Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde 5 asker şehit oldu

Milli Savunma Bakanlığı, Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde, PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada 5 askerin şehit olduğunu bildirdi.

Kuzey Irak'taki Türk askerleri (Arşiv - Reuters)
Kuzey Irak'taki Türk askerleri (Arşiv - Reuters)
TT

Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde 5 asker şehit oldu

Kuzey Irak'taki Türk askerleri (Arşiv - Reuters)
Kuzey Irak'taki Türk askerleri (Arşiv - Reuters)

Milli Savunma Bakanlığından (MSB) yapılan açıklamada, "Pençe-Kilit operasyon bölgesinde bugün teröristlerle çıkan çatışmada, 3 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 4 kahraman silah arkadaşımız da yaralanmış ve derhal hastaneye sevk edilerek tedavilerine başlanmıştır. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı personelimize de acil şifalar dileriz." ifadeleri kullanıldı.

Çatışmada ağır yaralanan iki asker şehit oldu
MSB'den yapılan açıklamada, çatışmada ağır yaralanarak hastaneye kaldırılan Piyade Teğmen Abdulkadir Güler ve Piyade Uzman Çavuş Bican Kapılay'ın'in yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olduğu belirtildi.
Açıklamada, "Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı personelimize de acil şifalar dileriz." ifadeleri kullanıldı.

Akar'dan başsağlığı mesajı
Milli Savunma Bakanı Akar, Pençe-Kilit operasyon bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Onur Doğan, Piyade Uzman Çavuş Hüseyin Cankaya, Piyade Sözleşmeli Er Celal Tekedereli ve Piyade Teğmen Abdulkadir Güler için taziye mesajı yayımladı.

Şehit askerlerin şehadet haberi ailelerine verildi
28 yaşındaki şehit Piyade Uzman Çavuş Hüseyin Cankaya'nın şehadet haberi, İzmir'deki ailesine ulaştırıldı.
Cankaya'nın Bornova'da ailesine acı haberi, Bornova Kaymakamı Fatih Genel ile askeri yetkililer verdi. Şehidin baba ocağının bulunduğu sokağa, Türk bayrakları asıldı.
Şehit Cankaya'nın nişanlı olduğu ve bu yaz yapılacak düğünle dünyaevine girmeyi planladığı öğrenildi. 
Çatışmada şehit olan Piyade Sözleşmeli Er Celal Tekedereli'nin şehadet haberi Malatya'daki ailesine verildi.
Yeşilyurt ilçesine bağlı Yaka Mahallesi'nde yaşayan 25 yaşındaki şehidin ailesinin evinin önüne taziye çadırı kuruldu. Bekar olduğu öğrenilen şehidin babaevine ve sokağa Türk bayrağı asıldı. 
Ağır yaralandıktan sonra kaldırıldığı hastanede şehit olan Piyade Teğmen Abdulkadir Güler'in şehadet haberi, Antalya'daki ailesine verildi.
Konyaaltı ilçesi Uncalı Mahallesi Portakal Caddesi'ndeki bir sitede yaşayan şehidin ailesinin evinin bulunduğu sokağa belediye ekiplerince taziye çadırı kuruldu. 28 yaşında şehit olan Güler'in babaevine Türk bayrakları asıldı. 
Bekar olduğu öğrenilen şehidin naaşı, yarın Akdeniz Üniversitesi Camisi'nde ikindi namazına müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Uncalı Kent Mezarlığı'nda bulunan Antalya Garnizon Şehitliği'ne defnedilecek. 
Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Onur Doğan'ın şehadet haberi, Ankara'daki ailesine verildi.
Altındağ ilçesi Karapürçek Mahallesi 272. Cadde'deki bir apartmanda yaşayan şehidin ailesinin evinin bulunduğu sokağa, belediye ekiplerince taziye çadırı kuruldu. 24 yaşında şehit olan Doğan'ın babaevine Türk bayrakları asıldı.
Üç ay önce nişanlandığı öğrenilen şehidin naaşının, yarın Kızılcahamam'ın Berçinçatak Mahallesi'nde defnedileceği öğrenildi.
PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit olan Piyade Uzman Çavuş Bican Kapılay'ın şehadet haberi Hatay'ın İskenderun ilçesindeki ailesine verildi.

Askeri erkan ve yetkililer doktor ve psikolog eşliğinde şehidin Modern Evler Mahallesi'ndeki babaevine şehadet haberini ulaştırdı.

Bekar olduğu öğrenilen şehidin babaevine ve sokağa Türk bayrağı asıldı.



İran'daki güvenlik değişiklikleri... Askeri zorunluluk mu, diplomatik mesaj mı?

Tahran'daki İran Radyo ve Televizyon Kurumu binasına düzenlenen İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlar, 16 Haziran (Reuters)
Tahran'daki İran Radyo ve Televizyon Kurumu binasına düzenlenen İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlar, 16 Haziran (Reuters)
TT

İran'daki güvenlik değişiklikleri... Askeri zorunluluk mu, diplomatik mesaj mı?

Tahran'daki İran Radyo ve Televizyon Kurumu binasına düzenlenen İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlar, 16 Haziran (Reuters)
Tahran'daki İran Radyo ve Televizyon Kurumu binasına düzenlenen İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlar, 16 Haziran (Reuters)

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin savunma konularıyla ilgilenecek bir alt komite kurulmasına ilişkin kararını onaylamasının ardından, güvenlik ve askeri kurumların kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi çerçevesinde gerçekleşen bu gelişmeye ilişkin iç tepkiler farklılık gösterdi. İranlı bir milletvekili, ülkenin en üst düzey güvenlik kurumunda yapılan değişikliklerin ‘mevcut savaş koşullarında gerekli’ olduğunu söylerken, eski bir yetkili ise bunun ‘Batı'ya yönelik bir mesaj’ olduğunu belirtti.

Değişiklikler, kamuoyunun artan baskısı altında bekleniyordu. Zira haziran ayında İsrail ile yaşanan kısa süreli savaşın sonuçları, İran için 1980'lerde Irak ile savaşından bu yana en büyük askeri zorluktu.

Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreterliği, yeni savunma organının ‘savunma planlarını gözden geçireceğini ve İran Silahlı Kuvvetleri’nin kapasitesini merkezi bir şekilde güçlendireceğini’ bildirdi. İran devlet televizyonu, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi üyelerinin komitenin oluşumunu onayladığını duyurdu.

Komitenin yapısı Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nden çok farklı olmayacak. Komite, sembolik olarak İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan tarafından yönetilecek ve Meclis Başkanı, yargı yetkilileri, silahlı kuvvetlerin üst düzey komutanları, savunma, istihbarat ve dışişleri bakanları da komiteye dahil olacak.

Komite, mevcut Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Ekber Ahmediyan tarafından savunma planlarının hazırlanması ve İran Silahlı Kuvvetleri’nin kapasitesinin güçlendirilmesi için yönetilecek. Komitenin üyeleri arasında Meclis Başkanı, Yargı Erki Başkanı, silahlı kuvvetlerin komutanları ve ilgili bakanlıklar yer alacak.

Birçok haberde, İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Laricani'nin, komite genel sekreterliği görevine getirileceği, Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) üst düzey generali olan Ahmediyan'ın rolünün ise savunma konularıyla sınırlı kalacağı belirtildi.

Laricani geçen yıl, İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı olarak aktif bir rol oynadı ve Beşşar Esed'in devrilmesinden önce Lübnan ve Suriye'ye gitti. Son olarak Hamaney'den Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e bir mesaj iletti. Daha önce Pezeşkiyan'ın Laricani'yi eski görevine geri getirmeye çalıştığına dair haberler çıkmıştı. İkili, Pezeşkiyan'ın 3 yıl boyunca Meclis Başkan Yardımcısı olduğu dönemde parlamentoda birlikte çalışmıştı.

t5y67u8
İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Laricani'nin internet sitesinde yayınlanan arşiv fotoğrafı

Yetkililer, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'ne bağlı Nur News Ajansı ve Tesnim ve Fars gibi DMO’ya yakın önde gelen medya kuruluşları tarafından sızdırılan haberlere rağmen, Laricani'nin atanmasını henüz resmi olarak açıklamadı. Resmî açıklamanın bu ayın ilerleyen günlerinde yapılması bekleniyor.

Laricani, iki yıl boyunca Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreterliği görevini yürüttükten sonra 12 yıl boyunca Meclis Başkanı olarak görev yaptı. Şarku’l Avsat’ın reformist çizgide yayın yapan Ham Mihan gazetesinden aktardığına göre Laricani, toplamda 25 yıl boyunca Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi üyesi olarak görev yaptı.

İran, 1980'lerde İran-Irak savaşı sırasında benzer bir komite kurmuştu. O dönemde komiteye, savaş sırasında Meclis Başkanı olan eski Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani başkanlık etmişti.

İran Meclisi İçişleri Komisyonu üyesi milletvekili Kamran Gazanferi, komitenin kurulmasının ‘mevcut savaş koşullarında gerekli’ olduğunu söyledi. Değişikliği temel olarak ‘Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi ve genel sekreterliğinin zayıflığına’ bağladı.

Parlamento çevrelerine yakın olan Iran Observer haber sitesine konuşan Gazanferi, Ali Laricani'nin ‘özel yeteneklere sahip olduğunu, ancak zayıf yönleri de bulunduğunu’ vurguladı. Gazanferi, “Yetkililer, onun Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreterliği’nde bulunmasından yararlanmaya karar verirlerse, bazı yönlerden faydalı olabilir, ancak konseyin tüm zayıflıklarını ortadan kaldırmayacaktır” dedi.

2015 yılındaki nükleer müzakereler sırasında Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu'nun başkanlığını yürüten eski milletvekili Haşmetullah Felahatpişe, “Saha gerçekleri, savaşın yeniden başlaması ihtimalinin yüzde 90 olduğunu gösteriyor. Çünkü Siyonist varlık savaştan başka bir şey istemiyor” ifadelerini kullandı.

İran iç politikası konusunda uzmanlaşmış Fararu internet sitesine konuşan Felahatpişe, “Laricani'nin atanmasının İranlıların gerilimi azaltma çabalarının bir parçası olduğunu düşünüyorum. Bu, ülkenin siyasi yönetim sistemindeki pahalı bir hatanın düzeltilmesi olarak görülebilir” dedi. Felahatpişe, son yıllarda askerlerin bu pozisyondaki hakimiyetini ve politikacıların geri çekilmesini eleştirdi.

Felahatpişe sözlerini şöyle sürdürdü: “Pezeşkiyan hükümetinin dışişleri bakanı bile parlamentonun güvenini kazanmak için mecliste askeri sicilini sergiledi. İran'ın bazı diplomatik seçeneklerini kaybetmesine neden olan boşluklardan biri, savaş öncesinde Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin diplomasi alanında hiçbir rol oynamamış olmasıdır. Ne yazık ki, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreterliği mevcut gelişmeler ve tehditler hakkında siyasi analiz yapmaktan yoksundu.”

Laricani'nin atanmasının ilk sonucunun ‘İran'ın ulusal güvenliğini diplomasi çerçevesinde gördüğü mesajını Batı'ya vermek’ olacağını öngören Felahatpişe şu ifadeleri kullandı: “Geçmişteki savaş önlenebilirdi, olası bir savaş da önlenebilir. Diplomatlar müzakere masasının mimarlarıdır. Dostlar ve düşmanlar dahil tüm tarafların ulusal çıkarlarını ortaya koymakla yükümlüdürler ve buna dayanarak müzakere masasını düzenlerler.”

Felahatpişe, Trump'ın ‘Kongre'deki çoğunluğunu kaybetmeden önce 4 trilyon dolarlık anlaşmayı gerçekleştirme şansının sınırlı olduğunu’ ve ‘şirketlerin bölgedeki güvensizlikten endişe duyduğunu’ belirtti. Felahatpişe, İran'ın ‘istikrar peşinde olduğunu’ ve Netanyahu'nun ‘kendi siyasi çıkarları için savaşı uzatmaya çalıştığını’ iddia etti.