Polisin elektroşok tabancasıyla vurduğu adam Thames Nehri'ne düşerek öldü

Polislerin eylemlerini denetlemekle görevli gözlemci kurum, 40'lı yaşlarının başındaki erkeğin hastanede hayatını kaybettiğini söyledi

Thames, İngiltere’nin en uzun nehri (Reuters/Arşiv)
Thames, İngiltere’nin en uzun nehri (Reuters/Arşiv)
TT

Polisin elektroşok tabancasıyla vurduğu adam Thames Nehri'ne düşerek öldü

Thames, İngiltere’nin en uzun nehri (Reuters/Arşiv)
Thames, İngiltere’nin en uzun nehri (Reuters/Arşiv)

Birleşik Krallık'ta bir erkek, polis tarafından elektroşok tabancasıyla vurulup Chelsea Köprüsü'nden Thames Nehri'ne düştükten sonra öldü.
Polis memurları, cumartesi sabah 9'u biraz geçe tornavidalı bir erkeğin bağırdığı ihbarıyla olay yerine çağrıldı.
The Independent'ta yer alan habere göre polislerin eylemlerini denetlemekle görevli gözlemci kurum IOPC (Independent Office for Police Conduct / Bağımsız Polis Eylemleri Teşkilatı) 40'lı yaşların başındaki adamın hastanede öldüğünü ve bağımsız bir soruşturmanın başlatıldığını söyledi.
Sosyal medyada paylaşılan ve olaya ait olduğu bildirilen görüntülerde, bir erkeğin polisle karşı karşıya geldiği görülüyor.
Bir memurun ona elektroşok tabancasıyla ateş etmesiyle yere düşen adam, kalkmaya çalışıyor. Sonrasında ikinci kez aynı tabancayla vuruluyor. Kendisini yoldan çekmeye çalışırken de üçüncü kez vuruluyor.
Daha sonra ayağa kalkıp memurlardan kaçan adam, bir bariyeri aşıp Thames Nehri'ne düşüyor. Adamı kurtarması için bir RNLI (Royal National Lifeboat Institution / Kraliyet Ulusal Cankurtaran Kurumu) ekibi acilen çağrıldı ve adam hızla kaldırıldığı hastanede öldü.
Metropolitan Polis Teşkilatı, adamın ailesine ölüm haberinin verildiğini doğruladı.
IOPC şu açıklamayı yaptı:
"Metropolitan Polisi memurlarının, dün sabah [cumartesi] Thames Nehri'ne girmeden önce Chelsea Köprüsü'nde olan bir adamla kurduğu teması soruşturuyoruz. Daha sonra sudan kurtarıldı ve kritik bir durumdayken hastaneye kaldırıldı. 40'lı yaşlarının başındaki adam ne yazık ki cumartesi akşamı hastanede öldü. Müfettişler, polisin vücut kamerasındaki videoları güvence altına aldı ve olaya karışan memurların ilk beyanları alındı. Kullanılan Taser da toplandı ve analiz edilecek. Müfettişler olay yerindeki adli incelemeyi denetledi."
Metropolitan Polis Teşkilatı'nın baş komiserlerinden Alexis Boon şunları söyledi:
"Kalbim, bu adamın çok zor zamanlar geçiren ailesiyle. Yaşadıkları trajik kayıptan dolayı kendilerine en içten başsağlığı dileklerimi sunuyorum. Memurlar işe her gün halkın güvenliğini sağlamak için gidiyor ve bu nedenle, bir kişinin polisle temasından sonra zarar gördüğü herhangi bir olay anlaşılır şekilde endişe vericidir. Memurlarımız her gün en çetin ve zor durumlardan bazılarıyla karşı karşıya kalıyor, bu nedenle eylemlerinin haklı olarak kamu denetimine tabi tutulması gerektiğinin tamamen farkındalar. Metropolitan Polis Teşkilatı'nın Mesleki Standartlar Direktörlüğü, bu üzücü olayın ardından derhal Bağımsız Polis Eylemleri Teşkilatı'na başvurdu ve onlar tüm koşulları anlamaya çalışırken biz de onlarla tam işbirliği içinde olacağız."
 



Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
TT

Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)

Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, Galler Bölgesel Başbakanı olarak seçilmesinin ardından dört kurucu ülkeden (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) oluşan Birleşik Krallık'ın (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığ) üç ülkesi göçmen kökenli isimler tarafından yönetilmeye başlandı. Gething, Galler'in başkenti Cardiff’te hükümetin dümenine geçerken, Rishi Sunak İngiltere Başbakanı olarak Londra'da, Hamza Yusuf ise İskoçya Başbakanı olarak Edinburgh'da iktidarı ellerinde bulunduruyor.

Babası Güney Galler'den bir veteriner olan 52 yaşındaki Vaughan Gething’in annesi ise Zambiya'da bir kümes hayvanı çiftliğinde çalışıyordu. Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın hikayesi, Gething’i henüz 17 yaşındayken İşçi Partisi'ne katılmasında etkili oldu. Gething, 2011 yılında Cardiff'te meclis üyesi seçilerek siyasi kariyerine başladı.

Cardiff hükümetinde 2013 yılından bu yana çeşitli görevler üstlenen Gething, 2014 yılında Kalkınma Bakan Yardımcılığı, ardından Sağlık Bakan Yardımcılığı, ardından 2016-2021 yılları arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Birkaç gün önce rakibi Jeremy Miles'ı kıl payı mağlup ederek Galler İşçi Partisi'nin lideri olan Gething, 2021 mayısında Mark Drakeford hükümetinin ekonomi bakanlığı görevini üstlenmişti.

Gething, özelde Galler’in genelde ise Avrupa’nın ilk siyahi lideri oldu. Birleşik Krallık tarihindeki bu yeni durum, ‘artık göçmenlerin çocukları ve torunları sahada ve yerel meclislerden hükümete kadar çeşitli siyasi makamlar için ülkenin yerli halkıyla rekabet ediyor’ yorumlarına neden oldu.

Galler’de bir göçmenin başbakan olarak seçilmesinden önce Hint asıllı Budist Rishi Sunak, 2022 yılında İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Pakistan asıllı bir Müslüman olan Hamza Yusuf ise 2023 yılında İskoçya hükümetinin başına geçti. Böylece Birleşik Krallık'ı oluşturan ülkelerden üçü artık her zaman beyazların seçildiği makamlara partileri tarafından seçilen göçmenlerin getirildiğine tanık oldu.

Birleşik Krallık'ta farklı milletlerden üç ismin iktidara gelmesinin ve göçmenlerin çocuklarının ve torunlarının siyasetin tüm kademelerinde yer almasının yolu açıldı. Yerel halkla belediye ve meclis sandalyeleri için yarışan göçmenlerin çocukları ve torunları, hükümetlerde çeşitli görevler alırken bakanlık görevlerinde bulundular ve iç siyasi sahnede etkili oldular.

Birleşik Krallık'taki dördüncü ülke olan Kuzey İrlanda da liderlik konusunda bir istisnaya tanık oluyor. Kuzey İrlanda tarihinde ilk kez ‘Birleşik İrlanda’ fikrini destekleyen Katolik bir kadın siyasetçi olan Sinn Fein, 2023 yılında Belfast parlamento seçimlerinde rakibi Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasının temelini oluşturan güç paylaşımı hükümetine yönelik boykotunu sona erdirmeyi başararak iktidara geldi.