NASA gelmiş geçmiş en güçlü uzay teleskobunun kaydettiği çarpıcı görüntüyü yayımladı

"Bu, insanlık için olağanüstü bir dönüm noktası"

Görüntü, James Webb'in Orta Kızılötesi Enstrüman (MIRI) cihazıyla kaydedildi (NASA)
Görüntü, James Webb'in Orta Kızılötesi Enstrüman (MIRI) cihazıyla kaydedildi (NASA)
TT

NASA gelmiş geçmiş en güçlü uzay teleskobunun kaydettiği çarpıcı görüntüyü yayımladı

Görüntü, James Webb'in Orta Kızılötesi Enstrüman (MIRI) cihazıyla kaydedildi (NASA)
Görüntü, James Webb'in Orta Kızılötesi Enstrüman (MIRI) cihazıyla kaydedildi (NASA)

NASA, James Webb Uzay Teleskobu'nun yaklaşan bilimsel operasyonlarını tartışmak için pazartesi sabahı bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda teleskobun kaydettiği, göz kamaştırıcı yıldız görüntüleri yayımlandı.
NASA'nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nde görev alan Michael McElwain, "Teleskop hizalama sürecinin beklediğimizden daha iyi bir performansla tamamlandığını bildirmekten memnuniyet duyuyorum" diye konuştu:
"Bu, insanlık için olağanüstü bir dönüm noktası."
10 milyar dolarlık uzay teleskobu, şu anda Dünya'dan 1,5 milyon kilometre uzaktaki L2 noktasına konuşlanmakla meşgul. Bu da aracın gezegene Ay'dan 4 kat daha uzak olacağı anlamına geliyor.
Gelmiş geçmiş en güçlü uzay teleskobu diye nitelenen cihaz, henüz tam anlamıyla faaliyete geçmedi.
Ancak teleskobun düzgün çalıştığından emin olmak için veriler toplanmaya başladı. NASA da zaman zaman teleskoptan yakalanan görüntüleri paylaşarak James Webb’e yönelik heyecanı taze tutuyor.
Basın toplantısında sunulan fotoğrafta Samanyolu Galaksisi’nin uydu gökadası diye nitelenen Büyük Macellan Bulutu ayrıntılı biçimde görülüyor.
Büyük Macellan Bulut, daha önce, şu anda emekliye ayrılmış olan Spitzer Uzay Teleskobu'nun Kızılötesi Dizi Kamerası’yla görüntülenmişti.
İki görüntüyü karşılaştıran araştırmacılar, James Webb’in ayrıntılı gözlem gücünü gözler önüne serdi.
 fd611ca9-5ada-4633-939e-da6fac6cd857.jpg
Soldaki fotoğraf Spitzer, sağdakiyse James Webb Uzay Teleskobu tarafından çekildi (NASA)
Avrupa Uzay Ajansı’nda görev alan astronom Christopher Evans, "Bu, Webb'in önümüzdeki yıllarda bizim için yapacaklarının gerçekten güzel bir örneği" ifadelerini kullandı.

James Webb, evrenin derinliklerine bakacak
25 Aralık’ta Avrupa Uzay Ajansı'nın Ariane 5 adlı kargo roketiyle fırlatılan gözlem aracı, 1990’dan beri uzayın derinliklerini gözlemleyen Hubble Uzay Teleskobu’nun yerini alacak. 
Teleskop en az 5 yıl çalışacak şekilde tasarlandı ama bilim insanlarının son hesaplamaları teleskobun 20 yıldan uzun süre çalışmak için yeterli yakıta sahip olabileceğini gösteriyor.
Geliştirilmesine NASA’nın öncülük ettiği teleskobu 15 ülke ortak işletiyor.
Teleskop, "Dünya benzersiz mi?", "Ona benzer başka gezegen sistemleri var mı?" ve "Evrende yalnız mıyız?" gibi çok temel sayılan ama henüz tam olarak yanıtlanamamış soruların peşinden gidecek.
Gözlem aracı, birbirinden epey farklı ötegezegenleri inceleyecek, yaşamın yapı taşlarını bulma umuduyla, Dünya'nınkine benzer atmosferleri araştıracak ve başka gezegenlerde organik moleküller saptamaya çalışacak.
Teleskobun bir diğer amacı da yıldızların evriminin daha iyi anlaşılmasını sağlamak. Kızılötesi ışıkta gözlem yapan araç, bir zaman makinesi görevi görecek.
Güçlü teleskopları kullanarak çok uzaktaki gök cisimlerini inceleyen bilim insanları, ilgili gök cisminden gelen ışığın Dünya'ya ulaşma süresi uzadığı için "zamanda geriye bakma" imkanı yakalıyor.
NASA yetkililerine göre James Webb Uzay Teleskobu 13,5 milyar yıl öncesini, yani evrenin yeni oluştuğu zamanı gözlemleyebilecek kadar güçlü.
 
Independent Türkçe, Space, Gizmodo



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news