Roma, İtalyan operasının kültürel miras sayılması için UNESCO'ya başvurdu

"Opera İtalya'da doğdu"

Milano'da yer alan ve neoklasik mimariye sahip La Scala, 1778'de inşa edilmişti (AFP)
Milano'da yer alan ve neoklasik mimariye sahip La Scala, 1778'de inşa edilmişti (AFP)
TT

Roma, İtalyan operasının kültürel miras sayılması için UNESCO'ya başvurdu

Milano'da yer alan ve neoklasik mimariye sahip La Scala, 1778'de inşa edilmişti (AFP)
Milano'da yer alan ve neoklasik mimariye sahip La Scala, 1778'de inşa edilmişti (AFP)

Roma, İtalyan operasının "somut olmayan kültürel miras" kategorisinde tanınması için Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'ne (UNESCO) başvuru yaptı.
Napoli şehrindeki San Carlo tiyatrosunun direktörü Stephane Lissner, "Opera İtalya'da doğdu" dedi.
İlk büyük opera bestecisi, 1567-1643 tarihlerine yaşamış İtalyan müzisyen Claudio Monteverdi olarak kabul ediliyor.
Lissner, "Eğer 18. yüzyıl opera tarihine bakarsanız, yalnızca Napoli'de 400 yeni bestenin üretildiğini görebilirsiniz" dedi.
Direktör, "19. yüzyılda da herhangi bir İtalyan kasabasına gittiğinizde, herkes opera aryaları söylüyordu. Bu normal bir şeydi" ifadelerini kullandı.
Milan'da yer alan dünyanın en tanınmış opera binalarından La Scala'nın da direktörlüğünü yapan Lissner, Fransız ya da Alman operasına kıyasla İtalyan operasının ayrı bir yerde durduğunu savundu.
Lissner, "Bestelerin İtalyanca söylenmesi opera severlerde en görkemli duyguları yaratıyor" ifadelerini kullandı.
Kültür Bakanı Dario Franceschini de operanın "İtalya'nın en kendine has ve orijinal kültürel ifadelerinden biri olduğunu" belirtti.
 

Stephane Lissner, "İtalya farklı, İtalyan tiyatroları farklı" dedi (AFP)
UNESCO'nun somut olmayan kültürel miras kategorisinde, ülkelere has zenginlikleri yansıtan gelenekler, inançlar, adetler ve diller yer alıyor.
Bu listede Türkiye'den Karagöz ve Hacivat, minyatür sanatı ve Türk kahvesi gibi kültürel değerler de var.
UNESCO, Roma'nın talebini yıl sonuna kadar değerlendirecek.
Independent Türkçe, AFP



İranlı yönetmen, Yılın Asyalı Sinemacısı seçildi

Mayıs'ta Cannes'da Altın Palmiye kazanan Penahi, 2002'de Çember'le (Dayereh) Venedik'te Altın Aslan'ı, 2015'te Taksi Tahran'la Berlin'de Altın Ayı'yı almıştı (Reuters))
Mayıs'ta Cannes'da Altın Palmiye kazanan Penahi, 2002'de Çember'le (Dayereh) Venedik'te Altın Aslan'ı, 2015'te Taksi Tahran'la Berlin'de Altın Ayı'yı almıştı (Reuters))
TT

İranlı yönetmen, Yılın Asyalı Sinemacısı seçildi

Mayıs'ta Cannes'da Altın Palmiye kazanan Penahi, 2002'de Çember'le (Dayereh) Venedik'te Altın Aslan'ı, 2015'te Taksi Tahran'la Berlin'de Altın Ayı'yı almıştı (Reuters))
Mayıs'ta Cannes'da Altın Palmiye kazanan Penahi, 2002'de Çember'le (Dayereh) Venedik'te Altın Aslan'ı, 2015'te Taksi Tahran'la Berlin'de Altın Ayı'yı almıştı (Reuters))

Busan Uluslararası Film Festivali (Busan International Film Festival/BIFF), 2025'te Yılın Asyalı Sinemacısı ödülüne Cafer Penahi'yi layık gördü. 

İranlı yönetmenin Asya sinema endüstrisine ve kültürüne yaptığı katkılara dikkat çekildi. 

BIFF, Penahi için şu ifadeleri kullandı:

Sansür ve siyasi baskı altında yaşayan bireylerin varlığını ve özgürlüğünü ele alıyor. Defalarca gözaltına alınmasına, tutuklanmasına, seyahat yasağı konmasına ve devlet tarafından film çekmesinin yasaklanmasına rağmen çektiği filmleri cesaretle uluslararası film festivallerine gönderiyor.

Penahi de ödüle dair açıklamasında "Ülkemde film çekmek günbegün zorlaşırken böyle bir takdire layık görülmem sinemanın sınır, dil ve engel tanımadan bizi birleştirebileceğini bana hatırlattı. Bu ödülü yalnızca kendi adıma değil; sessizliğe, sürgüne, baskıya mahkum edilip yaratmayı sürdürenler adına da kabul ediyorum" dedi. 

17 Eylül'de Güney Kore'deki Busan Sinema Merkezi'nde BIFF'in açılış töreni yapılırken bu ödülün Penahi'ye sunulması planlanıyor. 

Yılın Asyalı Sinemacısı ödülüne daha önce Hirokazu Kore-eda, Kiyoshi Kurosawa, Abbas Kiarostami, Tsui Hark, Chow Yun-fat, Ryuichi Sakamoto, Muhsin Mahmelbaf ve Tony Leung Chiu-wai gibi önemli sanatçılar layık görülmüştü. 

Bu sene 30. yılını kutlayan ve 26 Eylül'e kadar sürecek BIFF'te ilk kez sağlam bir yarışma bölümü de olacak. 

65 yaşındaki Penahi , İran hükümeti tarafından hapse atıldığı dönemde yaşadıklarından ilham alan Yek Tasadef Sadeh (Sadece Bir Kazaydı) adlı filmiyle, önceki aylarda Cannes Film Festivali'nin en büyük ödülü Altın Palmiye'yi kazanmıştı.

Film, 2023'te cezaevinden tahliye edilmesinin ardından çektiği ilk yapım olma özelliğini taşıyor. Yönetmen, yasaklara rağmen yıllardır film çekmeye devam ediyordu.

Penahi'nin şimdiye kadarki en kişisel filmi diye nitelendirilen İran-Fransa-Lüksemburg ortak yapımı Sadece Bir Kazaydı, cezaevinde işkenceye maruz kalan 5 karakterin, kendilerine bu işkenceyi yapan kişiyi teşhis ettiğine inanmasıyla gelişen olayları konu alıyor.

Penahi'nin Cannes'daki bu büyük zaferi sonrası, birçok sinema çevresinde "Bu film Oscar yarışına katılabilir mi?" sorusu gündeme geldi. Son yıllardaki Cannes birincilerinin Oscar'da da ses getirmesi bu beklentiyi güçlendiriyor. Ancak İran yönetiminin, Penahi'nin ödüllü dramasını En İyi Uluslararası Film kategorisinde aday göstermek üzere Oscar'a göndermesi pek olası görünmüyor.

Penahi'nin ülkesindeki antidemokratik baskılara karşı açık tavrı ve filmde İran ceza sistemiyle ilgili sert eleştiriler, resmi kurumların böyle bir adım atmasını neredeyse imkansız kılıyor.

Independent Türkçe, Deadline, Hollywood Reporter, Variety