Tunus’ta hükümetin ekonomik programını tartışıldı

Tunus hükümeti temsilcileri yönetimin ekonomik programını, Cumhurbaşkanlığı ile TGİS arasındaki gerilim ve hâkimlerin grevi uzatma kararı çerçevesinde, ‘Ulusal Diyalog’ kapsamında tartıştı.

Hakimlerin görevden alınması kararı Tunus'un başkentinde düzenlenen gösteriler ile protesto edildi. (EPA)
Hakimlerin görevden alınması kararı Tunus'un başkentinde düzenlenen gösteriler ile protesto edildi. (EPA)
TT

Tunus’ta hükümetin ekonomik programını tartışıldı

Hakimlerin görevden alınması kararı Tunus'un başkentinde düzenlenen gösteriler ile protesto edildi. (EPA)
Hakimlerin görevden alınması kararı Tunus'un başkentinde düzenlenen gösteriler ile protesto edildi. (EPA)

Tunus’ta Cumhurbaşkanlığı ile Tunus Genel İşçi Sendikaları (TGİS) arasındaki gerilim devam ederken Tunuslu hakimler, bugün başlayan grevin tüm mahkemelerde bir hafta daha uzatıldığını duyurdu.  Diğer yandan Tunus Askeri Savcılığı, Cumhurbaşkanı’nın 16 Haziran Perşembe başlaması planlanan genel greve birkaç gün kala ordudan TGİS’in genel merkezini kapatması ve bazı yöneticilerini askeri gözetim altında tutulmaları talebine (reddedildi) ilişkin açıklamalarla ilgili soruşturma başlattı.
Ekonomik ve Sosyal İşler Komitesi tarafından Başbakan Necla Buden hükümetinin ekonomik programının dinlenmesine ayrılan oturum başkent Tunus’un kuzey banliyösündeki ed-Diyafe Sarayı'nda düzenlendi. Oturumda, hükümet kurumlarından çok sayıda genel müdür ve temsilci, hükümetin ekonomik programı ve Uluslararası Para Fonu'na (IMF) yönelik reform programı hakkında veriler sundu. Diyalog oturumuna, Tunus Ekonomik ve Sosyal İşler Danışma Komitesi Başkanı Sadık Belaid'in cumartesi günü yaptığı açıklamada Komite’nin hükümetin çalışmalarından haberdar olması ve katılımcılarının gözlemlerini sunmaları için hazır bulunacaklarını söylediği hükümet üyelerinden katılım olmadı. Belaid açıklamasında, uluslararası finans kurumlarıyla yaptıkları tartışmaların sonuçlarının paylaşılacağını, böylece Komite’nin hükümetin çalışmalarından haberdar olabileceğini ve oturuma katılanların, gözlemlerini sunabileceğini söylemişti.
Belaid, geçtiğimiz cumartesi günü düzenlenen ilk toplantıda katılımcılardan önümüzdeki 40 yıl boyunca Tunus'a ilişkin algılarını ve bu algıların yeni Tunus anayasasının taslak metnine nasıl dönüştürüleceğini içeren gözlemlerini sunmalarını istemişti.
Diğer yandan Tunus Askeri Savcılığı, Tunuslu gazeteci Salih Atiyye’nin yaptığı ve Cumhurbaşkanı’nın ordudan TGİS’e müdahale etmesini istediği iddia edilen açıklamalar çerçevesinde bir soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Nahda Hareketi milletvekili Samir Dilu, gazeteci Atiyye’nin el-Uveyne bölgesinde Ulusal Muhafızlar Merkez Birliği tarafından, ‘Tunus topraklarında kaos, cinayet ve hırsızlığı teşvik, hiçbir kanıt sunmadan bir kamu görevlisine suç isnat etmek, ordunun itibarını ve saygınlığını zedelemek ve telekomünikasyon ağları aracılığıyla başkalarını rahatsız etmek’ suçlamalarıyla tutukladığını söyledi. Aynı zamanda avukat olan Dilu, Atiyye’nin aktardığı bu bilgilerin kaynağını açıklamayı reddettiğini ve bunun Tunus'taki basın özgürlüğüne ilişkin 2011 tarihli ve 115 sayılı kararnamenin gereklerine uyduğunu belirtti.
Diğer taraftan Tunus’ta altı yargı kurumunu bir araya getiren Yargı Kurumları Koordinasyonu, 57 hakimin yolsuzluk suçlamasıyla ihraç edilmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı ile Tunuslu hakimler arasındaki diyalog kanallarının tıkanmasıyla ülkedeki tüm adli, idari ve mali mahkemeler ile adli kurumlardaki çalışmaları askıya alma kararını pazartesi gününden başlayarak bir hafta daha uzattı. Yargı Kurumları Koordinasyonu grevin Cumhurbaşkanlığı ve Adalet Bakanlığı'nın 45'i hakkında herhangi bir disiplin dosyası bulunmayan 57 hakimin görevden alınması kararındaki ısrarcı tutum nedeniyle uzatıldığını açıkladı.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.