ABD'de 5 ayda okullara düzenlenen silahlı saldırılarda 27 kişi öldühttps://turkish.aawsat.com/home/article/3665316/abdde-5-ayda-okullara-d%C3%BCzenlenen-silahl%C4%B1-sald%C4%B1r%C4%B1larda-27-ki%C5%9Fi-%C3%B6ld%C3%BC
ABD'de 5 ayda okullara düzenlenen silahlı saldırılarda 27 kişi öldü
Fotoğraf: AA
ABD Deniz Yüksek Lisans Okulunun Ulusal Savunma ve Güvenlik Merkezi'ndeki "K-12 Okul Saldırıları" veri tabanının baş araştırmacısı David Riedman, yılbaşından bu yana okullara düzenlenen silahlı saldırılar sonucunda 27 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi.
ABD Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) yayımladığı rapora göre, 2021'de aynı sebeple saldırganlar hariç 103 kişi öldü, 140 kişi yaralandı.
Raporda, 2021'deki saldırı olaylarının (243) 2020’ye (164) göre yüzde 48 arttığı belirtildi.
Öte yandan, 2021'de okul saldırılarında ölenlerin sayısının son beş yılın en yükseği olduğu bildirildi.
Saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 2020'ye oranla 2021'de yüzde 171 arttı.
ABD'deki en büyük okul saldırıları
Son olarak dün, ABD'nin Teksas eyaletindeki bir okula düzenlenen silahlı saldırıda, ilkokuldan 18 çocuk ile 2 yetişkin ve saldırgan dahil şu ana kadar 21 kişi öldü.
Saldırının, Teksas tarihinde en ölümcül okul saldırısı olduğu kaydedilirken, 2012'de 28 kişinin öldürüldüğü Connecticut'taki Sandy Hook ilkokulu saldırısından sonra ülkedeki ikinci büyük saldırı olduğu belirtiliyor. Mayıs 2018: Houston bölgesindeki bir liseye saldırı düzenleyen 17 yaşındaki biri 10 kişiyi öldürdü. Saldırgan, cinayetle suçlandı. Şubat 2018: Florida, Parkland'deki okulda meydana gelen saldırıda 14 öğrencinin yanı sıra 3 personel yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı. Cinayetle suçlanan şüphelinin 20 yaşında olduğu belirtildi. Ekim 2015: Oregon'daki bir okulda 9 kişiyi öldürüp, 9'unu yaralayan saldırgan daha sonra kendi yaşamına da son verdi. Aralık 2012: 19 yaşındaki bir adam Connecticut, Newtown'daki evinde annesini öldürdükten sonra yakındaki Sandy Hook İlkokuluna silahlı saldırı düzenledi. Saldırgan, 20 öğrenci ve 6 öğretmeni öldürdükten sonra kendisini vurdu. Nisan 2007: Blacksburg, Virginia'daki kampüste 32 kişiyi öldüren 23 yaşındaki öğrenci, kendisini de öldürdü. Olayda birçok kişi yaralandı. Mart 2005: 16 yaşındaki bir öğrenci, Minnesota'daki evlerinde büyükbabasını ve onun arkadaşını öldürdü, ardından yakındaki Red Lake Lisesine gitti ve burada kendini vurmadan önce beş öğrenciyi, bir öğretmeni ve bir güvenlik görevlisini öldürdü. Nisan 1999: Colorado, Littleton'daki okulda iki öğrenci 12 arkadaşını ve bir öğretmeni öldürdü ve kendilerini öldürmeden önce birçok kişiyi de yaraladı.
Trump etkisi: ABD Başkanı dünya genelindeki seçimleri nasıl etkiledi?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5139248-trump-etkisi-abd-ba%C5%9Fkan%C4%B1-d%C3%BCnya-genelindeki-se%C3%A7imleri-nas%C4%B1l-etkiledi
Trump etkisi: ABD Başkanı dünya genelindeki seçimleri nasıl etkiledi?
Trump Michigan'daki bir mitingde yaptığı konuşma sırasında destekçilerine el sallarken (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın politikalarının etkisi sadece kendi halkını değil, dünyanın dört bir yanındaki halkları da etkiledi.
ABD merkezli Washington Post gazetesi bir haberinde, Trump'ın politikalarının Avustralya, Kanada, Almanya, Grönland ve başka yerlerdeki seçimler üzerinde önemli bir etkisi olduğunu yazdı.
Trump Beyaz Saray'da bir kararname imzaladı, 3 Şubat 2025 (AP)
Trump'ın dış politika ve söylemlerinin ön plana çıktığı seçimlerin yapıldığı ülkeler arasına bu hafta Avustralya da katıldı.
Merkez sol İşçi Partisi lideri Anthony Albanese, aylarca anketlerde geride kaldıktan sonra cumartesi günü yapılan genel seçimlerde ikinci kez başbakan olma şansını elde etti. Her ne kadar başka faktörler de söz konusu olsa da Trump'ın Avustralya'ya uyguladığı gümrük vergileri mevcut Başbakan Albanese’nin seçimlerdeki şansını arttırmış görünüyor. Analistler, seçmenlerin Trump'ın politikalarına bir çözüm bulması için Mark Carney'i seçtiği Kanada'da geçtiğimiz pazartesi günü yapılan seçimlerin sonuçlarının da aynı durumu yansıttığını söylüyor.
ABD Başkanı Trump, Almanya'dan Grönland'a, dünyanın dört bir yanındaki seçim siyasetinde önemli bir faktör haline geldi. Bazı seçmenlerin eski korkularına “Trump'a karşı kim duracak?” soruşu eklendi.
Avustralya
Altı ay boyunca anketlerde önde giden Muhafazakar Liberal Parti Lideri Peter Dutton, 3 Mayıs'ta yapılan genel seçimler yaklaşırken kendisini geride buldu.
Merkez sol İşçi Partisi, cumartesi günü ezici bir zafer kazanarak Dutton'un koltuğu da dahil olmak üzere parlamentodaki çoğunluğunu arttırdı. Bu sonuç, Avustralya’daki genel seçimlerde bir muhalefet lideri için tarihi bir kayıp oldu.
Dutton zaman zaman Trump'ı taklit eder gibi görünerek Çin konusunda şahin bir tutum sergiledi ve başbakan olması halinde hükümetin verimsizliğiyle mücadele edeceği vaadinde bulundu. Dutton ayrıca Trump'ın çeşitlilik, kapsayıcılık ve entegrasyon programlarına yönelik acımasız tutumlarına benzer şekilde, hükümetin ve okulların kültürel çeşitlilik ve kapsayıcılık girişimlerini azaltma sözü verdi.
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese Vilnius'taki NATO Liderler Zirvesi sırasında Kuzey Atlantik Konseyi toplantısına katılımı sırasında (Arşiv - Reuters)
Ancak Trump'ın Avustralya'daki popülaritesi, tüm dünyada yüksek gümrük vergileri uyguladığı için geriledi. Analistler, uzun süredir müttefiki olan Avustralya'dan gelen mallara yüzde 10 gümrük vergisi getirmesiyle birlikte Dutton'ın popülaritesinin de Trump'la birlikte düştüğünü düşünüyor.
Küresel ticaret sisteminin büyük ölçüde bozulmasının ardından Albanese anketlerde önde gitmeye başladı.
Trump Avustralya'ya gümrük vergisi uyguladığında Albanese, “Bu bir dostun davranışı değil” ifadelerini kullanırken cumartesi günü yaptığı zafer konuşmasında Dutton'ın Trump'la baş etmekte başarısız olduğuna işaret etti.
Yeniden seçilen Başbakan Albanese konuşmasına şöyle devam etti:
“Başka bir yeri taklit etmemize gerek yok, ilhamımızı dışarıda aramıyoruz, onu burada, değerlerimizde ve insanlarımızda buluyoruz.”
Kanada
Başbakan Mark Carney ve Liberal Partisi, nisan ayında, kısmen Trump'ın ticaret savaşı ve ilhak tehditleri ile beslenen güçlü bir geri dönüşle, anketlerdeki düşüşün üstesinden gelerek seçim zaferini ilan etti.
Carney zafer konuşmasında şunları söyledi:
“Aylardır uyardığım gibi, Amerika toprağımızı, kaynaklarımızı, suyumuzu ve ülkemizi istiyor. Bunlar geçici tehditler değil. Başkan Trump ABD’nin bize sahip olabilmesi için bizi parçalamaya çalışıyor.”
Trump, defalarca kez Kanada'yı ABD’nin 51’inci eyaleti yapmakla tehdit etti ve Kanada'nın ABD'ye yaptığı en büyük ihracatlardan bazılarına gümrük vergisi getireceğini açıkladı.
Kanada seçimlerinin sabahında Trump bir sosyal medya paylaşımında Kanadalılara ‘iyi şanslar’ diledi ve ülkelerini ilhak etme tehdidini bir kez daha dile getirdi.
Anketler, 28 Nisan seçimlerinden birkaç ay önce, deneyimli politikacı ve bir zamanlar 'bilince' karşı savaş ilan eden sağcı popülist Pierre Poilievre'nin önde olduğunu gösteriyordu. Ancak Trump'ın saldırgan dış politikası birçok Kanadalıyı çileden çıkarırken, Poelievre ile Trump arasındaki benzerlikler olumsuz bir faktör oldu.
Kanada Başbakanı Mark Carney (Reuters)
Trump'ın birkaç ay içinde gümrük vergileri uygulamak istemesi ve Kanada’yı ABD’nin 51’inci eyaleti olarak ilhak etme tehdidi ülkedeki siyasi söylemin yönünü değiştirdi ve Kanada milliyetçiliğinin artmasına neden oldu.
Eski Başbakan Justin Trudeau'nun mart ayında istifa etmesinin ardından başbakanlık koltuğuna oturan eski Merkez Bankası Başkanı Carney, birçoğu ülkelerini ABD Başkanı’ndan koruyabilecek birini arayan Kanadalıların Trump'a ilişkin endişelerinden yararlandı.
Grönland
Trump, Grönland seçimlerine üç aydan kısa bir süre kala -ve henüz göreve gelmeden önce- sosyal medyada yaptığı “ABD, ulusal güvenlik ve dünya çapında özgürlük amacıyla Grönland'ın mülkiyetinin ve kontrolünün kesinlikle gerekli olduğuna inanıyor” şeklindeki paylaşımla Danimarka'nın yarı özerk bölgesine sahip olduğunu ilan etti.
Bu paylaşımdan haftalar sonra Trump, Grönland'ı alma arzusunu yineleyerek şunları yazdı:
“Grönland harika bir yer ve ulusumuzun bir parçası olursa halkı bundan büyük fayda sağlayacak. Onu çok saldırgan bir dış dünyadan koruyacak ve el üstünde tutacağız. Grönland'ı yeniden harika yapalım.”
Trump’ın bu açıklamaları, tüm dünyanın dikkatini nadiren üzerinde toplayan Grönland seçimlerine çekti.
Igaliku yerleşiminde dalgalanan Grönland bayrağı (Reuters)
Grönland'ın o dönemki başbakanı Múte Bourup Egede, “Grönland, Grönland halkına aittir. Biz satılık değiliz ve asla satılık olmayacağız” ifadelerini kullandı. Grönland parlamentosu, Grönland'ın siyasi bütünlüğünü korumayı amaçlayan bir hamlede bulunarak, siyasi partilerin ‘yabancı veya anonim bağışçılardan’ bağış almasını yasakladı.
Grönland'ın yeni hükümeti seçmesine günler kala yapılan son tartışmada, parlamentodaki beş partinin liderleri oybirliğiyle Trump'a olan güvensizliklerini dile getirdiler.
Trump'ın tehditleri o zamandan beri Grönlandlı liderlerinin odak noktası oldu. Bu ay yemin ederek göreve başlayan Grönland Başbakanı Jens Fredrik Nielsen, Grönland'ın ‘asla birilerinin satın alabileceği bir toprak parçası olmayacağını’ vurguladı.
Almanya
Almanya seçimleri öncesinde Trump yönetimi yetkilileri, Almanya istihbaratı tarafından daha sonra radikal bir örgüt olarak sınıflandırılan aşırı sağcı göçmen karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) partisini açıkça destekledi.
Trump'a yakın isimlerden biri olan ABD’li milyarder Elon Musk, 20 Aralık'ta yaptığı açıklamada ‘Almanya'yı sadece AfD'nin kurtarabileceğini’ söyledi.
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, AfD lideri Alice Weidel ile bir araya gelerek bunu yapan ABD’li en üst düzey yetkili oldu. Vance görüşme sırasında yaptığı konuşmada ‘Amerika’yı Yeniden Büyük Yap’ (Make America Great Again) politikasını Avrupa'ya ihraç etmeye çalıştı.
Alman liderler öfkelendi ve Trump yönetimini seçimlere 10 günden az bir süre kala iç işlerine karışmakla suçladı.
Trump'ın yeniden ABD Başkanı olarak göreve gelmesinden çok önce ivme kazanan ve daha önce marjinalleşmiş olan AfD, seçimlerde oyların yüzde 20'sinden fazlasını alarak ikinci parti oldu.
Friedrich Merz (DPA)
Bir sonraki başbakan olmaya hazırlanan Almanya Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) lideri Friedrich Merz oylamadan sonra yaptığı açıklamada “Avrupa'nın yavaş yavaş ABD'den bağımsızlığını kazanması gerekiyor” dedi.
Diğer seçimler
İngiltere’de göçmen karşıtı aşırı sağcı Reform Partisi, Trump'ı eleştirmekle onu iktidara getiren politikaları övmek arasında bir denge kurmaya çalıştı. Parti bu hafta yapılan yerel seçimlerde tarihi kazanımlar elde etti. İngiltere'nin Brexit (Avrupa Birliği’nden [AB] ayrılması) lehine oy kullanmasını savunan partinin kurucusu Nigel Farage, Trump ile aynı çizgide bir tutum sergiledi.
Öte yandan Romanya'da aşırı milliyetçi George Simeon, ülkenin bu hafta sonu yapılacak cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde önde gelen adaylardan biri. Simeon, Trump'ın ’Amerika’yı Yeniden Büyük Yap’ hareketini desteklediğini ifade etti.
Ekvadorlu siyasi analist Caroline Avila'ya göre bu ay yeniden seçimleri kazanan Devlet Başkanı Daniel Noboa, Trump ile dostane görünen ilişkisi nedeniyle oyların çoğunluğunu almış olabilir.
Dünya genelinde yaklaşan başka seçimler de var. Örneğin Güney Kore haziran ayında bir başkan seçecek. Japonya'nın temmuz ayında meclis seçimlerini yapması bekleniyor. Her iki ülke de ABD'nin önde gelen müttefikleri ve politikaları Trump'ın gümrük vergilerinden etkilenebilir.