Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: Batı Rusya’ya karşı topyekün bir savaş yürütüyor

13 Mayıs'ta Tacikistan'ın başkenti Duşanbe’yi ziyaret eden Lavrov (Reuters)
13 Mayıs'ta Tacikistan'ın başkenti Duşanbe’yi ziyaret eden Lavrov (Reuters)
TT

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: Batı Rusya’ya karşı topyekün bir savaş yürütüyor

13 Mayıs'ta Tacikistan'ın başkenti Duşanbe’yi ziyaret eden Lavrov (Reuters)
13 Mayıs'ta Tacikistan'ın başkenti Duşanbe’yi ziyaret eden Lavrov (Reuters)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Batı'yı, ülkesini ‘topyekûn bir hibrit savaşı’ ile hedef almakla suçlayarak, Rusya'nın Çin, Hindistan ve diğer ülkelerle daha derin ortaklıklar kurarak yaptırımlara karşı koyacağını vurguladı.
Reuters haber ajansına göre Ukrayna işgalinin 80. Gününde dün (cumartesi) yaptığı konuşmasında Lavrov, Batı'nın Moskova’ya yönelik yaptırım yağmuruna işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
“Bütün Batı bize topyekûn bir hibrit savaşı ilan etti. Bu savaşın ne kadar süreceğini tahmin etmek güç olsa da yansımalarının istisnasız herkes tarafından hissedileceği ortada. Doğrudan bir çatışmadan kaçınmak için her şeyi yaptık. Ancak artık bir meydan okuma var ve elbette bunu kabul ediyoruz. Yaptırımlara yabancı değiliz. Neredeyse her zaman şu veya bu şekilde oradaydılar.”
Lavrov, Rusya'nın 640 milyar dolarlık dış rezervinin neredeyse yarısına el konulmasını içeren yaptırımların, kimsenin istimlak ve ‘devlet korsanlığına’ karşı güvende olmadığının ve ülkelerin ABD'ye ve müttefiklerine olan ekonomik bağımlılıklarını azaltmaları gerektiğinin bir kanıtı olduğunu söyledi. Lavrov, “Sadece Rusya değil, başka ülkeler de ABD dolarına, batı teknolojisine ve pazarlarına olan bağımlılığını azaltıyor” dedi. Batı'nın Rusya'yı yalnızlaştırma çabalarının başarısızlığa mahkûm olduğunu belirten Lavrov, Rusya'nın Çin ile ilişkilerinin şu anda en iyi seviyesinde olduğunu ve ülkesinin Hindistan ile özel bir stratejik ortaklık geliştirmekte olduğunu vurguladı. Orta Doğu'ya yaptığı bir geziden dönen Lavrov, Mısır, Cezayir ve Körfez ülkelerinin yanı sıra Asya, Afrika ve Latin Amerika ile de bağların önemine değindi.
Russia Today’e (RT) göre Lavrov, yüzlerce Rus diplomatını Batı ülkelerinden sınır dışı etmek için örgütlü bir kampanya olduğunu belirterek, “Soğuk Savaş'ın en karanlık yıllarında bile böyle bir şey görülmedi” dedi. Batılı ülkelerin Ukrayna hükümetine yaptığı silah ihracatına da değinen Lavrov, Batılı ülkelerin ‘son Ukraynalıya kadar orada Rusya ile mücadele etmeye hazır olduğunu’ söyledi. Rus diplomasisinin bel kemiği bu gergin durumun, okyanusun arkasından Ukrayna'daki olayları yöneten, Avrupa'yı zayıflatan ve pazarlarını ABD askeri malları, teknolojileri ve ürünlerine tahsis eden ABD için bir rahatlık olduğuna işaret etti. Aynı zamanda, durumun daha karmaşık olduğunu da itiraf etti.
Lavrov açıklamasının devamında, “Biz, ABD, Çin ve bütün diğer ülkeler, dünya düzeninin gerçekten adil, demokratik ve çok kutuplu mu olacağının ya da bu küçük devletler grubunun, uluslararası topluluğa, istisna olmalarına güvenenler ve seçilmişlerin isteklerini yerine getirmek zorunda olanlar olarak dünyanın yeni sömürgeci düzene göre ikiye bölünmesini dayatıp dayatamayacağının bugün karara bağlanmakta olduğunu anlıyoruz” dedi. Bakan, Batı'nın küresel ekonominin kontrolünü G7'ye teslim etme fikrini desteklediğine dair de uyarıda bulundu.
Avrupa’nın politikaları hakkında da yorum yapan Lavrov, Avrupa Birliği’nin (AB) ‘ABD’nin yararına bağımsızlık alametlerinden nihai olarak vazgeçtiğini’ ve güvenlik konularında ‘küresel emelleri hakkında giderek daha fazla konuşan’ Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) nüfuzuna boyun eğdiğini söyledi. ‘Küresel bir NATO’ olacağı ile ilgili konuşmaların, NATO'ya ait bir ‘savunma hattının’ Güney Çin Denizi'ne kaydırılacağını doğruladığına dair uyarıda bulundu.



Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
TT

Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)

Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, Galler Bölgesel Başbakanı olarak seçilmesinin ardından dört kurucu ülkeden (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) oluşan Birleşik Krallık'ın (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığ) üç ülkesi göçmen kökenli isimler tarafından yönetilmeye başlandı. Gething, Galler'in başkenti Cardiff’te hükümetin dümenine geçerken, Rishi Sunak İngiltere Başbakanı olarak Londra'da, Hamza Yusuf ise İskoçya Başbakanı olarak Edinburgh'da iktidarı ellerinde bulunduruyor.

Babası Güney Galler'den bir veteriner olan 52 yaşındaki Vaughan Gething’in annesi ise Zambiya'da bir kümes hayvanı çiftliğinde çalışıyordu. Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın hikayesi, Gething’i henüz 17 yaşındayken İşçi Partisi'ne katılmasında etkili oldu. Gething, 2011 yılında Cardiff'te meclis üyesi seçilerek siyasi kariyerine başladı.

Cardiff hükümetinde 2013 yılından bu yana çeşitli görevler üstlenen Gething, 2014 yılında Kalkınma Bakan Yardımcılığı, ardından Sağlık Bakan Yardımcılığı, ardından 2016-2021 yılları arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Birkaç gün önce rakibi Jeremy Miles'ı kıl payı mağlup ederek Galler İşçi Partisi'nin lideri olan Gething, 2021 mayısında Mark Drakeford hükümetinin ekonomi bakanlığı görevini üstlenmişti.

Gething, özelde Galler’in genelde ise Avrupa’nın ilk siyahi lideri oldu. Birleşik Krallık tarihindeki bu yeni durum, ‘artık göçmenlerin çocukları ve torunları sahada ve yerel meclislerden hükümete kadar çeşitli siyasi makamlar için ülkenin yerli halkıyla rekabet ediyor’ yorumlarına neden oldu.

Galler’de bir göçmenin başbakan olarak seçilmesinden önce Hint asıllı Budist Rishi Sunak, 2022 yılında İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Pakistan asıllı bir Müslüman olan Hamza Yusuf ise 2023 yılında İskoçya hükümetinin başına geçti. Böylece Birleşik Krallık'ı oluşturan ülkelerden üçü artık her zaman beyazların seçildiği makamlara partileri tarafından seçilen göçmenlerin getirildiğine tanık oldu.

Birleşik Krallık'ta farklı milletlerden üç ismin iktidara gelmesinin ve göçmenlerin çocuklarının ve torunlarının siyasetin tüm kademelerinde yer almasının yolu açıldı. Yerel halkla belediye ve meclis sandalyeleri için yarışan göçmenlerin çocukları ve torunları, hükümetlerde çeşitli görevler alırken bakanlık görevlerinde bulundular ve iç siyasi sahnede etkili oldular.

Birleşik Krallık'taki dördüncü ülke olan Kuzey İrlanda da liderlik konusunda bir istisnaya tanık oluyor. Kuzey İrlanda tarihinde ilk kez ‘Birleşik İrlanda’ fikrini destekleyen Katolik bir kadın siyasetçi olan Sinn Fein, 2023 yılında Belfast parlamento seçimlerinde rakibi Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasının temelini oluşturan güç paylaşımı hükümetine yönelik boykotunu sona erdirmeyi başararak iktidara geldi.