Lübnan seçimlerindeki sürprizler parlamentodaki siyasi haritayı yeniden şekillendirecek

Hizbullah müttefiklerinin kazanmasını sağlayamadı, Lübnan Kuvvetleri her bölgede başarı elde etti

Lübnan Kuvvetleri’nin adaylarından İlyas İstefan arkadaşlarıyla zaferini kutluyor. (Şarku’l Avsat)
Lübnan Kuvvetleri’nin adaylarından İlyas İstefan arkadaşlarıyla zaferini kutluyor. (Şarku’l Avsat)
TT

Lübnan seçimlerindeki sürprizler parlamentodaki siyasi haritayı yeniden şekillendirecek

Lübnan Kuvvetleri’nin adaylarından İlyas İstefan arkadaşlarıyla zaferini kutluyor. (Şarku’l Avsat)
Lübnan Kuvvetleri’nin adaylarından İlyas İstefan arkadaşlarıyla zaferini kutluyor. (Şarku’l Avsat)

Lübnan Kuvvetleri Partisinin parlamento seçimlerindeki muhtemel zaferi, rakiplerinin ‘milletvekili sayısının’ azalacağına dair tahminlerini alt üst etti. Direniş Ekseni olarak adlandırılan yapılar, Hizbullah ve Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH), Şii seçmenin ağırlıklı olduğu seçim bölgelerinde Lübnan Kuvvetleri Partisi’ni abluka altına almayı denedi. Ancak bu girişimler, Hristiyan kamuoyunda ters tepti ve Hizbullah’la müttefik olan ÖYH’ye tepkili olan Hristiyan seçmenler, eşi görülmemiş bir şekilde Lübnan Kuvvetleri’ne destek verdi. Hristiyanlar muhalif Değişim Güçleri’nin bağımsız adaylarına da kayda değer bir destek sundu.
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, seçim öncesi yaptığı konuşmalarda, yandaşlarını ve Hristiyan vatandaşları Lübnan Kuvvetleri’ne karşı müttefiki olan Cibran Basil liderliğindeki ÖYH’yi desteklemeye teşvik etmişti. Ancak tüm bu çağrılara rağmen, Baalbek, Hermel, Cezin, Sayda ve güney bölgelerinde Lübnan Kuvvetleri etkinliğini arttırmayı başardı. Seçimlerin kesin olmayan ilk sonuçları ÖYH’ye ağır bir darbe indirdi ve Hizbullah saflarında adeta şok etkisi yarattı. ÖYH ve Cibran Basil’in kayıpları büyük ölçüde yurtdışındaki Lübnan diasporasının tercihlerinden kaynaklandı. Yurtdışındaki Lübnanlılar Basil’in rakibi Lübnan Kuvvetleri’ni destekleyerek oyun bozdu. Lübnan Kuvvetleri’nin parlamentoya en çok Hristiyan milletvekiline sahip olarak gireceği değerlendiriliyor. Meclisteki yeni oluşum Meclis Başkanı Nebih Berri ve yardımcısının yeniden seçilmesini önleyebilecek gibi görünüyor. Berri’nin Ortodoks sandalyesindeki adayı Eli Frezli, Gassan Sakkaf’a karşı seçimi kaybetti.
Ayrıca, Lübnan Kuvvetleri Partisinin elde ettiği zaferin yanı sıra İlerici Sosyalist Partisi de ciddi bir rakip olmaması nedeniyle Dürzi sandalyelerinin çoğunu elde etmeyi başardı. Değişim Güçleri’nin desteklediği bazı bağımsız adayların da kazandığı düşünüldüğünde, Meclis’teki yeni oluşumda muhalefet ve iktidar arasında bir denge oluşabileceği öngörülebilir. Ancak oy sayımının tamamlanmasının ardında, muhalefetin mi yoksa mevcut iktidar odaklarının mı parlamento çoğunluğunu elde edeceği netleşecektir. Muhalefet çoğunluğu elde ederse şu anki ‘gündelik işleri yürüten geçici hükümet yerine’ bir hükümet kurmayı dahi başarabilir. Lübnan Kuvvetleri’nin beklenmedik zaferi, ÖYH lideri Cibran Basil’in Hizbullah’a eklemlenerek, Lübnan Kuvvetlerine bir hediye sunması olarak yorumlanabilir. Nitekim Basil seçim sürecinde Lübnan Kuvvetleri lideri Semir Caca’yı ABD ve İsrail ajanı olarak suçlayacak kadar ileri gitmişti. Basil böylelikle Hristiyan desteğindeki azalmayı seçim bölgelerindeki Şiilerin maksimum desteği ile telafi edeceğini hesaplamaktaydı. Ancak Basil, Hristiyan kamuoyunda azalan desteğini, Şii ağırlıklı bölgelerde aday çıkararak telafi edemeyince hayal kırıklığına uğradı. Basil’in ‘Hizbullah’ın silahını meşrulaştırma’ konusundaki aşırılıkçı tutumu, Hristiyan çoğunluğun görüşlerine aykırılık teşkil etmekteydi, bu yüzden destekçilerinin ciddi bir kısmı kerhen de olsa rakiplerini desteklemeye yöneldi. Basil’in destekçilerinin bir kısmı ise seçim sandıklarına gitmeyerek protestolarını bu şekilde ifade etmiş oldu.  
Ciddi baskı altında olan yüzlerce Şii seçmen, Hristiyan bölgelerinde oy kullanmak için sandık başına gitti. Ancak daha önce kayıt oluşturmayan bu kişilerin oy işlemleri geçersiz sayıldığından bu bölgelerdeki seçim sonuçlarını değiştirmek için yeterli olmadı. Güneydeki 3. Bölge’de (Nebtiye-Hasbiya-Bint Cubeyl) Suriye Ulusal Milliyetçi Parti’nin adayı Rebi Benat, Müstakbel Partisi’ne yakınlığıyla tanınan İlyas Cerade karşısında mağlup oldu.   
Özetle ifade etmek gerekirse; genel seçimlerde yaşanan sürprizler, meclisteki siyasi haritanın değişmesine neden oldu. Cibran Basil’in, ABD ve İsrail liderliğindeki küresel bir savaşa maruz kaldığını iddia ederek mağdur kişiyi oynaması Hristiyan kamuoyunu onu destekleme yönünde ikna etmek için yeterli olmadı. Canbulat’ın rakipleri de başarısız olunca Dürziler arasındaki bölünme hali son buldu. Talal Arslan ve eski bakan Viam Vihab ve Hizbullaha yakın olan Dürzi adaylar da başarısız oldu.  
Müstakbel Hareketi ve Hariri'nin seçimlere katılmama kararının etkilerine gelecek olursak; Hariri’nin seçimlere iştirak etmemesi Sünni seçmenin seçimlere olan ilgisinin belirgin bir şekilde azalmasına neden oldu. Ancak korkulduğu gibi Hizbullah Sünni adaylarının ihtilaflarından yararlanarak oluşan boşluğu yeterince doldurmayı başaramadı. Henüz sonuçlar kesinleşmemiş olsa da Hizbullah ve müttefiklerinin Sünni milletvekilleri çıkarabilmekte başarılı olamadıkları söylenebilir. İlk sonuçlara göre Trablus’ta eski bakan Eşref Rifi ve ilk defa seçimlere giren adayların kazandığı değerlendiriliyor. Akkar’daki Sünni katılımının düşüklüğü ise ÖYH ve müttefiklerinin bir sandalye kazanmasını mümkün kıldı. Daha önce bu bölgede Müstakbel Hareketi’nin adayı Esad Dergam milletvekili seçilmekteydi. Değişim Güçleri’nin en önemli zaferi ise eş-Şuf seçim bölgesinde oldu. ‘Değişim İçin Birleştik’ listesi bu bölgeden üç sandalye kazanmayı başardı. Beyrut İkinci Bölgede de ‘Değişim Beyrut’ listesi iki milletvekili çıkararak büyük sürpriz yaptı. Lübnan Kuvvetleri, Hristiyan seçim bölgelerinin tümünden milletvekili çıkararak kendisine olan geniş desteği göz önüne serdi.  
Geriye şu soru kalıyor; sırada ne var ve şimdi ne olacak? Muhalefet ve ‘değişim güçleri’ bu başarılarını nasıl değerlendirecekler. Acaba hükümetin oluşması, meclis başkanı ve cumhurbaşkanının seçilmesinde ortak noktalarda uzlaşıp birlikte hareket edebilecekler mi? Nitekim mevcut statükoya karşı olmaları, anlaşmazlıklarını bir kenara itip ortak hareket etmelerini ve görüş ayrılıkları arasındaki mesafeyi yakınlaştırmak için iletişim kurmalarını gerektiriyor.  



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.