Bilim insanları bir kuyrukluyıldızın bıraktığı tuhaf izi keşfetti

(Arto Oksanen)
(Arto Oksanen)
TT

Bilim insanları bir kuyrukluyıldızın bıraktığı tuhaf izi keşfetti

(Arto Oksanen)
(Arto Oksanen)

Bir kuyrukluyıldızın ardında tuhaf şekilli bir toz izi bıraktığı tespit edildi.
Toz izi şimdiye kadar bir kuyrukluyıldızda kaydedilmiş en büyük patlamalardan biri sonucunda ortaya çıktı. Bu patlama 2007'de gözlenmişti. Kuyrukluyıldızdan fırlayan büyük miktarda parçacık o kadar çok güneş ışığı yansıtmıştı ki kuyrukluyıldızın parlaklığı 1 milyon kat artmış ve kısa süreliğine Güneş Sistemi'ndeki en parlak cisim haline gelmişti.
Bu, ilk kez 1892'de bir patlama sırasında tespit edilen ve 17P/Holmes olarak bilinen kuyrukluyıldızın tarihindeki son gelişmeydi.
Şimdi bilim insanları bu tarihi takip etti ve parçacıkların tuhaf bir kum saati şeklinde dışarı atıldığını buldu.
The Independent'ın haberine göre, araştırmacıların modeli, fırlatma sonucu ortaya çıkan toz izlerinin nasıl değiştiğini açıklamasını ve bu izlerin ilk patlamaya kadar izini sürmesini sağlıyor.
Ayrıca diğer kuyrukluyıldız patlamalarını hesaplamayı veya meteor yağmurlarının ne zaman gerçekleştiğini ve ne kadar yoğun olabileceğini tahmin etmeyi sağlayacağı düşünülüyor.
Modelin oluşturulması için Güneş'ten gelen radyasyon, Dünya, Ay ve Güneş Sistemi'ndeki diğer cisimlerin neden olduğu yer çekimi bozulmaları ve toz parçacıklarının doğdukları kuyrukluyıldızla arasındaki etkileşim gibi kuyrukluyıldızları etkileyen çok çeşitli etkenin hesaba katılması gerekti.
Model, yılın ilerleyen aylarında yaklaşacak kuyrukluyıldızın amatör gökbilimciler tarafından bile görülebileceğine ve bu gözlemlerin söz konusu kuyrukluyıldızın ve benzerlerinin anlaşılmasına katkı sağlayabileceğine işaret ediyor.
Makalenin yazarlarından Helsinki Üniversitesi'nden Maria Gritsevich "Varış zamanı ve kuyrukluyıldızın toz izinin karşılık geleceği koordinatlar hakkında yayımladığımız verilerle 17P/Holmes kuyrukluyıldızının 2022'de amatör gökbilimcilerin teleskoplarında bile görüleceğini tahmin ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"Gözlemlerinin sonuçlarının parçacıkların sayısı ve büyüklüğüyle jeo-uzamsal dağılımları hakkında bize ek bilgi sağlamasını bekliyoruz. Bu veriler yeni modeller geliştirmek ve kuyrukluyıldıza ve kuyrukluyıldızın izine ne olduğunu anlamakta faydalı olacak."
Bulguların anlatıldığı "Evolution of the dust trail of comet 17P/Holmes" (17P/Holmes kuyrukluyıldızının toz izinin değişimi) başlıklı makale Monthly Notices of the Royal Astronomical Society adlı akademik dergide yayımlandı.



Mars'ta bir zamanlar kar ve yağmur yağıyormuş

Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
TT

Mars'ta bir zamanlar kar ve yağmur yağıyormuş

Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)

Mars'ta bir zamanlar yağmur ve kar yağdığına dair bulgular ortaya çıktı. 

Bilim insanları Mars'ta bir zamanlar büyük miktarda su bulunduğunu ve çarpıcı yüzey şekillerinin bu şekilde oluştuğunu gösteren kanıtlar keşfediyor. 

Özellikle 4,1 milyar ila 3,7 milyar yıl önce Kızıl Gezegen'de su olduğu üzerinde büyük ölçüde fikir birliği sağlanmış durumda.

Ancak bu suyun nereden geldiği ayrı bir tartışma konusu. Bazı bilim insanları gezegenin her zaman soğuk ve kuru olduğunu, suyu da buz tabakalarının sağladığını savunuyor.

Öte yandan diğer uzmanlar, gezegenin yağışları mümkün kılacak kadar ılıman bir iklime sahip olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.

Bilim insanları bu soruya cevap vermek adına gezegenin bugünkü jeolojik yapısının nasıl meydana geldiğini anlamalarını sağlayacak bir bilgisayar modeli kullandı. 

Dünya'da yağışla şekillendiği bilinen bölgelerin Mars'ın bazı kısımlarına benzerliğinden yola çıkan ekip, yerbilimleri için geliştirilmiş bir modelden yararlandı.

Araştırmacılar yağışa dair en güçlü kanıtların bulunduğu ekvator bölgesine odaklanarak Mars arazisinin bir simülasyonunu oluşturdu. Ardından suyun birinde yağış, diğerinde buz tabaklarından geldiği iki ayrı senaryoyu yüzbinlerce yıl boyunca simüle ettiler.

Bulguları hakemli dergi Journal of Geophysical Research: Planets'ta 21 Nisan Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre iki senaryoda ortaya çok farklı iki gezegen çıktı.

Suyun buzullardan geldiği simülasyonda vadilerin en üst kısımları, buz tabakalarının yakınında, çok yüksek rakımlarda oluştu. Yağış senaryosundaysa su kaynakları çok daha geniş bir alana yayıldı. 

Colorado Boulder Üniversitesi'ne doktorasını tamamlayan Amanda Steckel, liderliğini üstlendiği çalışmayı "Buz tabakalarından gelen su, yalnızca dar bir yükseklik şeridinde vadi oluşumunu başlatıyor" diye açıklıyor: 

Oysa yağışlar geniş bir alana dağılmışsa, her yerde vadi başları oluşabiliyor.

Bilim insanları daha sonra NASA'nın Mars Global Surveyor ve Mars Odyssey araçlarının verilerini, elde ettikleri bulgularla karşılaştırdı. Buz tabakası senaryosu, bugünkü Mars'tan çok farklı bir manzara ortaya çıkarırken, yağış modeli çok daha yakın bir sonuç verdi.

Ekip bu nedenle Kızıl Gezegen'de bir zamanlar kar ve yağmur yağdığından şüpheleniyor. Steckel, "Kesin bir sonuca varmak çok zor" diyerek ekliyor: 

Ancak bu vadilerin çok farklı yüksekliklerde başladığını görüyoruz. Bunu sadece buzla açıklamak zor.

Ancak araştırmacılar, gezegende bu yüzey şekillerini oluşturacak yağışın nasıl gerçekleştiğini henüz bilmiyor.

Bulgular Mars'ın geçmişteki iklimine dair tartışmaya son noktayı koymuyor. Ancak ekip, yeni çalışmanın Dünya'nın geçmişi hakkında da fikir verebileceğini söylüyor.

Makalenin bir diğer yazarı Brian Hynek "Akan suyun yol açtığı erozyon durduğunda Mars adeta zamanda dondu ve muhtemelen 3,5 milyar yıl önceki Dünya'ya çok benziyor" diyor.

Independent Türkçe, Debrief, Phys.org, Journal of Geophysical Research: Planets