Araştırmacılar, bu türü 30 yılda sadece 4 kez gördüklerini bildirdi.
 
Independent Türkçe, Live Science, Guardian



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news