Twitter hissedarı ‘piyasa manipülasyonu’ suçlamasıyla Musk’a dava açtı

Tesla Şirket CEO’su Elon Musk (AFP)
Tesla Şirket CEO’su Elon Musk (AFP)
TT

Twitter hissedarı ‘piyasa manipülasyonu’ suçlamasıyla Musk’a dava açtı

Tesla Şirket CEO’su Elon Musk (AFP)
Tesla Şirket CEO’su Elon Musk (AFP)

Bir Twitter hissedarı, Elon Musk’ı 44 milyar dolarlık satın alma teklifinden vazgeçmek veya bir indirim pazarlığı yapmak için bahane bulmak amacıyla, Twitter’ın hisse fiyatının düşmesine neden olmakla suçlayarak dava açtı.  
Davaya göre, Tesla CEO'su Elon Musk, haftalardır Twitter’ı sarsan anlaşma hakkında şüphe uyandırmayı amaçlayan tweetler attı ve açıklamalarda bulundu.
Virginia’dan Twitter hissedarı olan William Heresniak tarafından Çarşamba günü açılan davada, konunun toplu dava statüsüne çıkarılması amaçlanıyor. Ayrıca, San Francisco’daki bir federal mahkemeden işlemin onaylanması ve hissedarlara tazminat verilmesi isteniyor.
Musk, geçen hafta Twitter'ı satın alma teklifinin, platformdaki sahte hesapların sayısına yönelik kanıt görmedikçe devam etmeyeceğini belirtti. Bu durum, anlaşmada belirsizliğin artmasına neden oldu.
Davada Musk’ın Twitter’ın satın alma işlemenin ‘geçici olarak askıya alındığını’ belirttiği tweetinin, satın alma sözleşmesine aykırı olduğu ve anlaşmada askıya alma gibi bir durumun söz konusu olmadığı öne sürüldü.
Dava metninde ayrıca, Musk’ın bu kadar büyük anlaşmalarda yapılması beklenen gerekli durum tespiti önlemleri olmadan, Nisan ayı sonlarında Twitter’ın satın alınmasını müzakere ettiği belirtildi.
Davada, imzalanacak sözleşmenin yalnızca Twitter hissedarları ve düzenleyicileri tarafından onaylanması ve bu yıl 24 Ekim’de anlaşmanın sonuçlanması gerektiği belirtildi.
Şikayette Musk’ın, anlaşma hakkında şüphe yaratmak ve Twitter hisselerini büyük oranda düşürmek amacıyla, açıklamalar yapmaya, tweetler atmaya ve bu yönde davranışlarda bulunmaya başladığı belirtildi.
Şikayetçi taraf, Musk’ın amacının, Twitter’ı çok daha ucuza satın almak veya herhangi bir ceza ödemeden anlaşmadan çekilmek için Twitter’a yönelik bir baskı hakkı kazanmak olduğunu ileri sürdü. Şikayetçi taraftan yapılan açıklamada, “Musk’ın piyasa manipülasyonu işe yaradı. Twitter’ı satın alma teklifinin açıklanmasından bu yana Twitter 8 milyar dolar değer kaybetti” ifadelerine yer verildi.
Perşembe günü Twitter hisseleri, 39,52 dolar gibi hafif bir yükselme ile kapandı. Bu da satın alma sürecinin, Musk’ın başlangıçta teklif ettiği hisse başına 54,20 dolardan tamamlanacağına yönelik şüphelerinin gerçekleşebileceğini gösteriyordu.
Mahkeme dosyasında, “Musk’ın yasaları hiçe sayması, bir kişinin diğer ABD’lilerin zararına da olsa servetini inşa etmek için yasaları ve vergi kanunlarını nasıl görmezden gelebileceğini gösteriyor” ifadelerine yer verildi.
Twitter tarafından yapılan açıklamada, düzenleyici tarafların kayıt belgelerinde, satış süreci üzerinde anlaşmaya varılan fiyat ve şartlarda gecikme olmaksızın tamamlanmasının taahhüt edildiği belirtildi.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research