Irak: Sadr’ın çıkarttığı kriz Koordinasyon Çerçevesi’ni zora soktu

Şii Koordinasyon Çerçevesi, Sadr Hareketi için kazdığı ‘üçte bir engeli kuyusuna’ kendisi düştü

Reuters
Reuters
TT

Irak: Sadr’ın çıkarttığı kriz Koordinasyon Çerçevesi’ni zora soktu

Reuters
Reuters

Irak’ta Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi milletvekillerinin toplu istifasının ardından Meclis’teki 75 sandalyenin tamamı önümüzdeki dönemde Sadr’ın hasımlarının yer aldığı (Şii) Koordinasyon Çerçevesi’ne geçse bile hükümet kurma sürecinde mesafe kat etmesi mümkün gözükmüyor. Koordinasyon Çerçevesi, genel seçimlerin düzenlenmesinin ardından hiçbir sonuç alınamayan 7 aylık süreçte olduğu gibi siyasi polemik ve diyaloglarla ve oyalama taktikleriyle geçecek yeni birkaç ay daha isteyecek.
Nuri el-Maliki başkanlığındaki Kanun Devleti Koalisyonu da dahil olmak üzere Koordinasyon Çerçevesi, istifa eden Sadr Hareketi milletvekillerinin yerine aynı seçim bölgelerinde en yüksek oyu alan adaylar geçse dahi 50’nin biraz üzerinde olan sandalyeleri 80’i geçemeyecek.
Bu sayının, Koordinasyon Çerçevesi’ne hükümet kurma imkânı vermeyeceği açık. Çünkü hükümet kurabilmek için ilk adım olan cumhurbaşkanı seçimi için Meclis üyelerinin üçte ikisinin oyuna (220 vekil) ihtiyacı var. Zira başbakanı seçecek en büyük meclis bloğunu görevlendirilmesi için öncelikle cumhurbaşkanının seçilmesi gerekiyor.
Sayılar siyasi partilerin aldığı tutumlarda önemli olsa da Koordinasyon Çerçevesi’nin Kürt ve Sünni partileri hükümet kurma detaylarına girme konusunda ikna etmesi daha önemli bir mesele. Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki gruplar ile Meclis’teki 31 sandalyesiyle Kürt partiler arasında sivrilen KDP arasında aylardır siyasi çatışmalar yaşanıyor. Daha da önemlisi Koordinasyon Çerçevesi Şii tabanına böyle bir hükümeti nasıl kabul ettirecek? Meclis’e “kaybeden hasımların toplandığı bir yer” gözüyle bakan Mukteda es-Sadr’ın destekçilerinin öfkesi de hesaba katılmalı.
Sadr destekçileri bu öfkeyi yansıtma konusunda biraz erken harekete geçti. Nitekim pazartesi akşamı Bağdat’taki Uluslararası Halk Stadı’nda yapılan lig kupası maçında Sadr destekçilerinin attığı sloganlar ve çıkardığı olaylar buzdağının görünen kısmı. Statta yaşananlar Sadr destekçilerinin öfkesini dile getirme konusunda bir ön prova niteliğindeydi. Nitekim Sadr destekçileri “İran dışarı dışarı… Bağdat özgür kalacak” ve “Tüm halk seninle Seyyid Sadr” sloganları attı. Ayrıca taraftarların büyük bir kısmı stadyumdaki stantlara Mukteda es-Sadr’ın merhum babası Muhammed Sadık es-Sadr’ın fotoğraflarını astı.
Sadr’ı destekleyen kitlelerin tehditlerinden bağımsız olarak, Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve onun ortakları (Vatanı Kurtarma İttifakı çatısı altındaki KDP ve Sünni Egemenlik İttifakı) için kazdığı kuyuya kendisi düştü. Zira Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki siyasi parti ve grupların önünde çok sayıda ciddi engel var. Bu engellerden biri de (Şii) Koordinasyon Çerçevesi’nin, Sadr ve ortaklarının hükümet kurmasını engelleme konusunda faydalandığı ‘üçte bir engeli’. Koordinasyon Çerçevesi Meclis’te sahip olduğu üçte birlik çoğunluğu cumhurbaşkanının seçilmesini engellemek amacıyla kullanıyordu.
Eğer Koordinasyon Çerçevesi, KDP ve (Sünni) Egemenlik İttifakı’nı hükümet kurmak için ikna etmek isteyecek olursa o zaman önce kendi tabanına “Siyonist oluşumla ile ilişki kurmakla” suçladığı KDP lideri Mesut Barzani ile bazı Körfez ülkelerinin ajanı olmakla suçladığı Sünni Egemenlik Koalisyonu lideri Muhammed el-Halbusi’yi kabul ettirmesi gerekecek. Bu suçlamalar Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki birçok parti ve onlara bağlı silahlı gruplar tarafından çokça dile getirildi. Nitekim bu suçlamaları dile getiren silahlı gruplar, Erbil vilayetine yapılan bombardıman ile Halbusi’nin Ramadi’deki konutuna ve Bağdat’taki parti binalarına yapılan saldırılarda parmağı olmakla suçlanıyor.
Irak’ta devam eden siyasi krizi etkileyen Sadr’ın Meclis’ten çekilme kararıyla ilgili yapılan yorumlarda Sadr’ı haklı bulan ve kararını destekleyen değerlendirmeler öne çıkıyor. Buna karşılık Sadr Hareketi’nin en büyük meclis grubu sıfatıyla hükümet kurma çabalarını engelleyen ve dolayısıyla da siyasetin tıkanmasına sebep olan Koordinasyon Çerçevesi eleştirilerin hedefi haline geldi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre yerel gözlemcilerin çoğu, 2003 sonrası siyasi sistemin temellerini atan Şii parti ve gruplar arasında en güçlüsü kabul edilen Sadr Hareketi’nin içinde yer almadığı herhangi bir siyasi hamlenin başarılı olmasına ihtimal vermiyor. Sadr’ın Şii çevrelerde büyük bir popülariteye sahip olduğu göz önüne alındığında Sadr’ın siyasi denklemin dışına itilmesinin çok sayıda vatandaşın memnuniyetsizliğine ve öfkesine neden olacak.
Koordinasyon Çerçevesi güçleri ile ittifak kuran grupların içinde bile başarının imkânsız olduğuna yönelik değerlendirmeler dillendiriliyor.  Bazı kaynaklar, bu taraflar arasında yapılacak bir sözleşmenin daha sonraları bozulabileceğini çünkü aralarında “derin farklılıkların” olduğunu söylüyor.
Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri’nin önceki gün Necef’teki Şii dini merciliğe krizin çözümü için müdahale çağrısında bulunması, Sadr’ın Meclis’ten çekilme kararıyla Koordinasyon Çerçevesi’nin omuzlarına bindirdiği yükün ağırlığını ve onları içine sürüklediği çaresizliğin boyutunu şimdiden gözler önüne seriyor.



Husiler, Kızıldeniz'i kasıp kavuruyor: Tamamen yalnızsınız

Husiler, Magic Seas'in batırılma görüntülerini de paylaşmıştı (Reuters)
Husiler, Magic Seas'in batırılma görüntülerini de paylaşmıştı (Reuters)
TT

Husiler, Kızıldeniz'i kasıp kavuruyor: Tamamen yalnızsınız

Husiler, Magic Seas'in batırılma görüntülerini de paylaşmıştı (Reuters)
Husiler, Magic Seas'in batırılma görüntülerini de paylaşmıştı (Reuters)

İran destekli Husilerin, Kızıldeniz'deki iki ticari gemiyi batırmasının yankıları sürüyor. 

Husilerin askeri sözcüsü Yahya Seri, 7 Temmuz'da yaptığı açıklamada Magic Seas isimli gemiyi, iki insansız deniz aracının yanı sıra üç drone ve 5 balistik füzeyle vurduklarını duyurmuştu. 

Sözcü, 9 Temmuz’daki açıklamasında da Eternity C adlı geminin vurulduğunu söylemişti. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde, Liberya bandıralı iki geminin de Yunan şirketlerine ait olduğu belirtiliyor.

Haberde yardım çağrısı yapılmasına rağmen ABD ya da müttefiklerinin bölgedeki hiçbir gemisinin olaya müdahale etmediği aktarılıyor.

Pazar günü düzenlenen saldırıda Magic Seas mürettebatının gemiyi terk ettiği belirtiliyor. 

Ancak pazartesi gecesi düzenlenen ikinci saldırıda Eternity C mürettebatının Husilerle çatışmaya girdiği, bazı kişilerin Şii örgüt tarafından rehin alındığı aktarılıyor. En az üç kişinin gemide ölü bulunduğu, 15 kişinin kayıp olduğu, 10 kişininse kurtarıldığı yazılıyor. 

Britanyalı denizcilik teknolojisi firması VanguardTech’ten Ellie Shafik, "Bu, Husilerin 48 saat içinde yarattığı en ciddi hasar" diyor. 

Eski Birleşik Krallık Donanması Subayı Christopher Long da Husi militanlarının kontrolündeki bölgelerde askeri varlığın çok zayıf olduğunu, bunun da ticari gemileri savunmasız bıraktığını söylüyor. Long, "Oradaysanız, tamamen yalnızsınız" ifadelerini kullanıyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla Husilere ait hedeflere 15 Mart’ta saldırı başlatılmıştı. 6 Mayıs’ta örgütle ateşkes yapıldığı ve operasyonun sonlandırıldığı duyurulmuştu. 

WSJ’nin aktardığına göre ABD, Husiler Amerikan gemilerine saldırmadıkça ateşkesi geçerli sayıyor. Pentagon’un bölgedeki askeri duruşunu değiştirmediği aktarılıyor. 

Diğer yandan Husilerin saldırıları, Gazze’de yeni bir ateşkes anlaşması için görüşmelerin yoğunlaştığı bir dönemde meydana geldi. 

Katar’ın başkenti Doha’da süren müzakerelerde Tel Aviv yönetimi ve Hamas arasındaki anlaşmazlıkların büyük ölçüde çözüldüğü fakat İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini ayıran Morag Koridoru'nda işgali sürdürme ısrarının henüz aşılamadığı kaydedilmişti.

Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı operasyonuna destek olarak başlatmıştı.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, AP