Antarktika'da bir metrelik robot, 20 bin pengueni takip ediyor

Penguenler robottan veya çıkardığı seslerden korkmuyor

Robot, şimdiye kadar Antarktika'da eksi 20 santigrat derecelik sıcaklıklara dayanabildi (Woods Hole Oşinografi Enstitüsü)
Robot, şimdiye kadar Antarktika'da eksi 20 santigrat derecelik sıcaklıklara dayanabildi (Woods Hole Oşinografi Enstitüsü)
TT

Antarktika'da bir metrelik robot, 20 bin pengueni takip ediyor

Robot, şimdiye kadar Antarktika'da eksi 20 santigrat derecelik sıcaklıklara dayanabildi (Woods Hole Oşinografi Enstitüsü)
Robot, şimdiye kadar Antarktika'da eksi 20 santigrat derecelik sıcaklıklara dayanabildi (Woods Hole Oşinografi Enstitüsü)

Bilim insanları Antarktika’daki imparator penguenleri gözlemlemek için "ECHO" adlı sarı bir robottan yardım alıyor.
Ortalama bir yetişkin penguenden biraz daha kısa olan, bir metre boyundaki otonom robot, yaklaşık 20 bin imparator penguenden (Aptenodytes forsteri) oluşan bir koloniyle hareket ediyor.
Robot, Antarktika'nın Atka Körfezi'nde yer alan Woods Hole Oşinografi Enstitüsü'ndeki (WHOI) araştırmacılar tarafından geliştirildi.
Buradaki araştırmacılar, imparator penguenleri takip ediyor ve onları Antarktika'daki genel ekosistem sağlığının göstergeleri olarak kabul ediyor.
WHOI temsilcileri, proje sayesinde penguenlerin iklim değişikliğine ne kadar uyum sağladığını gözlemleyebiliyor. Ayrıca iklim krizinin penguenlerin yediği balıkların bolluğu ve dağılımı üzerindeki etkisini belgeliyor.
Geçen yıl yapılan bir araştırma, sera gazı emisyonları mevcut oranlarında artmaya devam ederse ve Antarktika deniz buzunun erimesine yol açarsa, imparator penguen nüfusunun yüzde 98'inin 2100’e kadar yok olabileceğini ortaya koymuştu.
WHOI araştırmacısı Daniel Zitterbart "Güney Okyanusu'ndaki biyoçeşitlilik, dünyanın daha ılıman bölgelerine kıyasla o kadar az ki orada herhangi bir türü kaybetmek yıkıcı olur" diye konuştu.
Hem otonom hareket edebilen hem de uzaktan kumandayla kontrol edilebilen 4 tekerlekli robot, GPS ve lazer darbeleri aracılığıyla bir nesnenin uzaklığını algılamaya yarayan LIDAR sistemiyle donatıldı.
Araştırmacılar binlerce kuşu saymanın ve kataloglamanın çok zaman aldığını ve hayvanları strese sokabildiğini belirtiyor. Minik robot bu nedenle penguen araştırmalarında insan varlığını ortadan kaldırma amacıyla tasarlandı.
WHOI uzmanları 2017’den beri imparator penguenlere etiketler takıyor. Bu etiketler sayesinde penguenlerin durumu gözlemlenebiliyor.
Ancak penguenlerin taktığı küçük sensörlerin kendi güç kaynakları yok. Bu nedenle sadece bir veya iki metre uzaklıktan okunabiliyorlar.
ECHO burada devreye giriyor. Robot, kablosuz alıcılarla adeta bir istasyon gibi davranıyor ve penguenlerin sensörlerinden otomatik olarak veri alıyor.
Öte yandan, bilim insanlarının öğrendiği en önemli şeylerden biri, penguenlerin ECHO'dan veya onun çıkardığı küçük seslerden korkmadığı. 
Zira ECHO ortalama bir insanın yürüyüşünden daha yavaş hareket ediyor.
Zitterbart, "Gerçekten çok dikkatli olmalısınız" diyor ve ekliyor:
"Daha az stresle daha fazla bilim yapmaya çalışıyoruz."
Independent Türkçe, Livescience, CNN International



Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
TT

Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)

Bilim insanları, kuşların kutup bölgelerine en azından 73 milyon yıldır yuva yaptığını keşfetti. 

Günümüzde Arktika'da yuva yapan 200'den fazla kuş türü var. Bilim insanları bu hayvanların ekosistemin önemli üyeleri olduğunu, polenleşme ve tohum dağılımı gibi temel görevlere katkı sağladığını söylüyor.

Daha önce yapılan araştırmalarda bu davranışın yeni olmadığı görülmüştü. Princeton Üniversitesi'nden Lauren Wilson "Kutup bölgelerinde yuva yapmaya dair en eski kanıt, Antarktika'nın Eosen dönemine ait yaklaşık 46,5 milyon yıl önce yaşamış bir penguen kolonisiydi" diyor.

Wilson liderliğindeki ekibin yeni araştırmasıysa bu tarihi yaklaşık 25 milyon yıl daha geriye çekti. 

Bilim insanları Alaska'nın kuzeyindeki Prince Creek formasyonunda yaptıkları kazılarda aralarında embriyo ve yavru kalıntıları da olan 50'den fazla kuş fosili ortaya çıkardı. Çoğunun boyu 2 milimetreden daha kısa olan bu fosiller, kuşların kutup bölgelerinde yuva yaptığına dair en eski kanıtı sunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Science'ta yayımlanan çalışmanın ortak yazarı Patrick Druckenmiller, "Bu yeni fosiller, kuşların evrimi hakkındaki bilgilerimizde önemli bir boşluğu dolduruyor" diyerek ekliyor:

Bu çalışmadan önce, birkaç ayak izi dışında Alaska'da kuş fosilleri bulunmamıştı.

Araştırmacılar yaklaşık 73 milyon yıl önce Arktika'da yuva yapan bu kuşların en azından üç ayrı gruptan geldiğini saptadı. Fosillerin bir kısmı martıya benzeyen Ichthyornithes ve dalgıç kuşuna benzeyen Hesperornithes gruplarına aitti. Artık soyu tükenen bu gruplar dişli kuşları içeriyordu.

Ancak kalıntıların çoğu ördeklere benzeyen dişsiz kuşlara aitti. Araştırmacılar dişsizliğin, bugün yaşayan bütün kuşları içeren grubun belirleyici özelliği olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle bulgular, milyonlarca yıl önce Arktika'da yuva yapan kuşların, modern kuşların yakın akrabaları olduğuna işaret ediyor.

Ekip, bölgenin o dönemde bugüne kıyasla daha sıcak olduğunu ve muhtemelen 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığı aldığını söylüyor. Ancak bu durum kuşların dondurucu soğuklara maruz kalmadıkları anlamına gelmiyor.

Druckenmiller "Kışlar bugünkü kadar sert olmasa da yıl boyunca burada yaşayan hayvanlar dondurucu soğuklara, ara sıra yağan kara ve yaklaşık 4 ay süren kış karanlığına katlanmak zorundaydı" diye açıklıyor.

Ancak bölgede o zaman yuva yapan kuşların tek sorunu sıcaklıklar değildi. Araştırmacılar bazılarının uzunluğu 5 metreye ve ağırlığı 2 tona çıkan yaklaşık 12-13 dinozor türüyle beraber yaşadıklarını söylüyor. 

Druckenmiller, Troodon gibi etçil dinozorların, "bu sevimli küçük kuşları akşam yemeğinde seve seve yiyeceğini" söylüyor. 

Edinburgh Üniversitesi'nden paleontolog Steve Brusatte, yer almadığı çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Bu fosiller, kuşların onlarca milyon yıl önce bu yüksek enlemlerdeki toplulukların ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu toplulukların modern zamanlardaki ekolojik bir yenilik değil, Dünya tarihinin uzun vadeli bir normu olduğunu gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, Live Science, Science