İran’da idam cezasına çarptırılan İsveçli mahkumun ailesi AB’ye başvurdu

İran’da idam cezasına çarptırılan İran asıllı İsveç vatandaşının eşi AB’ye başvurdu

İran'ın idam etmekle tehdit ettiği Ahmed Rıza Celali'nin serbest bırakılması için bu ayın 14'ünde Stockholm'de yapılan bir dayanışma mitingi (AFP)
İran'ın idam etmekle tehdit ettiği Ahmed Rıza Celali'nin serbest bırakılması için bu ayın 14'ünde Stockholm'de yapılan bir dayanışma mitingi (AFP)
TT

İran’da idam cezasına çarptırılan İsveçli mahkumun ailesi AB’ye başvurdu

İran'ın idam etmekle tehdit ettiği Ahmed Rıza Celali'nin serbest bırakılması için bu ayın 14'ünde Stockholm'de yapılan bir dayanışma mitingi (AFP)
İran'ın idam etmekle tehdit ettiği Ahmed Rıza Celali'nin serbest bırakılması için bu ayın 14'ünde Stockholm'de yapılan bir dayanışma mitingi (AFP)

İran asıllı İsveç vatandaşı Ahmed Rıza Celali'nin eşi Vida Mehran Nia, eşinin hayatta olduğunu belirterek, yakın bir zamanda İran’da infaz olasılığıyla karşı karşıya kalan kocasının serbest bırakılması için Avrupa Birliği’ne (AB) başvurdu.
Nia önceki gün Berlin merkezli Alman devlet kanalı ZDF kanalına verdiği demeçte, “AB, masum bir adamın bu insanlık dışı şekilde öldürülmesine izin vermemeli. Umarım AB, Ahmed Rıza’yı ülkesine getirmek için kararlı bir şekilde hareket eder” ifadelerini kullandı.
İsveç’teki tıp üniversitesi Karolinska Enstitüsü’nde çalışan Celali, Nisan 2016’da İran’a yaptığı ziyaret sırasında tutuklandı. 2017'de ise İsrail adına casusluk yapmak ve İranlı iki nükleer bilimci hakkında İsrail gizli servisi MOSSAD’a bilgi sağlamak suçundan idama mahkum edilmişti.
Şarku’l Avsat’ın yarı resmi İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’ndan (ISNA) aktardığı habere göre 4 Mayıs’ta yayınlanan haberinde, Ahmed Rıza Celali’nin “İsrail adına casusluk yaptığı” iddiasıyla 21 Mayıs’a kadar idam edileceği öne sürüldü.
Eşine göre idam cezası henüz gerçekleşmedi  ve İran Adalet Bakanı cezayı ertelemeyi düşünüyor. Geçtiğimiz Salı günü Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), İran-İsveç çifte vatandaşı akademisyen Ahmed Rıza Celali’nin mayıs ayında infaz edilmesi planlanan idam cezasının durdurulması, aleyhinde verilen karardan dönülmesi çağrısında bulundu.
Geçtiğimiz Perşembe günü ise Uluslararası Af Örgütü, İran'da yakında idam edilme olasılığıyla karşı karşıya olan Celali’nin, eski İranlı yetkililerle bağlantılı iki davada Belçika ve İsveç'i taviz vermeye zorlamak amacıyla "rehin" tutulduğunu doğruladı.
Celali'nin karşı karşıya olduğu tehlike, İran tarafından yıllarca gözaltında tutulan Batılı vatandaşların aileleri arasında öfkenin arttığı ve tutukluların yapacak hiçbir şeyi olmadığı bir siyasi oyunda koz olarak tutulduklarının ifade edildiği bir zamanda geliyor.
Af Örgütü’nün açıklamasında, “Artan kanıtlar, İranlı yetkililerin Celali'yi rehin tuttuklarını, üçüncü şahısları mahkum edilmiş veya yurtdışında yargılanan eski İranlı yetkililerle değiştirmeye ve İranlı yetkililer hakkında gelecekte herhangi bir kovuşturma yapmaktan kaçınmaya zorlamak için onu idam etmekle tehdit ettiğini gösteriyor” ifadelerine yer verildi.
İsveç mahkemesi, 1988 yılında muhaliflere karşı bir tasfiye kampanyası sırasında savaş suçlarına karışmakla suçlanan eski cezaevi yetkilisi Hamid Nuri’yi yargılarken,  dava çerçevesinde kararın 14 Temmuz’da verilmesi planlanıyor.
Kasım 2019'da İsveç'te tutuklanan Nuri, ülkelerin yurt dışında işlenen ciddi suçları soruşturmasına olanak tanıyan evrensel yargı ilkesiyle yargılanıyor.
Diğer yandan eski İranlı diplomat Esadullah Esadi, 2018’de Fransa’daki İranlı muhalif bir gruba yönelik suikast planına karışmakla suçlanarak Belçika’da 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Uluslararası Af Örgütü’nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan sorumlu direktör yardımcısı Diana Eltahawy konuyla ilgili açıklamasında, “İranlı yetkililer, Ahmed Rıza Celali'nin hayatını sert bir siyasi oyunda bir kart olarak kullanıyor ve taleplerine yanıt verememeleri üzerine onu idam etme tehditlerini artırıyor. Yetkililer İsveç ve Belçika'da adaletin yönünü değiştirmeye çalışıyor ve rehin alma suçu soruşturulmalı” ifadelerini kullandı.



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz