Tesla'dan 100 sene boyunca kullanılabilecek yeni batarya tasarımı

Nikel bazlı bataryalar, uzun ömürlülük bakımından bataryaların kutsal kasesi olabilir

Tesla'da "Milyon kilometrelik" batarya hedefine yönelik çalışan araştırmacılar artık 100 yıl ömürlü bir bataryanın mümkün olabileceğine inanıyor  (Tesla)
Tesla'da "Milyon kilometrelik" batarya hedefine yönelik çalışan araştırmacılar artık 100 yıl ömürlü bir bataryanın mümkün olabileceğine inanıyor (Tesla)
TT

Tesla'dan 100 sene boyunca kullanılabilecek yeni batarya tasarımı

Tesla'da "Milyon kilometrelik" batarya hedefine yönelik çalışan araştırmacılar artık 100 yıl ömürlü bir bataryanın mümkün olabileceğine inanıyor  (Tesla)
Tesla'da "Milyon kilometrelik" batarya hedefine yönelik çalışan araştırmacılar artık 100 yıl ömürlü bir bataryanın mümkün olabileceğine inanıyor (Tesla)

Tesla'daki araştırmacılar, değiştirilmeden önce 100 yıla kadar dayanabilecek yeni bir elektrikli araç bataryası tasarımını kamuoyuyla paylaştı.
2016'da kurulan Tesla Gelişmiş Batarya Araştırma departmanı, halihazırda elektrikli araçlarda kullanılan bataryalara kıyasla çok daha fazla ömür sunan nikel bazlı bir batarya üretmek için Kanada'daki Dalhousie Üniversitesi'yle işbirliği yaptı.
Tesla şu anda lityum demir fosfat (LFP) adı verilen, yüksek enerji yoğunluğu sağlayarak şarjlar arasında daha uzun aralık sunan bir tür lityum iyon batarya üretiyor ve kullanıyor.
Araştırmacılar tarafından açıklanan nikel bazlı alternatif, teorik olarak bu tür bataryaların enerji yoğunluğu ve dayanıklılık sınırlamalarının üstesinden gelebilirken, büyük ölçüde geliştirilmiş bir yaşam döngüsü sunuyor.
Araştırmayı detaylandıran "Uzun Ömürlü Düşük Voltajlı Lityum-İyon Pillerde LiFePO4'a Üstün bir Alternatif olarak Li[Ni0.5Mn0.3Co0.2]O2" başlıklı makale The Journal of the Electrochemical Society adlı bilimsel dergide yayımlandı.
Çok uzun ömürlü bir batarya üretme amacı, nihayetinde üretim maliyetlerini düşürüp elektrikli araç endüstrisinin ayak izini önemli ölçüde azaltabilir.
Mevcut Tesla modellerindeki bataryaların ömrünün, şarj kapasitesi yüzde 20'den fazla düşmeye başlamadan önce yaklaşık 320 bin kilometre veya 20 yıldan fazla olacağı tahmin ediliyor.
Arabalardan daha uzun ömürlü bataryalar üretmek, bataryaların yeni modellerde, hatta belki birkaç farklı modelde kullanılmasını sağlayabilir.
Makalede, "Yüksek sıcaklıkta mükemmel kullanım ömrü, geleneksel LiPF6 elektrolitleri tarafından sağlananların çok ötesinde, lityum bis (flurosulonil) mid (LiFSl) tuzu içeren elektrolitlerle kanıtlanmıştır. NMC hücreleri, özellikle 3.8V'a şarjlı ve uyumlu olanlar, LFP hücrelerine kıyasla daha iyi koulombik verimlilik, daha az kapasite solması ve daha yüksek enerji yoğunluğu gösteriyor ve 25 santigrat derecede bir yüzyıla yaklaşan ömür randımanı vereceği düşünülüyor" ifadeleri yer alıyor.
Tesla'nın CEO'su Elon Musk'ın Eylül 2020'de şirketin Batarya Günü etkinliğinde "milyon kilometrelik batarya" duyurması bekleniyordu fakat bunun yerine gelecek 10 yıl içinde kobalttan nikele geçme planı açıklanmıştı.
Bu, sürdürülebilirliği artırıp kobaltın etik kaynak kullanımıyla ilgili soruları azaltırken, ayrıca Tesla araştırmacılarının şu anda izlediği batarya geliştirme rotasına dair bir fikir de sunmuştu.



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging