ABD 2021 Dini Özgürlükler Raporu'nda Çin, Rusya ve Myanmar'daki ihlaller öne çıktı

Fotoğraf: AA_Arşiv
Fotoğraf: AA_Arşiv
TT

ABD 2021 Dini Özgürlükler Raporu'nda Çin, Rusya ve Myanmar'daki ihlaller öne çıktı

Fotoğraf: AA_Arşiv
Fotoğraf: AA_Arşiv

ABD'nin 2021 Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'nda Çin, Myanmar ve Rusya'daki dini özgürlük ihlalleri ve Hindistan'daki Müslümanlara yönelik saldırılar yer aldı.
ABD Dışişleri Bakanlığı 2021'e ait Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu'nu yayımladı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, raporun tanıtımında yaptığı konuşmada, 2021'de birçok ülkede temel dini hakların ihlal edildiğini belirtti.
Blinken, raporun dünya genelinde dini özgürlüklerin ve dini azınlık haklarının tehdit altında olduğunu belgelediğini kaydederek "Mesela Hindistan gibi dünyanın en büyük demokrasisi ve birçok inanca ev sahipliği yapan bir ülkede ibadethanelerde insanlara yapılan saldırıların arttığını görüyoruz" dedi.
Birçok ülkede de 2021'de örtünmenin yasaklanması gibi dini ifade özgürlüğünün kısıtlandığına işaret eden Blinken, ABD ve Avrupa'daki toplumların Yahudi karşıtlığı ve İslam karşıtlığına karşı mücadele için daha çok şey yapmaları gerektiğini dile getirdi.
Myanmar'da ordunun Müslüman Arakanlılara karşı soykırım işlediğine dikkati çeken Blinken'ın konuşmasında en geniş yer verdiği ülke ise Çin oldu.
Blinken, Çin'in de Müslüman Uygurlara yönelik "soykırım ve baskı faaliyetleri" sürdürdüğünü söyledi.
Bakan Blinken, Pekin'in 1 milyondan fazla Uygur ve Müslüman Kazak'ı toplama kamplarında tuttuğunu ifade etti.
Rusya'daki duruma da değinen Blinken, buranın geçen yıl ilk kez "özel kaygı duyulan ülkeler listesine eklendiğini" ve o zamandan beri Rusya'nın dini azınlıkların haklarına yönelik ihlallerini ikiye katladığını kaydetti.
Blinken, Rus mahkemelerinin dini ifade özgürlüğünden kaynaklanan haklarını kullananları aşırı uzun hapis süresi ile cezalandırdığını ve Rus otoritelerinin ev baskınlarında şiddete başvurduğunu belirtti.
Bakan Blinken ayrıca Afganistan'da Taliban'ın kadın haklarını çiğnediğini anlattı.
Suudi Arabistan'da ise dini hoşgörü konusunda önemli adımlar atıldığına işaret eden Blinken, Fas'ta Yahudi mirasına ait yapıların yenilendiğini ve bu ülkenin hükümet ile sivil toplumun iş birliği sayesinde dini özgürlükler konusunda ilerleme kaydettiğini dile getirdi.
Blinken ayrıca konuşmasında Vietnam'da tescil edilmemiş dini azınlıklara yönelik tacizlere değindi.
Toplantıda değerlendirmelerde bulunan ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Dini Özgürlükler Elçisi Reşad Hüseyin de çok sayıda ülkenin ayrımcı kanun ve politikalarla kendi halkına baskı uyguladığını söyledi.
Birçok ülkede anti-semitizm ve Müslüman karşıtlığının arttığına dikkati çeken Hüseyin, gerileyen demokrasi ve artan milliyetçiliğin dini azınlıklara yönelik baskı ve tacizlerde kullanıldığını ifade etti.
Çin'in Uygurlara yönelik tutuklamalarına yer verilen raporda, Myanmar'da askeri rejimin Müslüman ve Hristiyanlara yönelik baskılarının detayları aktarıldı.
Raporun, Hindistan'a ilişkin kısmında, anayasası laik devlet ilkelerine dayandığı halde federal yönetimin dini örgütlere yönelik son derece sınırlayıcı davrandığına işaret edildi.
Raporda, bu ülkede de Müslüman ve Hristiyanlara yönelik yüzlerce şiddet olayının gerçekleştiği kaydedildi.



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.