Rus güçleri Tel Rıfat’tan çekildi mi?

Halep Valiliği’nin kuzey kırsalındaki Tel Rıfat’ın 2018’de çekilen görüntüsü.  (Getty)
Halep Valiliği’nin kuzey kırsalındaki Tel Rıfat’ın 2018’de çekilen görüntüsü.  (Getty)
TT

Rus güçleri Tel Rıfat’tan çekildi mi?

Halep Valiliği’nin kuzey kırsalındaki Tel Rıfat’ın 2018’de çekilen görüntüsü.  (Getty)
Halep Valiliği’nin kuzey kırsalındaki Tel Rıfat’ın 2018’de çekilen görüntüsü.  (Getty)

Halep’in kuzey kırsalındaki el-Şehbe Sivil İdaresi’nden Kürt kaynaklar, bölgenin yakınında konuşlanan Rus güçlerinin üslerinden geri çekildiğine yönelik iddiaları yalanladı. Özerk Yönetim’e bağlı bölge konseyinden bir yetkili şu açıklamada bulundu:
“Rus askeri güçleri halen karargahlarında ve üslerinde normal görevlerini yerine getiriyor ve teftişleri devriyeleri düzenliyorlar. Dolayısıyla Tel Rıfat’tan çekildiklerine yönelik haberler doğru değil.”
Yerel kaynakların sosyal medya paylaşımlarına göre de çok sayıda askeri araç ve zırhlı araç ile yüzlerce askerin bulunduğu bir Rus askeri konvoyu, Rus helikopterlerinin bölge üzerinde yoğun uçuşları eşliğinde beldenin sokaklarında ve merkezindeki çarşıda devriye gezdi.
Bununla birlikte, Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) bağlı Menbiç Askeri Konseyi’nin resmi sözcüsü Şerfan Derviş, muhalif grupların batıda el-Huşriye’de (kuzeydoğu) ve el-Boğaz köylerine yönelik bombardımanlarını yoğunlaştırdığını, roketler ve ağır ve orta silahlar kullanıldığını’ belirtti. Maddi veya can kayıpları hakkında daha fazla ayrıntı vermedi. SDG’nin medya merkezi, resmi internet sitesinde yaptığı açıklamada komşu şehir Ayn el-Arab’da (Kobani) bir insansız hava aracı tarafından hedef alındığını yalanladı.
Bir Kürt yetkili de operasyonlara karşı koymak ve Suriye’nin kuzeyinde yeni bölgelerin kontrol altına alınmasını engellemek amacıyla SDG ile Suriye ordusu arasında güvenlik ve askeri koordinasyon çağrısında bulundu. Operasyonların ülkenin kuzeydoğu bölgeleriyle sınırlı olmayacağı, tüm Suriye topraklarını etkileyeceğini öne sürdü.
Kamışlı şehrinde SDG Başkomutanı Mazlum Abdi ile gerçekleştirilen üçlü toplantıya başkanlık eden SDG Konseyi Başkanı Emine Ömer toplantı ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Operasyon tehditlerinin ardından yaşanan son gelişmeler tartışıldı. Bu askeri harekatın siyasi ve diplomatik yollarla durdurulması için alınması atılması gereken adımların yanı sıra kuvvetlerimizin herhangi bir askeri harekata karşı hazır olup olmadığı ele alındı.”
Toplantının, garantör aktörlere bölgenin güvenliği ve istikrarına yönelik görevlerini hatırlatmak üzere diplomatik temaslar kapsamında yerel, bölgesel ve uluslararası toplantıları yoğunlaştırma ihtiyacına ilişkin tavsiyeler doğrultusunda düzenlendiğini belirten Ömer sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bölgede askeri operasyona karşı olduğunu bildiren birçok Avrupa başkentiyle sürekli temas halindeyiz. Ancak bu tutumların pratiğe dönüştürülmesi gerekiyor.”
Toplantıya Abdi ve Ömer’in yanı sıra SDG Konseyi İcra Kurulu Başkanı İlham Ahmed, Dış İlişkiler Dairesi başkanı Dr. Abdulkerim Omar ve SDG oluşumlarının askeri konseylerinin liderleri de katıldı. Toplantı sırasında, mevcut gelişmeleri ele almak ve uluslararası toplum ve Uluslararası Koalisyon hükümetleriyle diplomatik temasları yoğunlaştırmak üzere kapsamlı bir eylem planı tartışıldı. Özerk Yönetim’in hesaplarında ve internet sitelerinde yayınlanan resmi bir açıklamada, ‘her türlü askeri harekatın Suriye topraklarının diğer bölgelerini yok etmeyi ve işgal etmeyi amaçladığı ve insani felakete yol açacağı’ öne sürüldü. Açıklamada ayrıca siviller arasında büyük bir yerinden edilme dalgasına yol açacağı, bölgedeki genel insani ve yaşam koşullarını daha da karmaşık hale getireceği ve gerçek bir insani felaketin meydana geleceği vurgulandı. Aynı zamanda, bölgede faaliyet gösteren toplumsal bileşenlere, aşiret üyelerine ve çeşitli siyasi güçlere ve partilere ‘kendi güvenliklerini ve geleceğini hedef alan projeler karşısında el ele verme ve sebat etme’ çağrısı yapıldı.
Mazlum Abdi toplantı sırasında yaptığı konuşmada, son zamanlarda askeri operasyonların sıklığının arttığını, Haseke’nin kuzey kırsalındaki Tel Temr ve Zerkan bölgelerinin, Halep’in doğu kırsalındaki Münbiç ve Ayn el-Arab (Kobani) beldelerinin ve kuzey kırsalındaki eş-Şehbe bölgelerinin hedef alındığını belirtti. Abdi “SDG liderliği, tüm saha önlemlerini alarak ve uzun vadeli direniş imkanları güçlendirerek tam bir şekilde hazır olduğunu duyuruyor” dedi. Ayrıca bölgedeki bir pperasyonun, SDG’nin terörle mücadele kampanyalarını sürdürme yeteneklerini baltalayacağını öne sürdü. “Müdahale, bölgeyi tekrar çeşitli aşırılıkçı unsurları çeken bir arenaya dönüştürecek” ifadelerini kullandı.
Açıklamada, Arap Birliği ve Körfez İşbirliği Konseyi’ne, Suriyelileri teröre karşı savaşlarında ve bölgedeki askeri harekatlarda desteklemeleri için çağrıda bulunuldu. Bölgeye daha fazla müdahale edilmesinin engellenmesinde diplomatik çabaların ve uluslararası tutumların kararlılığının önemi vurgulandı.



Sistani, Bağdat'taki İran boşluğunu doldurmak için harekete geçti

Haşdi Şabi üyeleri Bağdat’ın kuzeyindeki bir bölgede keşif devriyesi sırasında çekilmiş arşiv fotoğrafı (Haşdi Şabi basın ofisi)
Haşdi Şabi üyeleri Bağdat’ın kuzeyindeki bir bölgede keşif devriyesi sırasında çekilmiş arşiv fotoğrafı (Haşdi Şabi basın ofisi)
TT

Sistani, Bağdat'taki İran boşluğunu doldurmak için harekete geçti

Haşdi Şabi üyeleri Bağdat’ın kuzeyindeki bir bölgede keşif devriyesi sırasında çekilmiş arşiv fotoğrafı (Haşdi Şabi basın ofisi)
Haşdi Şabi üyeleri Bağdat’ın kuzeyindeki bir bölgede keşif devriyesi sırasında çekilmiş arşiv fotoğrafı (Haşdi Şabi basın ofisi)

Şarku’l Avsat’a konuşan Irak’ın önde gelen isimleri, Şii din adamı Ali Sistani'nin Bağdat'ta İran’ın boşluğunu doldurmak için harekete geçtiği belirterek milis gruplara silahlarını teslim etmeleri ve Halk Seferberlik Güçleri’nin (Haşdi Şabi) devlet kurumlarına entegre edilmesi için baskı uygulandığını söylediler.

Kaynaklara göre Sistani, Bağdat'taki iktidar koalisyonuna silahlı grupların yarattığı çıkmazdan hızla çıkması için baskı yapıyor ve ‘Iraklı Şiilerin kaderini kontrolsüz silahlara bağlamaya karşı’ uyarıyor.

Sistani'nin yakın çevresinden önde gelen bir din adamı, siyasi güçlerin silah krizini yönetme kapasitesinin azalmasıyla birlikte, dini otoritenin çevresinde bir tehlike hissedilmeye başlandığını söyledi.

Kaynaklara göre bir hükümet yetkilisi son olarak Necef'ten silahların sayılması, Haşdi Şabi'nin devlet kurumlarına entegre edilmesi ve ‘önlenmesi kolay olmayacak risklerden kaçınmak için’ Irak'ın bölge ve dünya ile ilişkilerinin gözden geçirilmesi talebini yineleyen bir not aldı.

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderlerinden biri, bu gözlemlerin Bağdat'taki siyasi çalışma kurallarını değiştirdiğini ve Tahran’ın rolünün azaldığını söyledi.

Tüm bunlara rağmen Haşdi Şabi liderleri Iraklı gruplara ‘İran askeri gücünü yeniden kazanırken zaman kazanmaya çalışıyor’ mesajını iletti ve ‘silahsızlanmaya şiddetle karşı çıkın! çünkü her parça önümüzdeki dönemde daha büyük bir rol oynayacak’ talimatı verdi. Aynı mesaj Lübnan'daki Hizbullah'a da ulaştı.