ABD 50 yıl önce iade ettiği Okinawa'dan vazgeçemiyor

Japon egemenliğine iade edilişinin 50. yılında Okinawa Adası, Çin ve Kuzey Kore'nin bölgesel tehditleri karşısında ABD için "stratejik nokta" özelliğini koruyor.

AA
AA
TT

ABD 50 yıl önce iade ettiği Okinawa'dan vazgeçemiyor

AA
AA

Japonya'nın güneybatısında, Doğu Çin Denizi'nde Tayvan'a yakın ada eyaleti, barındırdığı askeri üslerle ABD'nin Pasifik'teki yığınak ve aktarma merkezlerinden biri.
Ada'da, Mart-Haziran 1945'te İkinci Dünya Savaşı'nın son kara savaşlarından biri kabul edilen "Okinawa Muharebesinde" 12 hafta boyunca çatışmalar yaşandı. Japon İmparatorluk Ordusu, "Buzdağı Operasyonu" kapsamında Okinawa'nın 32 kilometre güneybatısındaki Kerama Adası'na asker çıkaran ABD'ye karşı taarruza geçti.
Muharebede 100 binin üzerinde Japon, 14 binden fazla ABD askeri hayatını kaybederken, o dönem Ada nüfusunun dörtte biri de harbin ortasında can verdi.
Japonya, savaş sonrası egemenliğini 1952'de kazanırken, "Stratejik konumdaki" Ada ise 1951'deki San Francisco Barış Anlaşması kapsamında ABD hakimiyetinde kaldı. 1969-74'te ABD'de görev yapan Nixon yönetiminde geri teslim edilmesi mutabakata varınca Ada eyaleti, Mayıs 1972'de Japon egemenliğine iade edildi.
Japon egemenliğine iade edilişinin 50. yılında Okinawa, Çin ve Kuzey Kore'nin bölgesel tehditleri karşısında ABD'nin Pasifik askeri stratejisinde "merkez nokta" özelliğini koruyor.

Kore ve Vietnam savaşları
Okinawa, savaş sonrası 70 yıldan fazla sürede bölge yakınlarında çıkan krizlerde hem aktarma hem de yığınak açısından ABD'ye fayda sağladı.
Ada'daki ABD üslerinin 1950-53 Kore Savaşı ile 1955-75 Vietnam Savaşı'nda hava saldırıları için sevk edilen ABD uçaklarınca kullanıldığı biliniyor.
Öte yandan üslerin 2003'te ABD öncülüğünde gerçekleşen Irak işgalinde, ABD'ye ait uçakların sorti faaliyetine fayda sağladığı da kaydediliyor. Eylül 2001 terör saldırıları sonrasında askeri önceliklerini güncelleyen ABD için bölgesel tehditler karşısında Okinawa'nın öneminin yükseldiği belirtiliyor.

Okinawa
Japonya'da "US Forces in Japan (USFJ)" adıyla ABD Hint-Pasifik Kuvvetlerine (INDOPACOM) bağlı hizmet veren askeri birimin yaklaşık 55 bin personeli bulunuyor.
ABD'nin yaklaşık 85 askeri üssünün Japonya genelinde konuşlandığı biliniyor.
Üslerin yüzde 9'u Aomori'de, yüzde 5,6'sı Kanagawa'da, yüzde 5'i başkent Tokyo'da, yüzde 3'ü Yamaguçi'de, yüzde 1,8 Nagasaki'de, yüzde 1,6'sı Hokkaido'da, yüzde 1,3'ü Hiroşima ile yüzde 2'si diğer eyaletlerde dağılım gösteriyor. Buna karşın ülke genelindeki ABD üslerinin dağılımında Okinawa'nın açık ara önde olduğu belirtiliyor.
ABD'nin Ada eyaletinde, biri Japonya Hava Öz Savunma Kuvvetleri (ASDF) ile paylaştığı tesis dahil, 30'u aşkın askeri amaçlı tesisi bulunuyor. Bunlar arasında eğitim sahaları, mühimmat depoları, iletişim merkezleri, aktarma istasyonları, askeri amaçlı limanlar ve kamplar yer alıyor.
Japonya yüzölçümünün yüzde 0,6'sını oluşturan Okinawa, ülke genelinde ABD askeri tesislerinin toplam arazi alanlarının yüzde 70,6'sına ev sahipliği yapıyor.
Okinawa ABD'nin askeri üslerinin, Japonya genelindeki ABD üslerine oranı, Japon egemenliğine iade edildiği 1972'de yüzde 58,7 iken, halihazırda yüzde 70,6.
Ayrıca ABD'ye ayrılan sadece toprak alanı değil Ada kıyısı ve açıklarında 27 bölge ve farklı noktalarda 20 hava sahası, askeri eğitim amacıyla ABD'ye tahsis edilmiş durumda. Bu durum, yaklaşık 54 bin kilometre karelik su alanında, balıkçılık dahil deniz, 95 bin 416 kilometre karelik hava sahası ise uçuş faaliyetini sınırlandırıyor.

Deniz piyadeleri
Yaklaşık 1,5 milyon nüfusa sahip Okinawa, başkent Tokyo ile neredeyse aynı yüz ölçüme sahip ancak yaklaşık 30 bin ABD askerini barındırıyor.
USFJ'nin Deniz Piyadeleri 1. Hava Kanadı verilerine göre, Ada'da asker haricinde yerel çalışanlar ile asker aileleri dahil 50 bin sivil daha yaşıyor.
ABD askeri güçlerinin Ada'daki üslere dağılımında ise deniz piyadelerinin sayısı göze çarpıyor. Okinawa'da ABD'ye 1547 kara, 2 bin 159 deniz, 6 bin 772 hava askeri ile 15 bin 365 deniz piyadesi görev yapıyor.
Tesisler arasında Batı Pasifik'te hava ikmali açısından kritik önemdeki Kaneda Hava Üssü, 4. Deniz Piyade Alayı ile 3. Keşif Taburu gibi deniz piyadelerinin acil müdahale güçlerinin yer aldığı Camp Schwab dikkati çekiyor.



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.