Sessizliğe gömülen Mars helikopteri NASA'yı endişelendirdi

Hava aracı Kızıl Gezegen'de şimdiye dek 28 kez uçtu

Türkçe'de adı "hüner" anlamına gelen Ingenuity, 85 milyon dolara mal oldu (NASA)
Türkçe'de adı "hüner" anlamına gelen Ingenuity, 85 milyon dolara mal oldu (NASA)
TT

Sessizliğe gömülen Mars helikopteri NASA'yı endişelendirdi

Türkçe'de adı "hüner" anlamına gelen Ingenuity, 85 milyon dolara mal oldu (NASA)
Türkçe'de adı "hüner" anlamına gelen Ingenuity, 85 milyon dolara mal oldu (NASA)

NASA'nın Mars'taki minik helikopteri Ingenuity'nin sessizliğe gömülmesi, operasyonda görev alan araştırmacıları endişelendirdi.
Uzay ajansından gelen açıklamaya göre Mars atmosferindeki toz miktarının yüksek seviyelere ulaşması ve sıcaklıkların düşmesi gezegendeki hava koşullarını ve helikopterin devrelerini olumsuz etkiledi.
Güneş enerjisiyle çalışan Ingeuity'nin Dünya'yla iletişimi bu zorlu koşullar nedeniyle geçen hafta kesildi.
1,8 kilogramlık helikopterin Dünya'yla iletişimini baz istasyonu görevi gören, Mars'taki uzay aracı Perseverance sağlıyor. Ingenuity, gömüldüğü sessizlik süresince Perceverance'la da iletişim kuramadı.
NASA araştırmacıları, hava koşulları nedeniyle gezegene düşen Güneş ışığı miktarının azaldığını ve Ingenuity'nin enerji ömrünü uzatmak için düşük güç moduna geçtiğini düşünüyor.
İletişim kesintisinden bir gün sonra helikopterin bataryalarını yeniden şarj ettiği ve Perseverance'a sinyal gönderdiği ifade edildi. NASA 6 Mayıs'ta helikopterle yeniden iletişim kurmayı başardıklarını açıkladı. 
Jet İtki Laboratuvarı'ndan yapılan açıklamada, "Toz, Güneş ışığı miktarını azaltarak, Ingenuity'nin 6 lityum iyon pilini yeniden şarj etme yeteneğini azaltıyor" ifadeleri yer aldı:
"Pillerin şarj durumu düşük bir sınırın altına indiğinde helikopterin sahada programlanabilir geçit dizisi kapatıldı."
Minik helikopter Şubat 2021'de Perseverance'ın karnındaki bölmede Mars yüzeyine inmiş ve Kızıl Gezegen'de uçan ilk hava aracı unvanını almıştı. 
Helikopterin sadece 5 kez uçması planlanıyordu ama ömrü düşünüldüğünden çok daha uzun oldu. Hava aracı toplamda 28 kez Mars göğünde yükseldi.
NASA, Ingenuity'nin uçuş denemelerinden gelen bulgular ışığında yeni nesil helikopterler geliştirmeyi hedefliyor.
Bu helikopterler mürettebatlı Mars görevlerinde kullanılacak.
Bu görevler sırasında astronotlar için yük taşıma işini üstlenecek ve uçurum, mağara, derin kraterler gibi ulaşılması zor yerleri inceleme görevlerini yerine getirecek.
 
Independent Türkçe, Gizmodo, Space



Bilim insanları uzaylıları bulmanın kolay bir yöntemini keşfetti

Bilim insanları, programın hem Dünya'daki yaşamın kökenlerine hem de başka gezegenlerdeki akıllı yaşam işaretlerine ışık tutacağını belirtti (Reuters)
Bilim insanları, programın hem Dünya'daki yaşamın kökenlerine hem de başka gezegenlerdeki akıllı yaşam işaretlerine ışık tutacağını belirtti (Reuters)
TT

Bilim insanları uzaylıları bulmanın kolay bir yöntemini keşfetti

Bilim insanları, programın hem Dünya'daki yaşamın kökenlerine hem de başka gezegenlerdeki akıllı yaşam işaretlerine ışık tutacağını belirtti (Reuters)
Bilim insanları, programın hem Dünya'daki yaşamın kökenlerine hem de başka gezegenlerdeki akıllı yaşam işaretlerine ışık tutacağını belirtti (Reuters)

ABD'de bilim insanları, dünya dışı akıllı yaşamı bulmayı kolaylaştıracak kolay bir yöntem geliştirdi.

Başkent Washington'daki Carnegie Bilim Enstitüsü'nden araştırmacıların tasarladığı yapay zeka destekli program, toplanan numunelerin biyolojik kökenli olup olmadığını yüzde 90 doğruluk payıyla tespit edebiliyor.

"Biyolojik imza" adı da verilen bu işaretleri tespit eden yazılım, Dünya dışındaki gezegenlerde mevcut veya eski dönemlere ait akıllı yaşamın bulunmasına büyük katkı sağlayabilir.

Carneige'den astrobiyolog Robert Hazen, programın dünya dışı akıllı yaşam arayışında "devrim yaratma potansiyeline sahip olduğunu" söyledi. Bilim insanı, bunun Dünya'daki yaşamın kökenlerine ve kimyasına ilişkin anlayışı derinleştireceğini de belirtti. 

Araştırmacılar, programı geliştirirken canlı organizmalardan ve cansız nesnelerden aldıkları 134 numuneyi yazılım aracılığıyla inceledi. Makine öğrenmesi ve matematiksel modellemeyle oluşturulan bir algoritmayla çalışan yazılım, numunelerin moleküler yapısını inceleyerek biyolojik kökenli olup olmadıklarını tespit edebiliyor. 

Hazen, bunun aslında rutin bir analiz yöntemi olduğunu fakat yapay zeka desteğiyle yazılımın kapasitesini artırdıklarını belirtti. 

Astrobiyolog, programı geliştirme sürecini şöyle açıkladı:

Canlıların kimyasının, cansız dünyadakinden temelde farklı olduğu; yaşamın biyomoleküllerin çeşitliliğini ve dağılımını etkileyecek nitelikte 'kimyasal kuralları' olduğu fikriyle yola çıktık. Eğer bu kuralları belirleyebilirsek, bunları yaşamın kökenlerini modelleme çabalarımıza yol göstermesi veya diğer dünyalarda kolay gözlemlenemeyecek yaşam belirtilerini tespit etmek için kullanabiliriz.

Araştırmada çalışan bilim insanlarından Jim Cleaves ise yazılımın öncelikli olarak NASA'nın Mars keşif aracı Curiosity'nin topladığı numunelerin incelenmesi için kullanılmasının planlandığını söyledi.

Independent Türkçe


AB en fazla dezenformasyonu X'te buldu

(AA)
(AA)
TT

AB en fazla dezenformasyonu X'te buldu

(AA)
(AA)

AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Vera Jourova, büyük çevrim içi platformların dezenformasyona karşı gönüllü uygulama kuralları kapsamındaki taahhütlerine ilişkin sundukları raporlar hakkında Brüksel'de basın toplantısı düzenledi.

AB'nin dezenformasyona karşı hazırladığı kuralları içeren uygulama kodunun Facebook, Google, YouTube, TikTok ve LinkedIn de dahil olmak üzere 44 platform tarafından kabul edildiğine işaret eden Jourova, platformların, çevrim içi dezenformasyonla mücadele çabaları hakkında 6 ayı kapsayan verileri rapor ettiklerini anlattı.

Jourova, platformların AB dezenformasyon kurallarını uygulamak için yaptıkları çalışmaların farkında olduğunu ve bu çabaları takdir ettiğini belirtti.

"Dezenformasyon yeni değil ve yalnızca çevrim içi platformlarda da yapılmıyor" diyen Jourova, dijitalleşmenin artmasıyla birlikte kötü niyetli aktörlerin demokrasilere zarar vermek için yeni yollar bulduklarını söyledi.

Jourova, dijital platformların Rusya-Ukrayna savaşı ve gelecek yıl yapılacak AB seçimlerinde dezenformasyon riskinin farkında olması gerektiğini vurguladı.

Özellikle, Rusya'nın bilgi kirliliği ortaya koymak için fikri savaş yürüttüğünü, yarı gerçek ve yarı yalanlar içeren içerikler paylaştığını hatırlatan Jourova, "Çok büyük platformların bu riski ele alması gerekiyor. Kremlin ve bazı aktörler Avrupa seçimleri öncesinde daha fazla faaliyette bulunacaklar" yorumunu yaptı.

Jourova, AB kurallarına uyma taahhüdünde bulunan platformların dezenformasyona karşı önlemler almasının önemine işaret ederek, uygulama kurallarını dezenformasyon risklerini ele almaya yönelik küresel düzenleyici çerçevenin bir parçasını oluşturabilecek bir davranış kurallarına dönüştürmek istediklerini anlattı.

"X, yanlış veya dezenformasyon paylaşımlarının en fazla olduğu platform" diyen Jourova, pilot çalışmalarda, dezenformasyon faaliyetinde bulunanların, dezenformasyon yapmayan muadillerine göre daha fazla takipçiye sahip olduğunu belirlediklerini söyledi.

AB'nin, Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte artan dezenformasyona karşı hazırladığı yeni uygulama kodu, geçen yıl haziran ayında 30'un üzerinde platform tarafından imzalanmıştı.

Meta, Google, Twitter, TikTok ve Microsoft gibi büyük platformlar tarafından imzalanan yeni kod, çevrim içi dezenformasyona karşı daha geniş taahhütler ve önlemler içeriyordu.

Dijital platformlar, dezenformasyona karşı daha fazla mücadele etme taahhüdünde bulunmuştu.

Güçlendirilmiş uygulama kodu 40'tan fazla taahhüt ve 100'ün üzerinde özel önlem içeriyor. Dezenformasyon yayanların reklam gelirlerinden faydalanamaması, sahte hesaplar, botlar veya yapay montaj video ile manipülasyonun önlenmesi, dezenformasyonu tanımlamak ve işaretlemek için daha iyi araçlar sağlanması, doğruluk kontrolünün artırılması, siyasi reklamların şeffaflaştırılması, reklam sponsorlarının açıkça belirtilmesi, platformların taahhütleri uygulamalarının raporlanması, koda uyumu değerlendirecek merkez kurulması önlemler arasında yer alıyordu.

Twitter, AB'nin gönüllü kurallarından ayrılma kararı almıştı.

Dijital Hizmetler Yasası kapsamında Twitter'ın da aralarında yer aldığı platformlar 25 Ağustos'tan itibaren AB tarafından daha katı kurallara tabi tutulmaya, sıkı denetlenmeye başlandı.


ChatGPT, ses ve görüntü yeteneklerini kullanıma sunuyor

(AA)
(AA)
TT

ChatGPT, ses ve görüntü yeteneklerini kullanıma sunuyor

(AA)
(AA)

OpenAI'nin açıklamasında, ChatGPT'de yeni ses ve görüntü yeteneklerinin kullanıma sunulmaya başlanacağı bildirildi.

Yeni özelliklerin sesli görüşme yapmaya veya ChatGPT'ye ne hakkında konuşulduğunu göstermeye olanak tanıyacağına işaret edilen açıklamada, ses ve görüntünün ChatGPT'yi kullanmanın daha fazla yolunu sağlayacağı aktarıldı.

Açıklamada, gelecek iki hafta içinde ChatGPT'deki ses ve görüntülerin "Plus" ve "Enterprise" kullanıcılarına açılacağı, sesin iOS ve Android işletim sisteminde ayarlardan etkinleştirilebileceği, görsellerin ise tüm platformlarda mevcut olacağı kaydedildi.

Yeni özellikler sayesinde kullanıcılar sesli görüşmelere katılabilecek ve sohbet robotundan sesli yanıt alabilecek. Kullanıcılar ayrıca ChatGPT ile görüntüleri paylaşabilecek.


Şaşırtıcı derecede iyi korunmuş "dev" örümcek fosili bulundu

(Yeni Güney Galler Üniversitesi)
(Yeni Güney Galler Üniversitesi)
TT

Şaşırtıcı derecede iyi korunmuş "dev" örümcek fosili bulundu

(Yeni Güney Galler Üniversitesi)
(Yeni Güney Galler Üniversitesi)

Bilim insanları günümüz Avustralya'sında 11 ila 16 milyon yıl önce yaşamış yeni bir "dev" örümcek türü fosilini tanımlayıp adlandırdı.

Örümcek, Yeni Güney Galler'deki demir açısından zengin "götit" adlı kayayla tanınan popüler fosil bölgesi McGraths Ovası'nda keşfedildi.

Megamonodontium mccluskyi adı verilen canlı, The Zoological Journal of the Linnean Society'deki yeni bir çalışmada anlatıldı. Günümüzde varlığını sürdüren Monodontium cinsine (fırça ayaklı tuzak kapı örümceği) benzeyen ancak ondan 5 kat daha büyüklükte ve ayakları arasındaki açıklık yaklaşık 50 mm olan bu hayvan, Barychelidae familyasından bulunan ilk örümcek fosili.

Avustralya Müzesi'nden isimlerin de aralarında yer aldığı bilim insanları, bugüne kadar Avustralya'da az sayıda örümcek fosili bulunduğundan bu keşfin "çok önemli" olduğunu belirtti.

Yeni Güney Galler Üniversitesi'nden paleontolog Matthew McCurry, "Tüm kıtada bugüne kadar sadece 4 örümcek fosili bulunması, bilim insanlarının örümceklerin evrimsel geçmişini anlamasını zorlaştırıyor" diyor.

Dr. McCurry şöyle belirtiyor:

Keşif işte bu yüzden çok önemli; örümceklerin soyunun tükenmesi hakkında yeni bilgiler açığa çıkararak geçmişe dair anlayışımızda bir boşluğu dolduruyor.

Halihazırda Avustralya Müzesi'nin paleontoloji koleksiyonuna konan fosil, "dev" örümceğin milyonlarca yıl önce muhtemelen hangi koşullar altında yaşadığını da ortaya koydu.

Dr. McCurry, "Bu fosilin hayattaki en yakın akrabası halihazırda Singapur'dan Papua Yeni Gine'ye kadar uzanan yağmur ormanlarında yaşıyor" diyor.

Bu da grubun bir zamanlar Avustralya anakarasında benzer çevrelerde yaşadığına fakat Avustralya'nın kuraklaşmasıyla soylarının tükendiğine işaret ediyor.

Megamonodontium mccluskyi'nin Avustralya'da bulunan en büyük örümcek fosili olduğu düşünülüyor.

Queensland Müzesi'nden araknolog Robert Raven, "Bu sadece Avustralya'da bulunan fosilleşmiş en büyük örümcek değil, aynı zamanda Barychelidae familyasına ait, dünya çapında bulunan ilk fosil" dedi.

Dr. Raven şöyle açıklıyor:

Fırça ayaklı tuzak kapı örümceğinin bugün yaşayan yaklaşık 300 türü var ama bunlar genelde fosilleşmiyor gibi görünüyor. Bunun nedeni, oyukların içinde çok fazla zaman geçirmeleri ve fosilleşmek için doğru ortamda bulunmamaları olabilir.

Bilim insanları McGraths Ovası'ndaki fosiller üzerinde yapılan mikroskobik incelemelerin, fosillerin "inanılmaz düzeyde" detaylı bir şekilde korunduğunu gösterdiğini belirtiyor.

Daha gelişmiş mikroskopi teknikleri kullanan araştırmacılar, örümceğin pençelerinin ve vücuduyla bacaklarındaki seta adlı kıl benzeri yapıların en küçük ayrıntılarını analiz etmeyi başardı.

Bilim insanları, "Bu kıllar kimyasalları ve titreşimleri algılayabilir, örümceği saldırganlara karşı savunabilir ve hatta ses çıkarabilir" diyor.

Independent Türkçe


Güneş enerjisiyle çalışan motor geliştirildi

Güneş enerjisiyle çalışan, elektrik motorlarına sahip araçlar üretilmesi planlanıyor.
Güneş enerjisiyle çalışan, elektrik motorlarına sahip araçlar üretilmesi planlanıyor.
TT

Güneş enerjisiyle çalışan motor geliştirildi

Güneş enerjisiyle çalışan, elektrik motorlarına sahip araçlar üretilmesi planlanıyor.
Güneş enerjisiyle çalışan, elektrik motorlarına sahip araçlar üretilmesi planlanıyor.

Hindistan Mühendislik ve Teknoloji Koleji'nden (Bhubaneswar) araştırmacılar, enerjisini güneşten alan bir doğru akım elektrik motoru modeli geliştirdi. Sistem, güneş enerjisi şebekesinin üretimini artırmak ve motoru yüzde 88 verimlilikle çalıştırmak için yapay zeka teknolojisine dayanıyor. Yapılan açıklamalar doğru akım elektrik motorlarının verimliliği yüzde 75 ila 88 arasında değiştiği yönünde. Bu tür motorların endüstriyel makinelerde, elektrikli ev aletlerinde ve hatta elektrikli arabalarda kullanılabileceği belirtiliyor. Çalışmanın baş araştırmacısı Bismeet Mohanty, modelin odak noktasının motordan maksimum fayda elde etmek için sistemin mevcut güneş enerjisine bağlı olarak genel etkinliğini artırmak olduğunu söyledi. Verimlilik, güneş enerjisi şebekesinden, motorun rejeneratif frenleme sisteminden şarj olan bir bataryadan enerji üreten bir yapay zeka algoritmasına dayanıyor.

Güneş pilleri, belirli bir miktarda radyasyonla, ürettikleri maksimum elektrik gücü olan bir yüksek güce sahip. Bu maksimum nokta sıcaklık ve güneş ışığı ile değişiyor. Bu da güneş pillerinin maksimum miktarda enerji üretmesini engelliyor. Maksimum üretime olduğunca yaklaşmak için güneş pillerinin direnci ayarlanıyor ve böylece elde edilen enerji miktarı değiştirilebiliyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre işte bu noktada MATLAB-Simulink yapay zeka modeli devreye giriyor. Amerikan Elektrik Mühendisleri Derneği Dergisi, Mohanty ve meslektaşlarının, günlük sıcaklık ve güneş radyasyonu ölçümlerine dayanarak maksimum üretim sağlayabilecek güneş pillerinin direncini hesaplamak için bir yapay sinir ağı geliştirdiklerini bildirdi.

Bu teknoloji, maksimum güç noktasını izlemek için mevcut yapay zeka tekniklerinden yararlanıyor. Model, yapay bir sinir ağı kullanılarak geliştirildiğinden karmaşık kriterler kullanarak tahminlerde bulunabiliyor. Ancak bu tahminler için kesin kriterleri aktaramıyor. Güneşten güç alan elektrikli araçlar, güneşli zamanlarda motoru çalıştırmak için yeterli enerji üretiyor ve fazla enerjinin bataryada depolandığını gösteriyor. Hava bulutlu olduğunda ise motorun çalışması bataryaya aktarılıyor. Motorun rejeneratif frenleme sistemi frenleme sırasında aküyü şarj ederek kinetik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürüyor.

Ekip şimdiye kadar sadece sanal bir model geliştirdi ancak gelecek planları arasında bunu gerçeğe dönüştürmek var. Güneş enerjisiyle çalışan elektrik motoru modeli endüstriyel ortamlarda ya da buzdolabı ve vantilatör gibi elektrikli ev aletlerinde kullanılabilir. Mohanty, bir gün elektrikli araçlarda da böyle bir sistem görmeyi ve bu araçların ana elektrik şebekesine bağlanma ihtiyacını ortadan kaldırmayı umduğunu belirttiği açıklamasında şunları söyledi:

Bugün elektrikli aracı istasyonda ya da evde şarj etmek zorundayız. Ben şarj edilmeye ihtiyaç duymayan, bunun yerine enerjisini doğrudan güneşten ya da kendisinden alan bir elektrikli araç istiyorum.

Çalışmanın sonuçları temmuz ayında Uluslararası Elektrik Bilimleri 2023 Uygulamaları için Akıllı Sistemler Konferansı'nda yayımlandı.


"Hitler böceği" bilim dünyasını karıştırdı

Böceğin adındaki Yunanca "Anophthalmus" kelimesi "kör" anlamına geliyor (Wikimedia)
Böceğin adındaki Yunanca "Anophthalmus" kelimesi "kör" anlamına geliyor (Wikimedia)
TT

"Hitler böceği" bilim dünyasını karıştırdı

Böceğin adındaki Yunanca "Anophthalmus" kelimesi "kör" anlamına geliyor (Wikimedia)
Böceğin adındaki Yunanca "Anophthalmus" kelimesi "kör" anlamına geliyor (Wikimedia)

Adını Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler'den alan böcek, bilim dünyasını birbirine kattı.

Neonazilerin yasadışı şekilde topladığı Anophthalmus hitleri böceğinin soyu tükenme tehlikesine girince, bazı bilim insanları böceğin adının değiştirilmesini talep etti.

Kanada'daki Winnipeg Üniversitesi'nden antropolog Mirjana Roksandic, "Bu masum bir böcek. Neden adını değiştirip bu böceğin yasadışı şekilde alınıp satılmasına bir son vermiyoruz?" dedi. 

Anophthalmus hitleri, Avusturyalı mühendis ve amatör böcekbilimci Oskar Scheibel tarafından Slovenya'da 1933'te bulunmuştu. Böcekle ilgili tartışma, bilim literatüründe benzer diğer vakaları da yeniden gündeme getirdi. 

İtalya'da Ulusal Faşist Parti'nin lideri Benito Mussolini'nin adı, Libya'da bulunan Hypopta mussolinii kelebeğine; Britanyalı köleci ve plantasyon sahibi George Hibbert'in adı da Hibbertia bitkisine verilmişti. 

Öte yandan tüm hayvan türlerinin adına onay veren ve kaydını tutan Uluslararası Zooloji İsimlendirme Komisyonu (ICZN), ad değiştirme taleplerine sıcak bakmıyor. 

Komisyonun ocakta yayımladığı makalede, araştırmacılar arasında kafa karışıklığı yaratabileceği ve literatürdeki istikrarı bozacağı nedeniyle bu isimlerin değiştirilmesinin uygun olmadığı ileri sürülmüştü.

Ancak hakemli bilimsel dergi Zoological Journal of the Linnean Society'de ağustosta yayımlanan makaledeyse bazı bilim insanları, bunun geçerli bir sebep olmadığını savunmuştu.

Brezilya'daki Rio de Janeiro Federal Üniversitesi'nden böcekbilimci Marcos Raposo, "Sosyal adalet yerine istikrara öncelik verilmesi kabul edilemez" demişti. 

Independent Türkçe


NASA'nın Bennu asteroidine gönderdiği uzay aracı ABD'nin ilk asteroit örnekleriyle Dünya'ya ulaştı

(AA)
(AA)
TT

NASA'nın Bennu asteroidine gönderdiği uzay aracı ABD'nin ilk asteroit örnekleriyle Dünya'ya ulaştı

(AA)
(AA)

NASA'nın uzaydan getirdiği ilk asteroit örnekleri, 7 yıl önce çıkılan yolculuğun tamamlanmasıyla Dünya’ya ulaştı.

Osiris-Rex uzay aracı örnek kapsülünü 100 bin kilometre uzaklıktan bıraktı ve kapsül 4 saat sonra paraşütle Utah Çölü’ne iniş yaptı.

Örnekler bugün, inceleme için NASA'nın Houston'daki Johnson Uzay Merkezi'ne götürülecek.

Misyonun liderliğini yapan Arizona Üniversitesinden Dante Lauretta örneklere eşlik edecek.

Lauretta, iniş öncesinde yaptığı açıklamada, Houston’da kapsülün açılmasının içindeki miktar konusundaki belirsizlik nedeniyle, "asıl önemli an" olacağını söyledi.

NASA yetkilileri, kesin bir ölçüm elde etmenin birkaç hafta alacağını bildirdi.

Bilim insanları kapsülün en az bir fincan moloz içerdiğini tahmin ediyor.

Bunun, asteroit örnekleri getiren diğer tek ülke olan Japonya’nın bir çay kaşığı molozunu geçerek uzaydan gelen en büyük moloz yığını olması bekleniyor.

Bu örneklerin, bilim insanlarının Dünya'nın ve yaşamın nasıl oluştuğunu daha iyi anlamalarına yardımcı olacağı belirtiliyor.

Bennu asteroidi

Dünya'dan 81 milyon kilometre uzaklıkta Güneş'in yörüngesinde dönen ve Empire State Binası büyüklüğünde olan Bennu’nun çok daha büyük bir asteroidin kırılmış parçası olduğuna inanılıyor.

Bennu'nun 2182 yılında Dünya'ya tehlikeli bir şekilde yaklaşması bekleniyor.

Lauretta, Osiris-Rex'in topladığı verilerin asteroidi saptırma çabasına yardımcı olacağını düşündüklerini söyledi.

NASA'nın Florida'daki Cape Canaveral Uzay Üssü'nden 2016’da uzaya gönderilen ve 2018'de Bennu asteroidine ulaşan Osiris-Rex, Bennu'nun karbon bakımından zengin olan karanlık yüzeyinden moloz parçaları toplamasının ardından 2021’de 178 milyon mil (yaklaşık 286 milyon kilometre) mesafeden dünyaya dönüş için yola çıkmıştı.


Esrarengiz sualtı şehrindeki batık tapınakta "hazine ve sırlar" bulundu

Binlerce yıllık silahlar ve antik Yunanlıların batmadan önce Thonis-Heracleion'da yaşadıklarını gösteren ayin eşyaları (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)
Binlerce yıllık silahlar ve antik Yunanlıların batmadan önce Thonis-Heracleion'da yaşadıklarını gösteren ayin eşyaları (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)
TT

Esrarengiz sualtı şehrindeki batık tapınakta "hazine ve sırlar" bulundu

Binlerce yıllık silahlar ve antik Yunanlıların batmadan önce Thonis-Heracleion'da yaşadıklarını gösteren ayin eşyaları (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)
Binlerce yıllık silahlar ve antik Yunanlıların batmadan önce Thonis-Heracleion'da yaşadıklarını gösteren ayin eşyaları (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)

Okyanus yatağında bin yılı aşkın süre boyunca saklı kalmışlarsa da Mısır kıyılarındaki antik kentin hazineleri ve sırları artık ortaya çıkıyor.

Avrupa Sualtı Arkeolojisi Enstitüsü (IEASM) liderliğindeki bir ekip, sualtındaki liman kenti Thonis-Heracleion'da Yunan tanrıçası Afrodit'e adanmış devasa bir tapınak ve kutsal alan kalıntıları keşfetti.

IEASM'nin bildirdiğine göre ekip, şehrin güney kanalını araştırdı ve burada, Amon tapınağındaki devasa taş blokların "MÖ 2. yüzyılın ortalarına tarihlenen bir felaket sırasında" parçalandığına inanılıyor.

Aramada, firavunları tahta çıkarken kutsamak için kullanılmış eserlerin de aralarında bulunduğu altın ve gümüş hazineler de batık tapınakta bulundu. Antik Yunan silahlarıyla birlikte Afrodit tapınağı da ortaya çıkarıldı.

Keşifler, Yunanlıların bugün İskenderiye yakınlarındaki Ebu Kir Körfezi'nde yer alan antik Mısır kentine yerleşmelerine, burada yaşamalarına ve ibadet etmelerine izin verildiğini gösteriyor.

Altın eşyalar, mücevherler ve lapis lazuli taşından yapılmış bir istikrar sembolü olan Ced sütunu çıkarıldı (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)
Altın eşyalar, mücevherler ve lapis lazuli taşından yapılmış bir istikrar sembolü olan Ced sütunu çıkarıldı (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)

IEASM'den yapılan açıklamada, "Gümüş ayin aletleri, altın takılar ve parfüm ya da merhem saklamaya yönelik kırılgan kaymaktaşı kaplar gibi tapınak hazinesine ait değerli nesneler ortaya çıkarıldı" dendi:

Bu objeler kutsal alanın zenginliğinin ve liman kentinin eski sakinlerinin dindarlığının kanıtı.

Enstitü firavunların, iktidarlarını gösteren kainatın kralı unvanlarını almak için geldiği yerin Amon tapınağı olduğunu belirtti.

Yaklaşık 2 bin 500 yıl önce Nil Nehri'nin ağzının yakınlarında kurulan Thonis-Heracleion, bir zamanlar Akdeniz'in en büyük liman kentiydi.

Amon tapınağının zemin seviyesinin altında, MÖ 5. yüzyıla dayanan ahşap yapılar keşfedildi (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)
Amon tapınağının zemin seviyesinin altında, MÖ 5. yüzyıla dayanan ahşap yapılar keşfedildi (Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Vakfı)

Antik kent, İskenderiye Limanı kurulana kadar, önemli bir siyasi bölge, yönetici sınıf için ayin merkezi ve Yunanistan'dan Mısır'a gelen tüm gemiler için zorunlu bir geçiş noktasıydı.

Birkaç metre kalınlığındaki kil katmanlarının altında gömülü boşlukları ve nesneleri tespit edebilen yeni maden jeofiziği teknolojilerinin kullanılmasıyla bu keşifler yapıldı.

Avrupa Sualtı Arkeolojisi Enstitüsü Başkanı Frank Goddio, "Felaketin şiddetine ve büyüklüğüne rağmen bozulmadan hayatta kalan böylesine hassas nesneleri keşfetmek son derece heyecan verici" dedi.

Antik liman kenti Thonis-Heracleion nerede?

Yükselen suların, bir dizi depremin ve gelgit dalgasının MS 8. yüzyılda Thonis-Heracleion şehrinin batmasına katkıda bulunduğuna inanılıyor. Şehrin adı ve hikayesi yüzyıllar boyunca kaybolmuştu, sadece eski klasik metinlerde ve nadir yazıtlarda geçiyordu.

(OpenStreetMap)​​​​​​
(OpenStreetMap)​​​​​​

Goddio ve ekibi, 2000'de keşfedilen kayıp şehrin sırlarını ortaya çıkarmak için son 20 yıldır çalışıyor.

Independent Türkçe


Gizliliğe dair şikayetlerin ardından X, bir özelliğini sonlandırıyor

(AFP)
(AFP)
TT

Gizliliğe dair şikayetlerin ardından X, bir özelliğini sonlandırıyor

(AFP)
(AFP)

X, bazı kullanıcıların Çevreler özelliğiyle ilgili aksaklıklar yaşadığını bildirmesinden aylar sonra, gönderilerin belirli bir kitleyle sınırlı tutulmasına imkan tanıyan gizlilik odaklı aracı kapatıyor.

Eski adı Twitter olan, Elon Musk'a ait şirketin perşembe günü yaptığı açıklamada Çevreler'in 31 Ekim'de devre dışı bırakılacağı duyuruldu.

Paylaştığı gönderide X, "Bu tarihten sonra Çevre'nizle sınırlı yeni gönderiler paylaşamayacak ve Çevre'nize yeni kişi ekleyemeyeceksiniz" diye belirtti.

Şirket, "Ancak kişileri takip etmeyi bırakarak onları Çevre'nizden çıkarabileceksiniz" ifadelerini kullandı.

Açıklamada, takip etmeyi bıraktıktan sonra daha önce Çevre'nizde olan kullanıcılar "artık eski Çevre Gönderilerinizi göremez" dendi.

Instagram'ın Yakın Arkadaşlar hikayelerine benzeyen özellik Tesla milyarderinin şirketi devralmasından önce, platformun Twitter diye bilindiği Ağustos 2022'de resmen kullanıma sunulmuştu.

Bu özelliğin kullanıma sunulmasından sonra şirket, "Twitter Çevreler, belirli kişilere Tweetler göndermenin ve düşüncelerinizi daha küçük bir kitleyle paylaşmanın yolu" diye belirtmişti.

Ardından şu ifadeler kullanılmıştı: 

Twitter Çevre'nizde kimlerin yer alacağını siz seçiyorsunuz ve sadece eklediğiniz kişiler Çevre'nizde paylaştığınız Tweetleri yanıtlayıp etkileşim verebilir.

Daha sonra nisanda çıkan bir yazılım hatasının, bazı kullanıcıların özel gönderilerini Çevre'lerinin parçası olmayan diğer takipçilerine ve yabancılara ifşa etmesi geniş çaplı gizlilik endişesine yol açmıştı.

Kullanıcılar Çevre'lerine özel gönderilerinin, algoritmik biçimde oluşturulan "Sizin İçin" akışında görünmeye başladığını fark etmeye başlamıştı. Yani bu gönderiler, istenen kitlenin dışındaki kişiler tarafından fark ediliyordu.

Bazı durumlarda kullanıcılar, Çevre gönderilerinin kendilerini takip etmeyen kişilere bile ulaştığına tanık olmuştu.

Etkilenen kullanıcılara gönderdiği e-postalarda Çevre tweetlerinin herkese açık olmasının arkasında bir "güvenlik meselesi" yattığını belirten X, sorun "derhal düzeltildiğinden" bu gönderilerin artık kullanıcının Çevresi dışında kimseye görünmediğini eklemişti.

Şirket şöyle belirtmişti:  

Bunun neden yaşandığını anlamak için kapsamlı bir soruşturma yürüterek sorunu ele aldık.

O dönem yapılan açıklamada, "Böyle bir olayın yol açabileceği risklerin farkındayız ve bunun yaşanmasından derin üzüntü duyuyoruz" ifadeleri kullanılmıştı.

Yazılım hatası, Musk'ın şirketi devralması ve multimilyarderin platformdaki işgücünün yaklaşık üçte ikisini işten çıkarması sonrası Twitter'ı saran sorunlar arasındaki yerini almıştı.

Twitter'ın eski mühendisi Theo Browne hatanın muhtemelen platformun öneri algoritmasının, Çevre gönderilerini sitedeki diğer kişilerle paylaşmadan önce filtreleyememesinden kaynaklandığını o dönem TechCrunch'a söylemişti.

Artık yeni bir güncelleme yapan X, şirketin bu özelliği neden kapattığını detaylandırmadan "31 Ekim 2023 itibarıyla Çevreler'i kullanımdan kaldıracağını" bildirdi.

Independent Türkçe


Güneş paneli teknolojisindeki büyük atılım, "mucize malzeme" üretimini hızlandırabilir

1 Haziran 2022'de çekilen, ABD Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı'nin geliştirdiği bir hibrit perovskit güneş pili (Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı/CC)
1 Haziran 2022'de çekilen, ABD Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı'nin geliştirdiği bir hibrit perovskit güneş pili (Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı/CC)
TT

Güneş paneli teknolojisindeki büyük atılım, "mucize malzeme" üretimini hızlandırabilir

1 Haziran 2022'de çekilen, ABD Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı'nin geliştirdiği bir hibrit perovskit güneş pili (Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı/CC)
1 Haziran 2022'de çekilen, ABD Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı'nin geliştirdiği bir hibrit perovskit güneş pili (Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı/CC)

Büyük bir atılım yapan bilim insanları, yeni bir güneş paneli türüyle yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin hızlanabileceğini iddia ediyor.

Surrey Üniversitesi'nden bir ekip nano ölçekli bir "mürekkep" kaplamanın yeni nesil perovskit güneş pillerinin stabilitesini, bu pilleri seri üretime uygun hale getirecek kadar artırabileceğini keşfetti.

Perovskit, geleneksel silikon bazlı pillerden daha ucuz ve daha hafif olmasının yanı sıra çok daha verimli olsa da gelişme sürecindeki teknoloji, halihazırda üretim sürecinde verimlilik ve enerji çıktısı düşüşü yaşıyor.

Surrey Üniversitesi İleri Teknoloji Enstitüsü'nden (Advanced Technology Institute/ATI) Dr. Imalka Jayawardena, "Özellikle hem yeryüzündeki hem de uzaydaki uygulamalar hızla büyürken araştırmacıların yeni nesil güneş teknolojisi için perovskiti incelemeye yönelmesinin nedeni, geleneksel güneş pillerinin performans sınırlarıdır" diyor.

Güneş paneli teknolojisinde kilit önemdeki gelişmemiz, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin net sıfır hedeflerine daha hızlı ulaşmasına katkı sağlayabilecek bir gelişme olan perovskit güneş pillerinin ölçeklendirilmesine yönelik uygun maliyetli bir yaklaşım sunuyor.

Perovskit güneş pillerinin koşullandırılması sırasında verimlilikteki düşüşü en aza indiren bir alüminyum oksit tespit eden araştırmacılar bu çığır açıcı adımı attı.

Ultra yüksek hızlı iletişimden yenilenebilir enerjiye kadar bir dizi sektörü dönüştürme potansiyeli nedeniyle "mucize malzeme" denen perovskit övgü topluyor.

Son gelişmelerde bu malzemenin, uzayda radyasyondan zarar gördükten sonra verimliliklerinin yüzde 100'ünü geri kazanabilen, kendi kendini iyileştiren güneş panellerinin üretiminde kullanıldığı ve tandem güneş pilleri yapmak için silikonla birleştirildiğinde yeni verimlilik rekorları kırabildiği görüldü.

Üretimi ucuz perovskit piller, dayanıklılıkları ve güvenilirlikleri korunarak geniş ölçekte üretilebilirse güneş panellerinin maliyeti hızla düşer.

(Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı)
(Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı)

Surrey Üniversitesi ATI'dan Ravi Silva, "Güneş ve rüzgar enerjisi maliyetleri teknolojideki gelişmelere bağlı olarak hızla düşerken, dünya çapındaki enerji üretiminde tüm yeni ek kapasitenin yüzde 80'inden fazlasının yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanabileceği seviyeye gelinebilir" diyor.

Güneş enerjisinin seviyelendirilmiş maliyeti enerji üreten diğer kaynakların çoğundan artık daha ucuz. Perovskit güneş modüllerinin gelişmesiyle birlikte seviyelendirilmiş elektrik maliyeti kayda değer derecede daha da düşeceğinden bu alanda çalışmak çok heyecan verici.

Araştırma, hakemli bilimsel dergi Solar PRL'de yayımlanan "Modification of Hydrophobic Self-Assembled Monolayers with Nanoparticles for Improved Wettability and Enhanced Carrier Lifetimes Over Large Areas in Perovskite Solar Cells" (Perovskit Güneş Pillerinde Islanabilirliği ve Geniş Alanlarda Taşıyıcı Ömrünü İyileştirmek için Kendiliğinden Birleşen Hidrofobik Tek Katmanların Nanoparçacıklarla Düzenlenmesi) başlıklı çalışmada detaylandırıldı.

Independent Türkçe