Sosyal medyadaki "influencer" reklamları yakın takibe alındı

Reklam Kurulu ile Reklam Özdenetim Kurulu, dijital mecrada belirlenen sektörlerde seçilen hesaplarda yer verilen reklam içerikleri için harekete geçti  (MediaCat)
Reklam Kurulu ile Reklam Özdenetim Kurulu, dijital mecrada belirlenen sektörlerde seçilen hesaplarda yer verilen reklam içerikleri için harekete geçti (MediaCat)
TT

Sosyal medyadaki "influencer" reklamları yakın takibe alındı

Reklam Kurulu ile Reklam Özdenetim Kurulu, dijital mecrada belirlenen sektörlerde seçilen hesaplarda yer verilen reklam içerikleri için harekete geçti  (MediaCat)
Reklam Kurulu ile Reklam Özdenetim Kurulu, dijital mecrada belirlenen sektörlerde seçilen hesaplarda yer verilen reklam içerikleri için harekete geçti (MediaCat)

Reklam Kurulu ile Reklam Özdenetim Kurulu, dijital mecrada yer alan sosyal medya hesapları, marka-reklamveren hesapları ve belirlenen sektörlerde seçilen hesaplarda yer verilen reklam içerikleri için harekete geçti.
Anadolu Ajansı (AA) muhabirinin Bakanlıktan edindiği bilgiye göre, başlatılan projeyle söz konusu içeriklerin yapay zekayla taranması, yasal düzenlemelere uygunluğunun hızlı ve kolay biçimde takip edilmesi ve gerekli aksiyonun alınarak tüketicilerin yanıltılmasının önlenmesi amaçlanıyor.
Proje kapsamında geliştirilen uygulamayla daha önce belirlenen anahtar kelimeyle ilgili sosyal medya hesaplarında tarama işlemi ve ön raporlama gerçekleştiriliyor. Reklam Özdenetim Kurulu tarafından yapılan değerlendirmeyle son hali verilen rapor, Reklam Kurulu ile paylaşılıyor. Bu kapsamda, ilgili yasal düzenlemelere aykırı reklam ve ticari uygulamalarda bulunanlar hakkında Reklam Kurulu tarafından inceleme ve idari denetim başlatılıyor. Projeyle tüketicilerin etkin şekilde korunması öngörülüyor.

Kriterlere uygun reklam yapılıp yapılmadığı kontrol ediliyor
Geçen yıla ilişkin reklam yatırımlarında dijital mecranın yaklaşık yüzde 68'lik oranla toplam medya pazarındaki en yüksek paya sahip olduğu görüldü. Dijital mecra pazarının kontrolsüz şekilde büyümesi, bu alanda çalışan kişi ve kuruluşların pazarlama iletişimi faaliyetlerinin denetlenmesinin ve düzenlemeler konusunda bilgilendirilmesinin önemini ortaya çıkardı.
Özellikle Instagram'da, sosyal medya etkileyicilerinin (influencer) mal-hizmet tanıtımlarında artış yaşanırken bu doğrultuda Reklam Kurulu tarafından "Sosyal Medya Etkileyicileri Tarafından Yapılan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Hakkında Kılavuz" yayımlanmıştı. Bu projeyle kılavuz kapsamında belirtilen hususlara dair farkındalık yaratılması da amaçlanıyor. Bu çerçevede, Instagram'da sosyal medya etkileyicileri tarafından yayımlanan reklam içeriğine sahip paylaşımların taranmasıyla bu paylaşımlarda reklamı yapılması yasak ürün ve hizmetlerin bulunup bulunmadığı, kılavuzla getirilen kriterlerin uygulanıp uygulanmadığı ve anahtar kelimelerle yapılan taramada paylaşımların uygun olmayan "sağlık beyanı" içerip içermediği tespit edilebiliyor.

"Influencer"lar bilgilendiriliyor
Projenin ilk uygulaması kapsamında, öncelikli olarak söz konusu reklam içeriklerinin, reklamı yapılması yasak (alkollü içki, sigara, kumar ve benzeri) mal ve hizmetleri barındırıp barındırmadığı incelendi. Bu kapsamda, takip edilen sosyal medya etkileyicileri tarafından reklamı yasak mal ve hizmetlerin tanıtımının neredeyse hiç yapılmadığı tespit edildi.
Söz konusu paylaşımlarda yer alan bazı aykırılıkların, yapılan paylaşımın reklam olduğunun belirlenen kriterler doğrultusunda açık ve anlaşılır şekilde tüketicilere belirtilmemesinden kaynaklandığı, böylelikle mal ve hizmetlerin örtülü reklamının yapıldığı tespit edildi.
Projenin başında, örnek olarak seçilen sosyal medya etkileyicileri listesindeki paylaşımlar arasında, reklam içeriğine sahip paylaşımların, reklam olduğunun açık ve anlaşılır şekilde ifade edilmeme oranı yüzde 67'nin üzerinde iken gerek Reklam Kurulu gerekse Reklam Özdenetim Kurulu tarafından sosyal medya etkileyicileri-yönetilen hesap sahipleri ile yapılan yazışmalar ve bilgilendirmeler doğrultusunda bu oranın yaklaşık yüzde 29'lara düştüğü belirlendi.
Tarama programına dahil edilen hesaplarda zaman zaman değişiklikler yapılarak ilgili mevzuata aykırılık teşkil eden paylaşımların ve reklamların en aza indirilmesi amaçlanıyor.
Ayrıca sosyal medya reklamlarının yapay zekayla taranması uygulamasının, Reklam Kurulu kararlarına nitelik ve nicelik olarak olumlu yansıması bekleniyor.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research