Milis güçleri Trablus’ta yeniden boy gösterdi

ABD, vatandaşlarına Libya’ya seyahat etmemeleri uyarısında bulundu.

Ulusal Birlik Hükümeti’ne sadık milis güçleri Trablus’ta görüntülendi. (EPA)
Ulusal Birlik Hükümeti’ne sadık milis güçleri Trablus’ta görüntülendi. (EPA)
TT

Milis güçleri Trablus’ta yeniden boy gösterdi

Ulusal Birlik Hükümeti’ne sadık milis güçleri Trablus’ta görüntülendi. (EPA)
Ulusal Birlik Hükümeti’ne sadık milis güçleri Trablus’ta görüntülendi. (EPA)

Libya'nın başkenti Trablus sakinleri dün sabah uyandıklarında, milis güçlerinin şehrin muhtelif bölgelerinde yoğun bir şekilde toplandığını gördü. Milis güçleri şehrin ana caddelerinin bazılarını trafiğe kapattı.
Trablus’tan yerel kaynaklar dün sabah saatlerinde şehirdeki Cibs yolunun kum torbaları ve beton bloklarla kapatıldığını aktardı. Dave İslami yolu ve şehrin ana caddesinde ise çok sayıda askeri zırhlı araç olduğuna dikkat çekildi. Zentan Askeri Meclisi’ne ait olan tanklardan ve zırhlı araçlardan oluşan bir askeri konvoyun Trablus’a doğru hareket ettiği bildirildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı da açıklama yayınlayarak vatandaşlarını güvenlik gerekçeleriyle Libya'ya seyahat etmemeleri konusunda uyardı. Dördüncü seviyede uyarının yapıldığı açıklamada, Libya'da ‘suç, terör, iç karışıklık, adam kaçırma ve silahlı çatışma riskleri’ yaşandığı, ayrıca terörist grupların bu ülkede saldırılar planlamayı sürdürdüğü kaydedildi.  
Abdulhamid Dibeybe Başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti ise söz konusu gelişmelerle ilgili açıklama yapmaktan kaçındı. Dibeybe’nin Ofisi’nden yapılan tek açıklamada Dibeybe’nin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin askeri tatbikatı kapsamında Türkiye’yi ziyaret ettiği ve çok sayıda ülkenin askeri yetkililerinin yanı sıra Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile görüştüğü kaydedildi. Dibeybe’ye ziyaretinde hükümete bağlı Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad da eşlik etti. Yerel basında, Haddad’ın Batı’daki tüm silahlı milis güçlerini ordu bünyesinde toplamak için bir girişim başlatacağı iddia edildi. Haberlerde, bazı milis gruplarının bu öneriyi kabul ettiği bazılarını ise karşı çıktığı belirtildi.  
Dibeybe’nin görevden aldığı eski İstihbarat Teşkilatı Başkan Yardımcısı ve Navasi tugayı Komutanı Mustafa Kaddur’un ABD ve İtalyan istihbarat teşkilatı yetkilileriyle bir görüşme gerçekleştirdiği öğrenildi. 

Williams-Mişri görüşmesi
BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams dün Trablus'ta Libya Devlet Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ile görüştü. Williams, Mişri ile ‘seçimlerin yapılabilmesi için anayasal zemin’ oluşturmak üzere Temsilciler Meclisi ve Devlet Konseyi Ortak Komitesi’nin Kahire’deki son tur toplantılarının planlarını tartıştığını açıkladı. Mişri, Devlet Konseyi’nin Libya halkının arzuladığı seçimlerin gerçekleşebilmesi için mevcut siyasi tıkanıklığın aşılması yönünde çaba sarf ettiğini ve Williams’ın da bu amaçla başlattığı girişimi desteklediklerini vurguladı.  
Williams önceki gün Temsilciler Meclisi Başkanı Akila Salih ile görüşmüştü. Meclisten yapılan açıklamada Willams’ın Salih’e Kahire’deki ‘anayasal sürece’ dair bilgi verdiği kaydedildi. Salih görüşmede, Kahire’deki anayasal süreci desteklediklerini teyit etti ve Fethi Başağa liderliğindeki İstikrar Hükümeti’nin ülkedeki tek meşru yürütme organı olduğunu vurguladı. Salih ayrıca, Temsilciler Meclisi’nin İstikrar Hükümeti’ni desteklemek için salı günü Sirte’de bir oturum düzenleyeceğini bildirdi.  
Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi de dün İtalya'nın Trablus Büyükelçisi Giuseppe Buccino ve İtalya’nın Libya Özel Temsilcisi Nicola Orlando ile görüştü. Menfi, Başkanlık Konseyi’nin ülkeyi çatışmalardan korumak ve kapsamlı bir uzlaşı sağlamak için tüm siyasi taraflarla iletişim halinde olduğunu vurguladı. İtalyan yetkililer de ülkelerinin Libya’da siyasal mutabakat yoluyla istikrarın yeniden sağlanmasına önem verdiklerini ve Libya’nın kalkınma ve refah aşamasına geçmesini umut ettiklerini ifade ettiler.   
Bir diğer görüşmede Libya Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi, Fransa'nın Libya Özel Temsilcisi Paul Soler ile bir araya geldi. Görüşmede, üzerinde uzlaşı sağlanan bir anayasal temelde, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılmasının Libya'daki siyasi krizin tek çözüm yolu olduğu vurgulandı. Ayrıca Başkanlık Konseyi’nin ‘geçiş dönemini’ sonuçlandırmak için hazırladığı ‘ulusal uzlaşı projesinde’ son düzenleme aşamasına ulaştığı belirtildi.  Soler, ülkesinin Libya’nın istikrarında önemli bir rol oynamak istediğini ifade ederek, anayasal çerçeve üzerinde uzlaşı sağlanması ve seçimlerin yapılmasının önemini vurguladı.  



ABD'nin Suriye ile ilgili kararlı tutumu İran'ın bölgesel yenilgisini sağlamlaştırıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera Riyad'da bir araya geldi, 14 Mayıs 2025 (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera Riyad'da bir araya geldi, 14 Mayıs 2025 (SPA)
TT

ABD'nin Suriye ile ilgili kararlı tutumu İran'ın bölgesel yenilgisini sağlamlaştırıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera Riyad'da bir araya geldi, 14 Mayıs 2025 (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera Riyad'da bir araya geldi, 14 Mayıs 2025 (SPA)

James Jeffrey

ABD Başkanı Donald Trump, 13 Mayıs’ta Riyad’a yaptığı ziyaret sırasında Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırıldığını açıkladı ve ertesi gün Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile bir araya geldi. Trump, açıklamasında ayrıntılara yer vermezken Suriye’ye yükselmesi ve gelişmesi için yeni bir şans verme konusundaki kararlılığını vurguladı.

Ancak stratejik ağırlığına rağmen aynı ölçüde dikkat çekmeyen bir husus daha var. O da bu hamlenin ABD yönetimi içindeki derin bir anlaşmazlığı çözerken, bir tarafta ABD ve İsrail, diğer tarafta ABD’nin Arap, Türk ve Avrupalı müttefikleri arasındaki çatlağı kapatması. Daha da önemlisi, İran'ın zayıf ve bölünmüş bir Suriye'yi ‘Şii hilalini’ yeniden kurmak için kullanma hevesinin kursağında bıraktı.

Bu karar, İran ve vekilleri için bazı gerilemelerin doruk noktası olması ve uluslararası toplumun Ortadoğu meseleleri etrafında birleşmesine katkıda bulunması nedeniyle tarihi bir etkiye sahip.

İsrail, Suriye’nin ‘şeriatçı’ hükümetine ve onun müttefiki Türkiye'ye yönelik saldırgan tutumu nedeniyle tecrit edilmiş gibi görünse de aşırı sağcı Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın son zamanlarda yaptığı daha olumlu açıklamaların yanında özellikle Azerbaycan'da yapılan ve Suriye dosyası üzerinden Ankara ile gerilimi azaltmayı amaçlayan görüşmelerde somutlaşan tutumunda değişiklik belirtileri göstermeye başladı. Ancak en önemli değişim, Trump'ın Suriye'deki İran etkisine yönelik ilmiği sıkılaştırma ve İsrail ordusunun bir cephedeki askeri varlığını azaltmasına izin verme hamlesiydi. Bu hamle, İsrail'deki güvenlik hissini arttırdı ve daha geniş bölgesel istikrara katkıda bulundu.

Ancak ABD ve Suriye dışişleri bakanları arasında bu hafta Türkiye'de yapılması planlanan görüşme ile başlayacak olan çözüme giden yol halen uzun ve meşakkatli. Şimdiye kadar yaptırımların ABD Kongresi tarafından resmi olarak ne zaman kaldırılacağına dair net bir işaret verilmedi. Çünkü bu Trump'ın hızlı bir şekilde onaylayabildiği başkanlık kararından farklı bir durum. ABD Kongresi’nin alacağı karar daha uzun bir yasama süreci gerektiriyor. ABD Kongresi'nden gelen ilk tepkiler olumlu olsa da ayrıntılar önemini koruyor.

Bu arada Washington, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera’ya bağlı Heyet Tahriru’ş-Şam’ı halen terör örgütü olarak listelerken Suriye'yi halen terörizmin devlet sponsoru olarak görüyor ve Şera’nın liderliğindeki yeni hükümeti resmi olarak tanımıyor. Ayrıca, Brüksel'deki görüşmesi sırasında Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani’ye iletilen ABD'nin talepler listesi halen görüşülmeye ve takip edilmeye devam ediyor. Şeybani'nin ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile yapacağı görüşmede bu temel talepler üzerinde durulması bekleniyor.

İsrail, Dürziler üzerinden Suriye’nin güneyindeki nüfuzu veya belki de Şera’nın kendisiyle yeni ortaya çıkan iletişim kanalları aracılığıyla rakibi Türkiye'ye karşı halen etkili olan bir kozu elinde tutuyor.

ABD’nin taleplerini sıraladığı liste, çok çeşitli güvenlik konularını içeriyor. Şam'a kayıp ABD vatandaşlarının bulunması ve Beşşar Esed rejiminin elindeki kimyasal silahlar ve diğer kitle imha silahlarıyla ilgili çözüm bekleyen meselelerin çözüme kavuşturulması için iş birliği çağrısında bulunarak başlayan listedeki talepler arasında DEAŞ’a karşı hem operasyonel olarak hem de el-Hol Mülteci Kampı’nda ve Suriye’nin kuzeydoğusundaki diğer kamplarda tutulan tutuklularla ilgili olarak koordinasyon sağlanması da yer alıyor. Washington ayrıca ABD güçlerine Suriye genelinde terörle mücadele operasyonları yürütme ve İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ve Hizbullah'tan on yıllardır Suriye'de bulunan Filistinli gruplara kadar geniş bir yelpazede terörist olarak sınıflandırılan örgütlerle mücadele etme özgürlüğü verilmesini talep ediyor.

juık
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Riyad'da bir araya geldiler, 14 Mayıs 2025 (SPA)

ABD ayrıca azınlıklara karşı baskıcı uygulamalardan kaçınılması, kapsayıcı ve çeşitliliğin olduğu bir hükümet kurulması ve önemli makamlardaki yabancı uyruklu cihatçı unsurların temizlenmesi için güvenlik birimlerinin yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguluyor. Başkan Trump ayrıca Cumhurbaşkanı Şera’yı ‘Abraham (İbrahim) Anlaşmaları’na katılmaya ve İsrail'i tanımaya çağırdı. Suriye’nin Abraham Anlaşması'na katılması şu an için ulaşılamaz gibi görünse de Cumhurbaşkanı Şera'nın Suriye ve İsrail arasındaki 1974 tarihli Ayrılma Anlaşması ile ilgilendiği de ortada.

Başkanlık kararının cesurluğuna rağmen, birçok önemli ayrıntı çözülmeyi bekliyor. Trump yönetiminin Cumhurbaşkanı eş-Şera ve HTŞ hakkındaki kuşkuları henüz dağılmış değil. Bu da herhangi bir siyasi zafer ilan etmeden önce bir dereceye kadar ihtiyatlı olmayı gerektiriyor. Başkanlık kararının cesurluğuna rağmen, birçok önemli ayrıntı açıklanmayı bekliyor. Trump’ın açıklamasının yarattığı toz ve duman dağıldıkça analistler yeni Suriye hükümeti üzerinde en önde gelen müttefiki Türkiye’nin mi, Suudi Arabistan’ın mı, yoksa ABD’nin mi daha etkili olacağını merak etmeye başlayacaklar.

csdfvghy
Lübnan'daki Hizbullah tarafından yönetilen İmam Mehdi İzcileri'nden kız öğrenciler, Lübnan'ın güneyinde, eski Suriye rejimi saflarında savaşırken öldürülen Hizbullah komutanı Ali Feyyad'ın fotoğraflarını tutarken, 6 Mart 2016 (Reuters)

Öte yandan İsrail, Dürziler üzerinden Suriye’nin güneyindeki nüfuzu veya belki de Şera’nın kendisiyle yeni ortaya çıkan iletişim kanalları aracılığıyla rakibi Türkiye'ye karşı halen etkili olan bir kozu elinde tutuyor.

Son olarak Rusya, Suriye denkleminde göz ardı edilemeyecek bir faktör. Beşşar Esed rejiminin düşmesi, özellikle de 2019 yılında dönemin ABD Dışişleri Bakanı Mike Bakan Pompeo'nun Rusya ziyareti sırasında sunduğu, ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye’deki savaşı sona erdirecek uzlaşma önerisini reddetmesinin Moskova için acı verici bir jeostratejik darbe oldu. O tarihten bu yana Rusya, Lazkiye yakınlarındaki askeri üslerini korumak amacıyla Şam ile görüşmeler yürütüyor. Moskova ve yeni Suriye hükümeti arasında savaş sırasında gelişen düşmanlığa rağmen, her iki taraf da pragmatik davranıyor ve bu görüşmelerin pratik anlaşmalara yol açabileceğine inanıyor.

Başkanlık muafiyetleri, insani yardım sağlanması veya sınırlı kalkınma projelerinin finanse edilmesi için geçici kolaylıklar sağlasa da uluslararası iş dünyasının uzun vadeli yatırımlar yapması için ihtiyaç duyduğu istikrarlı yasal çerçeveyi oluşturmuyor.

Öte yan hem Ankara hem de Tel Aviv, Moskova'nın Suriye dosyasındaki dengelerde potansiyel bir rolü olduğunu düşündüklerinden Rusların Suriye'yi terk etmesine yönelik gerçek bir talepte bulunmuyorlar. Özellikle Türkiye'nin güvenlik, diplomasi ve ekonomiyle ilgili diğer çıkarlarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’nın Suriye’deki askeri üslerinin varlığı gibi küçük bir mesele için taviz vermeye istekli görünmüyor. Trump'ın ‘Yeni Suriye’ yaklaşımını benimsediği şu günlerde, Rusya'ya yönelik tutumu özel bir önem taşıyor. Bu da ABD'nin geniş desteğine sahip olan Ukrayna konusunda devam eden müzakerelerde etkili bir kart olarak kullanılabilir.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Trump'ın kararına ilişkin jeopolitik arka plan ne olursa olsun, yaptırımların kaldırılması Suriye halkı için büyük bir kazanım. Aynı zamanda ülkenin kaos ve yeniden iç savaşa sürüklenmekten kaçınmasının ardından karşılaştığı en büyük zorluk olan yeniden inşa çabaları için gerçek bir umut penceresi açıyor. Dünya Bankası on dört yıllık savaşın altyapı ve ekonomiye 400 milyar dolardan fazla zarar verdiğini tahmin ediyor. Çatışma, komşu ülkeler ve Avrupa'daki altı milyondan fazla mülteci de dahil olmak üzere Suriyelilerin neredeyse yarısını yerinden etti. ABD’nin Caesar (Sezar) Yasası çerçevesinde Suriye’ye uyguladığı katı yaptırımların devam etmesiyle birlikte, ABD’nin mevcut ya da gelecekteki yönetimleri tarafından yasal olarak soruşturmaya uğrama korkusu nedeniyle Suriye’ye yardım ulaştırma imkanları da oldukça sınırlı.

cfdvbgh
Suriye'nin başkenti Şam'ın eteklerindeki bir Captagon (uyuşturucu hap) fabrikasının içinde kimyasal madde içeren kutular, 12 Aralık 2024 (Reuters)

Başkanlık muafiyetleri, insani yardım sağlanması veya sınırlı kalkınma projelerinin finanse edilmesi için geçici kolaylıklar sağlasa da ülkenin yeniden inşası için en önemli ve etkili yol olan uluslararası iş dünyasının uzun vadeli yatırımlar yapması için ihtiyaç duyduğu istikrarlı yasal çerçeveyi oluşturmuyor. Zira iş dünyası, istikrarlı ve güvenli bir ortama ihtiyaç duyar, ancak bu geçici muafiyetlerle sağlanamaz.

Sonuç olarak İran'ın bölgesel yenilgisinden DEAŞ’ın neredeyse tamamen ortadan kaldırılmasına ve Türkiye'deki PKK terör örgütünün feshedildiğinin açıklanmasına kadar son dönemde hız kazanan dramatik bölgesel gelişmelerle birlikte Suriye'nin çevresiyle yeniden bütünleşmesi, daha müreffeh, daha istikrarlı ve daha barışçıl bir Ortadoğu'ya giden yolu açabilecek yeni bir sayfa açmak için gerçek bir fırsat gibi görünüyor.