Fanatik Yahudi yerleşimcilerin Doğu Kudüs'teki provokatif "bayrak yürüyüşü" sona erdi

Fotoğraf: Getty Images
Fotoğraf: Getty Images
TT

Fanatik Yahudi yerleşimcilerin Doğu Kudüs'teki provokatif "bayrak yürüyüşü" sona erdi

Fotoğraf: Getty Images
Fotoğraf: Getty Images

Aşırı sağcı fanatik Yahudi yerleşimcilerin, 1967'de İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgal etmesi dolayısıyla gerçekleştirdikleri provokatif "bayrak yürüyüşü" sona erdi.
İsrail polisine göre 3 binden fazla polisin bulunduğu yürüyüşe yaklaşık 70 bin kişi katıldı. Yedioth Ahranoth gazetesiyse bu rakamı 25 bin olarak açıklamıştı.
Fanatik Yahudi yerleşimciler, gruplar halinde işgal altındaki Doğu Kudüs'teki Eski Şehir'in Şam Kapısı'ndan geçerek ve zaman zaman "Araplara ölüm" gibi ırkçı sloganlar atarak Burak (Ağlama) duvarına yürüdü.
Yerleşimci grupların, Eski Şehir'de yaşayan Filistinlilere biber gazıyla saldırdığı, tahrik edici sloganlar attığı ve taraflar arasında arbede çıktığına ilişkin görüntüler gün boyunca sosyal medyada yer aldı.
Fanatik Yahudi yerleşimci gruplar, yürüyüşün sonunda Eski Şehir'in Yafa Kapısı'ndan çıkarak Batı Kudüs'e doğru hareket etti.
Filistin Kızılayından yapılan yazılı açıklamaya göre, İsrail polisi ve Yahudi yerleşimcilerin Doğu Kudüs'teki Eski Şehir ve çevresinde Filistinlilere yönelik saldırıları sonucu 79 kişi yaralandı, biri gerçek mermiyle olmak üzere 28 yaralı hastanede tedavi altına alındı.
İsrail polisinden yapılan açıklamaya göre gün içindeki olaylarda 50'den fazla kişi gözaltına alındı. Filistinli sivil toplum kuruluşu Esirler Cemiyeti ise bu rakamı 56 olarak açıkladı.
İsrail polisinin, işgal altındaki Doğu Kudüs ve çevresinde yoğun varlığı gün içine göre azalmasına rağmen devam ediyor.

Yürüyüş günü fanatik Yahudi yerleşimcilerden Aksa'ya baskın
İsrail polisi, sabah namazının ardından Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyerek içeridekilere müdahale etmişti.
Polis, bazı gruplara kauçuk kaplı mermiyle müdahale ederken Filistinlilerin sığındığı Kıble Mescidi'nin kapılarını da demir zincirlerle kapatmıştı.
Filistinlilere karşı provokatif söylemi ve eylemleriyle tanınan İsrailli aşırı sağcı milletvekili Itamar Ben-Gvir de sabah saatlerinde Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.
Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen 1600'den fazla fanatik Yahudi yerleşimcinin, Aksa'da İsrail bayrağı açması ve yere yatarak dini ritüellerini gerçekleştirmesi, Filistin sokağında büyük tepkiye neden olmuştu.

Yürüyüş gününde Eski Şehir bölgesi Filistinlilere kapatıldı
Aşırı sağcı fanatik Yahudi yerleşimciler, 1967'de İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgal etmesi dolayısıyla her yıl mayıs ayında provokatif "bayrak yürüyüşü" düzenliyor.
İsrail polisi, bugün gerçekleşecek yürüyüş öncesinde Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesi çevresinde çok sayıda barikat kurmuş, Filistinlilerin bölgeye girişi engellenmişti.
Doğu Kudüs'ün Eski Şehir yakınlarındaki Selahaddin Caddesi'nde Filistin bayrağıyla yürümeye çalışanlara sert müdahale eden İsrail polisi, Filistinlileri, göz yaşartıcı gaz, kauçuk kaplı mermi, ses bombası ve atlı polislerle müdahale ederek dağıtmıştı.

Yerleşimcilerden çevredeki Filistinlilere saldırı
Fanatik yerleşimci gruplar, Doğu Kudüs ve Eski Şehir bölgesinde ilerlerken çevredeki Filistinlilere saldırmıştı.
Bazı yerleşimciler, Eski Şehir bölgesindeki esnafı darbetmiş ve Filistinlilere göz yaşartıcı gaz sıkmıştı. Bir yerleşimci de silahını çekerek Filistinlilere doğrultmuştu.
Sosyal medyaya yansıyan ve tepki çeken görüntülerde de fanatik Yahudilerin Filistinli yaşlı bir kadını tekmeleyerek yüzüne biber gazı sıktığı görülmüştü.
Öte yandan, Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yerleşimci bir grup göz yaşartıcı spreylerle Filistinlilere saldırmıştı. Yahudi yerleşimciler, çevredeki ev ve araçlara taş atmış, bir aracı da ateşe vermişti.

Geçen yıl "yürüyüş" İsrail'in Gazze saldırısıyla sonlanmıştı
Geçen yılki provokatif yürüyüşte Yahudi yerleşimciler "Araplara ölüm" sloganları atmış, İsrail polisi de bölgedeki Filistinlilere güç kullanarak müdahale etmiş ve onlarca kişiyi yaralamıştı.
Yürüyüş, abluka altındaki Gazze Şeridi'nden fırlatılan roketler ve Kudüs'te çalan sirenlerle yarıda kesilmişti.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 10 Mayıs 2021'de başlattığı ve 21 Mayıs'ta sona eren saldırılarında 250'den fazla Filistinli hayatını kaybetmiş, binlerce Filistinli de yaralanmıştı.
İsrail hükümeti ve güvenlik birimleri, bu yıl da "bayrak yürüyüşünün" Eski Şehir'deki sembolik Şam Kapısı'ndan ve Filistin mahallelerinden geçmesine izin veren rotasını onaylamıştı.
Filistin yönetimi ve direniş grupları ise "bayrak yürüyüşü provokasyonuna" karşı İsrail'e uyarılarda bulunmuştu.



SDG’den Şarku’l Avsat’a özel açıklama: Suriye'de şiddetin tırmanmasıyla silahlarımızı teslim etmeyi reddediyoruz

SDG güçlerinin pazartesi günü Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke şehrinde düzenlediği askeri geçit töreninden bir kare (Şarku’l Avsat)
SDG güçlerinin pazartesi günü Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke şehrinde düzenlediği askeri geçit töreninden bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

SDG’den Şarku’l Avsat’a özel açıklama: Suriye'de şiddetin tırmanmasıyla silahlarımızı teslim etmeyi reddediyoruz

SDG güçlerinin pazartesi günü Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke şehrinde düzenlediği askeri geçit töreninden bir kare (Şarku’l Avsat)
SDG güçlerinin pazartesi günü Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke şehrinde düzenlediği askeri geçit töreninden bir kare (Şarku’l Avsat)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Sözcüsü Ebcer Davud, SDG'nin Suriye ordusuna katılması için bir takvim belirlendiği yönündeki haberleri yalanladı. Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Davud, Suriye'nin güneyinde şiddet olaylarının artması ve DEAŞ'ın son zamanlarda kendilerine yönelik tehditlerinin tırmanması nedeniyle ‘silahlarını teslim etmeyi reddettiklerini’ söyledi.

uı
SDG Sözcüsü Ebcer Davud (Şarku’l Avsat)

SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı bünyesine dahil edilmesi için 30 günlük bir süre belirlendiğine dair haberleri değerlendiren Ebcer Davud, Suriye'deki gerginliklerin devam etmesi, şiddetin tırmanması ve DEAŞ örgütünün tehditleri nedeniyle SDG güçlerinin silahlarını teslim etmesinin imkansız olduğunu belirtti.

ABD ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun (DMUK) DEAŞ'a karşı savaşta desteklediği SDG’nin, ilk günden itibaren yeni devlet kurumlarına katılmaya hazır olduğunu açıkladığını hatırlatan Davud, “Güçlerimizin özel statüsünü tanıyan yasal bir anayasa anlaşmasıyla Suriye ordusuna katılabiliriz, ancak kontrol ettikleri bölgelerdeki askeri güçler Suriye ordusu bünyesinde birleştirilmeli” ifadelerini kullandı.

xsdfrgty
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bir araya geldiler (AFP)

Mazlum Abdi'nin ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile yaptığı son görüşmenin ‘olumlu’ geçtiğini belirten Davud, önümüzdeki dönemde Suriye hükümeti ile görüşmelerin devam etmesi ve tartışmalı konular ile çözülmemiş meselelerin ele alınması için yeni görüşmelerin yapılacağını kaydetti.

Bu görüşmenin Barrack’ın bir ay içinde Abdi ile yaptığı ikinci üst düzey görüşme olduğuna dikkati çeken SDG Sözcüsü, ilk görüşmenin 9 Temmuz’da Suriye'nin başkenti Şam'daki Tişrin Sarayı'nda, Savunma, İçişleri ve Dışişleri bakanları ile Genel İstihbarat Başkanı gibi yetkililerin yanı sıra Fransa'nın Suriye Özel Temsilcisi Jean-François Guillaume ve DMUK komutanlarının katılımıyla gerçekleştirildiğini ifade etti.

SDG’nin Beşşar Esed rejiminin düşmesinden bu yana Suriye hükümeti ile en üst düzeyde koordinasyon içinde olduğunu ve geçtiğimiz aylarda hiçbir askeri güçle çatışmaya girmediğini açıklayan Davud, “Hiçbir tarafla savaşmıyoruz. Hiçbir askeri güce karşı değiliz, ancak bulunduğumuz her yerde halkımızı savunacağız” dedi.

vfghyuj
SDG güçlerinin pazartesi günü Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke şehrinde düzenlediği askeri geçit töreninden bir kare (Şarku’l Avsat)

Rakka ve Haseke’den yerel kaynaklar, SDG’nin bu hafta, kontrolü altındaki Rakka, Haseke ve Kamışlı şehirlerinde ağır silahlar ve teçhizatla askeri geçit töreni düzenlediğini, devriyelerini yoğunlaştırdığını ve yeni kontrol noktaları kurduğunu bildirdi. Kaynaklara göre SDG ayrıca Arap aşiretlerinden güçlerin Suveyda bedevileri lehine dikkat çekici bir şekilde müdahil olmasıyla, bölgede askeri çatışmaların genişleme olasılığı konusunda bekleyiş ve endişenin hakim olduğu bir dönemde bu şehirlerin girişlerinde ve kırsal kesimlerinde bulunan ana ve yan yollarda varlığını güçlendirdi.

SDG, (Suriye’nin kuzeydoğusundaki) Haseke ilinin tamamını Rakka şehir merkezini ve (kuzeydeki) Tabka şehrini Deyrizor’un kuzey ve doğu kırsalını ve ayrıca Halep'in doğu kırsalında bulunan Aynu’l-Arab (Kobani) şehrini kontrol ediyor. Bunun yanında geçtiğimiz yılın sonlarında Beşşar Esed rejiminin düşmesinin ardından kontrol ettiği bölgeyi genişleterek, Halep'in doğu kırsalında bulunan Deyr Hafir ve Meskane beldeleri ile Rakka kırsalında bulunan Mansura beldesi ve Fırat Nehri'nin güney yakasında bulunan çiftlikler ve köyleri kontrolü altına aldı. Bu alanın toplam büyüklüğü Suriye topraklarının yaklaşık üçte birini oluşturuyor.

cdfgthyu
SDG güçlerinin pazartesi günü Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke şehrinde düzenlediği askeri geçit töreninden bir kare (Şarku’l Avsat)

SDG lideri Mazlum Abdi, bu ayın ortalarında bir Alman gazetesine verdiği röportajda, 10 Mart'ta Cumhurbaşkanı Şara ile imzaladığı anlaşma uygulanırsa, SDG’nin silah bırakmasına gerek olmayacağını söyledi. Anlaşmanın tüm maddelerine bağlı olduklarını vurgulayan Abdi, “Anlaşmanın maddelerinin uygulanmasıyla SDG'nin Suriye ordusunun bir parçası haline geleceğini ve bu nedenle şu anda veya gelecekte silahlarının toplanmasına gerek kalmayacağını düşünüyoruz. Çünkü o zaman Suriye'nin kuzeydoğusunu koruma sorumluluğu Suriye ordusuna ait olacak” dedi.