Neptün, Uranüs'ten neden daha mavi görünüyor?

Birbirine çok benzeyen iki gezegenin renk farkını açıklayan ilk çalışma

Gökbilimciler, sis tabakası olmasa Uranüs (solda) ve Neptün'ün (sağda) neredeyse aynı derecede mavi görüneceğini düşünüyor (NASA)
Gökbilimciler, sis tabakası olmasa Uranüs (solda) ve Neptün'ün (sağda) neredeyse aynı derecede mavi görüneceğini düşünüyor (NASA)
TT

Neptün, Uranüs'ten neden daha mavi görünüyor?

Gökbilimciler, sis tabakası olmasa Uranüs (solda) ve Neptün'ün (sağda) neredeyse aynı derecede mavi görüneceğini düşünüyor (NASA)
Gökbilimciler, sis tabakası olmasa Uranüs (solda) ve Neptün'ün (sağda) neredeyse aynı derecede mavi görüneceğini düşünüyor (NASA)

Gökbilimciler, birbirine çok benzeyen Neptün ve Uranüs'ün renginin neden farklı göründüğünü belirledi.
Uranüs'ün atmosferindeki sis tabakasının, Neptün'dekinden daha kalın olması sebebiyle daha soluk göründüğü tespit edildi.
Uranüs'ün kütlesi, Dünya'nın kütlesini yaklaşık 15 katı büyüklüğünde. Neptün de Dünya'nınkinden kabaca 17 kat fazla kütleye sahip.
İki gezegenin hidrojen, helyum ve metan bileşimlerinden oluşan atmosferi de birbirinin nerdeyse aynısı.
Ancak buz devlerinin rengi, birbirinden ayırt edilebilecek kadar farklı. Neptün parlak mavi bir renge sahipken, Uranüs'ün tonu biraz daha soluk.
Bilim camiası daha önce metanın kırmızıyı çok fazla emmesi ve maviyi daha çok yansıtmasına işaret edilerek, gezegeni mavileştiren kaynağın Neptün'deki metan olduğu söylemişti. Ancak Uranüs daha fazla metan içeriyor. Bu tutarsızlık, renk farklılığının başka bir sebepten kaynaklandığını gösteriyordu.
Oxford Üniversitesi'nden Profesör Patrick Irwin'in yönettiği araştırma ekibi, çalışmalarında morötesinden yakın kızılötesine kadar dalga boylarını kullanarak gezegenlerdeki atmosferini inceledi.
İkizler Kuzey Teleskobu (Gemini North), Kızılötesi Teleskop Tesisi (Infrared Telescope Facility) ve Hubble Uzay Teleskobu'ndan alınan verilerden yararlanıldı.
Journal of Geophysical Research: Planets isimli akademik dergide 23 Mayıs'ta yayımlanan bulgular, iki gezegenin de atmosferinde farklı yüksekliklerde üç aerosol tabakası olduğunu gösterdi.
Gökbilimciler, gezegenlerin farklı mavi tonlarının en çok orta tabakadan kaynaklandığını söyledi. Her iki gezegenin orta katmanında metan buzu, kara dönüşüyor.
Ancak Uranüs'ün atmosferi yavaş ve durgunken, Neptün'ün atmosferi daha aktif. Bu nedenle metan parçacıkları ve kar, Neptün'ün üzerinde sis tabakası oluşmasını engelliyor.
Böylece Uranüs'ün rengi soluklaşırken, Neptün daha parlak bir tonda görünüyor.
Gezegen fizikçisi Irwin, çalışmalarının iki gezegendeki renk farkını açıklayan, aynı zamanda morötesiyle yakın kızılötesi arasındaki dalga boylarını hesaba katan ilk model olduğunu açıkladı. 
Independent Türkçe, CNN International, Space.com



NASA'dan insanları parçalayabilecek "zombi yıldız"a yakın takip

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
TT

NASA'dan insanları parçalayabilecek "zombi yıldız"a yakın takip

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)

Anthony Cuthbertson Teknoloji Editör Yardımcısı @ADCuthbertson 

NASA, saatte 177 bin kilometreden daha hızlı bir şekilde galaksimizde ilerleyen, yıkıcı etkiler yaratma potansiyeline sahip bir "zombi yıldız"ı takip ediyor.

Son derece yoğun cisim, Samanyolu'nda bilinen 30 magnetarda biri. Magnetarlar, tamamen nötronlardan oluşan ölü yıldız kalıntılarını ifade ediyor.

Sadece 20 kilometre çapa sahip Magnetar SGR 0501+4516'nın Güneş'ten daha fazla kütlesi var ve manyetik alanı, Dünya'nın manyetosferinden yaklaşık 1 trilyon kat daha güçlü.

Magnetar, Hubble Uzay Teleskobu'nu kullanan araştırmacılar tarafından keşfedildi ve NASA bu "kaçak" cismi, "çizgi roman kahramanlarının süper güçlerine sahip" diye tanımlıyor.

NASA'nın Hubble Misyonu ekibi keşfi detaylandırdıkları blog yazısında, magnetarın evrenin bilinmeyen bir bölümünden geldiğini ancak evrenin en büyük gizemlerinden bazılarına ışık tutabileceğini belirtiyor.

Ekip, "Bir kişi magnetarın 600 mil (yaklaşık bin kilometre) yakınına gelse gökcismi, vücuttaki her atomu parçalayan, bilimkurgu filmlerinin meşhur ölüm ışınına dönüşür" diye yazıyor.

Bu kaçak magnetar, Samanyolu Galaksisi'ndeki örnekler arasında, başlangıçta tahmin edildiği gibi süpernova patlamasıyla oluşmama ihtimali en yüksek magnetar adayı. O kadar tuhaf ki hızlı radyo patlamaları diye bilinen olayların ardındaki mekanizmaya dair ipuçları bile sunabilir.

Görsel kaldırıldı.Magnetar adı verilen ultra güçlü manyetik alana sahip bir nötron yıldızının radyo dalgaları (kırmızı) yaymasının, bir sanatçı tarafından tasviri. Magnetarlar, hızlı radyo patlamalarını yaratan başlıca adaylar arasında yer alıyor (Bill Saxton/NRAO/AUI/NSF)


Gökbilimciler daha önce Magnetar SGR 0501+4516'nın komşu bir süpernovanın çekirdeğinin çökmesiyle oluştuğunu düşünüyordu ancak yeni gözlemler doğum yeri hakkında şüpheler uyandırdı.

Bu keşif magnetarın ya 20 bin diye bildirilen yaşından çok daha yaşlı olduğu ya da iki nötron yıldızının birleşmesiyle oluştuğu anlamına geliyor.

Keşfi yapan ekibe liderlik eden Ashley Chrimes, "Magnetarlar, tamamen nötronlardan oluşan nötron yıldızlarıdır (yıldızların ölü kalıntıları)" diyor.

Magnetarları benzersiz kılan şey, Dünya'daki en güçlü mıknatıslardan milyarlarca kat daha güçlü olan aşırı kuvvetli manyetik alanları.

İspanya'nın Barselona kentindeki Uzay Bilimleri Enstitüsü'nden Nanda Rea ise şöyle ekliyor:

Magnetarların doğum oranları ve oluşum senaryoları, yüksek enerji astrofiziğinde en acil sorular arasında yer alıyor. Bunların, gama ışını patlamaları, son derece parlak süpernovalar ve hızlı radyo patlamaları gibi evrenin en güçlü geçici olaylarının çoğu üzerinde etkisi var.

Araştırma ekibi, magnetarın Samanyolu'ndaki güzergahını ve kökenini daha iyi anlamak için gözlemlerine devam edecek.


 Independent Türkçe, independent.co.uk/space