Elon Musk neden cinsel tacizle suçlanıyor?

Tesla ve SpaceX’in sahibi suçlamaları siyasi bir kampanya olarak nitelendiriyor

Musk Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Arkadaşının beni çıplak gördüğünü söyleyen yalancıya söylüyorum hodri meydan” ifadelerini kullandı (Getty Images)
Musk Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Arkadaşının beni çıplak gördüğünü söyleyen yalancıya söylüyorum hodri meydan” ifadelerini kullandı (Getty Images)
TT

Elon Musk neden cinsel tacizle suçlanıyor?

Musk Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Arkadaşının beni çıplak gördüğünü söyleyen yalancıya söylüyorum hodri meydan” ifadelerini kullandı (Getty Images)
Musk Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Arkadaşının beni çıplak gördüğünü söyleyen yalancıya söylüyorum hodri meydan” ifadelerini kullandı (Getty Images)

Ahmed Mustafa
200 milyar dolarlık şahsi servetiyle dünyanın en zengin adamı olan Elon Musk, kendisini sürekli spot ışıklarının altına atıyor. Bunun sebebi sadece en büyük elektrikli otomobil şirketi Tesla’nın sahibi olması ya da özel bir roket ve uzay aracı şirketi olan SpaceX'in sahibi olması değil. Yakın bir zamanda 44 milyar dolarlık bir anlaşma ile satın almaya karar verdiği sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki tartışma yaratan paylaşımlarının da bunda büyük bir payı var. Söz konusu anlaşma, tekelcilikle mücadele, finansal anlaşmaları düzenleme ve piyasayı koruma yetkililerin onayı beklendiğinden ve aynı zamanda Musk’ın hala anlaşma için yeterli fon sağlamamasından ötürü henüz tamamlanmadı.
Bu sefer medyanın ilgi okları, Business Insider sitesi tarafından yayınlanan bir haber ile Musk’a döndü. Söz konusu haberde Musk’ın ABD’den İngiltere’ye uçmakta olan özel bir jette bir uçuş görevlisine cinsel tacizde bulunduğu iddia edildi. Musk bu habere şu ifadelerle yanıt verdi:
“Bu hikayede çok daha fazlası var. Eğer cinsel tacize meyilli biri olsaydım 30 yıllık kariyerimde böyle bir şey ilk kez ortaya çıkmazdı.”
Business Insider, Musk'ın sahibi olduğu ve başkanlığını yaptığı SpaceX şirketinden bu olay ve uçuş görevlisi ile susması karşılığında yapılan anlaşma hakkında herhangi bir yanıt alamadı. Sitenin yayınladığı gibi konu mahkemeye taşınmadığından ve mahkeme belgeleri olmadığından, suçlamayı kamuya açık belgelerden teyit etmek zor. Bununla birlikte tartışmalara yol açan ABD’li milyarder medya tarafından daha çok ilgi görmüş oldu.

Cinsel taciz meselesi
Business Insider sitesinin iddia ettiğine göre olay 2016 yılında Musk'ın Gulfstream G650ER jetinde Londra'ya uçarken meydana geldi. Uçuş görevlisi, Elon Musk'ın belinden aşağısını örten bir çarşaf dışında tamamen çıplak olduğu kabine girdi. Musk kendisinden masaj yapmasını istedikten sonra masajdan daha fazlasını yaparsa ‘ona at alacağını’ söyleyerek cinsel organını gösterdi. Ardından cinsel ilişkiye girmek için uçuş görevlisine rüşvet vermeye çalışarak vücuduna dokundu.
Olayın kaynağı uçuş görevlisinin kendisi değil bir arkadaşı. Business Insider’ın ulaştığı uçuş görevlisinin arkadaşının yasal ifadesinde SpaceX’in sahip olduğu uçakta yaşanan olay detaylarıyla anlatılıyor. İfadeye göre uçuş görevlisi Musk'ın tekliflerini reddedince, şirket bu olaydan sonra görevlinin uçuş saatlerini azaltmaya karar verdi.
Uçuş görevlisi, California’da işçi-işveren sorunlarında uzman bir avukat tuttu. Bunun ardından avukat, şirketin insan kaynakları birimine ayrıntılı bir şikayet dilekçesi gönderdi. Yönetim, mahkemeye gitmeden uzlaşmak istedi. Elon Musk'ın bir arabulucuyla birlikte oturumlardan birine bizzat katıldığı iddialar arasında yer alıyor. En nihayetinde 2018 yılının Kasım ayında, uçuş görevlisine 250 milyon dolar verilmesi ve bunun karşılığında yasal olarak bağlayıcılığı olan bir ‘gizlilik sözleşmesi’ imzalayıp olayla ilgili yargıya şikayette bulunmaması konusunda anlaşıldı.
Gizlilik anlaşması yüzünden uçuş görevlisi olay hakkında konuşamadığı için Business Insider sitesi arkadaşının yasal ifadesini esas aldı. Ancak bu suçlamaları tamamen reddedip ‘asla doğru olmadıklarını ve arkasında siyasi sebeplerin’ olduğunu söyleyen Musk, bu olayın gündeme gelmesinin Twitter'ı satın alma girişiminin yanı sıra Demokrat Parti'ye verdiği desteği bırakıp Cumhuriyetçi Parti'ye oy vermeye karar verdiğini açıklaması ile bir ilgisi olduğunu söyledi.
Musk Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Arkadaşının beni çıplak gördüğünü söyleyen yalancıya söylüyorum hodri meydan. Herkesin bilmediği bir şeyi, herhangi bir şeyi (dövme, işaret, yara izi...) anlat. Yapamazsın çünkü böyle bir şey olmadı.”

Musk ve siyaset
Her ne kadar öncelikle iş dünyasına odaklansa da, çoğu zaman tartışmalı bir şekilde Twitter'a olan düşkünlüğü Elon Musk'ı siyasete yakınlaştırdı. Örneğin Ukrayna'da savaşın başlamasıyla Ukraynalılar için uzaya fırlattığı ‘Starlink’ uydularıyla internet hizmeti verileceğini duyurmuştu. Musk bu adımı, Rus kuvvetlerinin Ukrayna internetini kesmesi durumunda iletişimlerinin ve propaganda kampanyalarının kesintiye uğramaması için atmıştı.
Bundan önce Musk, milyonlarca takipçisi olan Twitter hesabını, geleneksel resmi finans sistemine karşı çıkarak hisse senetleri, menkul kıymetler ve özellikle kripto paralarda ‘bireysel yatırımcı’ dalgalarını hareketlendirmek için kullandı. Son olarak ise bu hafta ABD'de Demokratlara verdiği desteği bırakıp Cumhuriyetçileri desteklemeye başlayacağını duyurdu.
Çarşamba günü Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Eskiden Demokratlara oy veriyordum çünkü (çoğunlukla) iyilik partisiydi. Ancak şimdi bölünme ve nefret partisine dönüştüler. O yüzden artık onlara oy veremem ve oyumu Cumhuriyetçilere vereceğim. Şimdi bana karşı kirli kampanyalarını izleyin” ifadelerini kullandı.
Twitter yönetim kurulu Elon Musk'ın Twitter'ı satın alma teklifini onaylayınca Musk, Twitter tarafından hesabı askıya alınan eski ABD Başkanı Donald Trump'ın hesabını geri açacağını duyurmuştu. Brezilya İletişim Bakanı'nın Twitter hesabından yaptığı paylaşıma göre cuma günü Musk, Brezilya'daki aşırı sağ hükümetle 'iletişim konusunu ve Amazon Havzası'nın korunmasını' görüşmek üzere Brezilya'ya geldi. Musk, Trump'ın 2020 ABD seçimlerini kaybetmesinden bu yana kendisini küresel olarak yalnız bulan popülist Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ile görüştü.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre bazı ABD’li analistler ve yorumcular şu anda Musk'ın bu davranışlarının Tesla'ya ne kadar zarar verebileceğini ve şirketlerindeki bazı çalışanların ve müşterilerin, tartışmalı ve ‘abartıya’ kaçabilen görüşleri yüzünden Musk’tan nasıl uzaklaşabileceğini konuşuyor.



Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia
TT

Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia

James Jeffrey

ABD Başkanı Joe Biden'ın 31 Mayıs'ta İsrail'in yeni ateşkes planını onaylaması, Gazze'deki savaşın tüm dinamiğini değiştirdi. O tarihten bu yana yapılan yorumların çoğu, İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik stratejisinde algılanan değişimden ziyade Hamas Hareketi’nin kısa süre önce açıkladığı yanıta ve önerinin ayrıntılarına yönelikti. Biden tarafından açıklanan ve İsrail'in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve kalıcı ateşkes yapılmasını öngören teklif, 'ertesi gün' için kapsamlı bir planlama yapılması ihtiyacını daha da belirgin hale getirdi. Ancak ertesi gün ile ilgili ne İsrail'de ne de Washington'da henüz detaylı bir planlama yapılmış değil.

Birkaç aydır, düşünce kuruluşları ve medyadan meslektaşlarla birlikte Gazze'de savaş sonrası uluslararası bir yapının oluşturulmasına ilişkin bir plan üzerinde çalışıyorum. Bu plan, yerel yetkililer belirli düzenlemeler altında yeni bir hükümet ve hem Gazzelilere hem de İsraillilere barış getirecek umut verici bir güvenlik yapısı kurmadan önce, Gazze'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olunması gerektiğine dikkati çekmeyi amaçlıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Wilson Centre Forumu'nda tartışılan ve resmi internet sitesinde yer alan plan, İsrailli ve Amerikalı hükümet yetkilileri ve çeşitli Arap taraflarla görüşülerek hazırlandı. Planın göze çarpan unsurlarına geçmeden önce İsrail'in ateşkes önerisinde nelerin yeni olduğuna ve bu planın buna nasıl uyduğuna bir göz atalım.

İsrail, ateşkesle ilgili düşüncesinin detaylarını şimdiye kadar kamuoyuna açıklamadı. Bu yüzden (dört buçuk sayfa olduğu söylenen) teklifin yapısal çerçevesini anlamamız için Başkan Biden'ın açıklamalarını ve İsrail'in farklı ve bazen de çelişkili tepkilerini masaya yatırmalıyız. İsrail'in öncelikle, müzakerelerin başarılı olması halinde, teklifin ikinci aşamasının sonunda İsrail Savunma Kuvvetlerinin Gazze'den tamamen çekilmesini kabul ettiği açıkça görülüyor.

Plan, ilk etapta Gazze'yi yönetecek çok uluslu bir idarenin kurulmasını ve bu idarenin Uluslararası Temas Grubu’na rapor vermesine odaklanıyor.

İkinci olarak, İsrail, Gazze Şeridi için daha sonra gelecek üçüncü aşamada kapsamlı bir yeniden inşa planını kabul etmeye hazır görünüyor. Bu önemli bir gelişme, zira Başkan Biden'ın da kabul ettiği üzere İsrail'de bazıları halen Gazze Şeridi'nin İsrail’in yarı kalıcı işgali altında olmasını bekliyor. Üstelik, herhangi bir büyük yeniden inşa planı, güvenlik kaygıları, birçok kilit öneme sahip sınır kapısını kontrol etmesi ve su, elektrik, iletişim gibi temel hizmetleri sağlaması göz önünde bulundurulduğunda İsrail'in desteğinin alınması gerekiyor. Senatör Lindsey Graham da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinin hemen ardından 9 Haziran'da Face the Nation adlı televizyon programında, İsrail'in ateşkes önerisi doğrultusunda Gazze'nin yeniden inşasına ve yönetimine ilişkin bir planı olduğunu ifade etmişti. Bu, edindiğim başka bilgilerle de tutarlı.

Geliştirdiğimiz plan, 11 Haziran'da ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından açıklanan ve Arap devletlerinin ‘Gazze'nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasında rol oynayacağı geçici bir güvenlik oluşumu ile idari yapı oluşturmasını’ öneren ABD yönetiminin görüşüyle de oldukça uyumlu.

Çok uluslu bir idari yapı

Planımız ilk etapta Gazze'yi yönetecek ve belirli bir ülke veya bölgedeki barış ve güvenlik krizini yönetmek amacıyla uluslararası aktörlerin çabalarını koordine etmek için özel amaçlarla kurulmuş gayri resmi ve daimî olmayan uluslararası bir organ olan Uluslararası Temas Grubu'na (ICG) rapor verecek, çok uluslu bir idari yapı kurulmasını öngörüyor. Bu iki oluşum ABD, İsrail, Mısır, önde gelen diğer Arap ülkeleri ve G7 üyesi ülkeler tarafından ortaklaşa hazırlanan uluslararası bir tüzük çerçevesinde kurulacaktır. Filistin Yönetimi ile istişare için bir mekanizmaya sahip olacak ve mümkünse, 10 Mayıs’taki ateşkes kararını takiben BMGK’da alınacak bir kararla desteklenecektir. İsrail'in önerisinin ikinci aşaması için ateşkes müzakerelerinde başka hukuki temeller de atılabilir.

Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Çok uluslu yönetim, üst düzey bir temsilci tarafından yönetilecek ve ICG’ye katılan ülkelerin yanı sıra, diğer ülkelerden gelen bağışlarla finanse edilecek. Finans, güvenlik, ulaşım, bakanlıklarla koordinasyon, kamuoyu yoklaması ve halkla ilişkiler için özel ekipleri olacak ve İsrail, Mısır ve diğer ülkelerden lojistik destek alacak. Kapsamlı yönetim ve güvenlik gözetiminden başlayarak işleyişinde merkezi yetkilere sahip olacak.

ABD ve ICG üyesi ülkeler, Hamas sonrası güvenlikle ilgili sorumlulukları üstlenecek sivil polis ve jandarma güçleri (sivil halk arasında konuşlu hafif silah kolluk kuvveti) eğitilene kadar güvenlik devriyeleri gerçekleştirmek için çok uluslu yönetime bağlı çok uluslu bir polis gücü oluşturacaklar. Aralarında az sayıda da olsa ABD'li sivil ve askeri yetkili de yer alacak. Ateşkesin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde, özel güvenlik düzenlemeleri üzerinde yeniden çalışılması gerekiyor.

Bu yapı aynı zamanda Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, istikrarın sağlanması, kalkınma, yeniden inşa ve diğer her türlü yardımın erişiminde yer alan uluslararası, hükümet ve hükümet dışı kurum ve kuruluşların faaliyetlerini harekete geçirme, koordine etme ve birleştirme yeteneğine de sahip olacak.

Merkezi kontrol

Güvenlik, yeniden yapılanma ve diğer uluslararası destek türlerinin ateşkese uyulmasıyla bağlantılı olmasını sağlamak için merkezi kontrol gerekiyor. Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının, halk ya da yerel yetkililer güvenliği engellerse yahut radikalleşmenin önlenmesi ve uzun vadeli istikrar için gerekenlerin yapılmasına engel olursa diye, yeniden yapılanma ve diğer hizmetlerin sağlanması için (Dayton Anlaşmalarında öngörüldüğü üzere) resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Hiçbir uluslararası polis teşkilatı ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Son olarak plan, bunların her biri ve yukarıda belirtilen diğer çeşitli gündemler için ayrıntılı eylemler içeriyor. Bunlar modüler bir temelde düzenlenmiştir ve Gazze için planlamaya dahil olan hükümetler unsurları seçmekte özgürdür.

Bu planla (ya da Gazze'ye yönelik neredeyse tüm diğer planlarla) ilgili akla birtakım sorunlar gelebilir. Bunların başında, Biden yönetiminin ‘sahada Amerikan askeri bulunmayacağı’ açıklaması açısından başta askeri personel olmak üzere ABD’li personelin Gazze’deki varlığı yer alıyor. Ancak bazen Başkan tarafından yapılan açıklamaların yerine getirilmesi gerekir. ABD'nin halihazırda Gazze kıyısında inşa ettiği yüzer iskelede konuşlanmış askerleri var. Washington'ın yaklaşık 25 ülkede konuşlandırılmış askeri birlikleri bulunuyor. Bu birliklerden bazıları son zamanlarda sahillerde ya da suda saldırıya uğradı. Hiçbir uluslararası polis teşkilatı, ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Yönetim ve Hamas

İkinci konu ise Filistin Yönetimi'nin rolü. Plan, yukarıda belirtilen ICG ve Filistin Yönetimi arasındaki koordinasyonun ötesinde, maaşların ödenmesi, yerel hizmetlerin finanse edilmesi ve seyahat belgelerinin verilmesi de dahil olmak üzere Filistin Yönetimi'nin dahil olacağı alanları ortaya koyuyor. Özellikle çok uluslu yönetimin çekilmesinin ardından Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi’nin yönetimindeki rolüyle ilgili olarak tüm taraflar arasında daha fazla müzakere yapılması gerekecektir.

Siyasi bir çözüm, Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir.

Üçüncü konu, Hamas'ın geleceğidir. Planın kendisi Gazze'de kalan Hamas üyelerinin rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu planın ne de Gazze'de yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanmaya yönelik başka herhangi bir planın, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas'ın etkin bir şekilde kontrolü elinde tutması halinde başarılı olamayacağını söyleyebiliriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, Başkan Biden’ın İsrail'in önerisini tartışmasına cevaben, bu öneri altında bile Hamas'ın yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Başkan Biden da ‘Gazze'nin Hamas'ın iktidarda olmadığı daha güzel günler göreceğinin’ altını çizdi. Siyasi bir çözüm,- Başkan Biden'ın atıfta bulunduğu ateşkes çerçevesinde - Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir. Tüm bunlar İsrail'in teklifinin ikinci aşamasının müzakerelerinde ele alınacaktır.

Bu aşamada yukarıda belirtilen hususlar, Gazze Şeridi’nde savaşın ertesi günü için geçici çözüm kapsamında en ciddi olan konulardır. Gazze’deki savaşın, bölgenin güvenliğine yönelik oluşturduğu olağanüstü tehdit, sadece Gazze ve İsrail vatandaşları için değil tüm bölge halkları için daha iyi bir gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve büyük riskler almasını gerektiriyor.

*Bu yazı Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.