Sudan’da siyasi diyalog süreci ana muhalefetin katılımı olmaksızın başladı

Dün Hartum'da düzenlenen diyalog oturumlarına Sudanlı taraflar ve üçlü BM mekanizmasının temsilcileri katıldı. (AFP)
Dün Hartum'da düzenlenen diyalog oturumlarına Sudanlı taraflar ve üçlü BM mekanizmasının temsilcileri katıldı. (AFP)
TT

Sudan’da siyasi diyalog süreci ana muhalefetin katılımı olmaksızın başladı

Dün Hartum'da düzenlenen diyalog oturumlarına Sudanlı taraflar ve üçlü BM mekanizmasının temsilcileri katıldı. (AFP)
Dün Hartum'da düzenlenen diyalog oturumlarına Sudanlı taraflar ve üçlü BM mekanizmasının temsilcileri katıldı. (AFP)

Sudan'daki ana muhalefet güçleri dün, Birleşmiş Milletler Sudan Entegre Geçiş Yardımı Misyonu (UNITAMS), Afrika Birliği (AfB) ve Doğu Afrika Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesinden (IGAD) oluşan üçlü mekanizma tarafından Hartum'da başlayan siyasi diyalog çalışmalarına katılmadı. Uluslararası katılımcılar, toplantıya katılmayan siyasi güçlerin önemini ve sivil demokratik geçişteki rollerinin merkeziliğini kabul ederek, siyasi diyaloga katılmaya ikna etmek için bir komite kurmaya karar verdi.
UNITAMS Başkanı Volker Peretz dün gerçekleşen siyasi diyalogun ardından yaptığı açıklamada, toplantıda yer alan tüm tarafların, katılım sağlamayan siyasi güçlerin merkezi rolünü kabul ettiklerini belirterek onları ‘gerçek arabulucu’ olarak nitelendirdi ve sivillerin öncülük ettiği bir geçiş dönemine ulaşmak için Sudan-Sudan diyaloğunun başarısı için katılım sağlamayan güçlerinin varlığının gerekli olduğunu dile getirdi. Peretz, üçlü mekanizmanın, muhalefeti önümüzdeki pazar günü devam edecek olan siyasi diyaloga katılmaya ikna etme çabalarını sürdürme sözü verdiğini aktardı.
UNITAMS Başkanı günün erken saatlerinde Hartum’da düzenlenen basın toplantısında “Bu anı kaçırmamak çok önemli. Herkesi iyi niyetle, birlikte çalışmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu. Mevcut durumun aynı şekilde sürmesine karşı uyarılarda bulunan yetkili, işlerin daha da tehlikeli bir duruma dönüşebileceğini vurguladı.
Egemenlik Konseyi Üyesi İbrahim Cabir açıklamasında, toplantıda yer alanların, görüşmelere katılmayanları siyasi diyaloga döndürmek için bir iletişim komitesi kurmaya karar verdiklerini söyledi. Cabir, katılımcıların diyaloğun önceliklerini belirlediklerini ve bunu üçlü mekanizmanın gözetiminde yönetmek için ulusal bir mekanizma oluşturmaya karar verdiklerini kaydetti.
Sivil muhalefeti oluşturan Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG), Sudan Meslek Odaları Birliği ve sokaklardaki protestolara öncülük eden Direniş Komiteleri gibi önemli oluşumlar dün Hartum’da gerçekleşen siyasi diyalog toplantısına katılmadılar.
Toplantıya katılım sağlamayarak boykot eden siyasi güçler, askeri tarafın 25 Ekim'de başlattığı tek taraflı olağanüstü hal önlemlerini ve bunun sonucunda ortaya çıkan durumu sona erdirme konusunda ciddi olmadığını bildirerek, güven artırıcı ve diyalog ortamı yaratan önlemlere uyulmadığını kaydettiler. Açıklamada ÖDBG, Direniş Komiteleri ve Komünist Parti’nin üç hayıra, yani "Ortaklık yok, meşruiyet yok ve darbenin tanınması yok” sloganına bağlı kaldıkları vurgulandı.
Toplantıya, Cibril İbrahim gibi Devrim Cephe, Halk Kongresi Partisi, Misak-ı Vatani güçlerinin yanı sıra merhum İslam düşünürü Hasan Turabi tarafından kurulan Halk Kongresi Partisi, mevcut otoritede yer alan veya devrik Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir rejimine sadık bir dizi yetkili de katılım sağladı.
Dün gerçekleşen toplantıda askeri taraftan Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), Egemenlik Konseyİ üyesi Orgeneral Şemseddin Kebbaşi ve Koramiral İbrahim Cabir de yer aldı.
Üçlü mekanizmanın görevinin siyasi diyalogu yürütmekle sınırlı olduğunu belirten Peretz, “Davet ettiğimiz ve edeceğimiz tüm tarafların diyaloga katılmasını isteriz. Biliyoruz ki bu toplantıda bazı önemli aktörler eksik. Onların da önümüzdeki günlerde katılmalarını umarız” dedi.
AfB Sudan Temsilcisi Muhammed el-Hasan Veled Lebat da Sudan sorununun çözümünün ancak Sudan siyaset sahnesindeki tüm aktörlerin katılımıyla gerçekleşebileceğini vurgulayarak Sudanlıları sorumlu olmaya çağırdı.
Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan önceki gün devlet televizyonunda yayınlanan açıklamasında, geçiş döneminin sonunda taraflar arasında ulusal çapta bir uzlaşma sağlanması veya özgür ve adil seçimlerin yapılması durumunda ordunun siyaset sahnesinden çekileceğini bildirdi.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz