Suudi Arabistan Şura Meclisi Sivil İşlemler Yasası’nı onayladı

Şura Meclisi Başkan Yardımcısı Dr. Mişal Salmi başkanlığında video konferans aracılığıyla düzenlenen bir toplantıdan kesit (SPA)
Şura Meclisi Başkan Yardımcısı Dr. Mişal Salmi başkanlığında video konferans aracılığıyla düzenlenen bir toplantıdan kesit (SPA)
TT

Suudi Arabistan Şura Meclisi Sivil İşlemler Yasası’nı onayladı

Şura Meclisi Başkan Yardımcısı Dr. Mişal Salmi başkanlığında video konferans aracılığıyla düzenlenen bir toplantıdan kesit (SPA)
Şura Meclisi Başkan Yardımcısı Dr. Mişal Salmi başkanlığında video konferans aracılığıyla düzenlenen bir toplantıdan kesit (SPA)

Suudi Arabistan Şura Meclisi, sivil yaşamın tüm konularını düzenleyecek olan Sivil İşlemler Yasası’nı onayladı.
Şarku’l Avsat’a özel açıklama yapan Şura Meclisi üyesi Dr. Vasel el-Mazin, sistemdeki en önemli şeyin Suudi Arabistan vatandaşları ve ülkede yaşayan yabancılar için bir adalet ortamı ve yatırımcılar için ekonomik bir ortam yaratmak olduğunu söyledi. Sistemin mahkemeye başvurmadan herkesin hak ve görevlerini bilmesini sağlayacağını bildirdi.
Sivil işlemler sisteminin kapsamlı ve çok önemli olduğunu dile getiren Dr. Vasel, bunun Suudi Arabistan’ın küresel duruşunu ve adalet ortamını herkes için uygun hale getirme konusundaki isteğini yansıttığını belirtti.
Dr. Vasel, yeni sistemin mahkemelere dava akışını, hak sahipleri ve yatırımcılar adına işin tamamlanmasını kolaylaştırıcı etkisi olacağını da ekledi.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 8 Şubat 2021’de yargı kurumlarında reform yapacak 4 yeni yasayı duyurmuştu.
Veliaht Prens, Kişisel Durum Yasası, Sivil İşlemler Yasası, İhtiyari Cezalar Yasası ve Kanıt Sistemi Yasası’nın yargı kararlarının öngörülebilirliğine katkıda bulunacağını ve adalet kurumlarının performansında bütünlük ve verimlilik seviyesini yükselteceğini dile getirmişti.
Sivil İşlemler Yasası, kişilerin kendi aralarındaki ilişkilerini düzenlemeyi, kişiler arasındaki uyuşmazlık vakalarını azaltmayı ve uyuşmazlıkların karara bağlanma süresini kısaltmayı amaçlıyor.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.