Billie Eilish, Tourette Sendromu'nu anlattı: "Beni yeterince uzun çekerseniz, çok fazla tik görürsünüz"

Eilish, "İnsanlardan aldığım en yaygın tepki, komik olmaya çalıştığımı düşünüp gülmeleri, Bundan her zaman inanılmaz derecede rahatsız oluyorum" dedi

Billie Eilish, David Letterman ile Sıradaki Konuğum'da (Netflix)
Billie Eilish, David Letterman ile Sıradaki Konuğum'da (Netflix)
TT

Billie Eilish, Tourette Sendromu'nu anlattı: "Beni yeterince uzun çekerseniz, çok fazla tik görürsünüz"

Billie Eilish, David Letterman ile Sıradaki Konuğum'da (Netflix)
Billie Eilish, David Letterman ile Sıradaki Konuğum'da (Netflix)

Billie Eilish, Netflix'e verdiği kapsamlı röportajda Tourette Sendromu'yla (istemsiz ani hareketlere neden olan nörolojik rahatsızlık, ed.n.) yaşamaktan bahsetti.
David Letterman ile Sıradaki Konuğum (My Next Guest Needs No Introduction with David Letterman) programı kapsamında çekilen özel bölümde şarkıcı-söz yazarı, eski gece şovu sunucusuyla şöhret, müzik ve yetiştirilme biçimi hakkında konuştu.
Bir noktada odadaki aydınlatmanın değişmesi Eilish'in tiklerini sergilemesine neden oldu.
Eilish "Beni yeterince uzun süre çekerseniz, çok fazla tik görürsünüz. Umrumda değil. Hakikaten çok tuhaf, bu konu hakkında hiç konuşmadım" dedi.
Müzisyen şöyle açıkladı:
"İnsanlardan aldığım en yaygın tepki, komik olmaya çalıştığımı düşünüp gülmeleri. Bundan her zaman inanılmaz derecede rahatsız oluyorum."
Eilish, "Komik olan şu ki asla bilemeyeceğiniz kadar çok sayıda kişi bu sendromu taşıyor" diye devam etti ve "birkaç sanatçıda [Tourette sendromu] var" diye açıklayarak "onları ifşa etmeyeceğini" ekledi.
Letterman'ın, röportaj organizasyonunun müzisyenin durumunu daha da kötüleştirdiğine dair endişelerini dile getirmesinden sonra Eilish, "Hiç de değil" diye karşılık verdi.
Eilish, "Bununla ilgili soruları yanıtlamayı gerçekten seviyorum çünkü çok ama çok ilginç. Ve inanılmaz derecede kafamı karıştırıyor. Onu anlamıyorum" ifadelerini kullandı.
The Independent'ta yer alan habere göre Eilish'e sendrom tanısı 11 yaşındayken kondu ve çocukken "küçük" tikler sergiledi.
 
Billie Eilish, Sıradaki Konuğum'da (Netflix)
Eilish, "Benim için çok yorucu" dese de "artık onunla arkadaş olduğunu" ekledi.
David Letterman ile Sıradaki Konuğum'un 6 yeni bölümü arasında Will Smith, Ryan Reynolds, Kevin Durant ve Julia Louis-Dreyfus'la yapılan röportajlar da var.
Program şu an Netflix'te izlenebilir.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research