Buğday krizi Mısır'a 10 milyar dolarlık ek yük getirdi

Mısır Temsilciler Meclisi ile hükümet arasında yeni bütçedeki fiyat tahminleri konusunda anlaşmazlıklara yol açtı

Mısır Maliye Bakanı Muhammed Muit, buğday ve petrol fiyatlarının yüksek seviyelerde seyretmesi durumunda ülkesinin gelecek mali yılda 10,2 milyar dolar olarak planlanan bütçesine ek bir yük getirebileceğini açıkladı (Reuters)
Mısır Maliye Bakanı Muhammed Muit, buğday ve petrol fiyatlarının yüksek seviyelerde seyretmesi durumunda ülkesinin gelecek mali yılda 10,2 milyar dolar olarak planlanan bütçesine ek bir yük getirebileceğini açıkladı (Reuters)
TT

Buğday krizi Mısır'a 10 milyar dolarlık ek yük getirdi

Mısır Maliye Bakanı Muhammed Muit, buğday ve petrol fiyatlarının yüksek seviyelerde seyretmesi durumunda ülkesinin gelecek mali yılda 10,2 milyar dolar olarak planlanan bütçesine ek bir yük getirebileceğini açıkladı (Reuters)
Mısır Maliye Bakanı Muhammed Muit, buğday ve petrol fiyatlarının yüksek seviyelerde seyretmesi durumunda ülkesinin gelecek mali yılda 10,2 milyar dolar olarak planlanan bütçesine ek bir yük getirebileceğini açıkladı (Reuters)

Halid el-Menşavi
Son veriler, uluslararası düzeyde buğday fiyatlarındaki yükselişin, Mısır'ın 10 milyar dolar civarındaki yeni bütçesine ek yükler getireceğine işaret etti. Öte yandan yeni bütçede buğday ve petrol fiyatlarına ilişkin tahminler Mısır hükümeti ile Temsilciler Meclisi arasında tartışmalara neden oldu.
Mısır Maliye Bakanı Muhammed Muit, yaptığı son açıklamalarda, buğday ve petrol fiyatlarının şu anki yüksek seviyelerinde kalması durumunda ülkesinin önümüzdeki mali yılda 10,2 milyar dolar olarak planlanan bütçesine ek bir yük getirebileceğini açıkladı. 2023-2022 mali yılında buğday ithalatı için ek üç milyar dolara ihtiyaç olduğunu söyleyen Bakan Muit, yük olarak devletin genel bütçesine ve özel sektöre eşit olarak dağıtılırken, petrol ithalatının ek maliyetinin bütçeye 7,2 milyar dolar ek yük getirtmesinin tahmin edildiğini belirtti.
Öte yandan Mısır hükümeti, Rusya-Ukrayna savaşının fiyatlarda büyük bir artışa neden olmasının ve sonuncusu Hindistan olmak üzere birçok ülkenin buğday ihracatını yasaklamasının ardından buğday kaynaklarını artırmaya ve yurtdışından yaptığı ithalatı azaltmaya yöneldi.
Dünyanın en büyük buğday ithalatçısı olan Mısır, mevcut jeopolitik gerilimler, yerel para biriminin geçtiğimiz Mart ayının başlarından bugüne kadar yüzde 18'in üzerinde değer kaybetmesinin yanı sıra dolar nakit rezervinin azalması çerçevesinde cari yılın bütçesine ek mali yükler ve kısıtlamalar getirdi. Rusya-Ukrayna savaşı başlamadan önce ton başına 238 dolar olan buğday fiyatları, şu anda 500 doları bulurken yaklaşık yüzde 110'luk bir artışla iki katına yükseldi.

Mısır bütçesine ek yükler
Şu an bir ton buğdayın 500 dolar olduğuna dikkati çeken Mısır Maliye Bakanı, bunun son krizden önce uluslararası piyasalardaki buğday fiyatlarının tavan fiyatının iki katından bile fazla olduğunu belirtti. Bakan Muit, Mısır'ın her yıl ithal ettiği 12 milyon ton (kamu ve özel sektör alımları arasında eşit olarak bölünerek) buğdayın ton başına 262 dolar olarak tahmin edilen fiyatındaki artışın maliyetiyle bütçeye ek üç milyar doların üzerinde bir yük getireceğini söyledi.
Petrol fiyatlarına gelince, hükümetin önümüzdeki mali yıl bütçesinde varil başına 60 dolar seviyesinden belirlediği maliyet iki katına çıktı. Mısır, yıllık olarak 120 milyon varil petrol ithal ediyor. Bu da 7,2 milyar Mısır lirası (385 milyon dolar) cari mali yılda bütçeye ek yük getireceği anlamına geliyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Mısırlı bakan, buğday fiyatlarındaki artışın sadece devlet bütçesine ek bir yük getirmediğini, aynı zamanda daha geniş pazardaki fiyatlar ve yerel para birimi üzerinde de baskı oluşturduğuna dikkati çekti.

İtirazlar
Bu fiyatlar, Mısır Parlamentosu'na sunulan 2022-2023 mali yılı bütçe tasarısında belirtilenlerden daha yüksek. Çünkü söz konusu bütçede buğdayın ton başına tavan fiyatının (mevcut mali yıl için 255 dolardı) 330 dolar olduğu tahmin ediliyordu. Yeni mali yıl bütçesinde petrol fiyatları ise varil başına 80 dolar olarak belirlendi.
Bu tahminler, hükümetin beklentilerinin hükümet alımları için gerçekçi olmayan bütçe tahsislerine yol açtığına inanan bazı milletvekilleri tarafından itirazlarla karşılandı. Tahsisler henüz ön hazırlık niteliğinde ve bütçenin onaylanmasına kadar geçen süre içinde değiştirilebilir. Bu da büyük olasılıkla önümüzdeki Temmuz ayında yeni mali yılın başlamasından önce olabilir.

Yerli buğday ithalatının artması
Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş, temel emtia fiyatlarında önemli artışlara neden olurken Mısır, buğday ihtiyacının genellikle yüzde 80'inden fazlasını Rusya ve Ukrayna'dan ithal ettiğinden savaşın yansımalarından en çok etkilenen ülkelerden biri oldu. Mısır’ın aynı zamanda büyük bir petrol ithalatçısı olması, Kovid-19 salgını sonrası toparlanma döneminde arz ve talep arasındaki dengesizliğin bir sonucu olarak başlayan fiyat baskılarına karşı savunmasız kalmasına neden oluyor. Bu durum, Avrupa’nın, Rusya’dan akaryakıt ithalatına olan bağımlılığını kademeli olarak azaltma kararı almasına neden olan savaşla daha da şiddetlendi.
Mısır hükümeti, geçtiğimiz Mart ayında artan küresel buğday fiyatlarının Mısır’a 15 milyar liraya (802 milyon dolar) mal olacağını açıkladı. Maliye Bakanlığı bu yılki bütçede ton başına tavan fiyatı 255 dolar olarak tahmin ettiğinden, ancak bir ton buğdayın fiyatının 500 dolara ulaşmasından ötürü mevcut mali yılda bütçeye ek yükler getirdi.
Mısır hükümeti aynı zamanda, kendi kendine yeterlilik oranlarını artırma ve ithalata bağımlılığı azaltma planları çerçevesinde buğday ekilen alanları artırmaya çalışıyor. Bu çerçevede çiftçiler için teşvikleri artırmanın yanı sıra siloları genişletmeye ve depolama kapasitelerini artırmaya da odaklandı. Ayrıca yerel buğday arzı fiyatlarına eklenecek 65 liralık (3,47 dolar) istisnai bir artışı onayarak bir ardebin (bir çeşit büyük Mısır tahıl ölçeği olan ardeb 150 kilogram buğdaya eşittir) toplam fiyatını 865 liraya (46,3 dolara) çıkardı.
Çiftçiler planlanan teşvikte bir artış talep ettiler. Çünkü tahıl tüccarları bir ardebi bin liranın (53,5 dolar) üzerinde satın aldı. Mısır'da buğday mahsulü ekili toplam alanın yaklaşık 3,6 milyon feddan (Mısır’da geçerli bir ölçü biri/dönüm) olduğu tahmin ediliyor. Tarım Bakanlığı, iki ay içinde sona erecek olan hasat mevsiminden yaklaşık 10 milyon ton mahsul elde edilmesini bekliyor.
Mısır Silo ve Depolama Şirketi (EHCSS) birkaç gün önce, silolara şu ana kadar yaklaşık 3,9 milyon ton ithal buğday alındığını duyurdu. ​​Bu da tedarik fiyatının ekim mevsiminden önce kararlaştırıldığını gösteriyor. Bu yüzden hükümet, çiftçileri elde ettikleri mahsulü tedarik etmelerini sağlamak amacıyla ardeb başına 65 lira (3,47 dolar) ek bir teşvik sağladı.



Gazze’de hava koşullarına bağlı olumsuzluklar nedeniyle 4’ü çocuk 17 Filistinli hayatını kaybetti

32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)
32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)
TT

Gazze’de hava koşullarına bağlı olumsuzluklar nedeniyle 4’ü çocuk 17 Filistinli hayatını kaybetti

32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)
32 yaşındaki Rafet Alvan (sağda) ve ailesi, Gazze şehrinde soğuk bir sabah, sahilde kurulan geçici mülteci kampında çadırlarının önünde dururken, giysileri plastik bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmış durumda. (AP)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, bölgede etkili olan şiddetli yağışların başlamasından bu yana 17’den fazla binanın tamamen çöktüğünü açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin Safa Haber Ajansı’ndan aktardığına göre Basal, hava koşullarına bağlı olumsuzluklar nedeniyle 4’ü çocuk olmak üzere 17 kişinin aşırı soğuktan hayatını kaybettiğini, diğer can kayıplarının ise bina çökmeleri sonucu meydana geldiğini belirtti.

erf
Gazze şehrinde yağmurlu bir günün ardından su basmış bir çadırda ağlayan yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Basal, 90’dan fazla konut binasında tehlikeli düzeyde kısmi çökmeler yaşandığını, bunun da binlerce kişinin hayatı için doğrudan tehdit oluşturduğunu söyledi. Basal ayrıca, Gazze Şeridi’ndeki barınma merkezlerinin yaklaşık yüzde 90’ının, sel suları ve yağmur nedeniyle tamamen sular altında kaldığını ifade etti.

Tüm bölgelerde vatandaşlara ait çadırların zarar gördüğünü ve su bastığını kaydeden Basal, bunun binlerce ailenin geçici barınaklarını kaybetmesine yol açtığını; giysi, yatak, döşek ve battaniyelerin zarar görerek halkın insani sıkıntılarını daha da artırdığını vurguladı.

sd
Gazze şehrindeki sahilde kurulan geçici mülteci kampında, annesi çamaşır yıkarken, bir Filistinli çocuk annesinin yanında duruyor. (AP)

Basal, alçak basınç sistemlerinin başlamasından bu yana sivil savunma ekiplerinin vatandaşlardan 5 binden fazla yardım ve imdat çağrısı aldığını aktardı.

sdv
Yoğun yağışlar nedeniyle Gazze'nin merkezindeki ez-Zevayide mahallesinde kısmen suya batmış bir araba (AP)

Uluslararası topluma bir kez daha acil çağrıda bulunan Basal, vatandaşlara yardım ulaştırılması ve acil insani ihtiyaçların karşılanması için derhal harekete geçilmesi gerektiğini söyledi. Çadırların yetersiz kaldığını belirten Basal, ilgili kurum ve uluslararası kuruluşlardan çadır gönderilmemesini talep ederek, derhal ve acil şekilde yeniden imar sürecinin başlatılması, insan onurunu koruyan ve hayatı güvence altına alan kalıcı ve güvenli konutların sağlanması çağrısında bulundu.


Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
TT

Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)

İsrail medyasında, Binyamin Netanyahu hükümetinin Gazze Şeridi’ndeki uygulamaları nedeniyle Mısır ile İsrail arasındaki gerilimin son dönemde arttığına dair haberler yer alırken, Mısırlı üst düzey bir yetkili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Mısır makamları İsrail’in Şarm eş-Şeyh Anlaşması’nı ihlal eden uygulamalarını tespit etti, bunlara ilişkin bir dosya hazırladı ve Washington’ı bilgilendirdi” dedi.

Mısır’da görev yapmış bazı eski askeri yetkililere göre ise Kahire, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki adımlarını, üzerinde uzlaşılan Trump planından kaçınma girişimi ve sarı hat olarak bilinen bölgede kalıcı bir İsrail askeri varlığı tesis etme çabası olarak değerlendiriyor. Bu durumun Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit ettiği ifade ediliyor.

Sarı hat, 10 Ekim’de Şarm eş-Şeyh’te ABD Başkanı Donald Trump’ın katılımıyla imzalanan ve Gazze savaşını sona erdirmeyi amaçlayan barış planı kapsamında, Gazze Şeridi’ni iki bölüme ayıran bir ayrım hattı olarak tanımlanıyor. Buna göre hat, Filistinlilerin kontrolündeki batı bölgesindeki toprakların yüzde 47’sini, İsrail’in kontrolü altındaki Gazze’nin yüzde 53’ünden ayırıyor. Gazze’deki Filistinlilerin neredeyse tamamının, bu hattın batısındaki bölgeye göç etmek zorunda kaldığı belirtiliyor.

xsdf
ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında Gazze barış planını görüşmek üzere bu ayın sonlarında bir zirve yapılması bekleniyor. (AFP)

İsrail Kanal 14 televizyonunun yayımladığı bir raporda, İsrail ordusunun sarı hat olarak bilinen bölgede faaliyet yürüttüğü ve Gazze Şeridi’nin coğrafi yapısını değiştirdiği öne sürüldü. Kanalın aktardığına göre Kahire, bu durumu ‘bölgesel çıkarlarına yönelik doğrudan bir tehdit’ olarak değerlendiriyor. Raporda, söz konusu faaliyetlerin Mısır’ı öfkelendirdiği ve Kahire’nin, Gazze Şeridi’ni ikiye bölmeye, bölgenin demografik ve coğrafi yapısını değiştirmeye çalıştığı gerekçesiyle İsrail’i ABD’ye şikâyet ettiği belirtildi.

Rapora göre Kahire, özellikle İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in sarı hata ilişkin açıklamalarının ardından Gazze’de yaşananları büyük bir endişeyle izliyor. Zamir’in bu hattı yeni bir savunma ve saldırı hattı olarak nitelemesine dikkat çekilirken, İsrail ordusunun kontrolü altında bulunan bölgede tünel altyapısını tahrip etme ve evleri yıkma gibi faaliyetlerinin, Kahire’de Gazze’de uzun vadeli bir askeri varlık tesis edilmesine yönelik hazırlık olarak yorumlandığı ifade edildi. Bu durumun, Mısır’ı Washington nezdinde acil diplomatik girişimlerde bulunmaya sevk ettiği kaydedildi.

Mısır Askerî İstihbaratı eski Başkan Yardımcısı ve İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral Ahmed Kâmil ise Mısır’ın İsrail’in üzerinde uzlaşılan barış planından kaçınma girişimlerine karşı büyük bir öfke duyduğunu belirtti. Kâmil, İsrail’in sarı hattaki hamlelerinin Gazze’de ve Mısır sınırına yakın bölgelerde kalıcı bir askeri varlık oluşturma niyetine işaret ettiğini, bunun da Mısır’ın ulusal güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.

uı
Kaynaklar, Mısır'ın Sisi ve Netanyahu arasında bir zirve düzenlenmesi için şartlar belirlediğini bildiriyor. (İsrail medyası)

Kâmil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun ulusal güvenliği ilgilendiren bir dizi temel konuda açık, net ve değişmez olduğunu söyledi. Kâmil, bu tutumun, barışın Mısır dış politikasının temel ve stratejik hedefi olması, Kahire’nin İsrail tarafıyla imzalanan anlaşmalara bağlılığı ve İsrail’in iki taraf arasında imzalanan anlaşmalara saygı göstermesi gerekliliğine dayandığını ifade etti.

Kâmil, Mısır’ın İsrail ile gerilimin düşürülmesine yönelik şartlarının, Gazze anlaşmasının ABD Başkanı Donald Trump’ın girişimi doğrultusunda tüm aşamalarıyla uygulanmasını kapsadığını belirtti. Buna göre, herhangi bir engelleme ya da geçersiz gerekçeler olmaksızın ikinci aşamaya derhal geçilmesi, kalıcı ateşkesin tesis edilmesi ve barış sürecine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca İsrail’in anlaşmayı eksiksiz uygulaması, mutabık kalınan miktarlarda insani yardımların girişine izin vermesi ve Refah Sınır Kapısı’nın iki yönde açılması şartlarını sıraladı.

Kâmil’e göre diğer şartlar arasında, Mısır’ın Gazze Şeridi sakinlerinin zorla ya da gönüllü göçe zorlanmasını kesin olarak reddetmesi, İsrail’in Batı Şeria’da yerleşim kurulmasına ve bölgenin İsrail’e ilhakına yönelik adımlarına karşı çıkılması, İsrail ordusunun Philadelphia Koridoru da dahil olmak üzere Gazze Şeridi’nin tamamından çekilmesi ve 7 Ekim 2023 sınırlarına dönülmesi yer alıyor. Kâmil, mevcut İsrail varlığının, anlaşmanın aşamalarının uygulanmasına bağlı geçici bir durum olduğunu, sarı hat da dahil olmak üzere tüm hatların fiili ve hukuki geçerliliği olmayan, varsayımsal çizgiler olduğunu ifade etti.

Dördüncü şartın ise Netanyahu ve hükümetinin, Arap Barış Girişimi kapsamında yer alan açık Arap taleplerine ne ölçüde yanıt verdiğiyle ilgili olduğunu belirten Kâmil, bunun; işgal altındaki Arap topraklarından çekilme, iki devletli çözüme onay verilmesi ve Filistinlilerin Gazze ya da Batı Şeria’dan zorla yerinden edilmesinin reddedilmesi gibi başlıkları içerdiğini söyledi. Ayrıca İsrail’in iyi komşuluk ve saldırmazlık yönünde iyi niyet göstermesi, nükleer silah tehdidinden arındırılmış bir bölge oluşturulmasına ilişkin uluslararası taleplerle uyumlu adımlar atması ve bu alandaki uluslararası anlaşmalara katılması gerektiğini vurguladı.

d
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Arşiv – Reuters)

Mısır’ın, ABD ve İsrail’in Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında bir görüşme düzenleme girişimlerine, İsrail’in barış ve bölgesel istikrara dair açık ve uygulanabilir bir girişimde bulunmadan yanıt vermeyeceği değerlendiriliyor.

İsrail medyasının aktardığına göre ABD, Sisi, Netanyahu ve Trump’ın katılımıyla Washington’da üçlü bir zirve düzenlemeyi denedi. Ancak bu girişim, Mısır’ın şartları nedeniyle İsrail açısından ‘kabul edilemez’ bulundu. Aynı raporlarda, Kahire’nin, Trump’ın bu ay sonunda Florida’da Netanyahu ile yapacağı görüşmede İsrail’e yönelik baskı yaparak Gazze’deki adımlarını sınırlaması yönünde rol oynayacağını beklediği kaydedildi.

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Semir Ferec, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına büyük önem atfedildiğini ve Trump’ın, adını taşıyan Gazze Barış Planı’nın uygulanması konusunda Netanyahu üzerinde kesinlikle baskı kuracağını söyledi.

Ferec, Mısır’ın pozisyonunun, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına bağlı olarak değerlendirileceğini, ancak aynı zamanda İsrail’in sarı hat ya da Gazze’nin herhangi bir bölgesinde kalıcı askeri varlık tesis etmesini asla kabul etmeyeceğinin açık ve net olduğunu vurguladı. Ferec’e göre Mısır, Netanyahu hükümetinin tüm hareketlerinin, İsrail ordusunun Gazze’nin tamamından çekilmesini öngören barış planını engellemeye yönelik girişimler olduğunun farkında.

 


Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.